Haberler :::
-
20.11.2024Yeni
Geleceğin Şefleri İKÇÜ’de Yetişiyor
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü tarafından “Şeker Hamuru Pasta Sergisi” düzenlendi İKÇÜ Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin şeker hamurundan yaptıkları birbirinden özel pastalar, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu Fuaye Alanında sergilendi. Serginin açılışına İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Öğrenciler tarafından hazırlanan ürünleri çok başarılı bulduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, geleceğin şeflerinin İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’nde yetiştiğini belirtti. Düzenlenen serginin, İKÇÜ’lü gastronomi öğrencilerinin yetenekli ve başarılı olduklarını, teorik ve uygulamalı eğitimleri çok iyi özümsediklerini ve aldıkları eğitimle gastronomi sektörüne yenilikçi bir bakış açısı kazandırmak üzere hazırlandıklarını gösterdiğini dile getiren Prof. Dr. Akbaş, serginin hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür etti. Estetik ve Yaratıcılık Açısından Hünerlerini Segilediler İKÇÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü öğrencilerinin pasta tasarımı konusunda gelişmelerinin amaçlandığını söyledi ve kendi el emekleriyle hazırlamış oldukları şeker hamuru pastalarının yer aldığı serginin de bunun çıktılarından olduğunu belirtti. Gastronominin ülkemizde gittikçe önemli hale geldiğine dikkat çeken Prof. Dr. Güler, İKÇÜ’de öğrencilere hem Türk mutfağı hem de dünya mutfağı ürünlerinin hazırlanmasına yönelik bir eğitim verdiklerini dile getirdi. Pasta tasarımında estetik bakış açısının önemine değinen Prof. Dr. Güler, öğrencilerin bu konuda kabiliyetli olduklarını vurgulayarak, fakülte olarak onların gelişimlerini desteklediklerini ifade etti. Öğrenciler Yeteneklerini Sergiledi Öğrencilerin aldıkları uygulamalı eğitim neticesinde bu tür sergilerin ortaya çıktığını belirten Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölüm Başkanı Prof. Dr. Atilla Akbaba, şeker hamuru pasta sergisinin öğrencilerin yeteneklerini sergiledikleri bir alan olduğunu söyleyerek, bu tarz sergilerin diğer öğrenciler için de ilham kaynağı olduğuna vurgu yaptı. Şeflerden Aldıkları Destekle Kendi Tasarımlarını Yaptılar Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü Arş. Gör. Bükre Aslan ise, öğrencilerin sektördeki şeflerden aldığı eğitimlerle ve kendi çabaları ile bu pastaları yaptıklarını dile getirdi. Arş. Gör. Bükre Aslan, “Öğrencilerimizin hem deneyim kazanmaları hem de figür yapımını öğrenmeleri için güzel bir fırsat oldu. Katılan tüm öğrencilerimize teşekkür ederiz” dedi. Açılışın ardından İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut ile Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Emre Güler, stantları tek tek dolaşarak öğrencilerin tasarımlarını inceledi. -
31.10.2024
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
25.10.2024
Genç Denizcilere İMEAK’tan Teknoloji Desteği
İstanbul ve Marmara, Ege, Akdeniz, Karadeniz Bölgeleri (İMEAK) Deniz Ticaret Odasının desteğiyle yapımı tamamlanan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı düzenlenen resmi törenle öğrencilerin kullanımına açıldı. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli’nin ev sahipliği ile düzenlenen açılışa, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel Tanrıkul, İMEAK Deniz Ticaret Odası Başkan Yardımcısı Adnan Naiboğlu, Yönetim Kurulu Üyesi İsmail Görgün, İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Yusuf Öztürk, Meclis Başkanı Argun Gündüç, Aliağa Şube Başkanı Adem Şimşek, yönetim kurulu üyeleri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Denizcilik Alanındaki Her Adım, Geleceği de Şekillendirecek Kurumlar arası iş birliğinin güzel bir örneğine ev sahipliği yapmaktan duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Türk deniz ticaret sektörünün yapı taşı olan İMEAK’ın Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin kuruluşundan bu yana birincil paydaşı olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Saffet Köse, “Bölgesinin gemi inşaatı alanında eğitim veren ilk ve tek fakülteye sahibiz. 8 bin 500 yıllık bir liman kenti olan İzmir başta olmak üzere bölge ve ülkemizin denizcilik sektörünün stratejik hedeflerine en üst düzeyde katkı veren bir fakülte olmak için yoğun çaba harcıyoruz. Bu hedefe sadece bizim çabamızla erişilemeyeceği aşikâr. İMEAK Deniz Ticaret Odamız da bu anlamda bizim birincil paydaşımız ve onların yaptıkları ve yapacakları katkılar hedefe ulaşmamızda çok önemli ve değerli. Paydaşlarımızla birlikte vizyonumuza erişebileceğimizin bilincindeyiz. Bugün de onların katkılarıyla öğrencilerimizin kullanımına sunulan iki laboratuvarımızın açılışını birlikte yapacağız. Gemi inşaatı ve denizcilik alanında atacağımız her adım, sadece bugünü değil, geleceği de şekillendirecek bir niteliğe sahiptir ve bizler gelecek nesiller adına da bu sorumluluğu yerine getirmeliyiz” dedi. İMEAK Birincil Paydaşımız Türkiye’nin denizler üzerindeki egemenliği ve diplomasideki gücünü artırmayı ifade eden ‘Mavi Vatan’ stratejisine dikkat çeken Prof. Dr. Köse, kurumlararası teknoloji paydaşlı iş birliklerinin oldukça önemli hale geldiğini belirtti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Denizcilik, tarih boyunca hem ticaretin hem de keşiflerin itici gücü olmuştur. Denize erişimi bulunmayanların ekonomi başta olmak üzere pek çok alanda iddia sahibi olamayacaklarını deneyimlerle gördük ve görüyoruz. Bu anlamda önde olmak için tüm kurum ve kuruluşların üzerine düşeni yapması bir zorunluluk olarak ortaya çıkmaktadır. Bilim ve teknoloji odaklı bu tür ortak çalışmaların, ülkemizin küresel denizcilik arenasında daha rekabetçi bir konuma gelmesine büyük katkılar sağlayacağına inanıyorum. Fakültemizi her zaman destekleyen İMEAK Deniz Ticaret Odamıza kalbi şükranlarımı sunuyor, laboratuvarlarımızın hayırlı hizmetlere vesile olmasını diliyorum” diye konuştu. Sektörün Gözde Temsilcileri GİDF’den Çıkacak Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli de İMEAK DenizTicaret Odası’nın destekleriyle kurulan Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarının eğitim ve öğretim faaliyetlerine kazandıracağı katkıdan oldukça memnuniyet duyduklarını söyledi. Fakültelerin gelişim aşamasına hızla devam ettiğini aktaran Prof. Dr. Hakkı Dereli, “Yazılım destekli eğitim hedefimiz ve sektör ihtiyaçları doğrultusunda, gemi hidrodinamiği alanında Siemens Star CCM+, Gemi üretimi ve donatımı alanında CADMATIC firmaları ile yazılım anlaşmaları yaptık. Ayrıca gemi yapısal tasarımı alanında NAPA firması ile yazılım anlaşması görüşmeleri devam ediyor. Dersler bünyesinde, Python ve Matlab programlama dilleri ile uygulamalar yapılmaktadır. Aktif 2 bölümümüzde öğrenci uygulamaları ve araştırma faaliyetleri için kullanılacak olan ve bugün açılışını gerçekleştireceğimiz Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile Hidromekanik Laboratuvarı Sektörün ihtiyacı olan nitelikli insan gücünü yetiştirmemize yaptıkları katkılar için İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Tamer Kıran nezdinde tüm yönetim kurulu üyelerine çok teşekkür ediyoruz. Laboratuvarların fakültemize kazandırılmasında ve bugüne kadarki gelişimde bize her türlü desteği sağlayan başta Sayın Rektörümüz Prof. Köse Hocamıza olmak üzere önceki dekanlarımıza, öğretim üyelerimize tüm idari personelimize çok teşekkür ederim” şeklinde konuştu. İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de Açalım Dünya ticaretinin yüzde 84’ten fazlasının deniz taşımacılığı, dış ticaret yüklerinin yüzde 90’ının deniz yolu ile yapıldığına dikkat çeken İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, denizcilik sektörünün üstlendiği stratejik önemi vurguladı. Geleceğin denizcilerine seslenen Başkan Kıran, meslek tercihlerinin ülkemizin denizcilik alanı için oldukça değerli olduğunu söyledi. Başkan Kıran, “ Deniz yolu taşımacılığı olmasa dünyanın yarısı soğuktan, yarısı açlıktan kırılır şeklinde bir tabir vardır. Bu anlamda bu mesleği tercih ederek çok doğru, önü çok açık olan bir sektöre giriş yaptınız. Bu zamana kadar İKÇÜ GİDF’ye elimizden geleni yaptık. Değerli Rektörümüze diyorum ki; gelin hep birlikte, el birliği ile İKÇÜ’de Deniz Ulaştırma İşletme Mühendisliğini de açalım. Bu sektörün geleceği çok fazla. Denize çalışanlar okulu bitirir bitirmez işiniz hazır ve hangi tür gemide çalışacağınızı siz seçiyorsunuz. Fiziki şartları zor bir meslek ama geliri yüksek bir meslektir” dedi. Bu Ülke Sizden Çok Şey Bekliyor Nitelikli insan kaynağına duyulan ihtiyacın farkında olarak İMEAK olarak her zaman gençleri destekleyen projeleri hayata geçirdiklerini ifade eden İMEAK Deniz Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tamer Kıran, tasarruf etmekten imtina ettikleri tek alanın denizcilik eğitimi olduğunu kaydetti. Konuşmasında sektörün genç beyinlere duyduğu ihtiyacı vurgulayan Kıran, “ Mavi vatan kavramı ile ülkemiz denizlerdeki hâkimiyeti kurmak için çalışıyor. Bunun için deniz araçlarının yapımı, çizimi, kontrolü, kullanımı vs yapacak denizcilere ihtiyaç var. Bu da sizin mesleğinizden geçiyor. Özellikle askeri gemilerin yapımında sizin gibi gençlere çok ihtiyaç var. Günümüzde oldukça ileri teknolojilerle bambaşka bir boyuta ulaştı. TCG Anadolu örneğin 9000 km kablo var içinde. Türk deniz ticaret filosu 52,7 milyon detveyt ton oldu. Yunanistan’ın 450 milyon detveyt ton. Daha gideceğimiz çok yol var. Burası devlet üniversitesi ve burada okumak isteyen çok kişi var. Burada iyi bir eğitim alıp sonra gidip influencer olmayın. Mesleğinizi en iyi şekilde öğrenin. Tecrübenizi arttırın, sektöre girin, kendinizi geliştirin. Ülkemizin geleceğine sahip çıkın Bu ülke sizden çok şey bekliyor” dedi. Konuşmaların ardından Hooke Yasası Deney Seti, Gerinim Ölçme Deney Seti, Yorulma Mukavemet Deney Seti, Malzeme Deney Seti, Trinoküler Mikroskop, 3D Yazıcı’lı İMEAK Deniz Ticaret Odası Deniz Yapıları Mukavemet Laboratuvarı ile 6 adet Yüksek Hesaplamalı İş İstasyonu 6 Monitör 1 UPS’li İMEAK Deniz Ticaret Odası Hidromekanik Laboratuvarının açılışı yapıldı. Ardından denizcilik alanındaki gelişmelerin sergilendiği Prof. Dr. Oğuz Dilmaç tarafından açılan "Denize Dair" adlı resim sergisi gezildi. -
25.10.2024
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
17.10.2024
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
14.10.2024
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
08.10.2024
Tıp Fakültesinde Beyaz Önlük Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi 2024-2025 Akademik Yılı “Beyaz Önlük Giydirme” töreni Dekan Prof. Dr. Fatih Esat Topal’ın ev sahipliğinde yapıldı. Prof.Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda hekimliğe ilk adımı atan 235 tıp öğrencisinin heyecanına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Yekta Öncel, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, öğretim üyeleri, aileleri de ortak oldu. Törende, genç hekimlerin ve ailelerinin heyecanını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, etkili iletişim tıbbın tam kalbinde yer aldığını vurguladı. 21’inci yüzyıl eğitim sistemlerinin sadece teknik becerileri değil, sosyal ve duygusal becerileri de gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette ki öznesi insan olan, hayati öneme sahip böylesine ulvi bir mesleği yapmak için önce adanmışlık gerekir. Mesleki becerilerinizin yanında iyi birer iletişimci de olmalısınız. Çünkü insanların en çaresiz oldukları anlarda hayatlarına dokunuyorsunuz. Vereceğiniz mesajlar çok önemli. Dünyaca ünlü cerrahımız Gazi Yaşargil ile bir röportaj yapmıştım. Başarıları ile ilgili sorumda bana, ‘Ben yurt dışına çıkarken bir risk aldım. Her ameliyatı kafamda bir gece önceden 10 defa yaparım. Riskli alanları öngörmeye çalışırım. İnsan bilinmeyenden korkar. Ne kadar çok bilinmeyenin farkında olursan o kadar başarılı olunacağını gördüm. Yaşım 97, hala okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum, Hala insanlığa faydalı olacak neler yapabilirim diye düşünüyorum’ demişti. Bu tecrübeden yola çıkarak çok çalışmak, çok okumak ve risk almanın sizleri başarıya taşıyacağına olan inancımı ve başarılı bir hekimlik hayatı temennimi paylaşıyorum” dedi. Tescilli Tıp Eğitimi Açılışta konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Esat Topal, İKÇÜ Tıp Fakültesi’nin eğitim kalitesini tescillediğini kaydederek; öğrencilerin ilk iki sınıfta Çiğli kampüste, 3’üncü sınıftan itibaren de İKÇÜ Atatürk EAH ve Sağlık Bakanlığı Tepecik EAH’ te klinik ve uygulamalı eğitimlerine devam ettiğini paylaştı. Prof. Dr. Topal, “Bu iki hastanemiz Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 1000 yatağın üzerindeki kapasiteleriyle hem İzmir’in hem de ülkemizin en büyük hastaneleri arasındadırlar. Referans hastane olarak geçen hastanelerimiz sadece İzmir değil, Ege Bölgesindeki hastalara en üst düzeyde ve kalitede hizmet vermektedir. Böylece öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı klinik eğitimlerini yeterli ve nitelikli olarak almaktadırlar. Eğitim programlarımız da TEPDAD tarafından 2025 yılına kadar akredite edildi. Alınan belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp Fakülteleri içerisinde, akreditasyon belgesi alan ilk fakülteyiz” diye konuştu. İnsanlığa Verdiğimiz Bir Söz Var Hekimlik mesleğinin doğumdan ölüme uzanan süreçte hayatın her anında olduğunu aktaran Prof. Dr. Topal, beyaz önlüğün tüm insanlığa verilmiş bir sözü simgelediğini belirtti. Dekan Prof. Dr. Topal, “İKÇÜ’nün genç doktorları, sevgili meslektaşlarımız unutmayın ki annenize, babanıza, toplumunuza ve insanlığa sözünüz var. Beyaz önlüğünüzü giydiğiniz bu an, sizin için sadece bir başlangıçtır. Bu beyaz önlük, sadece bir meslek kıyafeti değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da simgesidir. Altı yıl süresince alacağınız eğitim, sadece bilimsel birikiminizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlık, etik ve vicdan gibi temel değerlerinizi şekillendirecektir. Tıp, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, acılarını hafifletmek ve onlara umut vermek anlamına gelir. Unutmayın ki insan hayatına dokunmak, her zaman büyük bir ayrıcalıktır. Sizlerin iyi hekim-iyi insan olacağınıza inancım tamdır. Bu aşamaya kadar fedakârca çalışmış, çabalamış olan sizlerin her türlü zorluğun üstesinden geleceğine hiç şüphem yoktur. Bu beyaz lekesiz önlüklerinizin değerini ve kıymetini iyi bilin. Tıpkı Hocalarınız gibi onur ve gururla üzerinizde taşıyın” dedi. Gazze’deki Meslektaşlarımızın Özverisi Hepimize Örnek Hekimlik mesleğini zor şartlar altında yapan meslektaşlarını unutmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Topal, özellikle Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiren İsrail'in hava ve kara operasyonlarının temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime engel olduğunu vurguladı. Dekan Prof. Dr. Topal, “Bugün, hekimlik mesleğinin insanlığa olan katkısını konuşurken, maalesef dünya genelinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük engellerin bulunduğu bölgeleri de hatırlamamız gerekmektedir. Özellikle Gazze’de yaşananlar, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bölgedeki tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı bir ortamda eğitimlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık hizmetlerine erişimin bir insan hakkı olduğu gerçeğiyle, Gazze gibi kuşatma altındaki bölgelerde, insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusundaki çalışmaların desteklenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mesleğe adım atarken, dünya genelindeki meslektaşlarımızın karşılaştığı bu zorluklara duyarsız kalmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Gazze’de yaşayan meslektaşlarımızın içinde bulunduğu bu zorlu koşullara rağmen, sağlık hizmetlerine erişim sağlamak ve tıp eğitimi almak için gösterdikleri özveri hepimize örnek olmalıdır. Sizlerin de bu küresel sorunlara karşı duyarlı olacağınıza ve hekimlik mesleğinin getirdiği büyük sorumluluğu layıkıyla taşıyacağınıza inanıyorum” diye konuştu. Dekan Prof. Dr. Fatih Esad Topal ile hekimlik andını okuyan genç hekim adayları, gurur ve mutluluğu bir arada yaşadıkları tören ile hekimliğe ilk adım attı. -
02.10.2024
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
01.10.2024
