Haberler :::
-
13.12.2024
Manisa İli Turizm Master Planı Arama Konferansı Düzenlendi
Manisa Valiliği himayesinde, Zafer Kalkınma Ajansı koordinasyonunda İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi yürütücülüğünde hazırlanmakta olan Manisa Turizm Master Planı arama konferansı Manisa Polisevi'nde yapıldı. Toplantıya Manisa Valisi Vahdettin Özkan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Manisa İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Sudak, Soma Belediye Başkanı Sercan Okur, İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, İKÇÜ Turizm Rehberliği Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Volkan Altıntaş ile Yaşar Üniversitesi İşletme Fakültesi Ekonomi Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Serpil Kahraman, yerel yöneticiler, sektör profesyonelleri ve akademisyenler katıldı. Açılışta konuşan Vali Vahdettin Özkan, Manisa’nın geliştirilmesi gereken alanlarının başında turizmin geldiğini söyledi. Vali Özkan: “Kentimizin çok önemli nitelikleri var. Öncelikle akla elbette şehzadeler şehri geliyor. Ama tarım, doğa, inanç turizmi açısından da çok zengin bir mirasa sahibiz. Turizm önemli bir ekonomik kaynak ama elbette başka getirileri de var. Bu çalışmalar bizlere yol göstermesi açısından son derece kıymetli. Burada üniversitelerimizin sorumluluğunda ortaya çıkacak bir yol haritası ile Manisa’mız turizmde hak ettiği yere gelecektir. Bu hususta biz de üzerimize düşen katkıyı vermeye hazırız” dedi. Çalışmanın yürütücülüğünü de yapan İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu ise güçlü bir kampanya ve belirli konulara odaklanma yoluyla Manisa’nın önemli bir destinasyon haline gelebileceğini vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu: “Manisa, binlerce yıllık tarihi, zengin kültürel mirası, eşsiz doğal güzellikleri ve çeşitlilik sunan coğrafyasıyla aslında turizme ilişkin tüm gereklilikleri bünyesinde taşıyor. Burada önemli olan husus iyi bir medya stratejisi ve sürdürülebilir bir anlayışa konuya yaklaşmak. Biz de bu noktada Manisa’nın turizm hedeflerine katkıda bulunmak için kapsamlı bir turizm master planı hazırlıyoruz. Bu plan, Zafer Kalkınma Ajansı’nın destekleriyle ve ulusal kalkınma planlarımızla uyumlu bir şekilde ortaya çıkarılıyor. 2028 yılı Türkiye turizm hedeflerine hizmet edecek bir anlayışla konuya yaklaşıyoruz. Amacımız, Manisa’nın kültürel, tarihi ve doğal değerlerini koruma-kullanma dengesi içinde geliştirerek, turizmden aldığı payı artırmak ve şehrimizi ulusal ve uluslararası arenada güçlü bir destinasyon haline getirmektir. Önemli bir ekibimiz var ve çok emek veriyorlar. Ben başta Valiliğimiz ve Zafer Kalkınma Ajansı olmak üzere tüm yerel yöneticilere, katkı ve katılım sağlayanlara teşekkür ediyorum” dedi. Dekan Prof. Dr. Mehmet Emre Güler ise planda turizmin çeşitli boyutlarına odaklandıklarını, alternatif turizm, doğa temelli turizm, sağlık turizmi, gastronomi turizmi, seyahat ve ulaştırma politikaları, konaklama ve yatırım geliştirme gibi başlıklar üzerinden fikir alışverişinde bulunulacağını hatırlattı. Dekan Güler : “Günümüzde dijitalleşme ve akıllı şehirler gibi çağın gerekliliklerine uygun stratejiler üzerinde çalışarak Manisa’nın turizmde rekabet gücünü artırmayı hedefliyoruz. Manisa’nın tarihi ve doğal zenginliklerini korurken aynı zamanda bu değerleri turizm yoluyla tanıtarak şehrimizi geleceğe taşımak bizim ortak sorumluluğumuzdur. Bugün burada attığımız adımların, Manisa’nın turizmdeki yükselişini başlatacak önemli bir mihenk taşı olacağına inanıyorum” dedi. Prof. Dr. Volkan Altıntaş’ın ve Prof. Dr. Serpil Kahraman moderatörlüğünde açılış oturumuna geçildi ve Manisa’nın öne çıkan özellikleri ele alındı. Tüm gün süren özel oturumlarda katılımcıların görüş ve önerilerinin alındığı çalıştayın sonuçlarının paydaşlarla paylaşılacağı belirtildi. -
05.12.2024
İKÇÜ- Çiğli Belediyesi Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Çiğli Belediyesi arasında iş birliği protokolü yapıldı. İKÇÜ Rektörlüğünde imzalanan protokol metnine; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız imza attı. Üniversite-Belediye iş birliği kültürüne katkı sağlayacak ortak çalışmalara imkân veren iş birliği protokolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Köse ve Başkan Yıldız karşılıklı memnuniyetlerini paylaştı. Her Türlü İş Birliğinde Belediyemizin Yanındayız Topluma yönelik hizmet anlayışını güçlendirmek için yerel yönetimlerle yakın diyalog halinde olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün bu hedef doğrultusunda sağlam adımlar attığına dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteleri sadece eğitim öğretim ve araştırma işlevi olan kurumsal yapılar olarak değil aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlar olarak görmek gerekir. Ayrıca kuruldukları kente ışık olan, yaşam düzeyini yükseltici, şehrin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni fikirler üreterek çözüm önerilerini de içinde barındıran bilim ve ilim yuvalarıdır. Bizler en büyük paydaşımız olan öğrencilerimizden de aldığımız güçle bu misyonumuzu başarıyla yerine getirdiğimiz inancındayım. Yerel yönetimlerle kurduğumuz yakın bağ da bunun göstergesidir. Yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemsiyoruz. Bugün de bunun bir adımını daha atmış olduk. Bilgi ve birikimimizi topluma transfer edecek, kentle bütünleştirecek her iş birliğinde varız.” dedi. Böyle Güzide Bir Üniversitenin Çiğli’de Olması Bizleri Çok Mutlu Ediyor İKÇÜ ile ortak adımları içeren iş birliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız protokolün her anlamıyla çok kıymetli olduğunu belirtti. “İlçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor” diyerek üniversite ile belediye arasında her türlü bilimsel, teknolojik, spor, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesine imkân sağlayan protokole ilişkin konuşan Başkan Yıldız, “Ben de sayın Rektör hocamın eşliğinde İKÇÜ’de bulunduğum için son derece mutluyum. Yaklaşık 20 bin öğrencimiz burada öğretim görüyor. Bizim kentimiz için çok büyük bir gelişme gösteriyor. Öncelikle ilçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor. Hem Çiğli'de hem de Çiğli dışında yaşayan insanların yapmış olduğumuz iş birliğinden kaynaklı sağlayacağı tüm faydalar şimdiden kentimizde hayırlısı olsun. Üniversitelerle ortak akılla çalışmak bizler için çok deneyimli bir iş, çok kıymetli bir iş. Ben tekrar hocam bizi burada ağırladığı için böyle bir iş birliğini, böyle bir protokolü beraber hayata geçireceğimiz için tüm Çiğli adına kendisine çok teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı uğurlu olsun diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından imzalan protokol ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirilerek, Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak çalışmalar yürütülecek ve kentin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik stratejik planlama çalışmalarında bulunulacak. Üniversite öğrencilerinin görmüş oldukları teorik öğretimi belediyenin faaliyet gösterdiği alanlarda uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı da sunacak protokolün, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, Bakanlıklar dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hibe projelerinin hazırlanması, ortak projelerin yürütülmesi ve araştırma raporlarının hazırlanması, çalışanlara yönelik kurumsal eğitimlerin organize edilmesi, İKÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi desteğiyle kentte yaşayan insanların ihtiyaçları doğrultusunda eğitimler ve kurslar planlanması gibi başlıkları hayata geçirmesi bekleniyor. -
29.11.2024
İKÇÜ’nün Erasmus Başarısı
Erasmus+ programının yükseköğretim kurumlarındaki etkisi ve fırsatları hakkında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü tarafından “Erasmus+ Program Rehberi Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Programda İKÇÜ’nün Erasmus Projelerinde her geçen yıl yakaladığı başarı ivmesine dikkat çeken Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, “Önceki yılın rakamına göre projelere tahsis edilen hibe bütçemiz yüzde 80 arttı” açıklamasında bulundu. Erasmus+ projelerinin yönetimi konusunda bilgilerin paylaşıldığı programı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan ile çok sayıda akademisyen takip etti. Uluslararası Arenada Yer Edineceksek Yolu Bu Projelerden Geçiyor 2025 yılı Erasmus Çağrı Rehberinin yayımlanmasıyla birlikte düzenlenen toplantının katılımcılara detaylı bir perspektif sunacağını kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, üniversite adına yürütülen projelerden duyduğu memnuniyeti ifade ederek her alanda dünya ile entegre bir eğitim anlayışını, araştırma ve kültürel paylaşım iklimini yaygınlaştırmak için çalıştıklarını söyledi. Uluslararası projelerde akademi dünyasında kurumlararası yapılan konsorsiyumların toplumları birbirine yakınlaştıran, küresel diplomasiyi güçlendiren yapılar olduğunu aktaran Prof. Dr. Bulduklu, “Erasmus+ programı kapsamındaki öğrenci ve personel değişim fırsatları, ikili anlaşmalar vasıtasıyla, öğrencilerin, öğretim üyelerinin ve idari personelin uluslararasılaşma faaliyetlerine katılması uluslararası bilgi ve bilim dünyasına hizmet eden aksiyonlardır. Akademik bilgi birikimimizi uluslararası düzeyde paylaşmak ve bu birikimi kültürel çeşitlilikle zenginleştirmek için Erasmus büyük bir fırsat. Erasmus projeleri aracılığıyla üniversiteler arası, farklı ülkelerden ortaklarımızla iş birliği yapmak, yenilikçi projeler üreterek kültürler arası köprüler kurmak, üniversitemizin uluslararası arenada görünürlüğünü arttırırken; ülkemizin dünya bilim sahnesindeki konumunu da güçlendirecektir. Uluslararası ve kültürler arası iletişimi geliştirmek bilimin kıtalararası paylaşımına da olanak sağlayacaktır. Uluslararası arenada bir yer edineceksek yolu bu projelerin yaygınlaşmasıyla olacaktır. Küresel araştırmalardaki görünürlüğümüzü arttırmanın İKÇÜ’nün hedeflerinde çok değerli bir yer tuttuğunu özellikle vurgulamak isterim. Farklı kültür, değerlerin paylaşımı toplumlar arasındaki dostluk, kardeşlik ve iş birliğinin geliştirilmesine güzide bir katkı sağlayacaktır” dedi. Artık Proje Ligini Yükseltmenin Zamanı “2025 Yılı Erasmus+ Teklif Çağrısı ve Program Rehberi Tanıtımı” başlıklı sunumuyla programa devam eden Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, İKÇÜ olarak son 4 yılda yakalanan başarı ivmesini devam ettirme gayretinde olduklarını aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse nezdinde desteklerini esirgemeyen tüm yönetime teşekkürlerini ileten Doç. Dr. Bakay, “Önceki yılın rakamına göre projelerimize tahsis edilen hibe bütçelerimiz yüzde 80 arttı. Koordinatörlük olarak her yıl bir önceki yılın rakamlarını katbekat arttırarak elimizden geldiğinin en iyisini yapmaya çalıştık. Bize tahsis edilen hibe bütçelerimiz açısından iyi bir noktaya geldik. Biliyoruz ki nicelik değil nitelik önemli. Artık ligi yükseltmek gerekiyor. Horizon gibi yüksek bütçeli projelere odaklanmamız gerekiyor. Yürüttüğümüz çok sayıda iş birliği ortaklığı projelerimiz var. Horizon’da Sağlık Bilimleri Fakültesinden Gülşah hocamızın bir projesi var. Konsorsiyum hariç 14 tane AB ülkesiyle projemiz devam etmekte. Turizm fakültesinde gönderecek öğrenci bulamıyoruz. Tıp fakültemizde özel bir projemiz geçti. Diğer fakültelerimizden de özel projeler bekliyoruz” dedi. ESC Hareketlilik Müjdesi İKÇÜ’nün Avrupa Dayanışma Programında yer aldığının müjdesini veren Doç. Dr. Bakay, yapılan akreditasyon başvurusunun kabul edildiğini açıkladı. Koordinatör Doç. Dr. Bakay, “Gönüllülük, iş, staj ve dayanışma projelerini bünyesinde barındıran European Solidarity Corps-ESC’ye (Avrupa Dayanışma Programı) yaptığımız akreditasyon başvurusu kabul edildi. Üniversitemizin akreditasyon başvurusunun Ulusal Ajans tarafından tamamlandığının müjdesini de vermek istiyorum. Türkiye’de sayılı üniversitede olan sanırım 10 üniversiteden biri olduk. Ev sahibi kurum akreditasyonunu aldık. Önümüzdeki günlerde personel sayımızın iyileştirilmesiyle bu programı da aktif olarak kullanmaya başlayacağız” ifadelerini kullandı. Bakay’ın ardından Crowdhelix Proje Etki Yöneticisi Burcu Kiper, akademi ve iş dünyası arasında konsorsiyum oluşturmaya yardımcı olan iş birliği platformu ‘Crowdhelix’ hakkında ayrıntılı bir sunum yaptı. KA1 Hareketlilik Projeleri, KA2 (Kurum ve Kuruluşlar Arasında) Ortaklık Projeleri, merkezi projelerin tanıtımı ve başvuru süreçleri hakkında bilgilendirmelerin de yapıldığı programda, İKÇÜ adına başarılı projeler yürüten İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinden Doç. Dr. İrem Özgören Kınlı ile Tıp Fakültesinden Doç. Dr. Saliha Aksun katılımcılarla süreçlerde geçtikleri aşamalarla ilgili deneyimlerini paylaştı. -
28.11.2024
BMC ile Otomotiv Sektörüne Nitelikli İş Gücü Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve BMC Otomotiv arasında iş birliği anlaşması imzalandı. İmza töreni, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Üniversite- sanayi iş birliği doğrultusunda imzalanan protokol ile başta AR-GE çalışmaları olmak üzere oluşturulacak genç yetenek programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, karşılıklı teknik geziler, seminer, konferans gibi faaliyetlerle sektörel bilgi paylaşımı hedefleniyor. Protokolle ilgili değerlendirmede bulunan Rektör Prof. Dr. Köse, Türkiye’nin ön gelen ticari ve askeri araç üreticilerinden BMC ile genç istihdama büyük katkı sağlayacak bir protokole imza atmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ İstihdam Odaklı Projelerin İçinde Üniversite olarak akademide üretilen bilgi ve becerileri sektöre kazandıran iş birliklerine büyük önem verdiklerini belirten Prof. Dr. Köse, “Hızlı bir teknolojik dönüşümün yaşandığı küresel sanayide, sektörün nitelikli insan kaynağına ihtiyacı daha çok artmıştır. Üniversite olarak yerli ve özgün, teknoloji geliştiren, teknoloji üreten ülkemize katkı sağlamak için, öğrencilerimizin başarısını önceleyen bir yaklaşımla istihdam odaklı projelerin içinde yer alıyoruz. Sektör temsilcileri ile sürekli temas halindeyiz. Ülkemizin öncelikli sektörlerinin geleceğine katkı sunacak önemli iş birliklerini hayata geçirmeye devam ediyoruz. AR-GE çalışmalarına sektör temsilcilerinin katılımını ve katkısını önemsiyoruz. BMC iş birliği de bu kapsamda oldukça önemli. Bu imza ile öğrencilerimiz, eğitim süreçleri boyunca iş dünyasını daha yakından tanıyacaklar, bir sonraki aşamada da istihdamda aktif şekilde yer alacaklar. Diğer taraftan da nitelikli akademisyenlerimizle BMC’nin ilgili alanlardaki sorunlarının çözümüne veya sanayiye yeni bir malzeme, ürün, üretim yöntemi gibi çıktıların kazandırılmasına yönelik ortak projeler yaparak yeni platformlar oluşturulacaktır. Ülkemiz ekonomisinin lokomotifi sanayi sektörünün, öncü kurumlarından biri olan BMC ile imzaladığımız bu protokolün üniversitemize, bölgemize ve sektöre hayırlı olmasını diliyorum. Emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyorum” dedi. Üniversite-Sanayi İş Birliği Kültürüne Örnek BMC Otomotiv Sanayi ve Ticaret A.Ş. Genel Müdürü Lütfi Balık ise nitelikli bilgiye dayanan, katma değerli üretimi arttıran AR-GE çalışmalarına verdikleri desteğin altını çizerek; sanayide ihtiyaç duyulan yüksek nitelikli insan kaynağının akademi ile yapılan iş birliklerinden geçtiğini söyledi. İKÇÜ ile üniversite-sanayi iş birliği kültürüne örnek teşkil eden bir protokolde yer almaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Genel Müdür Lütfi Balık, “BMC ve İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi arasında imzalanan iş birliği anlaşmasıyla genç yeteneklerin gelişimine destek olmayı, eğitim ve AR-GE alanlarında önemli projelere imza atmayı hedefliyoruz. Bu iş birliğiyle Genç Yetenek Programları ile öğrencilere staj ve kariyer fırsatları, teknik geziler ve BMC yetkililerinin konuk eğitmen ve konuşmacı olacağı sektörel eğitimler aracılığıyla bilgi paylaşımı, üniversite – sanayi iş birliği çerçevesinde de AR-GE çalışmaları ve ortak projeler gibi pek çok alanda birlikte çalışacağız. Bu adımın gençlerimizin kariyer yolculuğuna ışık tutacağına ve üniversite-sanayi iş birliğini daha da güçlendireceğine inanıyor, her iki taraf için de hayırlı olmasını diliyoruz” şeklinde konuştu. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, BMC Otomotiv Yetenek Yönetimi ve Gelişim Müdürü Ersin Canan’ın hazır bulunduğu törende, karşılıklı görüş alışverişinin ardından Rektör Prof. Dr. Köse ve BMC Otomotiv Genel Müdürü Balık tarafından protokole imza atıldı. -
