Modern Eğitim-Öğretim Teknikleri Semineri Yapıldı
İKÇÜ Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu’nda gerçekleşen, İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi’nin düzenlediği ve İKÇÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay tarafından verilen seminere İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve çok sayıda akademisyen katıldı.
Gelişen Teknoloji ile birlikte değişen eğitim ve öğretim tekniklerinin ele alındığı seminerde etkileşimli ders anlatımına ilişkin örneklere yer verildi. Öğrenmeye ilişkin tekniklere yönelik etkinlikler kapsamında bazı yarışmaların düzenlendiği seminerde konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, teknolojiye her alanda uyum sağlamanın ülkenin hedeflerine ulaşmasında etkili olduğunu söyledi.
Yeni Nesil İçin Yeni Teknolojileri Kullanmalıyız
Her gün gelişen ve değişen teknolojinin hayatın her alanını etkilediğini söyleyerek sözlerine başlayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, şikayet eden değil kullanan ve hatta üreten olunduğunda sektörlere yön veren bir akademinin ortaya çıkacağını söyledi. Prof. Dr. Bulduklu: "Sürekli şikayet ettiğimiz mobil cihazlar ve cep telefonunu öğretimde kullanmaya dönük eğitimlere ve projelere ihtiyacımız var. Özellikle akademide öğrencilerin cep telefonu, hocaların en büyük rakibi. Bugün Emin Hocanın sunumunu yapacağı konu, aslında eğitim öğretim ile bu teknolojileri birleştirmeye yönelik. Bizim özellikle yeni nesil ile yeni teknolojileri bir araya getirmeye, onların öğreniminde yeni teknolojileri onların istediği biçimde kullanmaya ihtiyacımız var. Bu aslında bir zorunluluk haline gelmiş durumda. Hocalarımız bu teknolojileri etkin kullanmalı ve buna ilişkin alt yapıyı da biz oluşturmalıyız. Böyle bir farkındalığa ihtiyaç vardı, emeği geçenleri kutluyorum" dedi.
Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay tarafından modern eğitim yöntemleri ile ilgili detaylı bilgilerin paylaşıldığı seminer, Z kuşağı öğrencilerinin derslere olan ilgisini arttırmak amacıyla düzenlendi. Sözlerine yeni neslin öğrenme motivasyonuna değinerek başlayan Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay, “Bizler, kendi deneyimlerimizi göz önüne alarak, yeni nesil öğrencilerin de bizim gibi motive olacağını düşünüyoruz, ancak onların çok farklı motivasyon kaynakları var. Bizim değerlerimizden çok farklı değerlerle yetişiyorlar. Öğrenme ihtiyaçtan doğuyor, ihtiyacın kaynağını da motivasyon oluşturuyor. Motive olmazsanız bir şey öğrenemiyorsunuz. Şimdiki öğrenciler artık çok pragmatist: Derste anlattığınız konular hakkında ‘Benim ne işime yarayacak?’ ve ‘konunun bana ne faydası var?’ gibi sorular sorabiliyorlar. Eğer bunların cevabı olumsuzsa ne anlatırsanız anlatın faydasız kalabiliyor. O yüzden derslerde anlatılan konuların gerçekte öğrencilerin ne işine yarayacağını söylememiz gerekiyor.” şeklinde konuştu.
Eğitim Sistemimiz Öğrenci Merkezli Hale Geldi
Türkiye’deki eğitim sisteminin dönüşümünden ve modern eğitim-öğretim tekniklerinin özelliklerinden bahseden Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay “Özellikle 2012 yılında Milli Eğitim müfredatında yapılan değişiklikten sonra Türk eğitim sistemi dönüşüm yaşamaya başladı. Eskiden öğretmen merkezli olan eğitim sistemimiz, artık daha çok öğrenci merkezli hale geldi. Modern eğitim yönteminde göreve dayalı ve etkinlik temelli faaliyetler ön plana çıktı. İnternet başta olmak üzere farklı kaynakların yer aldığı, doğayla etkileşimli ve gerçek hayatla ilişkili olan bütünleşmiş faaliyetler daha revaçta artık. Staj, uygulama, kamplar, aynı yaş grubundakilerin yaptığı ortak çalışmalar ve dijital eğitim araçlarının kullanılması gibi yöntem ve uygulamalar eğitimin vazgeçilmez parçası oldu.” İfadelerini kullandı. Eğitimde klasik yöntem ile modern teknikleri karşılaştıran Dr. Öğretim Üyesi Mehmet Emin Bakay: “Klasiğin kelime anlamı, modası geçmeyen demektir. Öğretmenler, klasik veya geleneksel kelimelerini kullandıkları zaman, kötü ya da gerici bir şeyden bahsediyorlarmış gibi bir intiba uyanıyor ama söylediğim gibi klasik kavramı, aslında modası geçmeyen anlamına geliyor. Beethoven ve Mozart’ın bestelerine klasik denilmesinin nedeni de bu. Öğretmenler, %87 oranında klasik öğretim yöntemini kullanıyor, ancak klasik mi, modern mi diye sorulacak olursa, eğitim-öğretimin niteliğine, kapsamına ve alanına göre kimi zaman klasik bazen de modern eğitim-öğretim teknikleri kullanılabilir. Her yöntemin kendine göre avantajları var. Örneğin klasik eğitim yöntemini bin kişilik bir dinleyici kitlesine karşı kullanmanız ekonomiktir; zamandan tasarruf etmenizi sağlar ve çok fazla materyale de ihtiyaç duymazsınız. Modern eğitim-öğretim tekniklerini uygulamak ise daha fazla zaman ve hazırlık gerektirir, ancak daha çok akılda kalıcı bir yöntemdir.” şeklinde konuştu. Seminer, katılım sağlayan akademisyenlere sertifika verilmesiyle son buldu.
Kaynak: İKÇÜ Haber Ajansı