Rektör Köse Gazileri Ağırladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, üniversite bünyesinde idari birimlerde görev yapan gazileri makamında ağırladı. Gaziler Günü ve Gaziler Haftası vesilesiyle geleneksel olarak her yıl gerçekleşen buluşmada duygularını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, özverili çalışmalarıyla İKÇÜ’ye çok değerli katkılarda bulunan gazi personele teşekkür etti. İKÇÜ’nün kahraman gazileri ise Rektör Prof. Dr. Köse’nin nazik kabulünden mutluluk duyduklarını belirterek kendilerine verdiği destekler için memnuniyetlerini ifade etti. Çok Şey Borçluyuz Çalışmalarıyla İKÇÜ’nün gelişimine güç katan gazilerin ulaşabilecek en değerli mertebeyi ulaştıklarını ve bu unvanı onurla taşıdıklarını ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Cennet vatanımızda huzurlu ve barış içerisinde yaşıyorsak bunu haklarını hiçbir zaman ödeyemeyeceğimiz aziz şehitlerimizle birlikte bu uğurda gazi olan kahramanlarımıza borçluyuz” dedi. Dünyanın Vicdana İhtiyacı Var Canı her şeyden değerli gören İslam dininde savaşın bile adalet kavramıyla ilişkilendirildiğini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, şehitlik ve gazilik kavramlarının kutsallığı ile ilgili teolojik değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Köse, “ Barış, sevgi ve rahmet peygamberi olan Hz. Muhammed (sav) hiçbir zaman savaşa ilk başlayan olmamıştır. Meşru müdafaa, barış anlaşmalarının bozulması, elçilerin öldürülmesi, düşmanla iş birliği ve zulme uğrayan insanlara yardım etme gibi beş sebep söz konusuysa savaşa girilirdi. Peygamber efendimiz tarafından tüm ordu komutanlarına, kadınların, çocukların, yaşlıların, din adamlarının öldürülmemesi, mabetlere, doğaya, ağaca dokunulmaması emrolunmuştur. İnsanın ölüsüne işkence yapılamaz. Medeniyetimizde can taşıyan insansa din ayrımı yapılmaz, can taşıyorsa hayvan-insan ayrımı da yapılmaz. Bugün dünyanın bu vicdana ihtiyacı var. Vicdanların artık sustuğu dünyamızda İsrail’in yürüttüğü sistematik soykırımın karşısında durmak, insan olmanın bir gereğidir” dedi. -
24.09.2024
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi. -
18.09.2024
“Üniversiteye Pedalla’ ile Daha Yeşil Bir Kent Çağrısı
Tüm Avrupa ile eş zamanlı kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası etkinleri başladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ev sahipliğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölümünce düzenlenen “Üniversiteye Pedalla’ etkinliği, İzmir’deki Avrupa Hareketlilik Haftasının başlangıç noktası oldu. Etkinlik öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ı makamında ağırlayarak bir süre sohbet etti. Görüşmenin ardından Mavişehir İZBAN durağından İKÇÜ Şenlik alanına bisiklet süren sporcuların katıldığı törene geçildi. Avrupa Birliği Delegasyonunu temsilen Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Birinci Müsteşar Virve Vimpari, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, BŞB Genel Sekreteri Barış Karcı ile üst düzey kamu kurum temsilcilerinin yer aldığı törende konuşan Rektör Köse, sürdürülebilirlik için kurumların iş birliğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Yerel Merciler, Kentin Tüm Dinamiklerince Desteklenmelidir Üniversite olarak ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, kentlilik bilincinin tüm dinamiklerce desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Toplumun sağlık düzeyinin geliştirilmesi sadece merkezi yönetimin değil aynı zamanda kentin kimliğini belirleyen kamu kurumları, özel kurumlar, STK’lar gibi yönetişimin tüm unsurlarının katkısıyla mümkün olacaktır. Şehirler 'iyi sağlığın' geliştirilmesinde anahtar role sahiptir. Sağlıklı şehirlerin oluşturulmasında ise yerel yönetimler öne çıkmaktadır. Fiziksel aktivitenin artırılması, sadece bireysel değil, toplum tabanlı, çok sektörlü, çok alanlı ve kültürel bir yaklaşım gerektirmektedir. Fiziksel aktivite, aktif yaşam alanları için altyapı ve olanak yaratılmasında büyük güce ve role sahip olan yerel merciler, kentin tüm dinamiklerince desteklenmelidir” dedi. Şehrimize Katkı Verecek Projelere Devam İKÇÜ ile İzmir BŞB arasında oluşan sinerjinin üniversite-yerel yönetim iş birlikleri açısından örnek teşkil ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bunun sürdürülebilirlik kazanmasının önemine işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız ile Karşıyaka Belediye başkanlığı sürecinde yaptığımız birçok ortak proje, yakın iş birlikleri ve yakaladığımız sinerjiyi büyükşehir bazında da sürdürürüyoruz. Kuruluşundan bu yana sadece akademik başarılarıyla değil sosyal, kültürel ve kent yaşamına dokunan projeleriyle İzmir'in başarılı akademik yuvası olan İKÇÜ olarak şehrimize katkı verecek projelere ve birçok faaliyete destek vermeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Önemli sağlık sorunlarının önüne geçen, havayı kirletmeyen, gürültü yapmayan, çevreci, ekonomik ve pratik bir ulaşım aracı olan bisikleti yaşam alanımıza dâhil etmek hem bizim hem de çevresel sağlığın da iyileştirilmesine güzel bir katkı sağlayacaktır. Bu güzel sağlık organizasyonunda emeği olan tüm arkadaşlarımızı, tüm çalışanlarımızı kutluyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. Akılcı Çözümler Üretmek Zorundayız Kötü şehirleşmeden kaynaklanan problemlere değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bütün bunları bütünlüklü görüp akılcı çözümler üretmek zorundayız. Halkımıza, kamu yöneticisi olmayanlara da düşen bir pay var. Bu konuda bilinçli olmak, sonra da alabildiğimiz kadar çok sorumluluk almak gerekiyor” ifadelerini kullandı. Herkesin bu yılın teması olan paylaşımlı kamusal alanlar anlayışı üzerine düşünmesi gerektiğini belirten Başkan Tugay, “Çünkü bize ait alanlar denince tapusu bizde olan alanları ifade ediyoruz ama burada hata yapıyoruz. Kamusal alan olarak nereyi gösterebilirseniz her şey hepimize ait. Dolayısıyla sahip çıkma bilincinin gelişmesi lazım. Dikkatli, özenli davranmak, iyileşmesi için katkıda bulunmak, kamu yöneticilerini uyarmak, bunların hepsi mümkün olan şeyler. Yeter ki orada onu yapmamızın ne kadar önemli olduğunu fark etmiş olalım” dedi. İklim krizine ilişkin de konuşan Başkan Tugay, “İzmir, 'İklim Nötr Şehir' olma yolunda, 2030 yılında nötr şehir olma sözü vermiş bir şehir. Bu sene pek çok krizle uğraştık. Kuraklık, orman yangınları, en son ne yazık ki Körfez’de oluşan sorunlar bizim için çok hayati. Çeşitli bahaneler bulabilir, bugün için göz boyayacak şeyler söyleyebiliriz. Kendimizi savunup suçu başkalarına atabiliriz. Ama doğru olmaz” ifadelerini kullandı. Daha Temiz Hava, Daha Sessiz Sokaklar Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Virve Vimpari de pek çok alanda İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği ile yaptıkları iş birliklerine değindi. İzmir’in Avrupa şehirleri arasındaki duyarlı yaklaşımına dikkat çeken Müsteşar Vimpari, “İzmir, 2030 yılı için İklim Nötr Şehir sözleşmesini imzalayan Avrupa kentlerinden biri. Her zaman iş birliğine yakın olan İzmir’e bu olumlu yaklaşımı için teşekkür ediyoruz. Bu yılın teması olan ortak kamusal alanların çevreye faydası çok büyüktür. Motorsuz ulaşım ve toplu ulaşım araçlarını kullanmayı teşvik ederek gürültü ve hava kirliliğini önemli ölçüde azaltabiliriz. Bu yılın “Paylaşımlı Kamusal Alanlar” teması ve “Şehri Birlikte Yaşayalım!” sloganını daha erişilebilir, yeşil ve yaşanabilir kentsel ortamları teşvik etmektedir. Daha temiz hava, daha sessiz sokaklar daha sağlıklı toplumlara ve daha keyifli kentlere katkıda bulunur. Bu haftayı, bir haftalık bir farkındalık haftası olarak görmüyor, vatandaşların davranışlarında değişime yol açacak gerçek bir girişime dönüştüğünü görmek istiyoruz” dedi. Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, 'Ulaştırma Sektörel Operasyonel Programı' kapsamında İzmir’in de aralarında olduğu 6 ilde Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planlarının hazırlandığını kaydetti. Yılmaz, “Uyguladığımız politikalarla Türkiye’nin ulaşım altyapısını çevreye duyarlı bir şekilde dönüştürmeye yönelik kararlılığımızı sizlerle paylaşmak isterim. Bu projeler sonucunda toplu ulaşımın yaygınlaştırılması, karbon emisyonunu azaltmak amacıyla toplu taşıma ağlarının genişletilmesi ve elektrikli otobüs kullanılmasının artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca bisiklet ve yaya dostu şehirler hedefi doğrultusunda şehirlerimizde bisiklet yolları ağını genişletiyor ve yaya hareketliliğini teşvik eden projelere ağırlık veriyoruz” diye konuştu. Belediyelerimiz Toplumumuzun Kılcal Damarlarıdır Projenin ulusal koordinatörlüğünü üstlenen Türkiye Belediyeler Birliğinin (TBB), bu tür etkinliklerin ve farkındalık çalışmalarının oluşturulmasında üstlendiği role değinen Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, 2016 yılından bu yana birlik olarak tüm çalışmalara destek olduklarını kaydetti. “Amacımız daha katılımcı, daha demokratik, daha adil, herkes için ulaşılabilir belediye hizmetlerinin olmasıdır” diyerek SKUP Türkiye projesi ile çalışmalarına yoğun şekilde devam ettiğini aktaran Keleş, “Birlikte karar alınarak daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı toplu ulaşımın desteklenmesi için belediyelerimizin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Merkezi hükümetin desteği çok önemli ama yereldeki her girişimi de belediyelerimiz, belediye başkanlarımız ekipleriyle birlikte vatandaşlarımızın katılımlarıyla yapmaktadır. Belediyelerimizin toplumumuzun kılcal damarları olarak üstlendikleri rolün önemli olduğunu belirtmek isterim” dedi. Etkinlikler Haftası Konuşmaların ardından ödüllü Yavaş Bisiklet Sürme Yarışı gerçekleştirilirken, katılımcılara film gösterimi yapıldı. Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında 18 Eylül’de “Okula Pedallıyorum” etkinliği kapsamında Selçuk Efes Tarihi Su Kemeri önünde buluşularak Cumhuriyet İlkokulu ve Ortaokulu’na bisiklet sürülecek. 22 Eylül günü Otomobilsiz Kent Günü etkinliği ile Bornova Süvari Caddesi’nde buluşulup panel, forum ve atölyelere katılım olacak, spor ve dans gibi pek çok renkli aktivite gerçekleştirilecek. -
12.09.2024
TTK’dan İKÇÜ’ye ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’
Türk Tarih Kurumunun (TTK) yurt genelindeki tüm üniversitelerde kurmakta olduğu “Türk Tarih Kurumu Yüzüncü Yıl Kitaplığı” nın 15’incisi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Merkez Kütüphanede düzenlenen törenle araştırmacı, akademisyen ve öğrencilerin erişimine açıldı. TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu ile Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş’ın açılışını yaptığı, 1141 eserden oluşan kitaplık için düzenlenen törene, Kütüphane ve Dokümantasyon Daire Başkanı Serhat Dikmen, senato üyeleri, akademisyenler, idari personel ve öğrenciler katıldı Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na Bir Hatıra TTK’nın kuruluşundan itibaren sosyal bilimler alanına yaptığı önemli katkılardan bahseden TTK Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu, ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ projesi ile tüm üniversitelerde kitaplık açma hedefinde olduklarını kaydetti. Doç. Dr. Pustu, “Kurumumuz 1931 yılında Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün himayesinde kurulduğu günden bu yana sosyal bilimlerin her alanında faaliyet yürütmektedir. Kuruluşumuzdan itibaren yaklaşık 2 bin 300’e yakın müstakil başlıkta kitap basımı yapıldı. Cumhuriyetimizin 100. Yılı’na bir hatıra olmak üzere Türkiye'deki tüm üniversitelerimizin merkez kütüphanelerinde kurum yayınlarımızdan oluşan ‘Yüzüncü Yıl Kitaplığı’ açma projesi başlattık. Son olarak İKÇÜ Merkez Kütüphanesi ile 15’inci kitaplığımızı açmış bulunuyoruz. Bu projemize katkıları için Rektör Hocamızın nezdinde katkı veren herkese teşekkürlerimizi sunuyoruz” diye konuştu. Tarih Alanı Maalesef Suiistimale Açık Bir Alan Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş ise İKÇÜ olarak projeye katılmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Tarih alanının doğru verilerle araştırılmasının hayati önem taşıdığına dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, “Türk Tarih Kurumunun projesinde yer almak bizleri çok mutlu etti. Eminim araştırmacılarımız, öğrencilerimiz bu eserler vasıtasıyla doğru tarihi bilgilerden güçlü şekilde faydalanacaklardır. Tarih alanı maalesef din gibi suiistimal edilebilen bir alan olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu alanda insanların doğru bilgilerle donatılması buna dayalı olarak da daha sonraki düşüncelerini oluşturabilmeleri ancak sahi araştırmalar ve çalışmalar ile mümkündür. TTK, cumhuriyetin başından itibaren bunu gerçekleştiren bir kurum. Bizim açımızdan ve devletimiz açısından gurur vesilesi. Bundan sonra da kurum olarak tüm çalışmalarına destek vermek bizleri mutlu edecektir” dedi. Açılışın ardından kitaplığı gezen protokol, merkez kütüphanede yer alan eserler hakkında bilgi aldı. -
23.08.2024
Yeni Öğrencilerin İKÇÜ’lü Olma Heyecanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) kayıt heyecanı başladı. Öğrenci İşleri Daire Başkanlığının koordinasyonuyla Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi öğrenci işleri personelinin yer aldığı masalarda; şahsen kayıtlanmayı tercih eden öğrenciler işlemlerini tamamlayarak İKÇÜ Ailesine katıldı. Aileleriyle birlikte yerleşkeye gelen öğrencilerin kayıt heyecanını paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesine kaydolan öğrencinin işlemini bizzat yaptı. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt alanını ziyaret ederek Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Kaya’dan bilgi alan Prof. Dr. Akbulut, ailelere hayırlı olsun dileklerini iletti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Türkiye’nin dört bir yanından gelen başarılı gençleri İKÇÜ’de görmekten mutluluk duyduklarını söyledi. Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak başarılı nesilleri yetiştirmek adına tüm imkânlarıyla seferber olduklarını aktaran Prof. Dr. Akbulut, “Yükseköğretim anlamında hem doğru bir şehirde hem de doğru bir üniversitede olduğunuzu belirtmek isterim. Başarı çıtasını her yıl yükselten bir üniversitede; kütüphanemiz, yemekhanelerimiz, kafelerimiz, iletişim teknolojilerimiz, en ileri düzeyde kullanabileceğiniz laboratuvarlarımız, kulüplerimiz, topluluklarımız, önemli spor müsabakalarına da ev sahipliği yapan yüzme havuzlarımız, futbol, basketbol, tenis sahalarımız ile İKÇÜ’de canlı bir üniversite yaşamı sizi bekliyor. Bizlerin en büyük motivasyonu, ilham kaynağı, gençlerimizden enerjisi, dinamizmidir. Öğrencilerimizin, üniversitemizin sunduğu imkânlarla, sosyal ve kültürel faaliyetlerle zenginleşen, ideallerindeki lisans eğitimini alacaklarına yürekten inanıyorum. Üniversitemize kayıt yaptırmaya hak kazanan tüm öğrencilerimiz ve değerli ailelerini tebrik ederim Etkin ve verimli bir eğitim ve öğretim yılı temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Yüz yüze kayıt takvimi, Diş Hekimliği Fakültesi, Turizm Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Orman Fakültesi ile devam ederken; 23 Ağustos 2024 saat 17.00'da tamamlanacak. E-Devlet üzerinden başlayan e-kayıt işlemleri de 21 Ağustos 2024’te son bulacak. -
15.08.2024
İKÇÜ En İyiler Listesinde Tırmanışta
Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi Başkanlığı (ÖSYM) tarafından ilan edilen Yükseköğretim Kurumları Sınavı (2024-YKS) yerleştirme sonuçlarına göre İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) yüzde 100’e yakın doluluk oranı ile bu yıl da en çok tercih edilen üniversitelerden biri oldu. URAP’ın (University Ranking by Academic Performance) Türkiye’nin en iyi üniversitelerini sıraladığı 2024 verilerine göre İKÇÜ son 2 yılda 5 sıra ilerleyerek 34’üncü sıraya yerleşti. Üniversitelerin sadece öğrenci sayılarıyla değil, aynı zamanda bilimsel katkıları ve uluslararası başarılarıyla da değerlendirildiği listede, ‘ilk 60 en iyi üniversite’ sıralamasında tırmanışına devam eden İKÇÜ, ulusal ve uluslararası düzeydeki akademik başarılarını da tescillemiş oldu. Açıklanan YKS verilerine göre İKÇÜ’nün bu yıl ilk kez öğrenci alan Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliği Bölümü ile 46 lisans ve 5 ön lisans programına toplam 3.184 öğrencinin yerleştiği bildirildi. İKÇÜ bünyesinde bulunan bütün programlardaki doluluk oranları, eğitimdeki kalitenin ve tercih edilirliğinin bir göstergesi olarak öne çıkmaya devam ediyor. Yerleşen öğrenciler arasında, sayısal alanda en yüksek puan 508,76579 ile Tıp Fakültesi, eşit ağırlıkta en yüksek puan 421,43179 Hukuk Fakültesi, sözel alanda en yüksek puan 428,61457 ile Turizm Fakültesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü, yabancı dil alanında ise en yüksek puan 464,65387 ile Turizm Rehberliği Bölümü oldu. İKÇÜ’de en yüksek TYT puanı ile öğrenci alan ön lisans programı ise 439,25028 puanla Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Fizyoterapi programı oldu. Büyümeye, Hedeflerimizi Büyütmeye Devam Üniversitenin elde ettiği başarılardan duyduğu memnuniyeti dile getiren Rektör Prof.Dr. Saffet Köse, bu göstergelerin aday öğrencilerin tercihlerinde de önemli bir rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ hem büyümeye hem de hedeflerini büyütmeye devam ediyor. Her yıl eğitim kalitemizi daha da yükselterek öğrencilerimize en iyi hizmeti sunmayı hedefliyoruz. Doluluk oranları, öğrencilerimizin üniversitemize olan güveninin bir göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum” dedi. Ülke Geleceğinde Söz Sahibi Olacak Başarılı Gençlerimiz İçin Çalışıyoruz Akademik anlamda da yükselişini sürdüren İKÇÜ’nün yükseköğretimdeki yerini pekiştirmeye devam ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bu başarıyı sürdürebilmek adına yönetim olarak çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Ulusal ve uluslararası iş birlikleriyle toplum yararına projeler üreten, ülke geleceğinde söz sahibi olacak başarılı gençleri en iyi şekilde yetiştirmek için var gücüyle çalışan bir üniversiteyiz. Fiziki ve akademik altyapımızı daima güncel ve geliştirme gayretiyle öğrencilerimizi en iyi şekilde geleceğe hazırlamak, hayal ettikleri kariyeri inşa etmelerini sağlamak için büyük bir çaba gösteriyoruz. Bir kez daha ailemize katılma başarısı gösteren öğrencilerimizi kutluyor, yeni öğrenim hayatlarında başarılar diliyorum” şeklinde konuştu. Sırada Kayıtlar Var İKÇÜ’ye yerleşmeye hak kazanan öğrenciler E-kayıt veya şahsen tercihlerine göre kayıtlarını tamamlayabilecek. E-Devlet üzerinden elektronik kayıtlar 19-21 Ağustos 2024 tarihleri arasında https://www.turkiye.gov.tr web sayfasından alınacak. E-Kayıt yaptıramayan veya şahsen kayıtlanmayı tercih edecek öğrenciler de 19-23 Ağustos 2024 arasında fakültelerinin ilan ettiği tarihte (saat 17.00'a kadar) Çiğli Ana Yerleşke Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt masalarından bizzat başvurarak (nüfus cüzdanı kontrol edilmek suretiyle) yada noterden vekâletname verecekleri kişiler aracılığı ile kayıtlarını tamamlayabilecek. -
06.08.2024
İKÇÜ, Mezunlarının Zirvesinde
Üniversite Araştırmaları Laboratuvarının (ÜniAr) 2016 yılından bu yana, Türkiye’deki üniversite öğrencilerinin memnuniyet düzeylerini sıraladığı “Türkiye Üniversite Memnuniyet Araştırması” (TÜMA 2024) Raporu yayımlandı. “Popüler Programların Mezun Memnuniyeti 2024” araştırmasında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) 6 programı ile ilk 3’te, 9 programı ile de ilk 5’te yer alarak devlet üniversiteleri arasından önemli bir başarıya imza attı. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi Bölümü ile Sağlık Bilimleri Fakültesi Fizyoterapi ve Rehabilitasyon Bölümü, devlet üniversiteleri mezun memnuniyetinde ilk sırada yer alarak en popüler programlar oldu. İkinci sırada yer alan Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü ile Turizm Fakültesi Turizm Rehberliği Bölümü de mezunlarının gözde programları arasındaki yerini aldı. Araştırmada, Tıp Fakültesi ile Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü 3’üncü, Eczacılık Fakültesi ile Turizm Fakültesi Turizm İşletmeciliği Bölümü 4’üncü olarak mezunlarının memnuniyetini yansıttı. İKÇÜ’de Eğitim Almak Büyük Bir Şans “Farkındayız, Farklıyız” mottosunun altında sundukları kaliteli eğitimin yanında öğrencilerinin kariyerini eğitim verirken planlayan çalışmalar yattığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ülkesine ve tüm insanlığa karşı kendini sorumlu hisseden; alanında uzman gençler yetiştirmenin gayretinde olduklarını aktardı. Yükseköğretimde doğru tercihin eğitim ve meslek hayatına yön veren önemli bir aşama olduğunu ifade eden Prof. Dr. Köse, İKÇÜ’yü tercih ederek iş hayatlarına başlangıç yapan mezunların memnuniyet sonuçlarından duydukları gururu paylaştı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Bu rakamlar gösteriyor ki İKÇÜ’yü tercih etmek, İKÇÜ mezunu olmak oldukça isabetli bir karar. Öğrencisini odağa konumlandıran eğitim ilkemizle eğitimlerinin bitiminde de öğrencisinin her zaman yanında olan bir üniversiteyiz. Fakültelerimiz bu konuda oldukça aktif. Mezunlarının her zaman yanında olan iş süreçlerini takip eden çok değerli hocalarımız var. Mezun buluşmalarımızın yanında mezun takip sistemimizi işler kılarak daha çok mezunumuza ulaşma gayretindeyiz” dedi. Öğrencilerimiz En Güzel Yol Arkadaşımız Tıp Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği ile Makine Mühendisliği bölümlerinin akredite programlar olarak eğitimlerini tescillediklerini hatırlatan Rektör Prof. Dr. Köse, tüm programlarda akreditasyon çalışmalarının hızlandırıldığını birçok bölümün bu sürece dâhil olarak değerlendirilmeye alındığını vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Eğitim kalitesini resmi kuruluşlardan tescilleyerek öğrencilerinin daha kaliteli eğitim alması için yoğun çaba gösteriyoruz. Çünkü kalitemizin en büyük imzası değerli hocalarımızdan geliyor. Öğrencilerden gelen teveccühün arkasında çok değerli kadrolarımız bulunmaktadır. Bundan aldığımız güçle artan memnuniyet oranlarımızın devamlılığını sağlamak için hep birlikte daha fazla gayret göstereceğiz. Öğrencilerimizin geleceğine emek dolu, güler yüzlü dokunuşlarını eksik etmeyen tüm hocalarımıza, yakaladığımız sinerjide bize motivasyon kaynağı olan en güzel yol arkadaşımız olan tüm öğrencilerimize teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. ÜNİAR Değerlendirme Sistemi Nasıl İşliyor? ÜNİAR'ın değerlendirme sistemi, öğrencilere yönelik anketler aracılığıyla yapılmaktadır. Öğrenciler, üniversitelerinin eğitim kalitesi, akademik kadro, fiziki koşullar, sosyal olanaklar, kampüs yaşamı ve mezuniyet sonrası kariyer imkânları gibi çeşitli konularda görüşlerini bildirmektedir. Bu anketler sonucunda, her üniversite için genel bir memnuniyet skoru hesaplanmaktadır. -
25.07.2024
Tercihiniz İKÇÜ Olsun!
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” ile Yükseköğretim Kurumları Sınavında (YKS) tercih sürecine giren gençlerin heyecanına ortak oluyor. En doğru kararı vermek isteyen gençler ve onlar kadar heyecanlı olan ebeveynleri, Merkez Kampüs Fuaye alanında yer alan tanıtım stantlarında, istedikleri bölümler hakkında akademisyenlerden bilgi alırken; kampüsü de görme fırsatı yakalıyor. Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günlerinin ilk gününde Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu eşliğinde, Fuaye Alanını ziyaret eden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ’ye misafir olan gençler ve aileleriyle sohbet etti. Yüzde 100’e Doluluk Oranıyla Tercih Dönemini Kapatıyoruz Rektör Prof. Dr. Köse, 2010 yılında kurulan ve ‘Farkındayız Farklıyız’ sloganıyla kısa zamanda gençlerin ilgi gösterdiği üniversiteler arasında yer alarak adından söz ettiren İKÇÜ’ye duyulan teveccühten oldukça memnun olduklarını ifade etti. İKÇÜ’yü tercih eden öğrencilerin, gelecekleri ve kariyerleri için çok doğru bir adım attıklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “ URAP'ın üniversitelerin akademik performansları doğrultusunda her yıl yayımladığı listeye göre 2010 yılından sonra kurulan üniversiteler içinde en iyi ilk üç üniversite arasında yer alıyoruz. Başarının takdirini öğrencilerimizin yoğun ilgisinden görmekteyiz. Üniversitemizin genel olarak tercih edilme oranı oldukça yüksek. Her yıl yüzde 100’e yakın bir doluluk oranıyla tercih dönemini kapatıyoruz. Bu bizler için büyük motivasyon kaynağı” diye konuştu. Bilginin kalbi İKÇÜ Merkez Kütüphanesinin zengin imkânlarının yanı sıra, Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığına bağlı öğrenci toplulukları, spor takımları ile gençlerin sosyal, kültürel, fizyolojik ve psikolojik gelişimlerini destekleyen faaliyetlerini sonuna kadar desteklediklerini aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, yüze yakın çift ana dal, yan dal programı ile öğrencilere eğitim kariyerlerini çeşitlendirme fırsatı sunduklarını söyledi. Müreffeh Türkiye’nin Mimarları 36 ülke ile öğrenci değişim olanakları ile bine yakın uluslararası öğrencisi ile uluslararasılaşma felsefesi hedefinde dış dünyaya açılan bir İKÇÜ vizyonu çizdiklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, kaliteli eğitimin yanında topluma karşı sorumluluk hisseden, farkındalıkları yüksek bireyler yetiştirmenin derdinde olduklarının vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Biz gençlerimizi, her alanda gelişmiş, istikrar içinde büyüyen, güçlü, müreffeh Türkiye’nin mimarları olarak görmekteyiz. O yüzden araştıran, sorgulayan, üreten, kendini her alanda yenileyen, evrensel boyutta düşünebilen, aynı zamanda milli ve manevi yönü güçlü bir gençlik yetiştirmeye çalışıyoruz” şeklinde konuştu. Bölüm Tercihi Tüm Hayatı Şekillendirir Gençlerin geleceklerini şekillendirecek bölüm tercihlerinin bu anlamda çok önemli bir süreci ifade ettiğini aktaran Prof. Dr. Köse, seçilecek bölümlerin ülke ve dünyada gelişen dinamiklerinin de göz önünde bulundurulmasının önemine işaret etti. Rektör Prof. Dr. Köse, “ Meslek tercihleri bireylerin tüm hayatlarını şekillendirecekleri önemli bir karar alma sürecini ifade ediyor. Bunun yanında dünyanın, ülkenin ve toplumun ihtiyaçlarının yanında kişisel becerilerin ön planda tutulması da oldukça önemli. Çünkü kişi severek yaptığı bir meslekte başarılı bir kariyer eder. Bu çoklu paradigmada gençlerimizin birçok dinamiği göz önünde bulundurarak kararlarını vermeleri gerekir” dedi. İKÇÜ “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günlerinin verimli geçmesi temennisini paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, tercih süreci heyecanı yaşayan tüm adaylara başarılar diledi. Tercihiniz İKÇÜ Olsun Her fakülteden akademisyene soru sorma imkânının olduğu alanda ayrıca sağlık, kültür ve spor daire başkanlığı, kurumsal iletişim koordinatörlüğü, uluslararası öğrenci koordinatörlüğü birim sorumlularının yer aldığı İKÇÜ “Fakülte ve Bölüm Tanıtım Günleri” 26 Temmuz 2024 Cuma Günü mesai saati bitimine kadar açık kalacak. Ayrıca İKÇÜ hakkında merak edilen tüm konu başlıklarına adayogrenci.ikcu.edu.tr web adresinden de ulaşım sağlanabilecek. -
25.07.2024
İKÇÜ-SGK Arasında “Kuşaklararası Dayanışma” Protokolü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile İzmir Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü arasında 'Emeklilik Yılı' iş birliği protokolü imzalandı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) İzmir İl Müdürü Hidayet Baydilli tarafından imzalanan protokol, emeklilere yönelik ortak faaliyetleri kapsıyor. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur’un da hazır bulunduğu imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İKÇÜ olarak üniversite-toplum bütünleşmesini, toplumsal değerlerin öne çıkarılmasını ve yaşatılmasını sağlayacak kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine oldukça önem verdiklerini söyledi. Kendini Geliştirmenin Yaşı Yoktur Mezunlarının ileride aktif bir parçası olacakları toplumun güncel meselelerine hâkim, çözüm odaklı bireyler olması için tüm paydaşlarla birlikte faaliyetler geliştirdiklerini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Toplumun her kesim ve her yaş grubuna hitap eden geliştirici ve eğitici projeleri toplumsal sorumluluk bilinci ile gençlerimizden aldığımız güçle hayata geçirmeye devam ediyoruz. Kuşaklararası dayanışma kavramı çok önemli. Bu aynı zamanda bir minnet borcudur. Kültürümüzün ve değerlerimizin en kıymetlileri olan yaşlı bireylerimizi, toplumla bütünleşmesi, yaşamın her alanına ve anına katılmalarını teşvik etmek, aktif olmalarını sağlamak bizim elimizde. Kendini geliştirmenin, yeni şeyler öğrenmenin herhangi bir yaşı yoktur. Yaşam boyu öğrenme prensibini destekleyen bu protokol kapsamında üniversite olarak üzerimize düşen tüm sorumlulukları yapmaktan memnuniyet duyacağız. İş birliğimizin her iki kurum için de hayırlı olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. “Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları” Protokole ilişkin bilgi veren SGK İzmir İl Müdürü Hidayet Baydilli, 2024 yılının “Türkiye Yüzyılı'nın Emektarları” projesi ile Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan tarafından ‘Emekliler Yılı’ olarak ilan edildiğini aktararak bu kapsamda yapılan tüm faaliyetlerin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından koordine edildiğini kaydetti. Emeklilerin toplumdaki önemine vurgu yapan İl Müdürü Baydilli, “Onların hayatlarına dokunan, kolaylaştıran, sosyal hayatta daha fazla görünür olmalarını sağlayan ve daha mutlu bir yaşam sürmelerine vesile olan bu tür iş birlikleri içinde bulunmaktan oldukça memnuniyet duyuyoruz. Bu konuda duyarlılık gösteren Rektör Prof. Dr. Köse’ye ve tüm yönetim ekibine şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. İki kurum arasında imzalanan protokol, sürekli eğitim merkezinde emeklilere yönelik programların oluşturulması, fotoğrafçılık, aşçılık, pastacılık gibi alanlarda açılan kurs, atölye, seminer, dijital okuryazarlık gibi eğitim faaliyetlerine, tiyatro gösterisi, müzik dinletisi gibi etkinliklere, sanat atölyelerine (ebru, kil, resim), sanat gruplarına (koro, müzik topluğu) manevi destek uygulamalarına yaşlı bireylerin katılımlarını desteklemeyi amaçlıyor. -
18.07.2024
“İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında, “İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ” başlıklı programa ev sahipliği yaptı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in "Akademi ve Eğitim Bağlamında İhanete Giden Sürecin İdeolojisi" başlıklı sunumuyla konuşmacı olarak yer aldığı programda; İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, "FETÖ'nün Medya Stratejisi ve 15 Temmuz Gecesi Uluslararası Medya", İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, "Örgütlü Duygu İstismarı ve FETÖ'nün Din Ticareti" başlıklarını irdeledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen programı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Sapkınlık Seviyesinde Bir Yapılanma Tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yad ederek konferansın açış konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel sömürgeci güçlerin dünyanın birçok coğrafyasında etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden dizayn ettikleri kaos projelerini hayata geçirdiklerini ifade etti. Bu güçlerin en büyük uygulama alanlarının ise etnik gruplar olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, sözde dini gruplar üzerinden oluşturdukları terör örgütleri ile toplumları parçalamayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “FETÖ yapılanması diğer örgütler gibi küresel güçler tarafından oluşturulan laboratuvar üretilmiş bir örgüttür. Klasik sosyolojik yapılarla bunlar açıklayamıyor ve sınıflandıramıyorsunuz. Bu örgütün çoklu sosyolojik yapısı var ve yabancı istihbarat örgütlerinin bütün halinde bu yapıda yer aldığından bahsedilmektedir. Bizim gibi ülkeler üzerinde yürüttükleri farklı stratejileri var. Çevremizdeki ülkelere bakın, üretilen kaoslar neticesinde birçok ülke parçalandı. Bizde de bu denemelerinin en sonuncusu FETÖ oldu. Prof. Dr. Erol Güngör, ‘Din kitleleri harekete geçirmedeki en etkili araçtır’ diyor. Eğer insanları bir şeye inandırabilirseniz onları kolaylıkla istismar edebilirsiniz. FETÖ de dini kullanan bir örgüttü. Elebaşına olan bağlılıkları Hz. Peygamber’den üstün olduğuna inanacak kadar sapkınlık seviyesindeydi. Peki niye bizde başarılı olamadılar? Çünkü bizde sağlıklı, güçlü, başarılı bir din eğitimi var. Dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’nin din eğitim programlarını incelemeye geliyorlar. Türkiye’nin şansı birbirinden değerli fakültelerinin, imam hatip liselerinin, diyanet teşkilatlarının olmasıdır. Bu kurumlar ayakta olduğu sürece bunlar militan yetiştiremeyecekler. Küreselcilerin oyununa maruz kalan milletimiz yazdığı kahramanlık destanlarına bir yenisini daha ekleyerek sömürgecilere gereken cevabı vermiştir” dedi. Kripto FETÖCÜ’ler Sinsice İntikam İçin Bekliyorlar Bu küresel örgütün en büyük tahribatı akademik camia ve Türkiye'nin nitelikli insan gücü üzerinde yarattığını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, örgütün Türkiye’nin bir neslini adeta kaybettiğini söyledi. “Başka ülkelerin emrine tahsis edilmiş kurşun asker yapılan insan sermayesini ülkemiz FETÖ yüzünden kaybetti” diye konuşan Prof. Dr. Şeker, akademide yaptıkları hezimetle gerçek bilim insanlarının mağdur edildiğini, ülke yararına yapılacak bilimsel projelerin önüne geçildiğini kaydetti. Başkan Prof. Dr. Şeker, “Hizmet adı altında ülkemizde birçok hezimete yol açtılar. Okul, dershane, medrese dedikleri yapılara hapsettikleri gençlerimizi istedikleri kalıplara soktular. Örgütlü takiye kültürünün temeli, kendi paralel yapısını devlete karşı kurgulayan, kendi içinde terfi işlemi yapan, evlendirme kararı veren, gençlerimize kod isimler vererek milletinden koparan, ailesinden koparan bir yapı. Anadolu’nun fakir çocuklarından bir halka oluşturuyorlar. Zengin çocuklarını da boş bırakmıyorlar. Ailelerin mal varlıklarına adeta mafyavari usullerle, tehditlerle, şantajlarla, bağış adı altında el koyuyorlar. Bu süreçlerde çocuklarını bu yapıda kaybeden anne-babaların gözyaşlarına şahit olduk. Türkçeyi yaydıklarını iddia ettikleri okulların da yabancı ajanların tekelinde olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin uygulama alanı olduğu ortaya çıktı. Kapatılan 15 örgüt üniversitesini kurgularken mütevelli heyetlerine her alandan isimlerle setler getirdiklerini, hocalarını ise zaman zaman farklı görüşlerden de seçtiklerini gördük. Diğer taraftan akademik yeterliliğe sahip olmayan kadrolarını da yabancı dil yeterlilik sınavlarında kurdukları sistem sayesinde pek çok diğer üniversiteye atadılar. Sürecin içinde hala uyuyan kripto FETÖ üyeleri var ve sinsice intikam için bekliyorlar. Akıllanmaları, tövbe etmeleri diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunlar akıllarını ve kalplerini satmışlar. Menfaatle örülen simbiyoz yapıdaki bu örgüte üye olanlar bal var diye gelen sinekler gibiler. Olay Türkiye’nin son 60 yılında NATO çerçevesinde sistematik kurgulanan bir yapıdır. Biz uyanıklığımızı devam ettirmeliyiz. Ülkemizin beşerî zenginliğini bunlara kaptırma lüksümüz yok. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” şeklinde konuştu. Tüm Kitle İletişim Araçlarını Kullanarak Darbeye Yürüdüler FETÖ, yapılanmasını tüm medya araçlarını kullanarak sistematik olarak yürüttüğünü kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün ilk günden itibaren halka ulaşmanın en kolay yolunun bu araçlardan geçtiğinin farkında olduğunu söyledi. Medya yapılanmasının üç aşamada gerçekleştiğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, ilk dönemde, dini istismar eden buna duygu yükleyen sohbetlerin kitle iletişim araçları ile empoze edildiğini belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “ İkinci dönem seri propaganda dönemidir. Bu dönem, kitle iletişim araçlarını tekellerine almaya başladıkları dönemdir. Alanında uzman kişilerle çalışmışlardır. Üçüncü dönem itibarsızlaşma ve yerinden etme odaklı ‘guguk kuşu’ adını verdiğim dönemidir. Guguk kuşunun yavrusunu başka yuvaya bırakıp diğer kuşlarla fark etmeden büyümesini sağlaması gibi duygusal istismar döneminden sonra kendi dışından farklı görüşlerden yapıları destekleyen bir yaklaşımla medyada yayılıyorlar. Uluslararası arenada da dini yumuşatmaya, modernleştirmeye yönelik söylem geliştiriyorlar. Bu yönde mesajlar üreterek ‘ılımlı vaiz’ misyonuyla ‘dinler arası diyalog’ kavramını ortaya atarak uluslararası kamuoyuna mesaj veriyorlar. 1998 yılında Papa ile görüşmesi bu açıdan önemli bir fotoğraftı. Gazete, televizyon ve ajans yapılanmaları yanında dergileriyle, kendi kurguladıkları senaryolarla yaptıkları dizilerle, reklam filmleriyle, siyasi erke, yargıya, ulusal ve uluslararası kamuoyuna propaganda amaçlı mesajlarını doğrudan vermeye başlıyorlar. Darbeye giden yolda özellikle dershanelerin kapatılmasından sonra bu araçların sayısının arttırıldığını, daha sonra da yeni medya alanına da girmeleriyle 132 adet medya organına ulaştığını görmekteyiz. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna antidemokratik rejim, diktatörlük, yolsuzluk, yargıya, askere müdahale, siyasi istikrarsızlık başlıklarında verdikleri mesajlarla muhalefeti de arkalarına alarak darbe kalkışmasına giden sürecin tüm basın yayın organlarınca, uzman kişilerce yönetildiğini görmekteyiz. Bu yapının yardakçıları, yandaşlarının yatakta basıp, şafakta asacaklar mesajları ile halka da alttan korku empoze ederek sokağa çıkmamaları için ellerinden gelen tüm açıklamaları yaptıklarını, tweetleri attıklarını görüyoruz” diye konuştu. Vesayet Odaklarına Truva Atı Oldular Küresel güçlerin özellikle Ortadoğu üzerinde dini gruplar üzerinden oynadıkları büyük oyuna dikkat çeken İKÇÜ İlahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, bu grupların kendilerini Allah adına söz söylemeyi misyon edinen görüntüsüyle Batı’nın bölgedeki Truva atları olarak önemli işlev üstlendiklerini kaydetti. Doç. Dr. Emiroğlu “Tarihe bakacak olursanız İslam, Hıristiyanlık için hep bir tehditti. İslam’ın bayraktarlığını alan Türkler de büyük tehdit oluşturdu. Günümüze gelindiğinde vesayet odaklarına Truva atı görevi gören, terörize edilen bu gruplar nedense tüm mücadelelerini kendi içinden çıktıkları dindaşları ve soydaşları üzerinden yürütmektedir. Bu grupların FETÖ ile benzer özelliklerinin olduğunu görüyoruz. Bu örgütlerdeki grup normlarında sorgulamaya asla izin verilmez. Grup normlarının dışında hareket etmenize farklı davranış sergilenmesine müsamaha gösterilmez. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde kurgulanan bir yapıya sahiptirler. İpotekli kimlik bu yapılarda kullanılan bir kavramdır. Kimliği, dini bir formasyonla, aşama aşama ele geçiren sistematiğin uygulandığını görüyoruz. Tüm dini kült yapılarda olduğu gibi kendileri dışında olan tüm gruplar onların aşağısındadır, değersizdir. Kendilerini ilahi buyruğa en yakın olarak görürler. Sorgulamaya fırsat vermeyen bu istismarcı, sömürücü yapısıyla canavarımsı duygularla kendi halkını, meclisini vuracak bir akıl tutulmasına dönüşmesi bu süreçlerle gerçekleşiyor. Bu gibi yapılara maruz kalmamak adına iyi ki İlahiyat Fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı var, halkın doğru kaynaklardan öğrenecekleri yayınlara imza atıyorlar ki onlar bu yapıları asla sevmediler. Bu anlamda bizlere çok büyük görev düşüyor” dedi. Konferans Rektör Prof. Dr. Köse’nin Prof. Dr. Şeker’e katılımları dolayısıyla plaket takdimi ile son buldu. -
09.07.2024
İKÇÜ’lü Sosyal Bilimcilerin Mezuniyet Coşkusu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinde 11 ayrı bölümden 210 öğrenci kep atarak mezuniyetlerini kutladı. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekan Vekili Doç.Dr. Erdem Geçit ve Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Zümrüt Gedik ev sahipliğinde düzenlenen törende Spor Salonunu dolduran yüzlerce konuk, gençlerin mutluluğuna ortak oldu. Bilgi ve Belge Yönetimi, Coğrafya, Felsefe, Medya ve İletişim, Psikoloji, Sosyoloji, Tarih, Türk Dili ve Edebiyatı, Türk-İslam Arkeolojisi bölümlerinde okuyan öğrenciler için düzenlenen mezuniyet törenini, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Proıf. Dr. Yasin Bulduklu, dekanlar, dekan yardımcıları, bölüm başkanları, akademik ve idari personel ile mezun gençlerin yakınları takip etti. Sadece Bir Diploma Değil, Büyük Bir Miras Taşıyorsunuz İKÇÜ’lü sosyal bilimcilerin heyecanını paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, gençlerin öğrenme yolculuğunda, yeni başlangıçlara açılan bir dönemin başladığını kaydetti. Prof. Dr. Akbaş, “Öğrenim süreniz boyunca insan kültürü, tarihi, dili ve bunların çeşitli ifadelerinin derinliklerine daldınız. Sadece alanınızla ilgili teorik bilgiler edinmekle kalmadınız, aynı zamanda doğru ve tutarlı düşünme ve insanlığın çeşitli durumlarını derinlemesine anlama gibi çok değerli becerileri de geliştirdiniz. Ancak öğrenme yolculuğunun asla gerçekten sona ermediğini hatırlatmak isterim. Bilginizi arttırmaya, güncellemeye ve çevrenizdeki dünya ile etkileşime girmeye devam etmeniz başarılı olmanız için büyük önem taşıyor. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinden ayrılırken, sadece bir diploma değil, aynı zamanda bir miras taşıdığınızı bilin. Bundan sonra yapacağınız katkılarınızın daha güzel bir geleceği şekillendireceğinden ve sizlerin milletimiz ve insanlık hayrına yapacağı çalışmalarla bizi gururlandıracağınızdan hiç şüphemiz yok” diye konuştu. Etik İlkelerin Eşliğinde Uzun Bir Yürüyüş Dekan Yardımcısı Doç.Dr. Zümrüt Gedik de 6’ncı dönem mezunlarını çalışma hayatına uğurlamaktan duydukları mutluluğu paylaştığı konuşmasında iftihar ve hüznü bir arada yaşadıklarını söyledi. Doç.Dr. Gedik, “Üniversite eğitimi yeni bir dünyanın kapılarını aralamak demektir. Bilimsel bilginin değerini etik ilkelerin sahipliğini bilmek demektir. Uzun bir yürüyüş gerektirir üniversite yolu. Engebelerle ve sınavlarla doludur. Ancak sonunda çelik gibi göğüslemeyi bilmektir hayatı. Bugün biz öğretim üyelerinin varlık nedeni olan öğrencilerimizin mezun ediyoruz. Fakültemizden desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen başta Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse ve rektör yardımcıları hocalarımıza, üniversite yönetim kadrosuna, fakültemizin kıymetli öğretim üyelerine, fakültemizin idari personeline ve bin bir zorlukla öğrencilerimizi destekleyen siz değerli ailelerimize sonsuz teşekkür ediyoruz. Bu unutulmaz güne tanıklık ettiğiniz için tüm konuklarımıza şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. İKÇÜ’yü Çok Özleyeceğiz Psikoloji Bölümünü üstün başarıyla bitirerek fakülte birincisi ve üniversite birincisi olarak mezun olan Dila Bulut ise İKÇÜ’yü özlemle hatırlayacaklarını kaydetti. Bulut, Fakültemizi ve bölümümüzü böylesine bitirmemde desteğini arkamdan hiç eksik etmeyen ve her koşulda bana sevgiyle saygıyla yaklaşan canım annem ve babam başta olmak üzere, hocalarımın ve arkadaşlarımın da payları büyüktür. Evimizden çok vakit geçirdiğimiz ve bizi birleştiren okulumuzu, dostluklarımızı ve değerli hocalarımızı çok özleyeceğiz. Okulumuzda yaşadığımız tüm güzel anlara vesile oldukları için başta Rektörümüz Sayın Prof. Dr. Saffet Köse’ye, Dekanımız Sayın Prof. Dr. Şaban Doğan’a, alanlarında her türlü bilgi ve deneyimi aktararak anlayışla ve sevgiyle yaklaşan bölüm başkanımız Sayın Prof. Dr. Mustafa Şahin’e ve üzere tüm saygıdeğer hocalarıma, üniversitemizin görünmeyen perde arkasındaki tüm idari personeline bütün kalbimle şahsım ve arkadaşlarım adına teşekkür ediyorum ” diye konuştu. Üniversite birincisi Dila Bulut ve bölümlerinde dereceye giren öğrencilere plaket takdimi ve mezuniyet kütüğüne plaket çakılması ile davam eden mezuniyet töreni, keplerin havaya atılmasıyla son buldu. -
09.07.2024
İKÇÜ, Ata Yurdunda "Kayıp Kenti" Gün Yüzüne Çıkarıyor
Türklerin ata toprağındaki "kayıp kenti" Togu Balık'ın kalıntıları bulundu. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde yürüttükleri kazı çalışmalarındaki alanın Dokuz Oğuzlar'ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı "Togu Balık" kenti olduğunu kanıtladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden akademisyenler, Moğolistan'da ortak kazı yapmayı içeren protokol kapsamında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlara (Uygurlar'ı kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülen, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'ndeki yerleşim yeri kalıntılarında gerçekleştirilen ortak kazı çalışmalarında 30 kişilik ekip görev alıyor. İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan'ın koordinasyonu ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel'in başkanlığında yürütülen çalışmalarda, eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılması hedefleniyor. Alanda kazı çalışması ve yüzey araştırmaları sürdürülüyor. Araştırma, Tuul Nehri'nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda gerçekleşiyor. "Eski Türklerden kalma sayısız kültür varlığı var" Kazı projesinin sorumlusu Prof. Dr. Şaban Doğan, pek çok Türk devlet ve topluluğuna ev sahipliği yapan, Türkler için kutsal kabul edilen Ötüken'in de bulunduğu Moğolistan topraklarında eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler başta olmak üzere sayısız kültür varlığı bulunduğunu belirtti. Moğolistan'da Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtları başta olmak üzere bugüne kadar 200'e yakın yazıt bulunduğunu aktaran Doğan, bilim camiasının bu topraklara 1800'lü yılların sonunda başlayan ilgisinin artarak devam ettiğini ifade etti. Doğan, Moğolistan'da her yıl 60 ila 90 arasında uluslararası bilim heyetlerinin dahil olduğu arkeolojik çalışmalar yapıldığını aktararak, "Maalesef Türkiye merkezli kazı çalışmaları yok denecek kadar az. TİKA tarafından oluşturulan ekiplerle gerçekleştirilen Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyelerindeki kazılar dışında 2019'a kadar bu ülkede kurumsal olarak Türkiye merkezli kazı çalışması yapılmadı." dedi. İslamiyet öncesi Türk tarihini, kültür ve medeniyetini anlayıp yorumlayabilmek için bu coğrafyada arkeolojik çalışmaların yapmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, "Almanya, Rusya, Çin, Japonya başta olmak üzere pek çok ülke yaklaşık 200 yıldır bu topraklarda arkeolojik çalışmalar yapmaktadır. Maalesef Türkiye bu alanda geride kaldı, arzuladığımız noktadan çok uzağız. Türkiye'nin tek Türk-İslam Arkeolojisi bölümünü bünyesinde bulunduran üniversitemiz 2018 yılında rektörümüzün öncülüğünde bu coğrafyada arkeolojik çalışma yapmak için girişimlerde bulunmuş o yıldan günümüze kadar Moğolistan'da önemli çalışmalar yapmıştır." diye konuştu. "Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaştık" Hedeflerinin Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık'ı gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyleyen Doğan, şunları kaydetti: "Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurlar'ın yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş, ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzlar'ın Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak." https://www.aa.com.tr/tr/kultur/turklerin-ata-topragindaki-kayip-kenti-togu-balikin-kalintilari-bulundu/3267785
Toplam 198
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
24 kez okundu
İKÇÜ Diş Hastanesi Temmuz’da Yeni Binasında
2012 yılının Mart ayından bu yana Aydınlıkevler’deki Yerleşkede İzmir İli ve çevre illere modern diş sağlığı hizmeti sunan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi Temmuz 2024’te yapacağı açılışa hazırlanıyor. İzmir’in en modern diş hastanesi olarak vatandaşlara sağlık hizmeti sunma hedefiyle yapımına devam edilen dev kompleks, İKÇÜ’nün Balatçık’taki ana yerleşkesinde 29 bin metrekare alanda yer alıyor. Komplekste ayrıca 15 bin metrekarelik peyzaj düzenlemesi, rekreasyon alanları, hasta ve personel için ayrılan otopark alanları olacak. Ağız ve Diş Sağlığı Hizmet Kalitesini Yükseltiyoruz Şantiye alanında, Yapı İşleri ve Teknik Daire Başkanı Yasin Yıldız ile yüklenici firma yetkililerinden gelinen aşamayla bilgi alan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 10 yılı aşkın süredir Aydınlıkevler’deki binasında vatandaşlara kaliteli ve ulaşılabilir sağlık hizmeti sunan hastanenin daha modern bir görünümle açılacak olmasının heyecanı ve mutluluğunu yaşadıklarını aktardı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “Eğitim kalitesi uluslararası sıralamalarda tescilli olan fakültemizin vatandaşlarımıza sunduğu ağız ve diş sağlığı tedavisi hizmetlerinin kalitesini nitelik ve nicelik olarak yükseltmeyi hedefliyoruz. Son teknoloji altyapısıyla toplam 250 diş ünitesi ile inşallah Temmuz’da açılacak sağlık kompleksimizin açılışını bizler kadar öğrencilerimiz de sabırsızlıkla bekliyor. Gelinen aşamada vatandaşlarımızın kuruluşundan bu yana hastanemize gösterdiği teveccühlerine, kapasitemizi ve kalite standartlarımızı arttırarak cevap vermiş olacağız. Vatandaş nezdinde takdir ve teşekkür edilen bir sağlık kurumu olarak çalışmaya devam edeceğiz” dedi. İnsan Sağlığına ve Bilime Hizmet Eden Anlayışla Çalışıyoruz İKÇÜ Diş sağlık kompleksinde, hizmet kalitesini daha üst seviyeye taşıyacak ileri tanı ve tedavinin sunulacağı kliniklerin, görüntü ve ses sistemiyle dizayn edilmiş fantom laboratuvarlarının, preklinik laboratuvarlarının, merkezi sterilizasyon, radyoloji ünitelerinin, ameliyathane ve dersliklerin yer alacağı bilgisini veren Rektör Prof. Dr. Köse, “Çok kısa bir süre zarfında, fiziksel alt yapısını yenilemiş bir İKÇÜ Diş Hekimliği Fakültesi Hastanesi olarak hizmet verecek olmanın mutluluğunu paylaşıyoruz. İnsan sağlığına ve bilime hizmet eden, kendini sürekli yenileyen, geliştiren, kaliteli ve özverili çalışmalara imza atan fakültemizin güçlü akademik kadrosuna, idari personeline ve çok değerli öğrencilerimize başarılı çalışmaları için teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. -
23 kez okundu
İKÇÜ'de YÖKAK KAP Değerlendirmesi Tamamlandı