27.11.2024
Rektör Köse'ye 24 Kasım Sürprizi
Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik öğrencileri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren kreşin sevimli sakinleri, Rektör Prof. Dr. Köse’nin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak özel olarak hazırladıkları hediyelerini sundu. Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevi Birim Sorumlusu Semra Gümüş, eğitmenleri Zehra Kaya, Fatma Koçak’ın refakatindeki miniklerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Köse, “Yavrularımızın yüzlerindeki neşeyi görmek bizleri çok mutlu etti, gönlümüz, günümüz şenlendi. Bugünün küçükleri yarının büyükleri yavrularımızın sağlıklı ve nitelikli bir eğitim alması için çalışmaktayız. Onların yüzlerindeki tebessümleri görmek bizler için en büyük hediyedir. Bu çiçeği, üniversitemizdeki bütün hocalarımız adına kabul ediyorum. Tüm çocuklarımızın vatanını milletini seven, tüm insanlığı kucaklayan, faydalı hizmetlere imza atan, başarılı, mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle eğitim camiamızın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla tekrardan kutluyorum” şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, hazırlanan hediyeleri Çelebili miniklere verdi. -
27.11.2024
Büyükelçi Degutis İKÇÜ’de
Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Ričardas Degutis ve beraberindeki heyet, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesini (İKÇÜ) ziyaret etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Litvanya Büyükelçiliği hibe desteği ile Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) tarafından hayata geçirilen “İklim Değişikliğiyle Mücadelede Öğrenme ve Ağ Oluşturma Aracı Olarak Türkiye-Litvanya İş birliği Projesi” kapsamında düzenlenen foruma katılmak üzere İzmir’e gelen Büyükelçi Ričardas Degutis’i makamında ağırladı. Bakan Danışmanı Ieva Garšvaıtė, Litvanya İzmir Fahri Konsolosu Mustafa Ahmet Özsoy, Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) Genel Sekreteri Serdar Karaduman’ın da yer aldığı heyet, iki ülke yerel yönetimleri, STK’ları iş ve bilim dünyasından temsilcilerin destek verdiği proje hakkında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu’ya bilgi verdi. İklim değişikliğine dirençli kentlerin oluşturulması, iklim değişikliğinin çevresel, toplumsal ve insan sağlığı üzerinde hem doğrudan hem dolaylı etkilerinin ortaya konulması adına İKÇÜ olarak birçok projeye destek verildiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, hedeflerinin toplumdaki bilgi düzeyini ve farkındalığı artırmak olduğunu söyledi. Ziyarette karşılıklı iş birliği ve ortak projelerin üretilmesi ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. -
20.11.2024
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
31.10.2024
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
25.10.2024
Genç Denizcilere İMEAK’tan Teknoloji Desteği
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odasının desteğiyle yapımı tamamlanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı düzenlenen resmi törenle öğrencilerin kullanımına açıldı. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli’nin ev sahipliği ile düzenlenen açılışa, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Meclis Başkanı Argun Gündüç, Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, yönetim kurulu üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Denizcilik Alanındaki Her Adım, Geleceği de Şekillendirecek Kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneğine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türk deniz ticaret sektörünün yapı taşı olan İMEAK’ın Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin kuruluşundan bu yana birincil paydaşı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saffet Köse, “Bölgesinin gemi inşaatı alanında eğitim veren ilk ve tek fakülteye sahibiz. 8 bin 500 yıllık bir liman kenti olan İzmir başta olmak üzere bölge ve ülkemizin denizcilik sektörünün stratejik hedeflerine en üst düzeyde katkı veren bir fakülte olmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu hedefe sadece bizim çabamızla erişilemeyeceği aşikâr. İMEAK Deniz Ticaret Odamız da bu anlamda bizim birincil paydaşımız ve onların yaptıkları ve yapacakları katkılar hedefe ulaşmamızda çok önemli ve değerli. Paydaşlarımızla birlikte vizyonumuza erişebileceğimizin bilincindeyiz. Bugün de onların katkılarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunulan iki laboratuvarımızın açılışını birlikte yapacağız. Gemi inşaatı ve denizcilik alanında atacağımız her adım, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir niteliğe sahiptir ve bizler gelecek nesiller adına da bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz” dedi. İMEAK Birincil Paydaşımız Türkiye’nin denizler üzerindeki egemenliği ve diplomasideki gücünü artırmayı ifade eden ‘Mavi Vatan’ stratejisine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, kurumlararası teknoloji paydaşlı iş birliklerinin oldukça önemli hale geldiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Denizcilik, tarih boyunca hem ticaretin hem de keşiflerin itici gücü olmuştur. Denize erişimi bulunmayanların ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda iddia sahibi olamayacaklarını deneyimlerle gördük ve görüyoruz. Bu anlamda önde olmak için tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni yapması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı bu tür ortak çalışmaların, ülkemizin küresel denizcilik arenasında daha rekabetçi bir konuma gelmesine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Fakültemizi her zaman destekleyen İMEAK Deniz Ticaret Odamıza kalbi şükranlarımı sunuyor, laboratuvarlarımızın hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. Sektörün Gözde Temsilcileri GİDF’den Çıkacak Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli de İMEAK DenizTicaret Odası’nın destekleriyle kurulan Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarının eğitim ve öğretim faaliyetlerine kazandıracağı katkıdan oldukça memnuniyet duyduklarını söyledi. Fakültelerin gelişim aşamasına hızla devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Hakkı Dereli, “Yazılım destekli eğitim hedefimiz ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda, gemi hidrodinamiği alanında Siemens Star CCM+, Gemi üretimi ve donatımı alanında CADMATIC firmaları ile yazılım anlaşmaları yaptık. Ayrıca gemi yapısal tasarımı alanında NAPA firması ile yazılım anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Dersler bünyesinde, Python ve Matlab programlama dilleri ile uygulamalar yapılmaktadır. Aktif 2 bölümümüzde öğrenci uygulamaları ve araştırma faaliyetleri için kullanılacak olan ve bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı Sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmemize yaptıkları katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tamer Kıran nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyoruz. Laboratuvarların fakültemize kazandırılmasında ve bugüne kadarki gelişimde bize her türlü desteği sağlayan başta Sayın Rektörümüz Prof. Köse Hocamıza olmak üzere önceki dekanlarımıza, öğretim üyelerimize tüm idari personelimize çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de Açalım Dünya ticaretinin yüzde 84’ten fazlasının deniz taşımacılığı, dış ticaret yüklerinin yüzde 90’ının deniz yolu ile yapıldığına dikkat çeken İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, denizcilik sektörünün üstlendiği stratejik önemi vurguladı. Geleceğin denizcilerine seslenen Başkan Kıran, meslek tercihlerinin ülkemizin denizcilik alanı için oldukça değerli olduğunu söyledi. Başkan Kıran, “ Deniz yolu taşımacılığı olmasa dünyanın yarısı soğuktan, yarısı açlıktan kırılır şeklinde bir tabir vardır. Bu anlamda bu mesleği tercih ederek çok doğru, önü çok açık olan bir sektöre giriş yaptınız. Bu zamana kadar İKÇÜ GİDF’ye elimizden geleni yaptık. Değerli Rektörümüze diyorum ki; gelin hep birlikte, el birliği ile İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de açalım. Bu sektörün geleceği çok fazla. Denize çalışanlar okulu bitirir bitirmez işiniz hazır ve hangi tür gemide çalışacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiziki şartları zor bir meslek ama geliri yüksek bir meslektir” dedi. Bu Ülke Sizden Çok Şey Bekliyor Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacın farkında olarak İMEAK olarak her zaman gençleri destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, tasarruf etmekten imtina ettikleri tek alanın denizcilik eğitimi olduğunu kaydetti. Konuşmasında sektörün genç beyinlere duyduğu ihtiyacı vurgulayan Kıran, “ Mavi vatan kavramı ile ülkemiz denizlerdeki hâkimiyeti kurmak için çalışıyor. Bunun için deniz araçlarının yapımı, çizimi, kontrolü, kullanımı vs yapacak denizcilere ihtiyaç var. Bu da sizin mesleğinizden geçiyor. Özellikle askeri gemilerin yapımında sizin gibi gençlere çok ihtiyaç var. Günümüzde oldukça ileri teknolojilerle bambaşka bir boyuta ulaştı. TCG Anadolu örneğin 9000 km kablo var içinde. Türk deniz ticaret filosu 52,7 milyon detveyt ton oldu. Yunanistan’ın 450 milyon detveyt ton. Daha gideceğimiz çok yol var. Burası devlet üniversitesi ve burada okumak isteyen çok kişi var. Burada iyi bir eğitim alıp sonra gidip influencer olmayın. Mesleğinizi en iyi şekilde öğrenin. Tecrübenizi arttırın, sektöre girin, kendinizi geliştirin. Ülkemizin geleceğine sahip çıkın Bu ülke sizden çok şey bekliyor” dedi. Konuşmaların ardından Hooke Yasası Deney Seti, Gerinim Ölçme Deney Seti, Yorulma Mukavemet Deney Seti, Malzeme Deney Seti, Trinoküler Mikroskop, 3D Yazıcı’lı İMEAK Deniz Ticaret Odası Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile 6 adet Yüksek Hesaplamalı İş İstasyonu 6 Monitör 1 UPS’li İMEAK Deniz Ticaret Odası Hidromekanik Laboratuvarının açılışı yapıldı. Ardından denizcilik alanındaki gelişmelerin sergilendiği Prof. Dr. Oğuz Dilmaç tarafından açılan "Denize Dair" adlı resim sergisi gezildi. -
25.10.2024
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
17.10.2024
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
14.10.2024
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
08.10.2024
Tıp Fakültesinde Beyaz Önlük Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi 2024-2025 Akademik Yılı “Beyaz Önlük Giydirme” töreni Dekan Prof. Dr. Fatih Esat Topal’ın ev sahipliğinde yapıldı. Prof.Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda hekimliğe ilk adımı atan 235 tıp öğrencisinin heyecanına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Yekta Öncel, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, öğretim üyeleri, aileleri de ortak oldu. Törende, genç hekimlerin ve ailelerinin heyecanını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, etkili iletişim tıbbın tam kalbinde yer aldığını vurguladı. 21’inci yüzyıl eğitim sistemlerinin sadece teknik becerileri değil, sosyal ve duygusal becerileri de gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette ki öznesi insan olan, hayati öneme sahip böylesine ulvi bir mesleği yapmak için önce adanmışlık gerekir. Mesleki becerilerinizin yanında iyi birer iletişimci de olmalısınız. Çünkü insanların en çaresiz oldukları anlarda hayatlarına dokunuyorsunuz. Vereceğiniz mesajlar çok önemli. Dünyaca ünlü cerrahımız Gazi Yaşargil ile bir röportaj yapmıştım. Başarıları ile ilgili sorumda bana, ‘Ben yurt dışına çıkarken bir risk aldım. Her ameliyatı kafamda bir gece önceden 10 defa yaparım. Riskli alanları öngörmeye çalışırım. İnsan bilinmeyenden korkar. Ne kadar çok bilinmeyenin farkında olursan o kadar başarılı olunacağını gördüm. Yaşım 97, hala okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum, Hala insanlığa faydalı olacak neler yapabilirim diye düşünüyorum’ demişti. Bu tecrübeden yola çıkarak çok çalışmak, çok okumak ve risk almanın sizleri başarıya taşıyacağına olan inancımı ve başarılı bir hekimlik hayatı temennimi paylaşıyorum” dedi. Tescilli Tıp Eğitimi Açılışta konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Esat Topal, İKÇÜ Tıp Fakültesi’nin eğitim kalitesini tescillediğini kaydederek; öğrencilerin ilk iki sınıfta Çiğli kampüste, 3’üncü sınıftan itibaren de İKÇÜ Atatürk EAH ve Sağlık Bakanlığı Tepecik EAH’ te klinik ve uygulamalı eğitimlerine devam ettiğini paylaştı. Prof. Dr. Topal, “Bu iki hastanemiz Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 1000 yatağın üzerindeki kapasiteleriyle hem İzmir’in hem de ülkemizin en büyük hastaneleri arasındadırlar. Referans hastane olarak geçen hastanelerimiz sadece İzmir değil, Ege Bölgesindeki hastalara en üst düzeyde ve kalitede hizmet vermektedir. Böylece öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı klinik eğitimlerini yeterli ve nitelikli olarak almaktadırlar. Eğitim programlarımız da TEPDAD tarafından 2025 yılına kadar akredite edildi. Alınan belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp Fakülteleri içerisinde, akreditasyon belgesi alan ilk fakülteyiz” diye konuştu. İnsanlığa Verdiğimiz Bir Söz Var Hekimlik mesleğinin doğumdan ölüme uzanan süreçte hayatın her anında olduğunu aktaran Prof. Dr. Topal, beyaz önlüğün tüm insanlığa verilmiş bir sözü simgelediğini belirtti. Dekan Prof. Dr. Topal, “İKÇÜ’nün genç doktorları, sevgili meslektaşlarımız unutmayın ki annenize, babanıza, toplumunuza ve insanlığa sözünüz var. Beyaz önlüğünüzü giydiğiniz bu an, sizin için sadece bir başlangıçtır. Bu beyaz önlük, sadece bir meslek kıyafeti değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da simgesidir. Altı yıl süresince alacağınız eğitim, sadece bilimsel birikiminizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlık, etik