Yükseköğretim Kalite Kurulu (YÖKAK) tarafından 2023 yılı 'Kurumsal Akreditasyon Programı değerlendirmesine dâhil edilen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde Kurumsal Akreditasyon Programı saha ziyaretleri tamamlandı. 2016 yılında kurumsal dış değerlendirme, 2020 yılında kurumsal izleme programlarıyla kalite güvence sistemi yolculuğunu sürdüren İKÇÜ, Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) için Kurumsal Akreditasyon Raporunun (KAR) yayımlanması ve akreditasyon kararının duyurulması sürecine geçerek akreditasyonda önemli yol katetti. YÖKAK tarafından görevlendirilen ve başkanlığını Prof. Dr. Elif Çepni’nin yaptığı, Akademik Değerlendiriciler Prof. Dr. Bülent Çavaş, Prof. Dr. Vissun Sevinç İnan, Prof. Dr. Erdoğan Çiçek, Prof. Dr. Feza Kerestecioğlu, Prof. Dr. Ali Bayrakdaroğlu, YÖKAK Gözlemcisi Prof. Dr. Yunus Nadi Yüksek, İdari Değerlendirici Elife Güler, Öğrenci Değerlendirici Aslı Özmutlu’nun yer aldığı takım üyeleri, 3 gün süren saha ziyaretlerinde İKÇÜ’nün kalite güvencesi sistemine ilişkin incelemelerde bulundu. YÖKAK temsilcilerince, “liderlik, yönetişim ve kalite, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme ile toplumsal katkı” başlıkları altındaki ölçütler değerlendirildi. YÖKAK takımının Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ve senato üyeleriyle ile başlayan görüşme programında, İKÇÜ Kalite Komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin yöneticileri, kalite sorumluları, öğrenciler ve üniversitenin dış paydaşlarıyla bir araya gelindi. Yapılan yüz yüze görüşmelerde, KAP’a gönüllü olarak dâhil olmak isteyen İKÇÜ’nün eğitim-öğretim, araştırma, toplumsal katkı ve idari süreçlerde kurumun liderlik, yönetişim, iç ve dış paydaşlarla olan ilişkileri, bilimsel çalışmaları gibi birçok alanda yürüttüğü faaliyetleri kalite güvence sistemi çerçevesinde masaya yatırıldı. Saha ziyaretlerinde, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Sağlık Hizmetleri MYO, Turizm Fakültesi, Enstitülerin yöneticileri, akademik personeli ve idari birimlerin yöneticileri ve personeliyle odak grup görüşmeleri yapılarak kalite süreçlerinin birimlere yayılımı incelendi. Vali Elban Dış Paydaş Görüşmesinde İKÇÜ VIP Salonda Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde yapılan dış paydaş toplantısına, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Çiğli Kaymakamı Adnan Çakıroğlu, Ege Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Necdet Budak, Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Levent Kandiller, Anadolu Ajansı Bölge Müdürü Ahmet Caner Baysal, İl Müftüsü Sinan Kazancı, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Melih Keleş, İŞKUR Müdür V. Ayla Bozkurt, Kültür ve Turizm İl Müdürü Murat Karaçanta, İl Sağlık Müdürü Doç.Dr. M.Emre Erkuş, Orman Bölge Müdürü Zafer Derince, Menemen Belediyesi Başkan Yardımcısı Bahadır İnanlı, Aliağa Belediyesi Başkan Yardımcısı Hakan Şimşek, sektör yöneticileri, fakültelerin danışma kurulu üyeleri ile öğrenci konseyi ve mezun temsilcileri katıldı. İKÇÜ’nün Gönüllü KAP Başvurusu Takdire Şayan Son gün çıkış bildirim raporunu paylaşan YÖKAK değerlendirme takımı başkanı Prof. Dr. Elif Çepni, 2010 yılında kurulan İKÇÜ’nün KAP’a gönüllü olarak dâhil olmasının önemine dikkat çekti. Kalite Güvence Sistemi süreçlerinin tümünde yer alan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye teşekkürlerini sunan Prof. Dr. Çepni, “Kurumsal Akreditasyon Programı, yükseköğretim kurumlarındaki kalite güvencesi, eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme, toplumsal katkı ve yönetim sistemi süreçlerinin 'planlama, uygulama, kontrol etme ve önlem alma' döngüsü kapsamında değerlendirilmesini sağlayan bir dış değerlendirme yöntemidir. Yükseköğretim kurumlarında kalite güvencesi kültürünün içselleştirilmesi, tabana yaygınlaştırılması, YÖKAK’ın uluslararasılaşma düzeyini arttırarak tanınırlığını yükseltmek adına bizler yol göstericiyiz. Bu yıl KAP’ta aralarında İKÇÜ’nün de yer aldığı 21 üniversite değerlendirilmeye alınıyor. Takımımız tarafından İKÇÜ’de tamamladığımız saha ziyaretlerini içeren değerlendirme raporunu 2 hafta içinde YÖKAK’a bildireceğiz. Kalite Komisyonu çatısı altında, başta Rektör Prof. Dr. Saffet Köse olmak üzere İKÇÜ'nün akademik ve idari personeline, paydaşlarına kalite kültürüne katkıları için teşekkür ediyor, içtenlikleri ve nazik ev sahiplikleri için şükranlarımızı sunuyoruz” dedi. Akredite Üniversite Olmak En Büyük Arzumuz Nitelikli ve tarafsız değerlendirmeleri için değerlendirme takımına teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Köse de sürece ilişkin raporun ilerleyen aylarda İKÇÜ ile paylaşılacağını aktardı. Değerlendirme süreçlerinin yükseköğretim kurumları için önemi değinen Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ olarak kalite süreçlerinin birimlere yayılımı, paydaşların süreçlere katılımı, programların öğrenme çıktıları ve sürekli iyileşme çalışmaları gibi hususları içselleştirmeye çalışan bir yönetsel yapıya sahibiz. Bu kültürü benimseyen yönetişimsel organizasyonlarımızla hep daha iyiye ulaşma doğrultusunda çalışmalarımızı yürütmekteyiz. Kalite çalışmaları, mutlaka tüm akademik personelin, öğrencilerin, paydaşların aktif katılımını gerektiren bir süreç. Dinamik ve öğrenci odaklı bir yönetim modeline sahip, bilimsel ve akademik potansiyeli yüksek, kalite kavramının bir kurum kültürü olarak benimsendiği İKÇÜ olarak YÖKAK tarafından eğitim programlarının akredite edildiği bir üniversite olmak en büyük arzumuz. Bizlere bu yolculuğumuzda rehberlik eden stratejilerimizin hayata geçirilmesiyle gelişimimize katkı sunan yaklaşımları için Yükseköğretim Kalite Kuruluna, tüm görüşme ve ziyaretlerinde yoğun çaba gösteren YÖKAK Değerlendirme Takımının değerli üyelerine, birlikte çalışma kültürü içerisinde hep beraber olduğumuz tüm dış paydaşlarımıza, bu süreci başarıyla yürüten Kalite Koordinatörlüğümüze, Strateji Geliştirme Daire Başkanlığımıza, öğrencilerimize, tüm çalışma arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Kendimizi yenilemeye ve gelişmeye devam edeceğiz” diye konuştu. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans salonunda yapılan kapanış toplantısında, Rektör Prof. Dr. Köse tarafından YÖKAK değerlendirme ekibine teşekkür belgesi takdim edildi. -
21 kez okundu
İKÇÜ’den Aliağa’ya Uygulama Merkezi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi uygulama birimleri Aliağa’da kuruluyor. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın imza attığı protokol ile Kültür Mahallesinde yer alan belediyeye ait bina İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin hizmetine tahsis edildi. Protokol kapsamında, Aliağa'nın deniz ve denizcilik açısından gelişimine katkı sağlayacak fakülteye ait uygulama birimlerince, sektörün ihtiyaç duyduğu konularda eğitimler, konferanslar, seminerlerin verilmesi, ilçenin kültürel ve bilimsel etkinliklerle desteklenmesi amaçlanıyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ GİDF Dekanı Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan,İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek’in de hazır bulunduğu imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Aliağa Belediyesinden eğitime verilen bu desteğin takdire şayan örnek bir yatırım olduğunu kaydetti. Aliağa, Ülkemizin Dış Ticaret Merkezi Lisans eğitimine geçtiğimiz yıl başlayan İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinde hem eğitim hem de araştırma ve uygulama çalışmalarında önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Köse, “Aliağa ülkemiz için çok önemli bir sanayi ve liman şehri. İstatistikler de ilk sırada yer alan muazzam bir dış ticaret hacmine sahip. Üniversitemize de komşu olan Aliağa, Ege Bölgesi’nin ve ülkenin dış ticaret merkezi konumunda yer alıyor. Türk kültüründe Çaka Bey’den günümüze kadar gelinen noktada denizcilik faaliyetlerinin aktif olarak yürütüldüğü İzmir’de, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Bölümü ile lisans eğitimlerine başlayan, Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliğinin yer aldığı Türkiye’deki iki fakülteden biri olan fakültemizin sektörle iç içe çalışma prensibiyle önümüzdeki yıllarda ülkemizin lokomotif fakültelerinden biri olacağına inanıyorum. Üniversite- kamu iş birliğinin geliştirilmesi adına Aliağa Belediyesinin bizlere sağladıkları bu katkı için değerli başkanımız nezdinde tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Bilime yapılan bu yatırımın kentimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum” diye konuştu. Merkezi Aliağa’mıza Kazandırmak Onur ve Mutluluk Verici Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar da kentin kuzey aksına önemli katkılar sağlayan, İzmir’in en önemli üniversitelerinden biri olan İKÇÜ’nün çevresindeki ilçelerle örnek çalışmalar yürüttüğünü kaydetti. İKÇÜ adına açılacak uygulama merkezi için yer tahsisine başlanacağını aktaran Başkan Acar, “Dekan Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan Hocamızla ile daha önceki görüşmemizde kendileri TÜBİTAK tarafından desteklenen projelerini Aliağa’da yürütme isteklerini paylaşmışlardı. Üniversitemizin TÜBİTAK onaylı projesini Aliağa’da yürütmek istemesi bizler için büyük bir onur. Biz de bu hususta tüm imkânlarımızı seferber edeceğimizi kendilerine iletmiştik. Gelinen aşamada Rektör Prof. Dr. Saffet Köse Hocamızın önderliğinde bu projenin protokolünü gerçekleştirdik. Bu protokol kapsamında İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesine Aliağa’da tahsis edilecek alanda bir uygulama merkezi açacak. Burada ileri ki süreçte Aliağa’mızın deniziyle ilgili de bilimsel araştırmalar yürütecek bir laboratuvar kurma arzumuz da var. Aliağa Deniz Ticaret Odamız da bizimle birlikte projeye elinden gelen desteği verecek. Böyle bir çalışmayı çok değerli İKÇÜ ile birlikte ülkemizin en önemli şehirlerden biri olan Aliağa’mıza kazandırmaktan onur ve mutluluk duyuyoruz. Umuyoruz ki önümüzdeki süreçte üniversitemizin faaliyetlerine daha geniş imkânlar sağlayarak kentimize, ülkemize faydalı hizmetlere imza atarız” dedi. -
21 kez okundu
İKÇÜ’de Geleneksel İftar Buluşması
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi akademik ve idari personeli, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı iftar yemeğinde bir araya geldi. Merkez kampüs içerisinde yer alan personel yemekhanesinde Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce düzenlenen iftar buluşması, İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup tarafından okunan kuran tilaveti ile başladı. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri, akademik ve idari birimlerde görev yapan akademisyen, idari personel ile ailelerinin davetli olarak katıldığı iftarda kısa bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bu müstesna günler vesilesiyle düzenlenen organizasyonların üniversite personeli arasındaki birlik ve dayanışmayı daha da arttırdığını ifade etti. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “On bir ayın sultanını değerli mesai arkadaşlarım ve çok değerli ailelerinin teşrifleriyle kurumsal birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeğimizde hep birlikte iftar yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İKÇÜ ailesinin her bir ferdi bizim için çok değerli ve çok özel. En küçük mensuplarımız öğrencilerimiz ile de bir arada olacağımız sofralarımız olacak. Manevi atmosferi yüksek bu önemli günlerde en çok idrak ettiğimiz duygu birbirimize verdiğimiz değerdir. Hangi kademede olursa olsun tüm personelimiz bizim için çok değerlidir. Biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin birlik ve beraberliği hepimizi mutlu ediyor. Bu anlamlı vesileyle aynı sofranın etrafında bir araya geldiğimiz tüm çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. İftar programımıza katılım gösterdiğinizden dolayı tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bu bereketli günlerin tüm insanlık için barışa, huzura ve refaha vesile olmasını; yapılan tüm ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyorum” dedi. İftar yemeği çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu. -
20 kez okundu
Aile Danışmanlığı Programının Kapanış Dersi Rektör Köse’den
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerince yürütülen, Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans öğrencileri, verilen son ders ile programı tamamladı. Nizamî-i Gencevi Toplantı Salonunda yapılan programın üçüncü döneminin son dersi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından verildi. Dersi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin izledi. Aile Kavramını Yok Etme Gayesindeler “Aile ve Modernite” kavramlarını irdelediği kapanış dersinde, aile danışmanlarının önemli bir misyona sahip olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ailenin psikolojik sağlığının toplum dinamizmini ve iyilik halini doğrudan etkilediğine işaret etti. Rektör Köse "Günümüzdeki değişim sürecinin gelmiş olduğu noktada, çekirdek aile bir yana,'aile' kavramının kendisi bile tartışılır hale geldi. Sorunların çözümünden uzak yaklaşımlar sosyal yapının en temel bileşeni olan aile kavramını yok etmek gayesindedir. Seküler faydacı yaklaşımların sözde olumlu sonuçları beklenirken; son yıllarda depresyon, kaygı ve bağımlılık gibi sorunların tavan yaptığını ve küresel bir hastalık haline geldiğini görüyoruz. Böylece anne baba rol modellerini ortadan kaldıran, tek ebeveynli bekâr anne- baba kavramları sergilenmekte, toplumu cinsiyetsizleştiren, mutsuz, doyumsuz, duygusuz, merhametsiz, uyumsuz bireyler yetişmeye devam etmektedir” dedi. Medyadaki Olumsuz Ögeleri Meşrulaştırma Çabası Yazılı ve görsel iletişim araçlarında aile kavramında olmaması gereken şiddet, bağımlılık gibi olumsuz ögelerin ön plana çıkarılmasının yanında, toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumları meşru olarak göstermesinin de oldukça tehlikeli bir müdahale olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Köse, “Televizyonlarda gündüz kuşağında yayınlanan ve reel olarak yaşanan toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumlar meşru olarak gösteriliyor. Sosyal platformlardan yapılan paylaşımlarla başta mahremiyet olmak üzere pek çok değer ortadan kaldırılıyor. Aile içi roller değersiz hale getiriliyor, sadakat demode bir kavrammış gibi sunuluyor. Tüm bu gelişmelerin sonucu ise elbette aile bağının yok olması ile sonuçlanıyor. Toplumlar için aile kurumu son derece önemli. Aile içi iletişim ve ilişkinin bitmesi toplumsal anlamda da muhabbet bağının yok olması anlamına geliyor” diye konuştu. Sosyal Bilimlerin Hayati İşlevi Var Sosyal bilimlerin toplumsal dinamiklerle olan önemli bağına vurgu yapan Prof. Dr. Köse, aile danışmanlığı meslek grubunun üstlendiği misyona değinerek öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Rektör Prof. Dr. Köse, “İnsanın duygu halleri deney tüpüne sığmaz. Bu noktada insanın özüne inen, davranışlarına mercek tutan sosyal bilimlerin ne kadar hayati bir işlevinin olduğunu görmekteyiz. Günümüz koşullarında aile gibi kutsal bir varlığın devamlılığı için mücadele etmek, en başta gönüllülük ister. Salt profesyonellik yaklaşımı mesleki uygulamanın iki ayağını da topal bırakır. İnsanı sevmeden insana yol gösterilemez. Kültürel değer ve kodlarımıza uygun, aile bütünlüğünü göz ardı etmeyen yaklaşımlarınızla aile üyelerinin kendi aralarında üstesinden gelemedikleri sorunların çözümünde rol alacaksınız. Birey ve ailenin yaşamını iyileştirmeyi sağlayacak müdahaleleriniz olacak. Ben her bir mezunumuzun bu işe sıradan meslek olarak bakmayacağına, her bir danışmasını toplum hassasiyeti sorumluluğu ile yapacağına yürekten inanıyorum. İKÇÜ Psikoloji Bölümü akademisyenlerinin rehberliğinde tamamlayacakları eğitimlerinin sonrasındaki hayatlarında başarılara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Sağlıklı Kişilik Yapısının Temeli Ailede Türk toplumlarında aile olgusunun çok önemli bir konumda yer aldığına değindiği açılış konuşmasında, ailenin bireylerin bir nevi sosyal desteği olduğunu ifade eden Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin de, “Aile bireyin en temel duygusal ihtiyacı olan, sevgi, güven ve aidiyet duygusunu yaşadığı tek yerdir. Bireyin mutluluğa ve sağlıklı kişilik yapısına ulaşmasın en temel direğidir. Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans Programımızın üçüncü döneminde eğitim alan 32 öğrencimizin son dersine teşrifleri ve katkıları için başta Değerli Rektörümüz Prof.Dr. Saffet Köse’ye, öğrencilerimize sağladıkları katkılar için tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimize meslek yolculuklarında başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu. Programı tamamlayan öğrenciler adına konuşan Hatice Merve Açıkbaşlar ve Gizem Cömert ise ailenin bireyler için en korunaklı liman olduğu bilinciyle başladıkları eğitimlerinin neticesinde, fırtınalara karşı güçlü olabilmeleri için danışanlarının her daim yanlarında olacaklarını aktardı. Eğitimleri boyunca ailede yer alan tüm rollere büründüklerini ve oluşturdukları aile ile sıcak köprüler kurduklarını ifade eden mezunlar, bir buçuk yılın ardından oldukça anlamlı bu yolculukta kendilerine her türlü desteği veren tüm eğitmenlere teşekkür etti. Programın son dersi Rektör Köse’nin, kendi yazdığı “Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu” kitabını öğrencilere hediye etmesiyle son buldu. -
17 kez okundu
İKÇÜ PATLIB'e Dâhil
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Proje Genel Koordinatörlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan Türk Patent ve Marka Kurumu Sınai Mülkiyet Danışma Birimi, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından Avrupa Patent Ofisi (EPO) Patent Bilgi ve Dokümantasyon Merkezleri ağına (PATLIB) dâhil edildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 200’ün üzerindeki bilgi doküman ve danışmanlık biriminden 54’ünün PATLIB Merkez standartlarına uygun olarak değerlendirildiği PATLIB ağı ulusal üye ofisleri arasında yerini alan İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü önemli bir başarıya imza attı. İKÇÜ ayrıca TURKPATENT ve EPO is birliğiyle merkezi süreçleri iyileştirmek ve geliştirmek için başlatılan PATLIB 2.0 Projesine de katıldı. Konu ile ilgili bilgi veren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ’nün proje çalışmalarının uluslararası standartlara uygun olarak yürütülmesinin çıktılarını aldıklarını aktardı. Gelinen aşamada koordinatörlük olarak PATLIB projesi çerçevesinde faaliyetlerini devam ettireceklerini bildiren Prof. Dr. Akbulut, “Avrupa Patent Ofisi, üye ülkelerine bölgesel olarak yayılmış 300'ün üzerinde PATLIB merkezi bulunmaktadır. Bu merkezler patent bilgilerine ve sınai mülkiyetle ilgili konulara erişim sağlayarak, KOBİ’lere, firmalara, akademisyenlere, öğrencilere ve buluşçulara patent süreçlerine ilişkin hizmetler verebilmektedir. PATLIB projesi ile Avrupa Patent Ofisi’ne üye ülkelerde yer alan PATLIB niteliğindeki Sınai Mülkiyet Danışma Birimlerinin ikili ve çok taraflı iş birliği ve iletişim ağı kurmaları amaçlanmaktadır” dedi. Bu gelişme ile dış paydaşlar ile İKÇÜ araştırmacıları arasında koordinasyonun, bilgi ağının güçleneceğini, fikri ve sınai mülkiyet hakları ve yönetimi konusunda farkındalığın arttırılacağını kaydeden Prof. Dr. Akbulut ayrıca yerel düzeyde danışmanlık hizmetinin de verilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Akbulut, “İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü PATLIB merkezi olarak teknoloji ve rakip izleme, patent istatistikleri, patent değerlemesi, ticarileşme, teknoloji transferi ve patent stratejisi başlıklarında başvuranlara danışmanlık desteği sağlayabilecektir. Koordinatörlüğümüz sınai mülkiyet faaliyetleri kapsamındaki hizmet ağını yaygınlaştırmayı ve uluslararası projelerde ve ağlarda yer alarak bu alanda yaptığı faaliyetlerin, niteliğini arttırmayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 39 üye ülkesi olan Avrupa Patent Ofisi ile TÜRKPATENT’in koordinasyonunda yürütülen PATLIB 2.0 projesi kapsamında, Türkiye’nin yerel ve bölgesel değerlerinin markalaşmasına katkı sunacak çalışmalara aracılık yapmaktan duyacakları memnuniyeti paylaştı. Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimini destekleyecek sınai mülkiyet haklarının etkin korunması ve ticarileştirilmesinin önemine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Bilginin değere dönüşüm sürecinde stratejik bir konumda yer alan sınai mülkiyet hakları, uluslararası rekabetin de önemli araçlarından biridir. Kurum dışı ve uluslararası iş birlikli nitelikli proje hazırlama kültürünün arttırılması hedefine yeni bir boyut getiren bu gelişme ile İKÇÜ olarak tüm paydaşlarımız ile birlikte güncel bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında ülkemizin geleceğine katkı sağlayacak katma değeri yüksek patent, faydalı model ve telif hakkı vb. çıktıları artırmak için el birliği ile çalışacağız” dedi. -
16 kez okundu
Yeni Öğrencilerin İKÇÜ’lü Olma Heyecanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) kayıt heyecanı başladı. Öğrenci İşleri Daire Başkanlığının koordinasyonuyla Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi, Sanat ve Tasarım Fakültesi, Su Ürünleri Fakültesi öğrenci işleri personelinin yer aldığı masalarda; şahsen kayıtlanmayı tercih eden öğrenciler işlemlerini tamamlayarak İKÇÜ Ailesine katıldı. Aileleriyle birlikte yerleşkeye gelen öğrencilerin kayıt heyecanını paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesine kaydolan öğrencinin işlemini bizzat yaptı. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonundaki kayıt alanını ziyaret ederek Öğrenci İşleri Daire Başkanı Mustafa Kaya’dan bilgi alan Prof. Dr. Akbulut, ailelere hayırlı olsun dileklerini iletti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Türkiye’nin dört bir yanından gelen başarılı gençleri İKÇÜ’de görmekten mutluluk duyduklarını söyledi. Ülkemizin geleceğinde söz sahibi olacak başarılı nesilleri yetiştirmek adına tüm imkânlarıyla seferber olduklarını aktaran Prof. Dr. Akbulut, “Yükseköğretim anlamında hem doğru bir şehirde hem de doğru bir üniversitede olduğunuzu belirtmek isterim. Başarı çıtasını her yıl yükselten bir üniversitede; kütüphanemiz, yemekhanelerimiz, kafelerimiz, iletişim teknolojilerimiz, en ileri düzeyde kullanabileceğiniz laboratuvarlarımız, kulüplerimiz, topluluklarımız, önemli spor müsabakalarına da ev sahipliği yapan yüzme havuzlarımız, futbol, basketbol, tenis sahalarımız ile İKÇÜ’de canlı bir üniversite yaşamı sizi bekliyor. Bizlerin en büyük motivasyonu, ilham kaynağı, gençlerimizden enerjisi, dinamizmidir. Öğrencilerimizin, üniversitemizin sunduğu imkânlarla, sosyal ve kültürel faaliyetlerle zenginleşen, ideallerindeki lisans eğitimini alacaklarına yürekten inanıyorum. Üniversitemize kayıt yaptırmaya hak kazanan tüm öğrencilerimiz ve değerli ailelerini tebrik ederim Etkin ve verimli bir eğitim ve öğretim yılı temenni ediyorum” şeklinde konuştu. Yüz yüze kayıt takvimi, Diş Hekimliği Fakültesi, Turizm Fakültesi, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Tıp Fakültesi, Eczacılık Fakültesi, Sağlık Bilimleri Fakültesi, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Orman Fakültesi ile devam ederken; 23 Ağustos 2024 saat 17.00'da tamamlanacak. E-Devlet üzerinden başlayan e-kayıt işlemleri de 21 Ağustos 2024’te son bulacak. -
15 kez okundu
Bakan Yardımcısı Alpaslan İKÇÜ’de
Çeşitli programlara katılmak ve bir dizi temaslarda bulunmak üzere İzmir’e gelen Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’yi makamında ziyaret etti. Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Müşaviri Mazhar Tüylüoğlu ve İl Kültür ve Turizm Müdürü Murat Karaçanta'nın eşlik ettiği ziyarette, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ Ege ve Balkan Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (EBAMER) Müdürü Prof. Dr. Turan Gökçe de hazır bulundu. Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan, İKÇÜ’nün üzerinde yaşadığımız toprakların tarihsel geçmişinin, kültürel zenginliklerinin araştırılması, kültürel bilincin gelişimine bilimsel çerçevede katkı sağlamasının oldukça değerli ve memnuniyet verici olduğunu söyledi. Bakanlık olarak Türkiye'nin doğal, kültürel ve tarihî değerlerinin yurt içinde ve yurt dışında tanıtılarak, uluslararası bir turizm markası olması adına yürütülen tüm projelerin yanında yer aldıklarını vurgulayan Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Alpaslan, İKÇÜ ile kurulan yakın iş birliklerinin hayata geçirilmesine vesile olmaya devam edeceklerini belirtti. T. C. Kültür Bakanlığından alınan izinle ve İKÇÜ-MUIS Türkoloji Araştırmaları Enstitüsünün koordinasyonunda, İKÇÜ Türk İslam Arkeolojisi öğretim üyeleri ile Moğolistan Devlet Üniversitesi Arkeoloji ve Tarih bölümü öğretim üyelerinden oluşan araştırma ekibinin Van Aladağ'da yürüttüğü arkeolojik çalışmaların da görüşüldüğü ziyarette Rektör Prof. Dr. Köse, 14-15 Aralık 2023 tarihlerinde İKÇÜ ev sahipliğinde düzenlenecek “Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Türkiye ve Balkanlar” sempozyumuna Bakan Yardımcısı Alpaslan’ın teşriflerinin kendilerini onurlandıracağını ifade etti. Bilimsel, kültürel ulusal ve uluslararası düzeyde tüm faaliyetleri teşvik eden, destek veren İKÇÜ olarak önemli bir kültür ve turizm destinasyonu olan İzmir’de bölge ve ülke turizmine yönelik yapılan her çalışmanın destekçisi olduklarını vurgulayan Rektör Prof. Dr. Köse, Bakanlık olarak İKÇÜ’ye sağladıkları destekler için Bakan Yardımcısı Alpaslan’a teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Bakanlığımızın Türkiye'nin uluslararası marka değerine katkıda bulunan çalışmalarının destekçisi ve takipçisiyiz. Dünyanın dört bir yanından uluslararası öğrencisi olan İKÇÜ olarak Türkiye’ye dünyanın dört bir yanında gönüllü elçiler yetiştirmekteyiz. Farklı kültürlerin, farklı medeniyetlerin beşiği olan topraklarımız dünyanın en büyük tarih arşividir. Turizm gibi stratejik alanda yapılan çalışmalara katkı sağlamaya, kültürel miraslarımızın araştırılması, korunması, gelecek kuşaklara aktarılmasının sağlanmasına, ortak tarihi geçmişimiz olan ülkeler başta olmak üzere dünya ülkeleriyle kültürel ilişkilerimizin geliştirilmesine köprü olmaya devam edeceğiz” dedi. Ziyaret hediye takdimi ile son buldu. -
15 kez okundu
Hz. Mevlana “Şeb-i Arus” Programı
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin '750’nci Vuslat Yıl Dönümü Uluslararası Anma Törenleri' kapsamında, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca anma programı düzenlendi. Edebiyat ve Tiyatro Topluluğu öğrencilerince hazırlanan programda, semazen Hasan Muçay, İKÇÜ Sanat ve Tasarım Fakültesinden ritimde Doç. Dr. Serkan Çelik, neyde Doç. Dr. M. Yalçın Öztüfekçi’nin icra ettiği tasavvuf musikisi eşliğinde sema yaptı. Tiyatro Topluluğu öğrencilerinin hazırladığı temsili oyun beğeniyle takip edilirken; Edebiyat Topluluğundan Bahu Ana, Şems-i Tebriz’inin Konya'dan kimseye haber vermeden ayrıldığını öğrenen Mevlana'nın duygularını kâğıda döktüğü 'Etme' isimli şiirini seslendirdi. Yedi Buçuk Asırdır İdrak Edemedik Programda konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Hz Mevlana’nın ilim anlayışının hoşgörü ve insan sevgisi ile tüm medeniyetleri içine aldığını belirterek; tüm dünyanın tanıdığı, öğretilerinden etkilendiği bu önemli kültür mirasımızın uluslararası boyutta daha çok gündeme gelmesi gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Bulduklu, “Bilgin, mütefekkir, mutasavvıf, eğitimci, dil üstadı, büyük şair olmanın yanı sıra, gönül ehli evrensel bir kimliğe sahip olan Hz. Mevlana’yı mekân ve zaman olarak belirli bir çağa ve coğrafyaya sığdırmak mümkün değil. Eserleri dünya dillerine çevrilmesine, hatta 2007 yılı Birleşmiş Milletlerce Mevlana yılı ilan edilmiş olmasına rağmen Hz. Mevlana’yı ciddi manada anlayabildiğimizi düşünmüyorum. Dünyaca Mevlana’yı 7 buçuk asırdır idrak edemediğimizi düşünüyorum. O’nun bakış açısı içselleştirilseydi dünyada hala savaşları görmeye devam etmezdik. Medya iletişim uzmanı olarak bu konuda daha çok çalışılması gerektiğini, ulusal ve uluslararası akademi camiasının felsefesi üzerine daha çok odaklanmasına ihtiyaç olduğunu düşünüyorum” dedi. Gel, Yine Gel, Ne Olursan Ol Yine Gel Mevlana’yı sadece belirli kalıplarda figür anlayışı içine sıkıştırmanın ona yapılan en büyük haksızlık olacağını kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, 2023 yılının Cumhurbaşkanlığımız tarafından Hz. Mevlâna yılı ilan edildiğine dikkat çekerek; “Medeniyetimizin temel sütunlarından Mevlana Celaleddin-i Rumi çağlar ötesinden : ‘Yine gel, yine gel, ne olursan ol yine gel’ demişti. Hoşgörü ve sevgi elçisi Hz. Mevlana’nın hoşgörü medeniyetinde yer bulmak, Hz. Mevlana ve onun gibi nice gönül mimarlarının asırlar sonra gelecek nesillere emanet ettiği saf sevgiye sahip çıkma temennisiyle Hz. Mevlana’yı rahmetle anıyorum” diye konuştu. -
15 kez okundu
Sanayiciler İKÇÜ'de Buluştu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, düzenlenen iftar yemeğinde Atatürk Organize Sanayi Bölgesi, Ulukent Organize Sanayi Bölgesi, Menemen Plastik İhtisas Organize Sanayi Bölgesi, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesinde faaliyet gösteren sanayiciler ve iş insanları ile buluştu. İKÇÜ ev sahipliğindeki sanayicilerle İKÇÜ Yönetiminin buluştuğu iftar programına, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve Genel Sekreter Nurettin Memur'un yanı sıra iş insanı Atilla Üner, Tiryakiler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Tiryaki, Dirinler Makina Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Dirin, Özkan Demir Çelik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Özkan, Kastaş Yönetim Kurulu Başkanı Haydar Atılgan, TAYKON Çelik Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Ömer Telcioğlu, Ege’s Yemek Yönetim Kurulu Başkanı Barış Kurt, GEMPOL Makine Mühendislik Sanayi Şti. Kurucu ve CEO'su Aydın Gülay, Baylan Ölçü Aletleri San.ve Tic.A.Ş. Genel Müdürü Serkan Alıcı , ASMAŞ Ağır Sanayi Makineleri Yönetim Kurulu Başkanı Davut Akbari, Sistas Çelik Dövme San Tic A.Ş Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aydan, TÜV AUSTRIA Marine Teknik Danışmanı M. Tansel Ergün, Örnek Makina Sanayi ve Tic.A.Ş Genel Müdürü Hakan Örnekoğlu ile çok sayıda üst düzey yönetici ve iş insanı katıldı. İftar programına katılımlarından dolayı tüm misafirlere teşekkür eden Rektör Prof. Dr. Köse, İzmir'in ve ülkemizin iş dünyasında önemli yere sahip başarılı çalışmalara imza atan iş insanlarını İKÇÜ’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ’nün her geçen gün başarı ivmesiyle büyüyen İzmir’in önemli bir bilim yuvası olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Biz üniversitelerin ulaşılabilir olmasını önemsiyoruz. Ülkemizin ekonomisine yön veren kurum ve kuruluşlarla bir araya gelmeyi, ortak projeler ve iş imkânları geliştirmeyi önemli buluyoruz. Günümüzde üretilen bilgi, direkt veya dolaylı bir şekilde topluma, sosyal yaşama dokunmuyorsa, ekonomiye yansımıyorsa fazla bir değeri kalmıyor. Dünya üniversiteleri artık kriterlerini bu stratejiler üzerine geliştiriyor. Daha çok çalışıp üretmenin bilincinde olan bir İKÇÜ olarak üniversite-şehir, üniversite-sanayi iş birliklerini daha fazla geliştireceğiz. Çünkü hepimizin ortak derdinin ülkemiz, bölgemiz ve İzmir’imiz olduğunu düşünüyorum. Gençlerimizin geleceğini inşa etmek ve ekonomik kalkınmaya destek sağlamak adına, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da birlikte çalışmaya hazırız. İKÇÜ’ye kuruluşundan bu yana destek veren iş dünyamızın değerli yöneticilerine, mensuplarımıza teşekkür ediyorum ve çalışmalarında başarılar diliyorum” diye konuştu. -
14 kez okundu
Yaşayan Kampüs İKÇÜ