ve vicdan gibi temel değerlerinizi şekillendirecektir. Tıp, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, acılarını hafifletmek ve onlara umut vermek anlamına gelir. Unutmayın ki insan hayatına dokunmak, her zaman büyük bir ayrıcalıktır. Sizlerin iyi hekim-iyi insan olacağınıza inancım tamdır. Bu aşamaya kadar fedakârca çalışmış, çabalamış olan sizlerin her türlü zorluğun üstesinden geleceğine hiç şüphem yoktur. Bu beyaz lekesiz önlüklerinizin değerini ve kıymetini iyi bilin. Tıpkı Hocalarınız gibi onur ve gururla üzerinizde taşıyın” dedi. Gazze’deki Meslektaşlarımızın Özverisi Hepimize Örnek Hekimlik mesleğini zor şartlar altında yapan meslektaşlarını unutmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Topal, özellikle Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiren İsrail'in hava ve kara operasyonlarının temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime engel olduğunu vurguladı. Dekan Prof. Dr. Topal, “Bugün, hekimlik mesleğinin insanlığa olan katkısını konuşurken, maalesef dünya genelinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük engellerin bulunduğu bölgeleri de hatırlamamız gerekmektedir. Özellikle Gazze’de yaşananlar, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bölgedeki tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı bir ortamda eğitimlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık hizmetlerine erişimin bir insan hakkı olduğu gerçeğiyle, Gazze gibi kuşatma altındaki bölgelerde, insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusundaki çalışmaların desteklenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mesleğe adım atarken, dünya genelindeki meslektaşlarımızın karşılaştığı bu zorluklara duyarsız kalmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Gazze’de yaşayan meslektaşlarımızın içinde bulunduğu bu zorlu koşullara rağmen, sağlık hizmetlerine erişim sağlamak ve tıp eğitimi almak için gösterdikleri özveri hepimize örnek olmalıdır. Sizlerin de bu küresel sorunlara karşı duyarlı olacağınıza ve hekimlik mesleğinin getirdiği büyük sorumluluğu layıkıyla taşıyacağınıza inanıyorum” diye konuştu. Dekan Prof. Dr. Fatih Esad Topal ile hekimlik andını okuyan genç hekim adayları, gurur ve mutluluğu bir arada yaşadıkları tören ile hekimliğe ilk adım attı. -
02.10.2024
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
01.10.2024
Rektör Köse Gazileri Ağırladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite bünyesinde idari birimlerde görev yapan gazileri makamında ağırladı. Gaziler Günü ve Gaziler Haftası vesilesiyle geleneksel olarak her yıl gerçekleşen buluşmada duygularını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, özverili çalışmalarıyla İKÇÜ’ye çok değerli katkılarda bulunan gazi personele teşekkür etti. İKÇÜ’nün kahraman gazileri ise Rektör Prof. Dr. Köse’nin nazik kabulünden mutluluk duyduklarını belirterek kendilerine verdiği destekler için memnuniyetlerini ifade etti. Çok Şey Borçluyuz Çalışmalarıyla İKÇÜ’nün gelişimine güç katan gazilerin ulaşabilecek en değerli mertebeyi ulaştıklarını ve bu unvanı onurla taşıdıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Cennet vatanımızda huzurlu ve barış içerisinde yaşıyorsak bunu haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz aziz şehitlerimizle birlikte bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza borçluyuz” dedi. Dünyanın Vicdana İhtiyacı Var Canı her şeyden değerli gören İslam dininde savaşın bile adalet kavramıyla ilişkilendirildiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, şehitlik ve gazilik kavramlarının kutsallığı ile ilgili teolojik değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Köse, “ Barış, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed (sav) hiçbir zaman savaşa ilk başlayan olmamıştır. Meşru müdafaa, barış anlaşmalarının bozulması, elçilerin öldürülmesi, düşmanla iş birliği ve zulme uğrayan insanlara yardım etme gibi beş sebep söz konusuysa savaşa girilirdi. Peygamber efendimiz tarafından tüm ordu komutanlarına, kadınların, çocukların, yaşlıların, din adamlarının öldürülmemesi, mabetlere, doğaya, ağaca dokunulmaması emrolunmuştur. İnsanın ölüsüne işkence yapılamaz. Medeniyetimizde can taşıyan insansa din ayrımı yapılmaz, can taşıyorsa hayvan-insan ayrımı da yapılmaz. Bugün dünyanın bu vicdana ihtiyacı var. Vicdanların artık sustuğu dünyamızda İsrail’in yürüttüğü sistematik soykırımın karşısında durmak, insan olmanın bir gereğidir” dedi. -
24.09.2024
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi. -
18.09.2024
“Üniversiteye Pedalla’ ile Daha Yeşil Bir Kent Çağrısı
Tüm Avrupa ile eş zamanlı kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası etkinleri başladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ev sahipliğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölümünce düzenlenen “Üniversiteye Pedalla’ etkinliği, İzmir’deki Avrupa Hareketlilik Haftasının başlangıç noktası oldu. Etkinlik öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ı makamında ağırlayarak bir süre sohbet etti. Görüşmenin ardından Mavişehir İZBAN durağından İKÇÜ Şenlik alanına bisiklet süren sporcuların katıldığı törene geçildi. Avrupa Birliği Delegasyonunu temsilen Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Birinci Müsteşar Virve Vimpari, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, BŞB Genel Sekreteri Barış Karcı ile üst düzey kamu kurum temsilcilerinin yer aldığı törende konuşan Rektör Köse, sürdürülebilirlik için kurumların iş birliğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Yerel Merciler, Kentin Tüm Dinamiklerince Desteklenmelidir Üniversite olarak ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, kentlilik bilincinin tüm dinamiklerce desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Toplumun sağlık düzeyinin geliştirilmesi sadece merkezi yönetimin değil aynı zamanda kentin kimliğini belirleyen kamu kurumları, özel kurumlar, STK’lar gibi yönetişimin tüm unsurlarının katkısıyla mümkün olacaktır. Şehirler 'iyi sağlığın' geliştirilmesinde anahtar role sahiptir. Sağlıklı şehirlerin oluşturulmasında ise yerel yönetimler öne çıkmaktadır. Fiziksel aktivitenin artırılması, sadece bireysel değil, toplum tabanlı, çok sektörlü, çok alanlı ve kültürel bir yaklaşım gerektirmektedir. Fiziksel aktivite, aktif yaşam alanları için altyapı ve olanak yaratılmasında büyük güce ve role sahip olan yerel merciler, kentin tüm dinamiklerince desteklenmelidir” dedi. Şehrimize Katkı Verecek Projelere Devam İKÇÜ ile İzmir BŞB arasında oluşan sinerjinin üniversite-yerel yönetim iş birlikleri açısından örnek teşkil ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bunun sürdürülebilirlik kazanmasının önemine işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız ile Karşıyaka Belediye başkanlığı sürecinde yaptığımız birçok ortak proje, yakın iş birlikleri ve yakaladığımız sinerjiyi büyükşehir bazında da sürdürürüyoruz. Kuruluşundan bu yana sadece akademik başarılarıyla değil sosyal, kültürel ve kent yaşamına dokunan projeleriyle İzmir'in başarılı akademik yuvası olan İKÇÜ olarak şehrimize katkı verecek projelere ve birçok faaliyete destek vermeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Önemli sağlık sorunlarının önüne geçen, havayı kirletmeyen, gürültü yapmayan, çevreci, ekonomik ve pratik bir ulaşım aracı olan bisikleti yaşam alanımıza dâhil etmek hem bizim hem de çevresel sağlığın da iyileştirilmesine güzel bir katkı sağlayacaktır. Bu güzel sağlık organizasyonunda emeği olan tüm arkadaşlarımızı, tüm çalışanlarımızı kutluyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. Akılcı Çözümler Üretmek Zorundayız Kötü şehirleşmeden kaynaklanan problemlere değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bütün bunları bütünlüklü görüp akılcı çözümler üretmek zorundayız. Halkımıza, kamu yöneticisi olmayanlara da düşen bir pay var. Bu konuda bilinçli olmak, sonra da alabildiğimiz kadar çok sorumluluk almak gerekiyor” ifadelerini kullandı. Herkesin bu yılın teması olan paylaşımlı kamusal alanlar anlayışı üzerine düşünmesi gerektiğini belirten Başkan Tugay, “Çünkü bize ait alanlar denince tapusu bizde olan alanları ifade ediyoruz ama burada hata yapıyoruz. Kamusal alan olarak nereyi gösterebilirseniz her şey hepimize ait. Dolayısıyla sahip çıkma bilincinin gelişmesi lazım. Dikkatli, özenli davranmak, iyileşmesi için katkıda bulunmak, kamu yöneticilerini uyarmak, bunların hepsi mümkün olan şeyler. Yeter ki orada onu yapmamızın ne kadar önemli olduğunu fark etmiş olalım” dedi. İklim krizine ilişkin de konuşan Başkan Tugay, “İzmir, 'İklim Nötr Şehir' olma yolunda, 2030 yılında nötr şehir olma sözü vermiş bir şehir. Bu sene pek çok krizle uğraştık. Kuraklık, orman yangınları, en son ne yazık ki Körfez’de oluşan sorunlar bizim için çok hayati. Çeşitli bahaneler bulabilir, bugün için göz boyayacak şeyler söyleyebiliriz. Kendimizi savunup suçu başkalarına atabiliriz. Ama doğru olmaz” ifadelerini kullandı. Daha Temiz Hava, Daha Sessiz Sokaklar Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Virve Vimpari de pek çok alanda İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği ile yaptıkları iş birliklerine değindi. İzmir’in Avrupa şehirleri arasındaki duyarlı yaklaşımına dikkat çeken Müsteşar Vimpari, “İzmir, 2030 yılı için İklim Nötr Şehir sözleşmesini imzalayan Avrupa kentlerinden biri. Her zaman iş birliğine yakın olan İzmir’e bu olumlu yaklaşımı için teşekkür ediyoruz. Bu yılın teması olan ortak kamusal alanların çevreye faydası çok büyüktür. Motorsuz ulaşım ve toplu ulaşım araçlarını kullanmayı teşvik ederek gürültü ve hava kirliliğini önemli ölçüde azaltabiliriz. Bu yılın “Paylaşımlı Kamusal Alanlar” teması ve “Şehri Birlikte Yaşayalım!” sloganını daha erişilebilir, yeşil ve yaşanabilir kentsel ortamları teşvik etmektedir. Daha temiz hava, daha sessiz sokaklar daha sağlıklı toplumlara ve daha keyifli kentlere katkıda bulunur. Bu haftayı, bir haftalık bir farkındalık haftası olarak görmüyor, vatandaşların davranışlarında değişime yol açacak gerçek bir girişime dönüştüğünü görmek istiyoruz” dedi. Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, 'Ulaştırma Sektörel Operasyonel Programı' kapsamında İzmir’in de aralarında olduğu 6 ilde Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planlarının hazırlandığını kaydetti. Yılmaz, “Uyguladığımız politikalarla Türkiye’nin ulaşım altyapısını çevreye duyarlı bir şekilde dönüştürmeye yönelik kararlılığımızı sizlerle paylaşmak isterim. Bu projeler sonucunda toplu ulaşımın yaygınlaştırılması, karbon emisyonunu azaltmak amacıyla toplu taşıma ağlarının genişletilmesi ve elektrikli otobüs kullanılmasının artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca bisiklet ve yaya dostu şehirler hedefi doğrultusunda şehirlerimizde bisiklet yolları ağını genişletiyor ve yaya hareketliliğini teşvik eden projelere ağırlık veriyoruz” diye konuştu. Belediyelerimiz Toplumumuzun Kılcal Damarlarıdır Projenin ulusal koordinatörlüğünü üstlenen Türkiye Belediyeler Birliğinin (TBB), bu tür etkinliklerin ve farkındalık çalışmalarının oluşturulmasında üstlendiği role değinen Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, 2016 yılından bu yana birlik olarak tüm çalışmalara destek olduklarını kaydetti. “Amacımız daha katılımcı, daha demokratik, daha adil, herkes için ulaşılabilir belediye hizmetlerinin olmasıdır” diyerek SKUP Türkiye projesi ile çalışmalarına yoğun şekilde devam ettiğini aktaran Keleş, “Birlikte karar alınarak daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı toplu ulaşımın desteklenmesi için belediyelerimizin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Merkezi hükümetin desteği çok önemli ama yereldeki her girişimi de belediyelerimiz, belediye başkanlarımız ekipleriyle birlikte vatandaşlarımızın katılımlarıyla yapmaktadır. Belediyelerimizin toplumumuzun kılcal damarları olarak üstlendikleri rolün önemli olduğunu belirtmek isterim” dedi. Etkinlikler Haftası Konuşmaların ardından ödüllü Yavaş Bisiklet Sürme Yarışı gerçekleştirilirken, katılımcılara film gösterimi yapıldı. Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında 18 Eylül’de “Okula Pedallıyorum” etkinliği kapsamında Selçuk Efes Tarihi Su Kemeri önünde buluşularak Cumhuriyet İlkokulu ve Ortaokulu’na bisiklet sürülecek. 22 Eylül günü Otomobilsiz Kent Günü etkinliği ile Bornova Süvari Caddesi’nde buluşulup panel, forum ve atölyelere katılım olacak, spor ve dans gibi pek çok renkli aktivite gerçekleştirilecek. -
12.09.2024
TTK’dan İKÇÜ’ye ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’
Türk Tarih Kurumunun (TTK) yurt genelindeki tüm üniversitelerde kurmakta olduğu “Türk Tarih Kurumu Yüzüncü Yıl Kitaplığı” nın 15’incisi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Merkez Kütüphanede düzenlenen törenle araştırmacı, akademisyen ve öğrencilerin erişimine açıldı. TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın açılışını yaptığı, 1141 eserden oluşan kitaplık için düzenlenen törene, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Serhat Dikmen, senato üyeleri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na Bir Hatıra TTK’nın kuruluşundan itibaren sosyal bilimler alanına yaptığı önemli katkılardan bahseden TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu, ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ projesi ile tüm üniversitelerde kitaplık açma hedefinde olduklarını kaydetti. Doç. Dr. Pustu, “Kurumumuz 1931 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde kurulduğu günden bu yana sosyal bilimlerin her alanında faaliyet yürütmektedir. Kuruluşumuzdan itibaren yaklaşık 2 bin 300’e yakın müstakil başlıkta kitap basımı yapıldı. Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na bir hatıra olmak üzere Türkiye'deki tüm üniversitelerimizin merkez kütüphanelerinde kurum yayınlarımızdan oluşan ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ açma projesi başlattık. Son olarak İKÇÜ Merkez Kütüphanesi ile 15’inci kitaplığımızı açmış bulunuyoruz. Bu projemize katkıları için Rektör Hocamızın nezdinde katkı veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu. Tarih Alanı Maalesef Suiistimale Açık Bir Alan Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ise İKÇÜ olarak projeye katılmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Tarih alanının doğru verilerle araştırılmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, “Türk Tarih Kurumunun projesinde yer almak bizleri çok mutlu etti. Eminim araştırmacılarımız, öğrencilerimiz bu eserler vasıtasıyla doğru tarihi bilgilerden güçlü şekilde faydalanacaklardır. Tarih alanı maalesef din gibi suiistimal edilebilen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda insanların doğru bilgilerle donatılması buna dayalı olarak da daha sonraki düşüncelerini oluşturabilmeleri ancak sahi araştırmalar ve çalışmalar ile mümkündür. TTK, cumhuriyetin başından itibaren bunu gerçekleştiren bir kurum. Bizim açımızdan ve devletimiz açısından gurur vesilesi. Bundan sonra da kurum olarak tüm çalışmalarına destek vermek bizleri mutlu edecektir” dedi. Açılışın ardından kitaplığı gezen protokol, merkez kütüphanede yer alan eserler hakkında bilgi aldı. -
23.08.2024
Yeni Öğrencilerin İKÇÜ’lü Olma Heyecanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) kayıt heyecanı başladı. Öğrenci İşleri Daire Başkanlığının koordinasyonuyla Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi öğrenci işleri personelinin yer aldığı masalarda; şahsen kayıtlanmayı tercih eden öğrenciler işlemlerini tamamlayarak İKÇÜ Ailesine katıldı. Aileleriyle birlikte yerleşkeye gelen öğrencilerin kayıt heyecanını paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesine kaydolan öğrencinin işlemini bizzat yaptı. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt alanını ziyaret ederek Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Kaya’dan bilgi alan Prof. Dr. Akbulut, ailelere hayırlı olsun dileklerini iletti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Türkiye’nin dört bir yanından gelen başarılı gençleri İKÇÜ’de görmekten mutluluk duyduklarını söyledi. Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak başarılı nesilleri yetiştirmek adına tüm imkânlarıyla seferber olduklarını aktaran Prof. Dr. Akbulut, “Yükseköğretim anlamında hem doğru bir şehirde hem de doğru bir üniversitede olduğunuzu belirtmek isterim. Başarı çıtasını her yıl yükselten bir üniversitede; kütüphanemiz, yemekhanelerimiz, kafelerimiz, iletişim teknolojilerimiz, en ileri düzeyde kullanabileceğiniz laboratuvarlarımız, kulüplerimiz, topluluklarımız, önemli spor müsabakalarına da ev sahipliği yapan yüzme havuzlarımız, futbol, basketbol, tenis sahalarımız ile İKÇÜ’de canlı bir üniversite yaşamı sizi bekliyor. Bizlerin en büyük motivasyonu, ilham kaynağı, gençlerimizden enerjisi, dinamizmidir. Öğrencilerimizin, üniversitemizin sunduğu imkânlarla, sosyal ve kültürel faaliyetlerle zenginleşen, ideallerindeki lisans eğitimini alacaklarına yürekten inanıyorum. Üniversitemize kayıt yaptırmaya hak kazanan tüm öğrencilerimiz ve değerli ailelerini tebrik ederim Etkin ve verimli bir eğitim ve öğretim yılı temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Yüz yüze kayıt takvimi, Diş Hekimliği Fakültesi, Turizm Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Orman Fakültesi ile devam ederken; 23 Ağustos 2024 saat 17.00'da tamamlanacak. E-Devlet üzerinden başlayan e-kayıt işlemleri de 21 Ağustos 2024’te son bulacak. -
15.08.2024
İKÇÜ En İyiler Listesinde Tırmanışta
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) tarafından ilan edilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS) yerleştirme sonuçlarına göre İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) yüzde 100’e yakın doluluk oranı ile bu yıl da en çok tercih edilen üniversitelerden biri oldu. URAP’ın (University Ranking by Academic Performance) Türkiye’nin en iyi üniversitelerini sıraladığı 2024 verilerine göre İKÇÜ son 2 yılda 5 sıra ilerleyerek 34’üncü sıraya yerleşti. Üniversitelerin sadece öğrenci sayılarıyla değil, aynı zamanda bilimsel katkıları ve uluslararası başarılarıyla da değerlendirildiği listede, ‘ilk 60 en iyi üniversite’ sıralamasında tırmanışına devam eden İKÇÜ, ulusal ve uluslararası düzeydeki akademik başarılarını da tescillemiş oldu. Açıklanan YKS verilerine göre İKÇÜ’nün bu yıl ilk kez öğrenci alan Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü ile 46 lisans ve 5 ön lisans programına toplam 3.184 öğrencinin yerleştiği bildirildi. İKÇÜ bünyesinde bulunan bütün programlardaki doluluk oranları, eğitimdeki kalitenin ve tercih edilirliğinin bir göstergesi olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yerleşen öğrenciler arasında, sayısal alanda en yüksek puan 508,76579 ile Tıp Fakültesi, eşit ağırlıkta en yüksek puan 421,43179 Hukuk Fakültesi, sözel alanda en yüksek puan 428,61457 ile Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, yabancı dil alanında ise en yüksek puan 464,65387 ile Turizm Rehberliği Bölümü oldu. İKÇÜ’de en yüksek TYT puanı ile öğrenci alan ön lisans programı ise 439,25028 puanla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Fizyoterapi programı oldu. Büyümeye, Hedeflerimizi Büyütmeye Devam Üniversitenin elde ettiği başarılardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bu göstergelerin aday öğrencilerin tercihlerinde de önemli bir rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ hem büyümeye hem de hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Her yıl eğitim kalitemizi daha da yükselterek öğrencilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Doluluk oranları, öğrencilerimizin üniversitemize olan güveninin bir göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum” dedi. Ülke Geleceğinde Söz Sahibi Olacak Başarılı Gençlerimiz İçin Çalışıyoruz Akademik anlamda da yükselişini sürdüren İKÇÜ’nün yükseköğretimdeki yerini pekiştirmeye devam ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bu başarıyı sürdürebilmek adına yönetim olarak çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle toplum yararına projeler üreten, ülke geleceğinde söz sahibi olacak başarılı gençleri en iyi şekilde yetiştirmek için var gücüyle çalışan bir üniversiteyiz. Fiziki ve akademik altyapımızı daima güncel ve geliştirme gayretiyle öğrencilerimizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamak, hayal ettikleri kariyeri inşa etmelerini sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bir kez daha ailemize katılma başarısı gösteren öğrencilerimizi kutluyor, yeni öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Sırada Kayıtlar Var İKÇÜ’ye yerleşmeye hak kazanan öğrenciler E-kayıt veya şahsen tercihlerine göre kayıtlarını tamamlayabilecek. E-Devlet üzerinden elektronik kayıtlar 19-21 Ağustos 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr web sayfasından alınacak. E-Kayıt yaptıramayan veya şahsen kayıtlanmayı tercih edecek öğrenciler de 19-23 Ağustos 2024 arasında fakültelerinin ilan ettiği tarihte (saat 17.00'a kadar) Çiğli Ana Yerleşke Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt masalarından bizzat başvurarak (nüfus cüzdanı kontrol edilmek suretiyle) yada noterden vekâletname verecekleri kişiler aracılığı ile kayıtlarını tamamlayabilecek.
Toplam 197
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
12 kez okundu
İKÇÜ, Mezunlarının Zirvesinde
Üniversite Araştırmaları Laboratuvarının (ÜniAr) 2016 yılından bu yana, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin memnuniyet düzeylerini sıraladığı “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması” (TÜMA 2024) Raporu yayımlandı. “Popüler Programların Mezun Memnuniyeti 2024” araştırmasında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 6 programı ile ilk 3’te, 9 programı ile de ilk 5’te yer alarak devlet üniversiteleri arasından önemli bir başarıya imza attı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, devlet üniversiteleri mezun memnuniyetinde ilk sırada yer alarak en popüler programlar oldu. İkinci sırada yer alan Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü ile Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü de mezunlarının gözde programları arasındaki yerini aldı. Araştırmada, Tıp Fakültesi ile Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü 3’üncü, Eczacılık Fakültesi ile Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü 4’üncü olarak mezunlarının memnuniyetini yansıttı. İKÇÜ’de Eğitim Almak Büyük Bir Şans “Farkındayız, Farklıyız” mottosunun altında sundukları kaliteli eğitimin yanında öğrencilerinin kariyerini eğitim verirken planlayan çalışmalar yattığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ülkesine ve tüm insanlığa karşı kendini sorumlu hisseden; alanında uzman gençler yetiştirmenin gayretinde olduklarını aktardı. Yükseköğretimde doğru tercihin eğitim ve meslek hayatına yön veren önemli bir aşama olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’yü tercih ederek iş hayatlarına başlangıç yapan mezunların memnuniyet sonuçlarından duydukları gururu paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu rakamlar gösteriyor ki İKÇÜ’yü tercih etmek, İKÇÜ mezunu olmak oldukça isabetli bir karar. Öğrencisini odağa konumlandıran eğitim ilkemizle eğitimlerinin bitiminde de öğrencisinin her zaman yanında olan bir üniversiteyiz. Fakültelerimiz bu konuda oldukça aktif. Mezunlarının her zaman yanında olan iş süreçlerini takip eden çok değerli hocalarımız var. Mezun buluşmalarımızın yanında mezun takip sistemimizi işler kılarak daha çok mezunumuza ulaşma gayretindeyiz” dedi. Öğrencilerimiz En Güzel Yol Arkadaşımız Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümlerinin akredite programlar olarak eğitimlerini tescillediklerini hatırlatan Rektör Prof. Dr. Köse, tüm programlarda akreditasyon çalışmalarının hızlandırıldığını birçok bölümün bu sürece dâhil olarak değerlendirilmeye alındığını vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Eğitim kalitesini resmi kuruluşlardan tescilleyerek öğrencilerinin daha kaliteli eğitim alması için yoğun çaba gösteriyoruz. Çünkü kalitemizin en büyük imzası değerli hocalarımızdan geliyor. Öğrencilerden gelen teveccühün arkasında çok değerli kadrolarımız bulunmaktadır. Bundan aldığımız güçle artan memnuniyet oranlarımızın devamlılığını sağlamak için hep birlikte daha fazla gayret göstereceğiz. Öğrencilerimizin geleceğine emek dolu, güler yüzlü dokunuşlarını eksik etmeyen tüm hocalarımıza, yakaladığımız sinerjide bize motivasyon kaynağı olan en güzel yol arkadaşımız olan tüm öğrencilerimize teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. ÜNİAR Değerlendirme Sistemi Nasıl İşliyor? ÜNİAR'ın değerlendirme sistemi, öğrencilere yönelik anketler aracılığıyla yapılmaktadır. Öğrenciler, üniversitelerinin eğitim kalitesi, akademik kadro, fiziki koşullar, sosyal olanaklar, kampüs yaşamı ve mezuniyet sonrası kariyer imkânları gibi çeşitli konularda görüşlerini bildirmektedir. Bu anketler sonucunda, her üniversite için genel bir memnuniyet skoru hesaplanmaktadır. -
11 kez okundu
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
11 kez okundu
Rektör Köse'ye 24 Kasım Sürprizi
Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevinin minik öğrencileri, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye 24 Kasım Öğretmenler Günü sürprizi yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sosyal Tesisler İktisadi İşletme Müdürlüğüne bağlı faaliyet gösteren kreşin sevimli sakinleri, Rektör Prof. Dr. Köse’nin Öğretmenler Günü’nü kutlayarak özel olarak hazırladıkları hediyelerini sundu. Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Çelebi Anaokulu ve Gündüz Bakımevi Birim Sorumlusu Semra Gümüş, eğitmenleri Zehra Kaya, Fatma Koçak’ın refakatindeki miniklerin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof. Dr. Köse, “Yavrularımızın yüzlerindeki neşeyi görmek bizleri çok mutlu etti, gönlümüz, günümüz şenlendi. Bugünün küçükleri yarının büyükleri yavrularımızın sağlıklı ve nitelikli bir eğitim alması için çalışmaktayız. Onların yüzlerindeki tebessümleri görmek bizler için en büyük hediyedir. Bu çiçeği, üniversitemizdeki bütün hocalarımız adına kabul ediyorum. Tüm çocuklarımızın vatanını milletini seven, tüm insanlığı kucaklayan, faydalı hizmetlere imza atan, başarılı, mutlu ve sağlıklı bireyler olmalarını yürekten temenni ediyorum. Bu vesileyle eğitim camiamızın Öğretmenler Gününü en içten duygularımla tekrardan kutluyorum” şeklinde konuştu. Ziyaret sonunda minikleri ayrı ayrı kucaklayan Rektör Köse, hazırlanan hediyeleri Çelebili miniklere verdi. -
11 kez okundu
Yılın İlk Senato Toplantısına YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar Başkanlık Yaptı
“2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile Bölgesel Toplantılar” serisinin dördüncüsü Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar’ın başkanlığında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ev sahipliğinde başladı. YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, program öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret etti ve sonra YÖK Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Erol Arcaklıoğlu, Prof. Dr. Naci Gündoğan, Prof. Dr. Hüseyin Karaman ile İKÇÜ'nün 2025 yılı ilk Senato Toplantısına katıldı. Üniversitelerimizin Sorunlarını Yerinde Tespit Ediyoruz Senato toplantısı öncesi basın mensuplarına açıklamalarda bulunan YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türk Yükseköğretim Vizyonuna Dair Üniversiteler ile yapılan bölgesel toplantılarla ilgili bilgi verdi. Başkan Prof. Dr. Özvar, “Bugüne kadar Ankara, Diyarbakır ve Niğde’de üniversitelerimizin katılımlarıyla üç ayrı '2030 Vizyon Toplantısı' gerçekleştirdik. Dördüncü buluşmamızı Ege ve Akdeniz bölgesindeki üniversitelerimizle birlikte İzmir’de yapıyoruz. Bu toplantımıza Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde faaliyet gösteren 13 üniversiteyi de önümüzdeki döneme ilişkin Kurulumuzun faaliyetleri hakkında bilgi sahibi olmalarının yararlı olacağı düşüncesiyle davet ettik. Bu vesileyle her zaman yaptığımız gibi üniversitelerimizi mutlaka ziyaret ediyoruz ve üniversitelerimizin senato üyeleriyle yüz yüze toplantı yapmayı tercih ediyoruz. Mümkün olduğu ölçüde öğrencilerimizle akademik ve idari personelimizle bir araya gelmek suretiyle üniversitelerimizin meselelerini yerinde tespit etme ve bunlar üzerinde konuşma fırsatı buluyoruz. Bugün de İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin değerli senato üyeleriyle bir araya geldik. Toplantımızın en iyi şekilde yapılması için yoğun gayret harcayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitemizin kıymetli rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’ye samimi ev sahipliği için teşekkür ederim” diye konuştu. Kapasiteyle Beraber Kaliteyi de Arttırmalıyız Üniversitelerin beşeri sermayeyi geliştirmesinin yanında bilim ve teknoloji alanında yaptığı çalışmalarla da ülke ekonomisine sunduğu katkılara dikkat çeken YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bugün üniversitelerimiz Türkiye'deki iktisadi gelişmenin en önemli aktörlerinden biridir. İnanıyoruz ki önümüzdeki yıllarda bütün dünyada meydana gelen değişimlere uygun olarak Türkiye'de de üniversitelerimiz ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli, beşeri sermaye ihtiyacını çok daha üst düzeylerde karşılayacaktır. Türkiye'deki üniversitelerimiz sadece ülkenin ekonomik kalkınmasına, insanımızın gelişmesine değil, ülkemizin üniversitelerine teveccüh eden uluslararası öğrencilerin gelişmesine de hep beraber önemli katkılar sağlamakta. Çok sayıda uluslararası öğrencinin gelişmesine, yetiştirilmesine emek harcamaktadır. Ülkemizin etrafında komşularımızın öğrencilerine değil bütün dünya uluslarının öğrencilerine hizmet vermektedir. Bugün itibariyle üniversitelerimiz arzu edilen kapasiteye erişmiştir. Bundan sonra yapmaya çalıştığımız ve ulaşmak istediğimiz; çok daha kaliteli kurumlar haline gelmektir. İnşallah kapasiteyle beraber kalitemizi de artırmak suretiyle ülkemizin ve bölgemizin ihtiyaç duyduğu insanların yetiştirilmesine, araştırma gelişime faaliyetlerinde daha ileri gitme noktasında elimizden gelen her türlü gayreti göstermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. Suriye’deki Üniversitelerin Gelişmesine Destek Vereceğiz Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriye ile paylaşmaya hazır olduğunu belirten YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar, “Bu konuda mevkidaşlarımızla temaslarımız devam ediyor” dedi. Suriye’de halkın teveccüh edeceği bir demokratik düzenin inşa edilmesini temenni ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Özvar, şunları kaydetti: “Suriye’de eski rejimden kaynaklanan yükseköğretime ilişkin muhtelif sıkıntılar yaşanmıştı. Yükseköğretim Kurulu ve üniversiteler olarak komşu, dost Suriyeli kardeşlerimizle bu konuda birlikte çalışacağız. Mevkidaşlarımızla yapacağımız karşılıklı istişareler neticesinde Yükseköğretim Kurulu, Türkiye’nin yükseköğretim tecrübesini Suriyeli kardeşlerimizle paylaşmaya hazırdır. Bu konuda temaslarımız devam etmektedir. İnşallah orada da üniversitelerin kalkınmasına, gelişmesine Türkiye olarak destek vereceğiz. Bu konuda meslektaşlarımızla temas halindeyiz. Yükseköğretim alanında diğer bütün ülkelere nasıl barış, dostluk ve kardeşlik çerçevesinde destek veriyorsak, Suriye’deki kardeşlerimize de her türlü desteği vereceğiz.” Öğrenmeye Olan Tutkuyu Rehber Edinmiş Bir İKÇÜ 2025 yılının ilk senato toplantısını YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ın teşrif etmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ hakkında kısa bir sunum yaptı. Çok yönlülüğü ve öğrenmeye olan tutkuyu rehber edinmiş bir İKÇÜ olarak ülkenin bilgi ve teknoloji üreten öncü kurumlarından biri olmayı hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Sağlık, mühendislik, sosyal bilimler ve doğa bilimleri gibi çeşitli alanlarda akademik alanda yetkin bir kadro kurduk ve her geçen gün gelişmeye ve geliştirmeye devam etmekteyiz. Bilimsel araştırmalarla akademik dünyaya yön ve ilham veren ekol bir üniversite olma hedefimize emin adımlarla yürümeye gayret ediyoruz. 