Üniversite yönetimine ve karar alma süreçlerine öğrencilerin daha çok katılımını sağlamak, İKÇÜ’nün daha çok tercih edilen bir üniversite olması için gözlemlerini “Yaşayan Kampüs İKÇÜ” başlığıyla projelendiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi lisans öğrencileri, hazırladıkları sunumu hocalarıyla ve üniversite yönetimiyle paylaştı. Dr. Öğr. Üyesi M. Emin Bakay’ın verdiği ‘Proje Yönetimi’ dersinden yola çıkılarak hazırlanan projenin ayrıca Avrupa Dayanışma Programı (ESC) kapsamında Türkiye Ulusal Ajansına da gönderilmesi kararlaştırıldı. İİBF’li öğrencilerden oluşan proje ekibi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Emre Güler, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Genel Sekreter Nurettin Memur, Genel Sekreter Yardımcısı M. Enes Uzun’un da aralarında bulunduğu yönetim ekibine, İKÇÜ’nün daha çok tercih edilen bir üniversite olması ve tanınırlığına katkı sağlayacaklarını düşündükleri fikirlerini içeren sunumlarını paylaştı. Okulun fiziksel yapısı, görünümü, yerleşke alanlarının çevre düzenlemesi, sosyal tesisler gibi birçok başlığın yer aldığı proje sunumunda, öğrencilerin karar alma süreçlerine daha aktif yer almasının önemine değinildi. Nasıl Bir İKÇÜ Hayal Ettiklerinin Farkındayız Sunumu takip eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğrenci merkezli, katılımlı eğitim-öğretim önerilerinin çözümler geliştirmede önemli rol oynadığını vurgulayarak; öğrencilerin üniversiteleri başarılı bir geleceğe taşıyan önemli aktörler olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye’deki yükseköğretim kurumları hem sayı hem de kapasite açısından sürekli artış gösteryor. Yükseköğretimde hızla değişen koşullar göz önüne alındığında öğrencilerin ihtiyaç ve isteklerinin periyodik olarak izlenmesi ihmal edilmemelidir. İKÇÜ olarak gençlerimizin ihtiyaç ve isteklerini araştırma ve anketlerle tespit edebilen ve bu doğrultuda sürekli iyileştirme uygulayabilen bir yapıya sahibiz. Onların nasıl bir İKÇÜ hayal ettiklerinin farkındayız. Ama Türkiye’de sınırlı kaynaklara sahip üniversitelerin mevcut kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaları da gerekir. Bu açıdan İKÇÜ’nün görünüşünü ifade eden altyapı gibi fiziki düzenlemeleri elimizden geldiğince hızlı ve imkânlarımız dâhilinde hassasiyetle ele alıyoruz” diye konuştu. İKÇÜ’nün Kentteki Sesi Olun Öğrencilerinin çok yönlü gelişimlerini desteklemek için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin liderliğinde tüm akademik ve idari yönetim temsilcileri ile tüm imkânlarını seferber eden bir İKÇÜ olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bulduklu, mevzuat, bütçe, belediyeler gibi geniş bir yelpazeyi oluşturan bürokratik süreçlerin de bütüne etki ettiğine işaret etti. İyileştirme süreçleriyle desteklenen, devamlı gelişen bir İKÇÜ olarak kurumsal gelişime katkı sunan öğrencileriyle gurur duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, öğrenci etkileşimlerinin en büyük dinamikleri olduğunu belirtti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu “Bu suretle öğrencilerimizden kurumsal etkinliklerde yönetişimi esas alan, daha çok katılımcı, yenilikçi anlayış geliştirilmesini bekliyoruz. Topluluklarımızdan birbirleriyle olan etkileşimlerini arttırmasını, ortak faaliyetlerde birbirlerini destekleyecek, İKÇÜ’nün kentteki sesi olacak renkli etkinlikler beklemekteyiz. Bizler hem öğrencilerimizin sözcüsü olarak önemli bir misyon yürüten konseyimizle, tüm fakülte temsilcilerimizle eşgüdüm halinde çalışıyoruz. İsteklerinizi ve görüşlerinizi anında değerlendiriyoruz” dedi. 2024’te Büyük Bir Peyzaj Revizyonu Sunum içerikleriyle bağlantılı olarak İKÇÜ’nün yeni dönem projeleri hakkında bilgi veren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yönetim olarak 2024 yılının planlama çalışmasını tamamladıklarını ifade ederek; tüm yerleşke alanlarının iyileştirilmesini, mevcut yapıların geliştirilmesini ve İKÇÜ’nün 20 yılını kapsayacak büyük bir peyzaj projesini hayata geçireceklerini söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, Diş Hekimliği Fakültesinin taşınacağı yeni yerleşkesinde, içinde sosyal tesislerin yer alacağı İKÇÜ Öğrenci Yerleşkesinin yapılması için de çalışmalara başlandığının bilgisini verdi. Öğrenci Bakış Açısı Geleceğe Projeksiyon Sunumu takip eden Dr. Öğr. Üyesi M. Emin Bakay ise üniversitelerin en önemli paydaşı olan öğrencilerin, kurumların mevcut durumlarının tespit ve analizinde, geleceğe dönük stratejik planların hazırlanmasında önemli veri kaynağı olduğunu aktardı. Program ve ders çıktılarının akademik olarak değerlendirilmesinin önemine de değinen Bakay, öğrenci bakış açısının geleceğe projeksiyon tutulmasında faydalar sağladığını belirtti. Dr. Bakay, “Gençlerimizin fikirlerini yönetim temsilcileri ve hocalarıyla paylaşması kendi kişisel gelişimlerini katkı sağlayacağı gibi proje yazma, geliştirme, ekip olarak çalışma becerilerini de uygulamalı olarak destekleyecektir. Bu açıdan ders olarak yola çıktıkları projelerini, uygulamalı alanlarla, üniversitemizin daha iyiye ulaşmasını hedefleyen önerileriyle destekleyen öğrencilerimizi başarılı çalışmaları için tebrik ediyorum” dedi. Dr. Bakay projenin ESC çağrısı kapsamında Türkiye Ulusal Ajansına sunulacağını sözlerine ekledi. -
14 kez okundu
Kurumsal Başarı İçin Kurum Kültürünün Geliştirilmesi Şart
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğrenme-Öğretme Destek Komisyonunca öğrenci ve öğretim elemanlarının akademik gelişimlerine destek olunması kapsamında düzenlenen etkinlikte Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu tarafından “Kurum Kültürü” eğitimi verildi. Prof. Dr. Bulduklu, çalışanları motive etmeye, sürekli geliştirmeye, temsiliyeti ve aidiyet duygusunu güçlendirmeye dayalı kurumsal eğitimlerin tüm birimlerde yaygınlaştırılarak devam edeceğini söyledi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Sevtap Günay Uçurum, Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Akbıyık, Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yasemin Tokem, Komisyon Başkanı Doç. Dr. Derya Uzelli Yılmaz’ın yanı sıra bölüm akademik ve idari personelinin takip ettiği eğitimde; Prof. Dr. Yasin Bulduklu kurum kültürünün, kurumsal iletişim tekniklerinin ve kurum ve kuruluşlarda takım çalışmasının önemini anlattı. “Başarılı kurumlar güçlü kültüre sahip olan kurumlardır” diyen Prof. Dr. Bulduklu, “Kurum kültürü, kurumu diğer kurumlardan ayıran ve üyeler tarafından paylaşılan bir anlamlar bütünüdür. Yazılı kurallara bağlı olduğu kadar yazılı olmayan kurallardan oluşur. Çalışanlar, kurum kültürünün eseridir, kullanıcısıdır, nesiller arası aktarıcısıdır, yaratıcısıdır” diye konuştu. Klasik Yönetim Şekilleri Artık İşlevini Kaybetti Paylaşılan ortak inançlar, değerler, alışkanlıklar, tutum ve davranış kalıplarının kurumsal kültürü belirlediğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, yöneticilerin davranışlarının, yönetim politikalarının kültürde önemli bir rol oynadığını belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “Örgütleri bir arada tutan kurum kültürü, çalışanları da motive eden en önemli güçtür. Küreselleşen dünyada klasik yönetim şekillerinin işlevi geçersiz hale geldi. Kurumlarda uygulanacak etkili bir iç iletişim süreci, çalışanların işleriyle daha fazla anlam ve amaç duygusu bulmasına, birlikte çalışma motivasyonunu artırmasına ve örgütsel aidiyet duygusunu güçlendirmesine yardımcı olur. İç iletişim, çalışanların işe bağlılığı ve sadakati üzerinde oldukça etkili olan faktörlerden biridir. Etkin bir iç iletişim sayesinde yönetim, çalışanlarla güçlü bir bağ kurabilir. Bunun sonucunda çalışanlar kendilerini daha çok örgüte ait hisseder ve işlerine olan ilgileri artar” şeklinde konuştu. Kurumun Başarısı İçin Kritik Faktör Kültürdür Kurumsal kültürü oluştururken, sürekli iletişim ve geri bildirim mekanizmalarının kullanılmasının önemine vurgu yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, çalışanlar arasında iletişimi sağlamak için yapılan toplantıların, eğitim programlarının, sosyal etkinliklerin düzenli olması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Çalışanların görüş ve önerilerini paylaşmaları için bir geri bildirim mekanizması oluşturulmalı ve bu geri bildirimlerin değerlendirilmesiyle kurumsal kültür sürekli olarak geliştirilmelidir. Ayrıca çalışanların misyon, vizyon ve değerleri de özümsemesi gerekmektedir. Çalışanların bu değerlere uygun davranışlar sergilemesi teşvik edilmelidir. İletişim kanallarının işlevsel kullanılması kurumsal kültürün iletişim ve iş birliği kültürünün geliştirilmesi, işletmenin başarısı için kritik bir faktördür” dedi. -
14 kez okundu
2023-2024 Dönemi Akademik Kurulları Tamamlandı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, fakülte ve yüksekokulların yöneticilerinin koordine ettiği akademik kurullara katıldı. Sırasıyla, İlahiyat, Mühendislik ve Mimarlık, İktisadi ve İdari Bilimler, Sosyal ve Beşeri Bilimler, Sağlık Bilimleri, Tıp, Diş Hekimliği, Eczacılık, Turizm, Orman, Su Ürünleri, Gemi İnşaatı ve Denizcilik, Hukuk, Sanat ve Tasarım fakülteleri ile Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu, Yabancı Diller Yüksekokulu’nun 2023-2024 Eğitim Öğretim Yılı faaliyetlerinin ele alındığı kurullar, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında tamamlandı. Kurul toplantılarında, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nuretdin Memur, ev sahibi dekanlar, enstitü, yüksekokul müdürleri, bölüm, anabilim dalı başkanları, akademik ve idari personel de yer aldı. Gayretimiz de Ortak, Başarımız da… Dekanlar tarafından, mevcut akademik durum, geleceğe yönelik hedefleri içeren sunumların yapıldığı kurulları değerlendiren Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, yeni dönemin tüm İKÇÜ personeli için hayırlı olması temennisini paylaştı. Yönetim olarak öğrencilerinin bilgi, birim ve tecrübelerini zenginleştirecek bilimsel, sosyal, kültürel ve sportif faaliyetlere öncelik verdiklerini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, başarı çıtasını yukarı taşıyacak tüm çalışmalarda akademik ve idari personelin ortak gayretinin olduğunu vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Üniversite olarak yeni eğitim-öğretim yılıyla birlikte belirlediğimiz stratejik hedeflerimiz doğrultusunda var olan bölüm ve programlarımızı daha da geliştirmek, gerekli duyulan alanları yeniden yapılandırmak, akademik ve idari kadromuzu da güçlendirmeye devam etmek için var gücümüzle çalışmaktayız. Faaliyetlerimiz içinde yer alan çalıştay, kongre ve sempozyum gibi etkinliklere imza atan, eğitim, öğretim, araştırma, geliştirme ve topluma katkı çalışmalarımızı, ulusal ve uluslararası akademik ilişkilerimizi güçlendiren tüm çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum” dedi Yol Haritamızı Birlikte Belirliyoruz Öğrencisi, akademik ve idari personeli ile katılımcı bir yönetişim modeli uyguladıklarını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bilimsel başarının yanı sıra topluma fayda sağlayacak çalışmalara da ağırlık verilmesi gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Köse, “Akademisyenlerimizden ve öğrencilerimizden bu noktada gelecek destek çok önemli. Ortaya koyulacak her türlü proje ve yayını, teşvik etmeye ve desteklemeye devam edeceğiz. Başarılı yönlerimizi korumak, bununla birlikte eksik olduğumuz noktaların geliştirmesinin bilinciyle bu gibi buluşmaların yol haritamızın belirlenmesinde oldukça önemli olduğunu düşünüyorum. Kalite ve akreditasyon süreçlerindeki başarılarımızdan aldığımız güçle ekip sinerjisi ile gelişmeye büyümeye devam edeceğiz. Fedakârca çalışan tüm akademik ve idari personelimize minnetlerimi sunuyorum. Yeni dönemin hepimize hayırlı olmasını diliyorum.” Kurullar, akademik ve idari personelden görüş ve önerilerin alınması ile sona erdi. -
14 kez okundu
İKÇÜ, Ata Yurdunda "Kayıp Kenti" Gün Yüzüne Çıkarıyor
Türklerin ata toprağındaki "kayıp kenti" Togu Balık'ın kalıntıları bulundu. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'nde yürüttükleri kazı çalışmalarındaki alanın Dokuz Oğuzlar'ın yaşadığı ve Göktürkler ile savaştığı "Togu Balık" kenti olduğunu kanıtladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesinden akademisyenler, Moğolistan'da ortak kazı yapmayı içeren protokol kapsamında Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığının (TİKA) desteğiyle çalışmalarını sürdürüyor. Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında da adı geçen Dokuz Oğuzlara (Uygurlar'ı kuran boylar) ait Togu Balık kenti olduğu düşünülen, Moğolistan'ın Tuul Vadisi'ndeki yerleşim yeri kalıntılarında gerçekleştirilen ortak kazı çalışmalarında 30 kişilik ekip görev alıyor. İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan'ın koordinasyonu ve Prof. Dr. Anıl Yılmaz ile Doç. Dr. Enkhtur Altangerel'in başkanlığında yürütülen çalışmalarda, eski Türklerin inanç, ölü kültü, şehircilik gibi konularda geliştirdikleri yaşam şekilleriyle ilgili detaylı bilgilere ulaşılması hedefleniyor. Alanda kazı çalışması ve yüzey araştırmaları sürdürülüyor. Araştırma, Tuul Nehri'nin iki yakasındaki şehir kalıntıları ve buraları çevreleyen Mayhan, Tömst ve Agit dağlarını kapsayan 100 kilometrekarelik alanda gerçekleşiyor. "Eski Türklerden kalma sayısız kültür varlığı var" Kazı projesinin sorumlusu Prof. Dr. Şaban Doğan, pek çok Türk devlet ve topluluğuna ev sahipliği yapan, Türkler için kutsal kabul edilen Ötüken'in de bulunduğu Moğolistan topraklarında eski Türklerden kalma şehir harabeleri, anıt mezar kompleksleri, kurganlar ve petroglifler başta olmak üzere sayısız kültür varlığı bulunduğunu belirtti. Moğolistan'da Bilge Kağan, Kül Tigin ve Tonyukuk yazıtları başta olmak üzere bugüne kadar 200'e yakın yazıt bulunduğunu aktaran Doğan, bilim camiasının bu topraklara 1800'lü yılların sonunda başlayan ilgisinin artarak devam ettiğini ifade etti. Doğan, Moğolistan'da her yıl 60 ila 90 arasında uluslararası bilim heyetlerinin dahil olduğu arkeolojik çalışmalar yapıldığını aktararak, "Maalesef Türkiye merkezli kazı çalışmaları yok denecek kadar az. TİKA tarafından oluşturulan ekiplerle gerçekleştirilen Bilge Kağan ve Tonyukuk anıt külliyelerindeki kazılar dışında 2019'a kadar bu ülkede kurumsal olarak Türkiye merkezli kazı çalışması yapılmadı." dedi. İslamiyet öncesi Türk tarihini, kültür ve medeniyetini anlayıp yorumlayabilmek için bu coğrafyada arkeolojik çalışmaların yapmanın önemini vurgulayan Prof. Dr. Doğan, "Almanya, Rusya, Çin, Japonya başta olmak üzere pek çok ülke yaklaşık 200 yıldır bu topraklarda arkeolojik çalışmalar yapmaktadır. Maalesef Türkiye bu alanda geride kaldı, arzuladığımız noktadan çok uzağız. Türkiye'nin tek Türk-İslam Arkeolojisi bölümünü bünyesinde bulunduran üniversitemiz 2018 yılında rektörümüzün öncülüğünde bu coğrafyada arkeolojik çalışma yapmak için girişimlerde bulunmuş o yıldan günümüze kadar Moğolistan'da önemli çalışmalar yapmıştır." diye konuştu. "Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaştık" Hedeflerinin Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık'ı gün yüzüne çıkarmak olduğunu söyleyen Doğan, şunları kaydetti: "Tarihi kaynaklarda adı geçen ancak neresi olduğu bugüne kadar tam olarak tespit edilemeyen Togu Balık, bilinen Uygur şehirlerinden çok daha eski. Bu şehrin gün yüzüne çıkarılıp kazılması Uygurlar'ın yerleşik yaşamına dair bulgularımızı en az 100 yıl geriye götürecek. Çalıştığımız alanla ilgili uzun zaman yüzey araştırmaları ve literatür taraması yaptık. Bazı çalışmalarda bölgede Uygur dönemiyle ilişkilendirilebilecek buluntulardan bahsedilmiş, ancak detaylandırılamamıştı. Biz bu bölgenin Togu Balık olduğunu ispat edecek buluntulara ulaşmayı başardık. Kazı çalışması yaptığımız bir bina kalıntısında binaya ait olduğu kesinleşen Uygur seramiklerine ulaştık. Ekibimizdeki Türk ve Moğol arkeologlar bu konuda hemfikir. Biz artık net olarak burası Dokuz Oğuzlar'ın Togu Balık şehri diyebiliyoruz. Bize göre çok önemli bir keşif. Bu, Türklerin yerleşik hayata geçişine dair yeni bilgilere ulaşılmasını sağlayacak." https://www.aa.com.tr/tr/kultur/turklerin-ata-topragindaki-kayip-kenti-togu-balikin-kalintilari-bulundu/3267785 -
13 kez okundu
Doç. Dr. Karaman, Ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aldı