2024 verilerine göre üniversitemiz araştırmacıları ve akademisyenleri 7123 Web of Science, 856 SCOPUS, 278 TR Dizin yayın ile bu hedefimize katkıda bulunmuşlardır. Temel değerlerimizle donatılmış bireyler yetiştirmek, üretilen değerleri ekonomik çevreye ve bilgi birikimini toplumun hizmetine sunmak amacıyla yoğun biçimde çalışmalar yapmaktayız. Bu yolculuğumuzda her zaman yakın destekleriniz için zat-ı alilerinize en kalbi şükranlarımı sunuyor, üniversitemizi şereflendirdiğiniz için teşekkür ediyorum” dedi. Öğrenciler Karşıladı Rektör Prof. Dr. Köse’nin eşlik ettiği YÖK Başkanı Prof. Dr. Özvar’ı öğrenciler girişte çiçeklerle karşıladı. Rektörlük makamında bir süre Prof. Dr. Köse ile sohbet eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, İKÇÜ’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse de “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak ağırlamaktan büyük bir onur duyduğumuz Sayın Başkanımıza saygı ve şükranlarımı sunuyorum” şeklinde memnuniyetini ifade etti. Basın açıklamalarının ardından İKÇÜ Senato Toplantısı basına kapalı olarak devam etti. -
11 kez okundu
İKÇÜ Hedeflerini Güncelledi
Kalite süreçlerini başarıyla sürdüren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde, TSE EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetimi Sistemi ve Yükseköğretim Kalite Kurulu ölçütleri kapsamında, 2024 yılı Yönetimin Gözden Geçirme (YGG) toplantısı yapıldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında, Kalite Koordinatörlüğünce düzenlenen toplantıya, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, müdürler, Genel Sekreter Nurettin Memur, daire başkanları, dekan yardımcıları, senato üyeleri, kalite koordinatörlüğü ve komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite sorumluları katıldı. Yenilikçi ve Öncü Yaklaşımlarımızla Daha da İleri Toplantının açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, eğitim öğretim faaliyetleri, bilimsel araştırmalar, yönetişimde oluşan sinerji ve toplumsal katkı projeleri açısından kalite odaklı yaklaşımın önemini vurguladı. Geçen yılın bir analizinin ortaya konulması ve geleceğe yönelik planların gündeme alınması adına YGG toplantılarının oldukça önemli olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu toplantıyı yaparken aslında kalite süreçlerimizi de mercek altına almış oluyoruz. Sunduğumuz hizmetlerin durumunu akademik, idari ve toplumsal katkılarımızı gözden geçirme, geliştirilmesi gereken hususlarımızı saptama fırsatı sunan bu buluşmayı önemsiyorum. Biz 'nitelikli eğitim', 'bilimsel araştırma' ve 'topluma hizmet' alanlarında yenilikçi ve öncü yaklaşımlarımızla her geçen gün daha da ileri gitmeye devam ediyoruz. Bilindiği gibi Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından 2 yıllığına akredite edildik. Aynı zamanda TSE EN ISO 9001 Kalite Yönetim Sistemi Belgesine de sahibiz. Bu standartlar belli süreçlerde kontrol ediliyor. Çünkü kalite, süreklilik isteyen çalışmaları gerektiriyor. Bu açıdan emekleriniz için her birinize teşekkür ediyorum” dedi. İKÇÜ’nün Çalışmaları Dikkat Çekiyor İKÇÜ’nün özellikle bilişim alanında yaptığı çalışmaların dikkat çektiğini dile getiren Prof. Dr. Saffet Köse, “Geçtiğimiz haftalarda, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından düzenlenen “2030’a Doğru Türk Yükseköğretim Vizyonu” toplantılarının dördüncüsüne üniversitemiz ev sahipliği yaptı. Yükseköğretim Kurulu Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar bilişim ve teknoloji alanında öne çıkan bir kurum olmamız nedeniyle bizleri tebrik etti ve özellikle bilişim alanında üniversitelerde yaptığımız çalışmaların önemini vurguladı. İdari ve akademik süreçlerde özellikle dijitalleşme noktasında öncü bir kurum haline geldik. YÖK’ün büyük veri ile ilgili çalışmalarında üniversitemiz paydaşlardan bir tanesi. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, yeni kurulmasına rağmen sürekli olarak gelişime açık ve bunun da hakkını veren bir üniversite olduğu için çalışmalarımız dikkat çekmeye devam ediyor. Bu noktada sizlerin katkılarınız çok değerli” ifadelerin kullandı. Başarının Sürekliliğini Sağlamak Önemli Türk yükseköğretiminde adından söz ettiren bir kurum olmak için daha fazla çalışılması gerekliliğinin altını çizen Prof. Dr. Köse, akademik üretkenliği artıracak tüm çalışmaların desteklendiğini, tüm paydaşları ile etkileşim halinde bir İKÇÜ olarak yakalanan başarının sürekliliğini sağlamak adına sistemli adımlar atıldığını aktardı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Kurumsal akreditasyon sürecinin önemli bir ögesi olarak gördüğümüz bu toplantıların doğru analizlerle, etkili stratejik planlarla bize yol göstermesi gerektiğine inanıyorum. Aramızdaki koordinasyonu sağlamak ve uyumu güçlendirmek, kalite kültürümüze de olumlu yansıyacaktır. İdari süreçlerimizi daha etkin ve verimli hale getirecek adımları atmaya devam ediyoruz. Özellikle dijitalleşme noktasında önemli bir avantaja sahibiz” dedi. Hedeflerimizi Güncelledik Topluma hizmet alanında fark yaratacak sosyal sorumluluk projeleri ve iş birlikleri ile yollarına devam ettiklerini ifade eden Prof. Dr. Köse, “Stratejik planımızı oluşturduk ve deyim yerindeyse hedeflerimizi güncelledik. Önceki dönemde koyduğumuz her hedefe ulaşmanın da mutluluğunu sizlerle paylaşmak istiyorum. Kalite yolculuğumuzun Kalite Koordinatörlüğümüzün ve Strateji Geliştirme Başkanlığımızın katkılarıyla sürekli gelişim felsefesi üzerine inşa edildiğini vurgulamak isterim. Süreçlerimize katkı veren tüm ekip arkadaşlarıma teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Kalite Sürecini Başarıyla Yönetiyoruz Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ise, İKÇÜ’nün sürekli gelişen ve dünya ile etkileşim halinde olan bir üniversite olmasında; nitelikli eğitim ve katılımcı yönetişim anlayışı açısından Kalite Güvence Sisteminin yol gösterici bir niteliğe sahip olduğunu vurguladı. Yükseköğretim kurumlarının eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal katkı faaliyetleri ile idari hizmetlerinin iç ve dış kalite güvencesi ve akreditasyon süreçlerini planlama ve uygulama esaslarının tümünü kapsayan Kalite Güvence Sisteminin gelişmeleri ve yenilikleri kalite standartlarında takip eden İKÇÜ açısından önemini anlatan Doç. Dr. Tengiz, “Türk Standartları Enstitüsü (TSE) TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi (KYS) Standardı şartlarına uygun hizmet üretmek amacıyla 2012 yılında çalışmalara başlayan üniversitemiz, iki yıllık tetkik sürecinin ardından 2014 yılında TS EN ISO 9001 kalite yönetim sistemi belgesi almaya hak kazanmıştır. O tarihlerden bugüne kadar üniversitemizde kalite çalışmaları özenle sürdürülmektedir. 2024 yılında da belge yenileyerek sürece başarıyla devam ediyoruz. Görev bilinci ve özveri ile yaptığımız çalışmalara tam destek sağlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye ve üniversite üst yönetimine koordinatörlüğümüz adına teşekkür ediyorum” diye konuştu. Toplantı, katılımcıların görüş ve önerilerinin alınmasıyla tamamlandı. -
10 kez okundu
İKÇÜ Genç Turizmcilerini Uğurladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 2023– 2024 eğitim öğretim yılının ilk mezuniyet heyecanı Turizm Fakültesinde yaşandı. Turizm Rehberliği, Turizm İşletmeciliği ile Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünde mezun olan 100’e yakın genç turizmci ailelerinin de ortak olduğu mutlu günlerinde kep atarak mezuniyetlerini kutladı. Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler’in ev sahipliğinde düzenlenen törende, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İzmir Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler ve Turizm Daire Başkanı Gökçe Başkaya, Anadolu Üniversitesi Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Semra Günay, dekanlar, bölüm başkanları, öğretim üyeleri ile aileleri gençlerin heyecanına ortak oldu. Türk Turizmi Güçlü Dinamiklere Sahip Törende misafirlere seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, krizlerden, hastalıklardan ve doğal afetlerden en çok etkilenen sektörlerin başında gelen turizm sektörünün belli dönemlerde yaşadığı esnek yapısına dikkat çekti. Peş peşe gelen olumsuzluklara rağmen ülkemiz turizm sektörünün sahip olduğu güçlü dinamikleri sayesinde beklenildiğinden daha hızlı bir toparlanmaya girdiğini aktaran Prof. Dr. Akbaş, ”2022 yılı Türkiye turizminin hızlı toparlandığı yıl olmuştur. Ülkemiz dünya genelinde en fazla turist çeken ülkeler sıralamasında ilk 10’da yer alması bunun önemli bir göstergesidir. Türkiye’nin hem konjonktürel hem de ekonomik olarak fiyat avantajı yönünden yurtdışı turistlere cazip geldiği de aşikârdır. Turizmin bu yönleriyle birlikte milli gelir içindeki payı da giderek artmıştır. Turizm gelirlerinin 2022 yılında GSYH’ye oranı %5.1, ihracatımıza oranı %20.6, kazandırdığı dövizler ile dış ticareti kapama oranı ise %42.4’tür” diye konuştu. Alanınızda En İyiler Olacaksınız Stratejik bir sektöre İKÇÜ’den genç turizmcilerin kazandırılması adına oldukça gururlu olduklarını belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “ Turizm, ülkemizin tarihi, kültürü, arkeolojisi, sanatı, gastronomisi gibi değerlerinin hazinelerinin tanıtılma fırsatının söz konusu olduğu bir alan. Turizm sektöründe vereceğiniz katkınızın ne kadar önemli olduğunu hatırlatmak isterim. Turizmde başarılı olabilmek için tüm özellikleri ile ülkemizi gerçekten sevmenin, bu değerlerimizi korumak ve en iyi şekilde tanıtmak, bunun için çalışmanın gerekliliğini en iyi kavrayan bu alanda yetkin hala getirilmiş olan sizlersiniz. Siz öğrencilerimiz buradaki öğrenim sürecinizde teorik ve pratik bakımlardan bunun en başarılı şekilde nasıl yapılması gerektiğine ilişkin bilgi ve becerileri edindiniz ve mezun olmaya hak kazandınız. Şimdi sizleri bu bilgi, düşünce, beceri ve duygularla turizm sektöründe hizmet etmek üzere, bunu da en iyi şekilde yapacağınıza inanarak bu törenle güvenle uğurluyoruz. Sevgili öğrencilerimize özel hayatınızda sağlık ve mutluluklar, meslek hayatınızda da başarılar diliyorum. Yolunuz açık olsun” dedi. Gösterdiğiniz Azim, Başarılarınızın Habercisi Mezun öğrencilerine seslenen Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler de tüm fakülte olarak akademik bilginin yanında aynı zamanda meslek ahlakı ve insanlık değerleri gibi onları başarılı kılacak tam donanımlı bireyler olmaları için rehberlik ettiklerini kaydetti. İKÇÜ’lü gençlerin kazandıkları yetkinlikler adına oldukça gururlu olduklarını ifade eden Dekan Prof. Dr. Güler, “Öğrencilerimiz, burada geçirdikleri zaman içerisinde kıymetli ailelerinden aldıkları eğitim, değer ve ilkelerle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin değer ve ilkelerini harmanlayarak hem üniversite içinde hem de üniversite dışındaki çalışma hayatlarında takdire şayan bireyler olduklarını her defasında gösterdiler. Bugüne kadar gösterdiğiniz azim ve kararlılık, gelecekteki başarılarınızın habercisidir. Sizler, burada kazandığınız bilgi ve tecrübelerle turizm endüstrisine önemli katkılar sağlayacak ve ülkemizin turizm potansiyelini daha da ileri taşıyacaksınız” şeklinde konuştu. Sizlerle Gurur Duyuyoruz Fakültenin kuruluşundan bu yana sektörde yakaladığı ivme ve gelinen noktada her daim yanlarında olan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse başta olmak üzere tüm yönetim ekibine, geçmiş dönemlerde görev alan dekanlarına, tüm akademik ve idari personeline şükranlarını ileten Dekan Prof. Dr. Güler, gençlere başarılı bir hayat geçirmeleri temennisi ile veda etti. Prof. Dr. Güler, “Bugün mezun olarak buradan ayrılıyorsunuz, ancak İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ailesinin birer parçası olarak kalmaya devam edeceksiniz. Sizlerle şahsım ve kurumum adına gurur duyuyorum, iyi ki İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Turizm Fakültesine geldiniz ve iyi ki sizlerle bir arada olduk ve inşallah da bu bağımız nefesimiz yettiğince devam edecek. Mezuniyetiniz hayırlı ve uğurlu olsun. Yolunuz bahtınız açık olsun” dedi. Güler’in konuşmasının ardından sahnede toplanan genç turizmciler, kep atarak mezuniyetlerini kutladı. Fakültenin İlk Mezunlar Günü Etkinliği Mezuniyet törenin ardından geçmiş dönemlerde İKÇÜ Turizm Fakültesinden mezun olarak sektöre adım atan başarılı turizmciler fuaye alanında düzenlenen kokteylde buluşarak yeni mezun gençlerin heyecanını paylaştı. -
10 kez okundu
“İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında, “İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ” başlıklı programa ev sahipliği yaptı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in "Akademi ve Eğitim Bağlamında İhanete Giden Sürecin İdeolojisi" başlıklı sunumuyla konuşmacı olarak yer aldığı programda; İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, "FETÖ'nün Medya Stratejisi ve 15 Temmuz Gecesi Uluslararası Medya", İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, "Örgütlü Duygu İstismarı ve FETÖ'nün Din Ticareti" başlıklarını irdeledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen programı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Sapkınlık Seviyesinde Bir Yapılanma Tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yad ederek konferansın açış konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel sömürgeci güçlerin dünyanın birçok coğrafyasında etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden dizayn ettikleri kaos projelerini hayata geçirdiklerini ifade etti. Bu güçlerin en büyük uygulama alanlarının ise etnik gruplar olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, sözde dini gruplar üzerinden oluşturdukları terör örgütleri ile toplumları parçalamayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “FETÖ yapılanması diğer örgütler gibi küresel güçler tarafından oluşturulan laboratuvar üretilmiş bir örgüttür. Klasik sosyolojik yapılarla bunlar açıklayamıyor ve sınıflandıramıyorsunuz. Bu örgütün çoklu sosyolojik yapısı var ve yabancı istihbarat örgütlerinin bütün halinde bu yapıda yer aldığından bahsedilmektedir. Bizim gibi ülkeler üzerinde yürüttükleri farklı stratejileri var. Çevremizdeki ülkelere bakın, üretilen kaoslar neticesinde birçok ülke parçalandı. Bizde de bu denemelerinin en sonuncusu FETÖ oldu. Prof. Dr. Erol Güngör, ‘Din kitleleri harekete geçirmedeki en etkili araçtır’ diyor. Eğer insanları bir şeye inandırabilirseniz onları kolaylıkla istismar edebilirsiniz. FETÖ de dini kullanan bir örgüttü. Elebaşına olan bağlılıkları Hz. Peygamber’den üstün olduğuna inanacak kadar sapkınlık seviyesindeydi. Peki niye bizde başarılı olamadılar? Çünkü bizde sağlıklı, güçlü, başarılı bir din eğitimi var. Dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’nin din eğitim programlarını incelemeye geliyorlar. Türkiye’nin şansı birbirinden değerli fakültelerinin, imam hatip liselerinin, diyanet teşkilatlarının olmasıdır. Bu kurumlar ayakta olduğu sürece bunlar militan yetiştiremeyecekler. Küreselcilerin oyununa maruz kalan milletimiz yazdığı kahramanlık destanlarına bir yenisini daha ekleyerek sömürgecilere gereken cevabı vermiştir” dedi. Kripto FETÖCÜ’ler Sinsice İntikam İçin Bekliyorlar Bu küresel örgütün en büyük tahribatı akademik camia ve Türkiye'nin nitelikli insan gücü üzerinde yarattığını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, örgütün Türkiye’nin bir neslini adeta kaybettiğini söyledi. “Başka ülkelerin emrine tahsis edilmiş kurşun asker yapılan insan sermayesini ülkemiz FETÖ yüzünden kaybetti” diye konuşan Prof. Dr. Şeker, akademide yaptıkları hezimetle gerçek bilim insanlarının mağdur edildiğini, ülke yararına yapılacak bilimsel projelerin önüne geçildiğini kaydetti. Başkan Prof. Dr. Şeker, “Hizmet adı altında ülkemizde birçok hezimete yol açtılar. Okul, dershane, medrese dedikleri yapılara hapsettikleri gençlerimizi istedikleri kalıplara soktular. Örgütlü takiye kültürünün temeli, kendi paralel yapısını devlete karşı kurgulayan, kendi içinde terfi işlemi yapan, evlendirme kararı veren, gençlerimize kod isimler vererek milletinden koparan, ailesinden koparan bir yapı. Anadolu’nun fakir çocuklarından bir halka oluşturuyorlar. Zengin çocuklarını da boş bırakmıyorlar. Ailelerin mal varlıklarına adeta mafyavari usullerle, tehditlerle, şantajlarla, bağış adı altında el koyuyorlar. Bu süreçlerde çocuklarını bu yapıda kaybeden anne-babaların gözyaşlarına şahit olduk. Türkçeyi yaydıklarını iddia ettikleri okulların da yabancı ajanların tekelinde olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin uygulama alanı olduğu ortaya çıktı. Kapatılan 15 örgüt üniversitesini kurgularken mütevelli heyetlerine her alandan isimlerle setler getirdiklerini, hocalarını ise zaman zaman farklı görüşlerden de seçtiklerini gördük. Diğer taraftan akademik yeterliliğe sahip olmayan kadrolarını da yabancı dil yeterlilik sınavlarında kurdukları sistem sayesinde pek çok diğer üniversiteye atadılar. Sürecin içinde hala uyuyan kripto FETÖ üyeleri var ve sinsice intikam için bekliyorlar. Akıllanmaları, tövbe etmeleri diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunlar akıllarını ve kalplerini satmışlar. Menfaatle örülen simbiyoz yapıdaki bu örgüte üye olanlar bal var diye gelen sinekler gibiler. Olay Türkiye’nin son 60 yılında NATO çerçevesinde sistematik kurgulanan bir yapıdır. Biz uyanıklığımızı devam ettirmeliyiz. Ülkemizin beşerî zenginliğini bunlara kaptırma lüksümüz yok. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” şeklinde konuştu. Tüm Kitle İletişim Araçlarını Kullanarak Darbeye Yürüdüler FETÖ, yapılanmasını tüm medya araçlarını kullanarak sistematik olarak yürüttüğünü kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün ilk günden itibaren halka ulaşmanın en kolay yolunun bu araçlardan geçtiğinin farkında olduğunu söyledi. Medya yapılanmasının üç aşamada gerçekleştiğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, ilk dönemde, dini istismar eden buna duygu yükleyen sohbetlerin kitle iletişim araçları ile empoze edildiğini belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “ İkinci dönem seri propaganda dönemidir. Bu dönem, kitle iletişim araçlarını tekellerine almaya başladıkları dönemdir. Alanında uzman kişilerle çalışmışlardır. Üçüncü dönem itibarsızlaşma ve yerinden etme odaklı ‘guguk kuşu’ adını verdiğim dönemidir. Guguk kuşunun yavrusunu başka yuvaya bırakıp diğer kuşlarla fark etmeden büyümesini sağlaması gibi duygusal istismar döneminden sonra kendi dışından farklı görüşlerden yapıları destekleyen bir yaklaşımla medyada yayılıyorlar. Uluslararası arenada da dini yumuşatmaya, modernleştirmeye yönelik söylem geliştiriyorlar. Bu yönde mesajlar üreterek ‘ılımlı vaiz’ misyonuyla ‘dinler arası diyalog’ kavramını ortaya atarak uluslararası kamuoyuna mesaj veriyorlar. 1998 yılında Papa ile görüşmesi bu açıdan önemli bir fotoğraftı. Gazete, televizyon ve ajans yapılanmaları yanında dergileriyle, kendi kurguladıkları senaryolarla yaptıkları dizilerle, reklam filmleriyle, siyasi erke, yargıya, ulusal ve uluslararası kamuoyuna propaganda amaçlı mesajlarını doğrudan vermeye başlıyorlar. Darbeye giden yolda özellikle dershanelerin kapatılmasından sonra bu araçların sayısının arttırıldığını, daha sonra da yeni medya alanına da girmeleriyle 132 adet medya organına ulaştığını görmekteyiz. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna antidemokratik rejim, diktatörlük, yolsuzluk, yargıya, askere müdahale, siyasi istikrarsızlık başlıklarında verdikleri mesajlarla muhalefeti de arkalarına alarak darbe kalkışmasına giden sürecin tüm basın yayın organlarınca, uzman kişilerce yönetildiğini görmekteyiz. Bu yapının yardakçıları, yandaşlarının yatakta basıp, şafakta asacaklar mesajları ile halka da alttan korku empoze ederek sokağa çıkmamaları için ellerinden gelen tüm açıklamaları yaptıklarını, tweetleri attıklarını görüyoruz” diye konuştu. Vesayet Odaklarına Truva Atı Oldular Küresel güçlerin özellikle Ortadoğu üzerinde dini gruplar üzerinden oynadıkları büyük oyuna dikkat çeken İKÇÜ İlahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, bu grupların kendilerini Allah adına söz söylemeyi misyon edinen görüntüsüyle Batı’nın bölgedeki Truva atları olarak önemli işlev üstlendiklerini kaydetti. Doç. Dr. Emiroğlu “Tarihe bakacak olursanız İslam, Hıristiyanlık için hep bir tehditti. İslam’ın bayraktarlığını alan Türkler de büyük tehdit oluşturdu. Günümüze gelindiğinde vesayet odaklarına Truva atı görevi gören, terörize edilen bu gruplar nedense tüm mücadelelerini kendi içinden çıktıkları dindaşları ve soydaşları üzerinden yürütmektedir. Bu grupların FETÖ ile benzer özelliklerinin olduğunu görüyoruz. Bu örgütlerdeki grup normlarında sorgulamaya asla izin verilmez. Grup normlarının dışında hareket etmenize farklı davranış sergilenmesine müsamaha gösterilmez. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde kurgulanan bir yapıya sahiptirler. İpotekli kimlik bu yapılarda kullanılan bir kavramdır. Kimliği, dini bir formasyonla, aşama aşama ele geçiren sistematiğin uygulandığını görüyoruz. Tüm dini kült yapılarda olduğu gibi kendileri dışında olan tüm gruplar onların aşağısındadır, değersizdir. Kendilerini ilahi buyruğa en yakın olarak görürler. Sorgulamaya fırsat vermeyen bu istismarcı, sömürücü yapısıyla canavarımsı duygularla kendi halkını, meclisini vuracak bir akıl tutulmasına dönüşmesi bu süreçlerle gerçekleşiyor. Bu gibi yapılara maruz kalmamak adına iyi ki İlahiyat Fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı var, halkın doğru kaynaklardan öğrenecekleri yayınlara imza atıyorlar ki onlar bu yapıları asla sevmediler. Bu anlamda bizlere çok büyük görev düşüyor” dedi. Konferans Rektör Prof. Dr. Köse’nin Prof. Dr. Şeker’e katılımları dolayısıyla plaket takdimi ile son buldu. -
10 kez okundu
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi. -
10 kez okundu
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
10 kez okundu
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
9 kez okundu
Başarılı Akademisyenlerin Gurur Günü
Yaptıkları bilimsel faaliyetlerle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) isminin üst basamaklara taşınmasında büyük emekleri olan akademisyenler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce yapılan törende, 2022- 2023 yıllarında TÜBA-GEBİP Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödülü kazanan İKÇÜ’lü akademisyenlere, 2021, 2022, ve 2023 yıllarında fakülte bazında en yüksek akademik teşvik puanı alan akademisyenlere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarına teşekkür ve başarı belgeleri takdim edildi. Tören, Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü akademisyenleri Prof. Dr. Ömer Özden, Doç. Dr. Serkan Çelik, Doç. Dr. Cem Çırak, yüksek lisans öğrencisi Safiye Çayhan’ın enstrümanlarda yer aldığı Emine Başateş’in solistliğinde sunulan müzik dinletisi ile başladı. Başarılarınızla Övünüyoruz Programın açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, imza attıkları bilimsel çalışmalarla İKÇÜ’nün ismini üst sıralara yazdıran akademisyenleri tebrik etti. Akademik teşvik törenlerinde, yaptıkları çalışmalarla İKÇÜ’yü gururlandıran bilim insanlarıyla ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ’nün her geçen yıl başarı ivmesiyle büyüyen İzmir’in önemli bir bilim yuvası olmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarımızın başarılarıyla övünüyoruz ve başarılarının artarak devam etmesi dileğini hep birlikte paylaşıyoruz. Günümüzde üretilen bilgi, direkt veya dolaylı bir şekilde topluma, sosyal yaşama dokunmuyorsa, ekonomiye yansımıyorsa fazla bir değeri kalmıyor. Burada, bilgiyi topluma kazandıran, gençlerimizin yarınlarına değer katan akademisyenlerimizin başarı ile taçlandırıldığı somut bir paydayı paylaşıyoruz” dedi. Marifetin İltifata Tabi Olduğunun Farkındayız Son dönemde açıklanan sıralamalarda kısmi bir gerileme olduğunu hatırlatan Rektör Köse, tekrar yükseliş ivmesi için çalışma başlattıklarını, bu kapsamda geliştirilmesi gereken alanları saptadıklarını söyledi. TÜBA ve TÜBİTAK tarafından verilen ödülleri kazanan İKÇÜ’lü sayısının da artması gerektiğini hatırlatan Rektör Köse “Biz üniversite olarak genç bir üniversiteyiz, ama iyi bir üniversiteyiz. Birlikte ve huzur içinde çalıştığımızda daha büyük başarılara ulaşacağımızı biliyoruz. Böyle bir iklimin sürdürülebilirliği noktasında yönetim olarak gerekli adımları atıyor, gelişmeleri ve kaynakları sürekli gözden geçiriyoruz. Bu noktada gerek TÜBİTAK projelerinde gerekse de öğrenci projelerinde daha iyi çalışmalar yapabilecek potansiyelimizin olduğunu biliyorum. İyiden daha fazlasına, en iyiye ulaşmak için daha fazla çalışmamız gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. İKÇÜ ailesinin fertleri olarak bilim dünyasına değer katacak çalışmalara imza atmaya devam etmeliyiz ve edeceğimize inanıyorum. İleriki yıllarda akademik teşvik sayılarının daha da arttığı, bilimsel faaliyetlerimizin ivme kazandığı tabloları paylaşma inancımı hassaten ifade etmek istiyorum. Marifetin iltifata tabi olduğunun farkındayız ve pandemi ve deprem nedeniyle ertelediğimiz bu süreçte marifetli akademisyenlerimizi ödüllendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başta TÜBA’dan ödül alan üstün performans gösteren mesai arkadaşlarım olmak üzere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarını ve akademik teşvikte yüksek puan elde eden tüm öğretim elemanlarımızı kutluyor, her birinize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Tören, başarılarıyla İKÇÜ’yü gururlandıran akademisyenlere protokol tarafından belgelerinin takdim edilmesiyle son buldu. -
9 kez okundu
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
9 kez okundu
Genç Denizcilere İMEAK’tan Teknoloji Desteği
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odasının desteğiyle yapımı tamamlanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı düzenlenen resmi törenle öğrencilerin kullanımına açıldı. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli’nin ev sahipliği ile düzenlenen açılışa, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Meclis Başkanı Argun Gündüç, Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, yönetim kurulu üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Denizcilik Alanındaki Her Adım, Geleceği de Şekillendirecek Kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneğine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türk deniz ticaret sektörünün yapı taşı olan İMEAK’ın Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin kuruluşundan bu yana birincil paydaşı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saffet Köse, “Bölgesinin gemi inşaatı alanında eğitim veren ilk ve tek fakülteye sahibiz. 8 bin 500 yıllık bir liman kenti olan İzmir başta olmak üzere bölge ve ülkemizin denizcilik sektörünün stratejik hedeflerine en üst düzeyde katkı veren bir fakülte olmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu hedefe sadece bizim çabamızla erişilemeyeceği aşikâr. İMEAK Deniz Ticaret Odamız da bu anlamda bizim birincil paydaşımız ve onların yaptıkları ve yapacakları katkılar hedefe ulaşmamızda çok önemli ve değerli. Paydaşlarımızla birlikte vizyonumuza erişebileceğimizin bilincindeyiz. Bugün de onların katkılarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunulan iki laboratuvarımızın açılışını birlikte yapacağız. Gemi inşaatı ve denizcilik alanında atacağımız her adım, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir niteliğe sahiptir ve bizler gelecek nesiller adına da bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz” dedi. İMEAK Birincil Paydaşımız Türkiye’nin denizler üzerindeki egemenliği ve diplomasideki gücünü artırmayı ifade eden ‘Mavi Vatan’ stratejisine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, kurumlararası teknoloji paydaşlı iş birliklerinin oldukça önemli hale geldiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Denizcilik, tarih boyunca hem ticaretin hem de keşiflerin itici gücü olmuştur. Denize erişimi bulunmayanların ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda iddia sahibi olamayacaklarını deneyimlerle gördük ve görüyoruz. Bu anlamda önde olmak için tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni yapması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı bu tür ortak çalışmaların, ülkemizin küresel denizcilik arenasında daha rekabetçi bir konuma gelmesine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Fakültemizi her zaman destekleyen İMEAK Deniz Ticaret Odamıza kalbi şükranlarımı sunuyor, laboratuvarlarımızın hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. Sektörün Gözde Temsilcileri GİDF’den Çıkacak Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli de İMEAK DenizTicaret Odası’nın destekleriyle kurulan Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarının eğitim ve öğretim faaliyetlerine kazandıracağı katkıdan oldukça memnuniyet duyduklarını söyledi. Fakültelerin gelişim aşamasına hızla devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Hakkı Dereli, “Yazılım destekli eğitim hedefimiz ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda, gemi hidrodinamiği alanında Siemens Star CCM+, Gemi üretimi ve donatımı alanında CADMATIC firmaları ile yazılım anlaşmaları yaptık. Ayrıca gemi yapısal tasarımı alanında NAPA firması ile yazılım anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Dersler bünyesinde, Python ve Matlab programlama dilleri ile uygulamalar yapılmaktadır. Aktif 2 bölümümüzde öğrenci uygulamaları ve araştırma faaliyetleri için kullanılacak olan ve bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı Sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmemize yaptıkları katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tamer Kıran nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyoruz. Laboratuvarların fakültemize kazandırılmasında ve bugüne kadarki gelişimde bize her türlü desteği sağlayan başta Sayın Rektörümüz Prof. Köse Hocamıza olmak üzere önceki dekanlarımıza, öğretim üyelerimize tüm idari personelimize çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de Açalım Dünya ticaretinin yüzde 84’ten fazlasının deniz taşımacılığı, dış ticaret yüklerinin yüzde 90’ının deniz yolu ile yapıldığına dikkat çeken İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, denizcilik sektörünün üstlendiği stratejik önemi vurguladı. Geleceğin denizcilerine seslenen Başkan Kıran, meslek tercihlerinin ülkemizin denizcilik alanı için oldukça değerli olduğunu söyledi. Başkan Kıran, “ Deniz yolu taşımacılığı olmasa dünyanın yarısı soğuktan, yarısı açlıktan kırılır şeklinde bir tabir vardır. Bu anlamda bu mesleği tercih ederek çok doğru, önü çok açık olan bir sektöre giriş yaptınız. Bu zamana kadar İKÇÜ GİDF’ye elimizden geleni yaptık. Değerli Rektörümüze diyorum ki; gelin hep birlikte, el birliği ile İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de açalım. Bu sektörün geleceği çok fazla. Denize çalışanlar okulu bitirir bitirmez işiniz hazır ve hangi tür gemide çalışacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiziki şartları zor bir meslek ama geliri yüksek bir meslektir” dedi. Bu Ülke Sizden Çok Şey Bekliyor Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacın farkında olarak İMEAK olarak her zaman gençleri destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, tasarruf etmekten imtina ettikleri tek alanın denizcilik eğitimi olduğunu kaydetti. Konuşmasında sektörün genç beyinlere duyduğu ihtiyacı vurgulayan Kıran, “ Mavi vatan kavramı ile ülkemiz denizlerdeki hâkimiyeti kurmak için çalışıyor. Bunun için deniz araçlarının yapımı, çizimi, kontrolü, kullanımı vs yapacak denizcilere ihtiyaç var. Bu da sizin mesleğinizden geçiyor. Özellikle askeri gemilerin yapımında sizin gibi gençlere çok ihtiyaç var. Günümüzde oldukça ileri teknolojilerle bambaşka bir boyuta ulaştı. TCG Anadolu örneğin 9000 km kablo var içinde. Türk deniz ticaret filosu 52,7 milyon detveyt ton oldu. Yunanistan’ın 450 milyon detveyt ton. Daha gideceğimiz çok yol var. Burası devlet üniversitesi ve burada okumak isteyen çok kişi var. Burada iyi bir eğitim alıp sonra gidip influencer olmayın. Mesleğinizi en iyi şekilde öğrenin. Tecrübenizi arttırın, sektöre girin, kendinizi geliştirin. Ülkemizin geleceğine sahip çıkın Bu ülke sizden çok şey bekliyor” dedi. Konuşmaların ardından Hooke Yasası Deney Seti, Gerinim Ölçme Deney Seti, Yorulma Mukavemet Deney Seti, Malzeme Deney Seti, Trinoküler Mikroskop, 3D Yazıcı’lı İMEAK Deniz Ticaret Odası Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile 6 adet Yüksek Hesaplamalı İş İstasyonu 6 Monitör 1 UPS’li İMEAK Deniz Ticaret Odası Hidromekanik Laboratuvarının açılışı yapıldı. Ardından denizcilik alanındaki gelişmelerin sergilendiği Prof. Dr. Oğuz Dilmaç tarafından açılan "Denize Dair" adlı resim sergisi gezildi. -
8 kez okundu
İKÇÜ Akredite Oldu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 2023 yılı itibariyle Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programına (KAP) dahil olmasıyla birlikte başlayan süreci başarıyla tamamladı. YÖKAK Değerlendirme Takımı tarafından yapılan ön ziyaret, saha ziyaretleri ve yüz yüze ziyaretler neticesinde incelenen bilgi, belge ve raporlar doğrultusunda, İKÇÜ 2 yıl süre ile Akreditasyon almaya hak kazandı. Kurumsal akreditasyon belgesi, Yükseköğretim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar ile YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Prof. Dr. Ümit Kocabıçak tarafından Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye takdim edildi. Ankara Hacı Bayram Veli Üniversitesi ev sahipliğinde başlayan “2024 YÖKAK Uluslararası Kalite Güvencesi ve Akreditasyon” konferansı programında, belge almaya hak kazanan üniversitelerin rektörlerinin de katıldığı törende, İKÇÜ Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Onur Karadal ve Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu da yer aldı. Ekip Ruhu İçinde Çaba Gösterdik Belgeyi; tüm akademik, idari personel ve tüm paydaşlar adına aldığını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, YÖKAK’la koordineli şekilde yürütülen akredite çalışmalarının başarıyla sonuçlanmasının heyecanını yaşadıklarını kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Kalite güvencesi süreçleri tüm birimlerin sahiplendiği ve sorumlusu olduğu kurumsal bir döngüyü ifade ediyor. Ekip olarak 2023 Eylül ayından bu yana yoğun bir tempo içinde çalışmalarımızı hızlandırmıştık. Geçtiğimiz tüm aşamalarda, ön ziyaret, saha ziyaretleri ve yüz yüze ziyaretlerde ekip ruhu içinde çaba gösterdik. Süreçte, bizleri yalnız bırakmayan tüm akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimize ayrıca tüm kamu kurum ve kuruluşlarımız ile özel sektör temsilcilerimize şükranlarımı sunuyorum” şeklinde duygularını paylaştı. Hedef “Tam Akredite” Bundan sonraki hedefin “Tam Akredite” edilmiş bir kurum olmak olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Yükseköğretim Kurumları Sınavı (YKS) Yükseköğretim Programları ve Kontenjanları Kılavuzunda YÖKAK tarafından kurumsal akreditasyon verilen yükseköğretim kurumlarının bilgilerinin paylaşıldığını hatırlatarak; belgenin öğrenciler için de önemli bir ölçüt olduğunu söyledi. Prof. Dr. Köse, “Bu belge bize İKÇÜ’nün faaliyet alanlarında hedeflerine ulaşmayı sağlayacak mekanizmaları oluşturduğunun, kalite sistemlerini izlediğinin ve iyileştirdiğinin, paydaşlarının katılımını önemsediğinin, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme ile toplumsal katkı faaliyetlerini titizlikle takip ettiğinin bir tescili oldu. Elbette ki karşılanması beklenen kriterlerimiz var. Kısmi olarak yol aldığımız akredite yolculuğumuzda kriterlerin tam sağlanması adına çalışırken; verimli şekilde işleyen tüm döngülerimizi de sürekli iyileştirme ilkesiyle takip etmeye, daha iyiye ulaşmak için aralıksız çalışmaya devam edeceğiz. Sürecin yürütülmesini en başından itibaren titizlikle takip eden, İKÇÜ’nün bu stratejik amacına ulaşmasında katkıları olan değerli akademik ve idari personelimize kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi. -
8 kez okundu
Süper Lig’e Galibiyetle Merhaba
Çeyrek Finaldeki Mersin Üniversitesi takımını yenerek süper lige çıkmayı garantileyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Erkek Basketbol Takımı, son maçından da galibiyetle ayrılarak üçüncü sırada Süper Lig’e merhaba dedi. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) tarafından Dicle Üniversitesinde düzenlenen müsabakalardaki son maçını TED Üniversitesi ile oynayan İKÇÜ’nün başarılı basketçileri, TED Üniversitesi takımını 68-49 yenerek rakibini geride bıraktı. 16 üniversite takımının mücadele ettiği müsabakalarda üst üste başarılı skorlarla adını süper lige yazdıran genç İKÇÜ’lüler turnuvadaki performansıyla dikkat çekti. Yılı başarılarla kapatan takım, İzmir’de düzenlenen Üniversitelerarası Basketbol Bölgesel Turnuvasını da 2’nci olarak tamamlayarak yükselme grubunda mücadele etmeye hak kazanmıştı. Gazi Üniversitesi ve Doğuş Üniversitesinin ardından üçüncü olarak grup maçlarını tamamlayarak tarihinde bir ilki gerçekleştiren İKÇÜ oyuncuları, gelecek sezon Süper Lig’de mücadele edecek. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru ile Taşkın Toprak’ın antrenörlüğünde, Volkan Aktaş’ın yardımcı antrenörlüğünde çalışan yaptığı basketbol takımı: Ege Gezer, Efe Yüzat, Doğukan İşnel, Deniz Ufuk Yamansavcı, Ege Cem Sun, Ege Oktay, Egehan Yiğit Altuntaş, Berkan Silindir, Berkin Şengül, Mehmet Güner, İsmail Kerim Şengöz, Veli Bahadır Can, Yiğit Güner Çelikten ve Berke Tutar’dan oluşuyor. -
8 kez okundu
Büyükelçi Degutis İKÇÜ’de
Litvanya Cumhuriyeti Türkiye Büyükelçisi Ričardas Degutis ve beraberindeki heyet, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesini (İKÇÜ) ziyaret etti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Litvanya Büyükelçiliği hibe desteği ile Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) tarafından hayata geçirilen “İklim Değişikliğiyle Mücadelede Öğrenme ve Ağ Oluşturma Aracı Olarak Türkiye-Litvanya İş birliği Projesi” kapsamında düzenlenen foruma katılmak üzere İzmir’e gelen Büyükelçi Ričardas Degutis’i makamında ağırladı. Bakan Danışmanı Ieva Garšvaıtė, Litvanya İzmir Fahri Konsolosu Mustafa Ahmet Özsoy, Kentsel Stratejiler ve Yerel Uygulamalar Derneği (Kent-Lab) Genel Sekreteri Serdar Karaduman’ın da yer aldığı heyet, iki ülke yerel yönetimleri, STK’ları iş ve bilim dünyasından temsilcilerin destek verdiği proje hakkında Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu’ya bilgi verdi. İklim değişikliğine dirençli kentlerin oluşturulması, iklim değişikliğinin çevresel, toplumsal ve insan sağlığı üzerinde hem doğrudan hem dolaylı etkilerinin ortaya konulması adına İKÇÜ olarak birçok projeye destek verildiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, hedeflerinin toplumdaki bilgi düzeyini ve farkındalığı artırmak olduğunu söyledi. Ziyarette karşılıklı iş birliği ve ortak projelerin üretilmesi ile ilgili görüş alışverişinde bulunuldu. -
8 kez okundu
İKÇÜ- Çiğli Belediyesi Güç Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Çiğli Belediyesi arasında iş birliği protokolü yapıldı. İKÇÜ Rektörlüğünde imzalanan protokol metnine; Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız imza attı. Üniversite-Belediye iş birliği kültürüne katkı sağlayacak ortak çalışmalara imkân veren iş birliği protokolüne ilişkin açıklamalarda bulunan Rektör Prof. Dr. Köse ve Başkan Yıldız karşılıklı memnuniyetlerini paylaştı. Her Türlü İş Birliğinde Belediyemizin Yanındayız Topluma yönelik hizmet anlayışını güçlendirmek için yerel yönetimlerle yakın diyalog halinde olduklarını söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’nün bu hedef doğrultusunda sağlam adımlar attığına dikkat çekti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Üniversiteleri sadece eğitim öğretim ve araştırma işlevi olan kurumsal yapılar olarak değil aynı zamanda toplumun gelişimine yön veren kurumlar olarak görmek gerekir. Ayrıca kuruldukları kente ışık olan, yaşam düzeyini yükseltici, şehrin sosyo-ekonomik gelişmesine yeni fikirler üreterek çözüm önerilerini de içinde barındıran bilim ve ilim yuvalarıdır. Bizler en büyük paydaşımız olan öğrencilerimizden de aldığımız güçle bu misyonumuzu başarıyla yerine getirdiğimiz inancındayım. Yerel yönetimlerle kurduğumuz yakın bağ da bunun göstergesidir. Yerel yönetimlerle iş birliğini çok önemsiyoruz. Bugün de bunun bir adımını daha atmış olduk. Bilgi ve birikimimizi topluma transfer edecek, kentle bütünleştirecek her iş birliğinde varız.” dedi. Böyle Güzide Bir Üniversitenin Çiğli’de Olması Bizleri Çok Mutlu Ediyor İKÇÜ ile ortak adımları içeren iş birliği içinde olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan ve Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız protokolün her anlamıyla çok kıymetli olduğunu belirtti. “İlçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor” diyerek üniversite ile belediye arasında her türlü bilimsel, teknolojik, spor, sosyal ve kültürel iş birliğinin geliştirilmesine imkân sağlayan protokole ilişkin konuşan Başkan Yıldız, “Ben de sayın Rektör hocamın eşliğinde İKÇÜ’de bulunduğum için son derece mutluyum. Yaklaşık 20 bin öğrencimiz burada öğretim görüyor. Bizim kentimiz için çok büyük bir gelişme gösteriyor. Öncelikle ilçemizde böyle güzide bir üniversitenin var olması bizleri çok mutlu ediyor. Hem Çiğli'de hem de Çiğli dışında yaşayan insanların yapmış olduğumuz iş birliğinden kaynaklı sağlayacağı tüm faydalar şimdiden kentimizde hayırlısı olsun. Üniversitelerle ortak akılla çalışmak bizler için çok deneyimli bir iş, çok kıymetli bir iş. Ben tekrar hocam bizi burada ağırladığı için böyle bir iş birliğini, böyle bir protokolü beraber hayata geçireceğimiz için tüm Çiğli adına kendisine çok teşekkür ediyorum ve tekrar hayırlı uğurlu olsun diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından imzalan protokol ile ulusal ve uluslararası iş birlikleri geliştirilerek, Ar-Ge ve yenilik kaynaklı ekonomik kazanımların arttırılması için ortak çalışmalar yürütülecek ve kentin ihtiyaçlarının giderilmesine yönelik stratejik planlama çalışmalarında bulunulacak. Üniversite öğrencilerinin görmüş oldukları teorik öğretimi belediyenin faaliyet gösterdiği alanlarda uygulamalı olarak deneyimleme fırsatı da sunacak protokolün, TÜBİTAK, Kalkınma Ajansı, Bakanlıklar dâhil olmak üzere ulusal ve uluslararası hibe projelerinin hazırlanması, ortak projelerin yürütülmesi ve araştırma raporlarının hazırlanması, çalışanlara yönelik kurumsal eğitimlerin organize edilmesi, İKÇÜ Sürekli Eğitim Merkezi desteğiyle kentte yaşayan insanların ihtiyaçları doğrultusunda eğitimler ve kurslar planlanması gibi başlıkları hayata geçirmesi bekleniyor. -
8 kez okundu