2023 yılı Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü’ne layık görülen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Şen Karaman, düzenlenen törende ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Cumhurbaşkanlığının himayelerinde; TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri, TÜBA-GEBİP (Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı) ve TÜBA-TESEP’ten (Bilimsel Telif Eser) oluşan 100’üncü Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı kategorisinde ödüle layık görülen genç bilim insanları arasında yer alan İKÇÜ Biyomedikal Mühendisliğinden Doç. Dr. Didem Şen Karaman ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker,Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, ödül alan bilim insanlarının yakınları ve davetlilerin de takip ettiği ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, marifetin iltifata tabi olduğunu söyledi. Bilimsel Araştırmalarda da Zirveyi Hedeflemek Mecburiyetindeyiz İyi ve başarılı olanı, ülke önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek ve insanlığın ortak bilim hazinesine katkı yapanı takdir etmenin görevleri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarıların desteklendikçe büyüdüğünü, sahip çıkıldıkça geliştiğini, toplum tarafından kıymeti bilindikçe serpileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlmi çalışmaları ve çığır açıcı eserleriyle bilim dünyasına önemli katkılar sunan, ülkemizin müreffeh yarınları adına gece gündüz demeden çalışan tüm bilim insanlarımızı, şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu sene 77 bilim insanımız, TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık görüldü. Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri'ni bu yıl sağlık ve yaşam bilimleriyle fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde üç bilim insanımıza veriyoruz. Bu üç ödülle TÜBA Akademi Ödüllü bilim insanı sayımız 28'e yükseliyor. Üstün başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA-GEBİP Ödüllerini ise 24 farklı üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA Ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644'e ulaşıyor. Bilimsel telif eser ödüllerinden 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu kategoride vereceğimiz üç özel ödülle merhum Halil İnalcık, Kemal Karpat ve Mehmet Genç hocalarımızın hatırasını yaşatıyoruz. Bu ödüllerle, bu alanda ödül alan sayısı 239'a çıkacak. Şayet siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri olarak tam bağımsız bir Türkiye hedefliyorsak; bilimde, teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek mecburiyetindeyiz. Bunun için herkesin, yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm yetişmiş insan kaynağımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız vardır. Akademik ve bilimsel çalışmalarının belli bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın, ülkemize dönerek Türkiye'nin kalkınma mücadelesine destek vermeleri çok ama çok önemlidir” şeklinde konuştu. Ülkemize Faydalı İşler Yapma Görevimiz Var Doç. Dr. Didem Şen Karaman ile birlikte ödül törenine katılan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse de genç akademisyene tebriklerini ileterek çalışmalarında başarılar diledi. Azim, sabır, planlı ve disiplinli bir gayretin sonucunda kazanılan başarının oldukça değerli bir motivasyon dinamiği olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ olarak gelinen noktada daha büyük başarılara ulaşmanın gayretiyle çalıştıklarını söyledi. Prof. Dr. Köse, “Akademik camia olarak ülkemizin bizden beklentileri var. Ülkemize faydalı işler yapmak görevimiz. Yenilikçi, üreten, paylaşan, dinamik ve toplumun dertleriyle dertlenen bir üniversite olarak daha çok üretmeye, başarılarımızı daha çok arttırmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıllarda da kazandığımız ödüllerimizin sayısını artırmaya yönelik adımlara odaklanıyoruz. Toplumumuza sağladıkları faydalar, gençlerimizin yetişmesinde gösterdikleri emekleri ve gayretleri için ekip ruhu içerisinde çalışmaktan onur duyduğum tüm hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. -
12 kez okundu
İKÇÜ’nün 3’üncü Dönemine Farklılaşma Stratejisi Damgası
2025-2029 Dönemi Stratejik Planı çalışmalarında üçüncü aşamaya gelen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında senato ve yönetim kurulu üyelerinin hazır bulunduğu değerlendirme toplantısı düzenlendi. Strateji Geliştirme Daire Başkanlığı koordinasyon ve danışmanlığında devam eden süreçle ilgili Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç’ın bilgilendirme sunumu ile başlayan toplantıda; Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nuretdin Memur, strateji geliştirme kurulu üyeleri hazır bulundu. Yol Haritamızı Hep Birlikte Belirleyeceğiz Üçüncü dönemi (2025-2029) kapsayan stratejik planın kurumsallaşma sürecindeki İKÇÜ için önemli bir adım olduğunu ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, planda bölgenin, ülkenin, toplumun ve ekonominin ihtiyaçlarına göre duyarlı bir yaklaşım ile çalışıldığını kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Paydaşlarıyla etkileşim içinde olan; ürettiği bilgiyi değere dönüştüren ve ülkemizin yükseköğretimdeki hedefleri için katma değer üretmeye çaba gösteren üniversitemiz, değişen koşullarla uyumlu bir projeksiyonu ortaya koyma çabası içindedir. Planlama çalışmalarının üçüncü aşaması olan planın geliştirilmesi aşamasında “misyon, vizyon ve temel değerlerimiz”, farklılaşma stratejisi, “nereye ulaşmak istediğimiz”, “strateji geliştirme (amaç ve hedefler) “varmak istediğimiz hedefe nasıl ulaşabileceğimiz” konularına ilişkin yol haritamızı hep birlikte belirleyeceğiz” dedi. Farklılaşmayı Öne Çıkarmak Elzemdir Üst yönetimin stratejik bakış açısının başarıda ilk elden etkili olduğunu söyleyen Rektör Prof. Dr. Köse, bunun yanında yönetişim anlayışı içinde tüm paydaşlar ile Strateji Geliştirme Kurulunun söz sahibi olduğu süreçlerin oldukça önemli olduğunu vurguladı. Farklılaşma stratejisi kavramına verdikleri önemin altını çizen Prof. Dr. Köse, bu kavramın günümüz akademisinde zorunlu bir esas haline geldiğini ifade etti. Prof. Dr. Köse, “Gelecek dönemde üniversiteler arasında farklılaşmayı öne çıkaran esas faktör üniversite sayısının artmış olması ve bu alanda rekabetin zorunluluk haline gelmesidir. Yükseköğretim sektöründe çeşitliliğin artması, üniversitelerin uluslararasılaşma eğiliminin ivme kazanması ve maddi kaynak ihtiyacının artması da farklılaşmayı gerektirmektedir. Bu çerçevede yetkin olduğumuz bir alana özellikle odaklanıp ülke kaynaklarından verimlilik çerçevesinde etkin çıktılar oluşturan bir kurum olmayı hedef olarak belirlemememiz gerekmektedir. Diğer taraftan ülkemizin ve dünyanın sorunlarını da güncelleme sırasında göz ardı etmememiz gerekiyor. Bu çerçevede biyoçeşitlilik, sürdürülebilirlik ve artan sosyolojik sorunları da önemli alanlar olarak gördüğümüzü temel değerler ve farklılaşma stratejimizde yer vermemiz gerektiğini ifade etmek isterim” diye konuştu. Rektör Prof. Köse, gelinen noktada İKÇÜ’nün kurumsallaşmasına ve vizyonuna değerli katkılar sunan herkese teşekkürlerini iletti. Toplantı, plana ilişkin görüş ve önerilerin alınmasıyla son buldu. -
12 kez okundu
İKÇÜ Teknoloji Transfer Ofisi A.Ş. Kuruldu
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi bünyesindeki Teknoloji Transfer Ofisi (TTO) Ticaret ve Sanayi Odasına tescil edilerek sermaye şirketi (A.Ş.) statüsü kazandı. Başkanlığını Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin, Başkan Yardımcılığını Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut’un üstlendiği yönetim kurulunun üniversitenin farklı alanlarını kapsayacak interdisipliner bir yapıyla oluşturulduğu kaydedildi. Tüm Girişimcilere Kapılarımızı Sonuna Kadar Açtık İKÇÜ TTO A.Ş.’nin kuruluşuyla ilgili bilgi veren Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bölge sanayisinin de lokomotifi konumunda olan Kuzey Ege’de TEKNOPARK açılmasını önceleyen İKÇÜ olarak üretilen bilgi ve teknolojinin ticarileştirilmesine, üniversite ile sanayi arasında etkileşimi arttırmayı sağlayacak İKÇÜ TTO A.Ş.’nin çalışmalarına hızlı şekilde başlayacağını söyledi. Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ TTO A.Ş. Kuzey İzmir TEKMER’den sonra hayata geçirdiğimiz önemli bir proje. Girişimcilik ve inovasyon ekosistemine katkı sunmak amacıyla bu adımı attık. Bu yapının, ülkemiz adına katma değeri yüksek teknolojiler, fikirler üreteceğini düşünüyorum. Ülkemize katkı sunacak her türlü girişime, üniversitemizin kapılarını sonuna kadar açmış bulunuyoruz” dedi. Yeni ve İleri Teknolojilere AR-GE Desteği Bölgenin sahip olduğu potansiyelin farkında olduklarını belirten Rektör Prof. Dr. Köse, akademi ile üretim sektörlerinin güçlerini birleştirdiği yapıların ülke sanayisini uluslararası arenada rekabette üst sıralara taşıyacağını vurgulayarak İKÇÜ TTO A.Ş.’nin de bu yapılara katkı sunacağını aktardı. Prof. Dr. Köse, “Amacımız ihracata yönelik teknolojik bilgi üretmek, ürün ve üretim yöntemlerinde yenilikler geliştirmek, sektörlerde verimliliği artırmak, üretim maliyetlerini düşürmek, teknoloji tabanlı yoğun üretim ve girişimciliği desteklemek, küçük ve orta ölçekli işletmelerin yeni ve ileri teknolojilere uyumunu sağlamaktır. Sektörün beklentilerini karşılayacak danışmanlıkları bu şirket aracılığıyla üstleneceğiz. Ayrıca yabancı sermayenin ülkeye girişini hızlandıracak teknolojik alt yapıları da bu sayede modelleyeceğiz. Girişimcilere ve buluş sahiplerine eğitim, inkübasyon, test, kalibrasyon, kalite güvence gibi başlıkların yanında, firmalarımıza ar-ge, test, teknik hizmetler ile marka tescil, telif hakları, patent alma, şirket kuruluşu, teknoloji transferi, finansman alanlarında destek olacağız” diye konuştu. Güçlü Sektörlerde Ön Plana Çıkmak İstiyoruz Türkiye'nin uzun dönemde ekonomik gelişmesinin, stratejik sektörleri önceleyen yenilikçilik temelli teknoloji transferi atılımları ile sağlanacağını aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ TTO A.Ş. ile sürdürülebilirliği sağlanabilecek projeleri hayata geçirmeyi hedeflediklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Kamu, sanayi ve akademi paydaşlarını bir araya getirecek ve özel sektörünün dinamizminden faydalanarak aynı hedef doğrultusunda iş birlikleri yürütme gayretinde olacağız. Savunma sanayisi başta olmak üzere makine, bilgi ve iletişim teknolojileri, medikal, biyoteknolojileri ve gen teknolojileri, elektrik elektronik gibi ülke olarak elimizin güçlü olduğu alanlarda yüksek teknolojili ürün geliştirmek, güçlü sektörlerde ön plana çıkmak istiyoruz” şeklinde konuştu. -
11 kez okundu
İKÇÜ’den İş Birliği Ekosistemine Yeni Katkı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. arasında üniversite-sanayi iş birliği kültürünün desteklenmesine yönelik eğitim, araştırma ve istihdam konularında önemli bir iş birliği protokolüne imza atıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Ozan Avarisli arasında imzalanan protokol toplantısında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, Genel Sekreter Nurettin Memur hazır bulundu. Protokol ile iki kurum arasında ortak araştırma, teknoloji, sosyal, kültürel iş birliğinin geliştirilmesi, teori ve uygulama alanlarında ve sanayiye yeni ürünlerin kazandırılmasına yönelik proje çalışmaların yürütülmesi, öğrencilerin uygulamaya dönük bilgi ve becerilerini arttırıcı staj imkânların sağlanması hedefleniyor. Sanayinin Ar-Ge Dinamosuna Üniversite Desteği İKÇÜ’nün iş dünyası ile kurduğu iş birliğine bir yenisinin daha eklendiğini belirten Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bu gibi iş birlikleri sayesinde, öğrenciler ve akademisyenlerin iş dünyasıyla çok daha yakın çalışma imkânı elde ettiğini kaydetti. Üniversite üretilen bilgi ve ürün çıktılarının sanayi ile buluşmasının önemine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, bu süreçten öğrencilerin de istihdam seçenekleriyle fayda sağlayabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Teknoloji ve sanayi üretimi bakımından gelişmiş ülkelerde, kalkınmanın anahtarı olarak görülen üniversite-sanayi iş birliğini odağına alan çalışmalar yürüten İKÇÜ olarak; yenilikçi, ileri teknoloji uygulamalarını içeren, ülkemizin millileştirme hedefine katkı sağlayacak çalışmaları her zaman ön planda tutuyoruz. Bu çalışmalarda üniversite ile sanayinin birbirini destekler nitelikte, karşılıklı fayda prensibine dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurabilmesi gerekmektedir. Bu süreçte kaliteli ve nitelikli akademisyenlerimizin yaptıkları çalışmaların, sanayinin ar-ge dinamosu olarak tasarım ve üretim süreçlerine dâhil edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda özel sektörümüze, hocalarımıza ve öğrencilerimize değer katacak, kapsamlı bir projeksiyon sunacak, yurt içi ve yurt dışında birçok başarılı projede imzası olan Netcom Mühendislik ile protokol vesilesiyle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyoruz. Akademik ve bilimsel bakış açısıyla birlikte öğrencilerimizin dinamizmini sanayinin gücü ile birleştirerek; şehrimize ve ülkemize bilimsel ve teknolojik faydalar yüksek katma değerli projeler kazandırmayı hedefliyoruz. İş birliği için değerli Genel Müdür Ozan Avarisli Bey’e ve tüm Netcom Ailesine teşekkür ederim” dedi. Gençler İçin Güzel Bir Kariyer Planı İKÇÜ ile ortak paydada buluşacak olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Ozan Avarisli ise firma olarak Türkiye’de ilk kez bir üniversite ile protokol imzaladıklarını aktardı. Son yıllarda hızla gelişen teknoloji ve insan kaynağı ihtiyaçlarına doğru yaklaşımlar ile çözüm üretilebileceği bilinciyle hareket ettiklerini kaydeden Avarisli, “İnanıyorum ki İKÇÜ’den gelen bilgi, birikim, sinerji ile iş birliği ekosistemini büyüterek ülkemize katma değer sunabilecek güzel projelere imza atacağız. Bu buluşma ile gençlerimiz için de firmamızda görev yapan mühendislerimiz için de güzel bir kariyer planlama ve uygulama seçenekleri sunulacaktır. Ar-Ge çalışmalarının sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması için üniversitenin bilgi odaklı, sanayinin ürün odaklı yaklaşımlarını, entelektüel sermayeyi değer üretimine dönüştürmek için İKÇÜ ile bir araya gelmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. -
11 kez okundu
109’uncu Yıl Dönümünde Şanlı Çanakkale Destanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Çanakkale Destanın 109’uncu yıl dönümü çerçevesinde düzenlenen etkinliklere ev sahipliği yaptı. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” programında, Sinevizyon, Tiyatro, Edebiyat, Halk Dansları ile Müzik Topluluğu öğrencilerinin branşlarında sahnelediği etkinlikler beğeni kazanırken; Medya ve İletişim Bölümü Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran tarafından seslendirilen şiirin de yer aldığı kısa film izleyicilere duygusal anlar yaşattı. Çanakkale Türkiye'nin Önsözüdür Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda açılışı yapılan resmi programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikri Salman, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan ve SKS Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Çanakkale Zaferinin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti açısından önemine vurgu yaptı. Türkiye Cumhuriyetinin önsözü olarak kabul edilen Çanakkale Zaferinin, Anadolu’nun adeta küllerinden doğarak elde edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, tarihsel, sosyal ve siyasal süreçler düşünüldüğünde günümüze ışık tutan bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Çanakkale Ruhuna Özgü O Birliğe İhtiyacımız Var Bugün Filistin’in içine düşürüldüğü durum düşünüldüğünde Çanakkale’de verilen mücadelenin daha iyi anlaşıldığını aktaran Prof. Dr. Akbaş, yedi düvelin bir milleti yok etmek üzere organize olduğu Çanakkale’de de benzer bir olaya şahit olunmasına, İslam coğrafyasının her bölgesinden Anadolu insanına, Müslüman Türk’e güvenen insanların verdiği destekle, gösterilen cansiperane direnişle engel olunduğunu ifade etti. Çanakkale Destanı ile birlikte Anadolu’nun yepyeni bir geleceğin ve umudun ışığı olarak ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Akbaş, Çanakkale Zaferini tarihte kalmış bir olay olarak değil, yeniden okumanın değerini anlatarak Çanakkale ruhuna özgü o birlik ve beraberliğe tekrar ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Anma Günü programı Sinevizyon Topluluğunun hazırladığı, Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran tarafından seslendirilen şiirin de yer aldığı kısa film gösterimi ve Dans Topluluğunun hazırladığı halk oyunları gösterisi ile devam etti. Duygusal anların yaşandığı programda, Edebiyat Topluluğundan Bahu Ana tarafından seslendirilen “Çanakkale Şehitleri” adlı şiir dinletisi ve Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen “Çanakkale Destanı” oyunu, Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda SKS Müzik Topluluğu öğrencilerinin sahne aldığı “18 Mart” özel konseri de beğeniyle takip edildi. -
11 kez okundu
Rektör Köse'den Senatoya Akreditasyon Teşekkürü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Senato üyeleri için akreditasyon süreçlerinde verdikleri katkı nedeniyle teşekkür belgesi takdim töreni düzenlendi. Rektörlük Senato Salonunda düzenlenen törende konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ekip olarak 2023 Eylül ayından bu yana yoğun bir tempo içinde çalışıldığını ancak akreditasyon çalışmalarının geçmişinin daha eski olduğunu vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse konuşmasında, "Akreditasyon süreçlerini hep birlikte ve sizin büyük desteklerinizle başarılı biçimde geri bıraktık. Akreditasyon sürecinin başlangıcından bu yana, misyonumuzu ve vizyonumuzu gerçekleştirmek için sürekli ve hep birlikte çaba sarf ettik. TSE, bu denetimler sonunda mevcut belgemizin süresini uzattı ve YÖK Akreditasyon sürecimizin de başarılı biçimde nihayete ereceğini umuyorum. Bilindiği üzere kalite süreçleri ve akreditasyon adımları, sürekli iyileştirme ve mükemmelliğe ulaşma yolunda önemli araçlardır. Kalite süreçlerinin sonunda umuyorum ki sunduğumuz hizmetlerin kalitesini uluslararası standartlara uygun hale getirme amacımıza da erişmiş olacağız. Geçtiğimiz tüm aşamalarda siz senato üyelerimiz bir ekip ruhu içinde çaba gösterdiniz Bu bizim için çok kıymetli. Zira biliyoruz ki başarı ekip işidir ve biz iyi bir ekibiz. Süreçte görev alan tüm senato üyelerimizin, çalışanlarımızın ve paydaşlarımızın katkılarıyla daha da büyük başarılara imza atacağımıza inanıyorum. Aynı amaca ulaşmamıza katkı veren akademik ve idari personelimize kalbi şükranlarımı sunuyorum" dedi.