AYM’nin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkisi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Hukuk Fakültesi, Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi ortak projesi kapsamında düzenlenen “Anayasa Mahkemesinin Temel Haklar Alanındaki Kararlarının Etkili Şekilde Uygulanmasının Desteklenmesi” başlıklı panele ev sahipliği yaptı. Anayasa Mahkemesi Bölümler Başraportörü Doç. Dr. Akif Yıldırım ile İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler’in konuşmacı olarak yer aldığı, moderatörlüğünü Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır’ın üstlendiği paneli; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Hukuk Fakültesi Dekan Yardımcıları Prof. Dr. Özge Karaege ile Dr. Öğr. Üyesi Cemal Başar, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Programı sebebiyle Ankara'da bulunan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin selamlarını ve başarı dileklerini ileten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş programın açış konuşmasında bireysel başvuru mekanizmasının hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde üstlendiği role dikkat dikkat çekti. Toplumsal Farkındalık Yaratan Bir Dinamik Hukuk devleti ilkesinin güçlendirilmesinde ve anayasal değerlerin hayata geçirilmesinde önemli bir yere sahip olan bir konunun İKÇÜ’de işlenmesinden duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbaş, “2010 yılında yapılan anayasa değişikliği ile hukuk sistemimize dahil edilen bireysel başvuru mekanizması, Türkiye'de anayasal adaletin genişletilmesi açısından dönüm noktası olarak kabul ediliyor. Bu mekanizma, sadece hak arama yollarını güçlendirmekle kalmamış; aynı zamanda yargı sistemimizin daha âdil, erişilebilir ve insan haklarına daha duyarlı bir yapıya dönüşmesine de katkı sağladı. Bireysel başvuru, yalnızca bireylerin haklarını savunmak için bir araç değil aynı zamanda yargının işleyişini iyileştiren, kamu politikalarının şekillendiren ve toplumsal farkındalık yaratan bir dinamiğe dönüşmüş görünüyor. Anayasa Mahkemesinin verdiği kararlar sadece başvuranların haklarını korumakla kalmayıp aynı zamanda hukuk sistemimizde ışık tutan ve toplumu ileri taşıyan bir etki de sahip. Bu konuda aydınlatıcı bilgilerin paylaşılacağından ve tartışma ortamının doğacağından şüphem yok. Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım Beyefendiye, kıymetli desteklerini esirgemeyen anayasa mahkememize, bu değerli bilimsel etkinliği düzenleyen hukuk fakültemize ve katkı sunan tüm akademisyenlerimize teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Verimli ve ufuk açıcı bir panel diliyorum” dedi. Yürütmeye, Yargıya ve Yasamaya Yol Gösterici Bir Rol Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır da bireysel başvuru hakkının uygulamaya girdiği 2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştiği dönüşüm ve gelişime dikkat çekti. Uluslararası hukukçular olarak bireysel başvuru hakkının üstünde önemle durduklarını kaydeden Dekan Prof. Dr. Batır, “2012 yılından bu yana Anayasa Mahkemesinin gerçekleştirdiği dönüşüm ve bu kadar yoğun bir biçimde dosyaları ele alışı ve kararlar verişi süreci oldukça hızlandırdı. Tabii şunu lütfen yanlış değerlendirmemek lazım. Şimdi Anayasa Mahkemesinin verdiği yüzlerce, binlerce karar arasında tabii ki birkaç tane çok medyatik olan kamuoyunun gündem oluşturan kararlar oluyor. Bunların uygulanmasıyla ilişkin meseleler oluyor. Ancak önemli olan biz hukukçular açısından resmin bütününü görebilmek. Buradaki dönüşümün, Anayasa Mahkemesinin bir haklar mahkemesi haline gelişi ve bu süreçte nasıl yürütmeye, yargıya ve yasamaya yol gösterici bir rolü üstlendiğini ve bunu yaparken de geçmişteki somut norm denetiminde elde edilenlerin çok ötesinde yeni bir ufuk açıcı gelişim olduğunu gözden kaçırmamak lazım” şeklinde konuştu. Anayasa Mahkemesinin Paradigmasını Değiştirdi Anayasa Mahkemesinin 150'ye yakın raportörü olan, iki daire halinde 300'e yakın personeli olan her hafta en az üç gün gündem yapan dinamik yapısına dikkat çeken Başraportör Doç. Dr. Akif Yıldırım, 23 Eylül 2012’de bireysel başvurunun uygulamaya geçirilmesiyle yaşanan dönüşüme dikkat çekti. Doç. Dr. Yıldırım, “Anayasa Mahkemesi bizatihi kendisini dönüştürdü. Çünkü yapısı işleyişi tamamen değişti. Devasa bir iş yüküyle Avrupa Konseyine üye olan 46 ülkenin Avrupa insan hakları mahkemesine götürdüğü başvuruların iki katından daha fazla başvuruyu ele alan mahkemeye dönüşmüştür. Bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını, kendi hukuk anlayışını değiştirdi. Sadece yapısı işleyişi yönünden değil dönüştürücü bir rol de üstlendi. Dosya geldiğinde dosyayı hak temelli olarak incelemeniz gerekiyor. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri süren bir başvurucunun hakkının ihlal edilip edilmediğini anlayabilmeniz hak temelli, hak eksenli bir inceleme yöntemi içeren 36. maddenin kapsam ve içeriği ile bir kavramsallaştırma gelişti. Sonuç olarak bireysel başvuru en başta Anayasa Mahkemesinin kendi paradigmasını kendi hukuk anlayışını değiştirdi” dedi. İKÇÜ Hukuk Fakültesi Anayasa Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Gülden Çınarlı Özbilenler de bireysel başvurunun dönüştürücü etkisi üzerinde durdu. Sunumunda başvuru dava örnekleriyle açıklamalarda bulunan Dr. Öğr. Üyesi Özbilenler, “Bireysel başvurunun esas itibariyle dönüştürücü etkisini görebildiğimiz kısmı, objektif etkisi dediğimiz yani sadece başvurucuya yönelik bir hak ihlali giderimi değil de esas itibariyle sistemsel olarak bir değişimi harekete geçirme ve toplumun tüm kesimlerinde hak ve özgürlüklerin daha sağlam şekilde tesis edilmesine anayasal hakların hayata geçirilmesine hizmet etmesi bağlamında önem arz ediyor. Bu bağlamda da bizlere hak ve özgürlük bağlamında anlamında bir güvence, kazanım elde etme imkânı sağlıyor” ifadelerini kullandı. -
8 kez okundu
İKÇÜ’lü Akademisyenlere 10’uncu Yıl Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde 10 yılı aşkın süredir görev yapan akademik personel için “Eğitim-Öğretim ve Teşvik Ödülleri” Töreni düzenlendi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce ilki düzenlenen törene, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut Dekanlar, Enstitü ve Yüksekokul Müdürleri, Genel Sekreter Nuretdin Memur ile akademisyenler katıldı. Üniversitenin Temelini Atan Kadro Törende, başarılı araştırmaları, yayınları, özverili çalışmaları ile İKÇÜ’nün akademik yolculuğuna 10 yılı aşkın süredir eşlik eden akademisyenlere seslenen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’nün ulusal ve uluslararası alanda tanınırlığında en büyük pay sahibi olan çalışma arkadaşlarının ortaya koyduğu çabanın her türlü takdirin üstünde olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “İlk bakışta 10 yıl kısa bir zaman gibi görünse de 15. yılına giren bir üniversiteye on yıl hizmet vermiş olmak, kimsenin konfor alanından çıkmadığı koşullarda yeni bir üniversitenin kuruluşu için risk almak ve elini taşın altına koymak kısaca bir üniversiteyi kurmak için rahatından vaz geçmek, önemli bir özveri ve fedakârlıktır. İşte bu nedenle 10 yıl süre olmasının ötesinde bir anlam ifade ediyor. Buradan bakıldığında üniversitenin temelini atan bu kadronun takdir edilmesi son derece önemli. Bugün genç ve dinamik bir üniversite olarak İKÇÜ her alanda kendini kanıtlamışsa bunda sizlerin büyük katkıları var. Kuruluşundan bu yana emek veren her bir akademisyenimizin yanı sıra kurucu rektörümüzün gelinen noktada çabaları her türlü takdirin ötesinde. Kurucu Rektörümüz Prof. Dr. Galip Akhan’a huzurlarınızda şükranlarımı sunuyorum. Bu başarıda onların vizyonu, emekleri büyük bir öneme sahip. Kuruluşumuzdan bu yana üniversitemize emek ve katkıları bulunan her kademeden akademik ve idari çalışanlarımıza üniversitemiz adına şükranlarımı sunuyorum” dedi. Gücümüzün Kaynağı İşini Gönülden Yapan Hocalarımız Geleceğin bilim insanlarını, girişimcilerini ve liderlerini yetiştirmek için saat mefhumu gözetmeden kendini gençliğe adayan akademisyenleri, yalnızca birer hoca, rehber değil aynı zamanda üniversitenin gelişimine en büyük katkıyı sağlayan ekip arkadaşları olarak gördüğünü ifade eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gönül bağıyla çalışan bir ekibe sahip olmanın kendileri için büyük bir şans olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Akademi öğretmek için öğrenmeyi, öğretirken de öğrenmeyi gerektirir. Öğrencilere ışık tutarak onları bilgiyle donatırken, kendimizi de sürekli geliştirmek mecburiyetindeyiz. Elbette akademisyenlik her şeyden önce gönül işidir ve kutsal bir meslek olarak çaba ve azim gerektirir. Gerektiğinde risk alan, öğrencilerinin sorunları ile yakından ilgilenen değerli bir ekibimiz var. Her zaman söylediğim bir şeyi tekrar etmek isterim. Mesleğini severek yapanlar çalışmaya gitmezler. Çünkü onlar için mesleklerini icra etmek keyiflidir. Onu çalışma saati ile sınırlandırmazlar. Bizim de mesleğini seven hocalarımız var. Gücümüzün kaynağı da bu hocalarımız. Biz bu açıdan kendimizi şanslı yöneticiler olarak görüyoruz. Zira bizim ekibimiz tam da bu niteliklerde arkadaşlarımızdan oluşuyor. Biliyoruz ki bir bilim insanı olarak sizler insanların hayatında iz bırakan, yaşam boyu sürecek bir fark yaratan hocalarsınız “şeklinde konuştu. Bilimsel Katkılarınız, Toplumumuzun ve İnsanlığın Gelişimine Yön Verecek Bir yükseköğretim kurumunun başarısının, ekip çalışması ile yürütülen projelerden, paylaşılan bilgi ve emeklerden geçtiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, genç bir üniversite olmasına rağmen 10 yıl içerisinde çok saygın bir konuma ulaşan İKÇÜ’nün gücünü bilgiden ve iş birliğinden alan bir kurum olduğunu aktardı. Prof. Dr. Saffet Köse, “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, önemli bir kurumdur ve potansiyelini daha da yukarılara taşıyacaktır. Hepimiz bir arada takım olarak bilgi, araştırma, topluma hizmet ve iyi insanlar yetiştirme amaçlarımızı birlikte gerçekleştirecek, üniversitemizin dünyanın sayılı eğitim kurumları arasındaki yerini almasına katkıda bulunacağız. Üniversitemiz için daha nice yıllar boyunca birlikte çalışacak, yeni başarılar elde edecek ve bilim dünyasına katkılar sunacağınıza olan inancımı ifade etmek istiyorum. Bilimsel katkılarınız, toplumumuzun ve insanlığın gelişimine yön verecek ve daha adil, daha eşit bir dünyaya katkı sunacaktır. 10 yıl ve üzerinde kurumumuza emek veren tüm hocalarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyor, bu organizasyonda emeği geçenlere teşekkür ediyor; İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi'nin gelecek yıllarında daha da büyüyerek, daha da güçlenerek, bilimin ve eğitimin ışığına yön vereceğine olan inancımı tekrar belirtmek istiyorum” dedi. Törende ayrıca Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü öğretim üyeleri mini bir konser verdi. Kanunda Prof. Dr. Ömer Özden, yaylı tanburda Doç.Dr.Cem Çırak, bağlamada Doç. Dr. Serkan Çelik, klavyede Aras Maltaş, ritimde Can Kaya, klarnette Aykut Uçakçı’ya solist olarak eşlik eden Doç. Dr. Mücahit Yalçın Öztüfekçi’nin seslendiği eserler beğeniyle takip edildi. Program, İKÇÜ’de 10 yılı aşkın katkıda bulunan akademisyenlere plaket takdimi ile devam etti. -
8 kez okundu
İlk Avrupa Birliği Projesini İKÇÜ ile Yapacaklar
E-Gastonomi Erasmus+ Konsorsiyum Projesi çerçevesinde İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ekibi Filipinler’de temaslarda bulundu. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinden (İKÇÜ) E-Gastronomi Proje üyeleri, Erasmus personel hareketliliği kapsamında Filipinler’in başkenti Manila’da bulunan ve dünyanın önde gelen üniversiteleri arasında yer alan Trinity University of Asia’ya akademik ziyaret gerçekleştirdi. Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Turizm Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Volkan Altıntaş ve Prof. Dr. Onur Görkem ve Erasmus Program Uzmanı Öğr. Gör. Koray Çelik ile Trinity University of Asia Rektörü Prof. Dr. Gisela Da. Luna, Akademik İşlerden Sorumlu Başkan Yardımcısı Dr. Howell T. Ho, Turizm Fakültesi Dekanı Dr. Fernando V. Trinidad ikili iş birlikleri konusunda görüşmeler yaptı. Türkiye’den Filipinler’e Giden İlk Akademik Heyet Erasmus hareketliliği kapsamında, Güneydoğu Asya’ya ilk defa bir proje aracılığıyla akademik heyet gönderilmesi nedeniyle yapılan törenden önce iki ülke milli marşı okundu. Ardından, Trinity University of Asia Başkanı Dr. Gisela Da. Luna üniversiteleri hakkında bilgiler verdi. Dr. Luna Türkiye’den bir akademik heyeti ilk kez ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi ve üniversitelerinin ilk kez bir Avrupa Birliği (AB) kaynaklı projede yer almasının önemine değindi. Dr. Luna “Türkiye stratejik konumu ve insan kaynağı açısından büyük bir potansiyele sahip ve özellikle AB projelerindeki tecrübesi bizim için rehber niteliğinde. Bu deneyimin bizi üniversitemize aktarılmasını çok değerli buluyorum. İnanıyorum ki yapacağımız iş birlikleri iki üniversiteye de önemli olanaklar sağlayacak, bilimsel açıdan büyük katkılar sunacaktır” dedi. Uluslararasılaşmaya Büyük Önem Veriyoruz Türk gastronomisi, Türkiye’nin kültürel değerleri, sürdürülebilir turizm, dijitalleşme ve gastronomi konularında kapsamlı sunumlar gerçekleştirilen proje tanıtımı öncesi konuşan Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, turizm gibi bir alanda bir Asya ülkesiyle çalışmanın önemini vurguladı. Üniversitelerin uluslararasılaşmasının akademik, kültürel ve ekonomik açılardan büyük gereklilik olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Bakay: “Uluslararasılaşmaya üniversite olarak büyük önem veriyoruz. Bu kapsamda öğrenci ve akademisyenlerimizin yurt dışındaki eğitim ve araştırma imkanlarına erişimini sağlamaya yönelik adımlar atıyoruz. Bu programlar farklı kültürler arasında köprüler kurarak bilgi ve deneyim paylaşımını da teşvik ediyor. Erasmus+ fırsatları, HORIZON programı, Capacity Building projeleri ve Marie Skłodowska-Curie Actions (Postdoctoral Fellowships) gibi uluslararası proje başlıklarında bilgileri burada paylaşacağız. Uluslararası ortaklıklar için yol gösterici önerilerde bulunacağız. Yapacağımız anlaşma ile yeni araştırma projelerinin ve teknolojik gelişmelerin önünü açmayı umuyoruz. Bu ziyaret, Türkiye ve Filipinler arasındaki akademik iş birliklerinin güçlendirilmesine katkı sağlayacaktır” dedi. Üç gün süren akademik program boyunca Trinity University of Asia’dan çok sayıda öğrenci ve akademisyen programlara katılım sağladı. İKÇÜ Akademisyenlerinden Türkiye Manila Büyükelçiliği Ziyareti İKÇÜ heyeti Manila Büyükelçisi Niyazi Evren Akyol’u makamında ziyaret edildi. Büyükelçi Akyol, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nin E-Gastronomi Projesi kapsamında Filipinler’de gerçekleştirdiği etkinliklerden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Üniversite heyeti, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin selamlarını ileterek proje hakkında detaylı bilgi sundu. Büyükelçi Akyol, bu tür girişimlerin yükseköğretim sistemlerinin uluslararasılaşması açısından büyük önem taşıdığını belirtti. Ayrıca, Trinity University of Asia heyetine Türkiye’nin jeopolitik konumu, ekonomik, ticari ve kültürel faaliyetleri hakkında bilgi vererek, Türkiye-Filipinler ilişkilerinin geliştirilmesine yönelik değerlendirmelerde bulundu. Büyükelçi Türk Üniversitelerinin Filipinler’ de gerçekleştireceği her türlü faaliyete sınırsız estek vereceklerini ve Filipinli öğrencilere Türkiye Cumhuriyeti’nin burs sağladığını ifade ederek Filipinli öğrencilerin bu burslara başvurması için gerekli duyuruların yapılmasının önemli olduğunu belirtti.