Haberler :::
-
21.03.2024
Nöropazarlama Sihirli Değnek Midir?
Sağlık, mühendislik ve sosyal bilimler alanlarında multidisipliner çalışmalara destek veren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sinir Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından psikoloji, tıp ve ekonomi alanlarında nöro görüntüleme tekniklerinin kullanımını kapsayan ‘nöropazarlama’ kavramı üzerine bir konferans düzenlendi. İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal’ın konuşmacı olarak yer aldığı konferansı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Sinir Bilimleri Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Sinem Ezgi Turunç Özoğlu, Müdür Yardımcıları Prof. Dr. Nihal Olgaç Dündar ile Prof. Dr. Pınar Gençpınar, Genel Sekreter Nurettin Memur’un yanı sıra bu alanda çalışmalar yürüten ilgili fakültelerden akademisyenler ve öğrenciler takip etti. X,Y ve Z Kuşaklarına Özel İçerikler Açılışta konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, yeni medya ve pazarlama stratejileri arasındaki yakın ilişkiye değinerek markanın pazarda farklılaşmasında dijital süreçlerin büyük önem taşıdığını kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Gelişen teknoloji ve pazarlama amaçları ile birlikte pazarlama artık ihtiyacı tatmin değil yaratma eksenli bir boyuta evrildi. Günümüzün yoğun rekabet ortamında hedef kitlenin dikkatini daha çok çekmek için uygulanan tekniklerin başında ise nöropazarlama geliyor. Bugün gelişen tüm teknolojinin pazarlamaya hizmet eden aracılar haline geldiğini görüyoruz. Bu çerçevede küresel güç haline gelmenin önemli adımlarından biri çağın tüm uygulamalarına hakim olmaktır. Özellikle yeni medya stratejilerini, halkla ilişkiler uygulamalarını ve dijital teknolojileri daha yakında takip etmek gerekiyor. Rakipleri geride bırakarak ön plana çıkmak, potansiyel kitleye ulaşmak ve X,Y ve Z kuşaklarına özel içerik, görsel ve stratejiler geliştirmenin yolu da tüketici gibi düşünmekten geçiyor. Yeni medyada müşteri ilişkileri, klasik pazarlama anlayışlarına kıyasla oldukça hızlı ve aktiftir. Nöro teknikleri de kapsayan tüm gelişmeleri takip eden, gerçekçi şekilde tüketiciye dokunan markalar pazarda başarılı oluyor” diye konuştu. Sinirbilim Tüketici Zihnini Anlamaya Yönelik Katkılar Sunar “Nöropazarlama Sihirli Değnek midir?” başlıklı sunumunda güncel yaklaşımları dile getiren İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, kavram üzerinden değerlendirmelerde bulundu. Dekan Prof. Dr. Ünal, “Nöropazarlama kısaca tüketicilerin satın alma kararlarını anlamak ve etkilemek için sinirbilim ve psikolojiden yararlanan pazarlama tekniğidir. Konu hakkındaki görüşler iki zıt noktada toplanmaktadır. Bir kısım, nöropazarlamanın çağımızın sihirli değneği olduğunu ileri sürerken bir kısım ise yetenekleri abartılan popüler bir kavram olduğunu düşünmektedir. Sinirbilimin kullandığı fMRI, EEG gibi araçlardan yararlanılarak tüketicinin ürün, ambalaj, marka, reklam veya kampanyaya yönelik tepkilerinden yola çıkılarak tüketicinin dikkatini doğru şekilde çekmenin satın alma olasılığını artıracağı Nöropazarlamanın öz noktasıdır. Sinirbilimin tüketici zihnini anlamaya yönelik katkıları pazarlamadan beklentileri oldukça artırmıştır” dedi. Markaların Kullandığı Popüler Bir Yöntem Akademiden ve iş dünyasından oldukça büyük bir ilgi gören Nöropazarlamanın uluslararası alanda birçok tanınmış marka tarafından kullanılan bir uygulama haline geldiğini aktaran Prof. Dr. Sevtap Ünal, “Örneğin Coca Cola, Pepsi, BMW, Audi gibi global markaların ürün dizaynlarında nöropazarlamadan yararlandığı bilinmektedir. Bu uygulamalar firmalara başarı olarak geri dönmüştür. Nöropazarlama, geleneksel pazar araştırması yöntemlerinin yerini alan ve onu tamamen işlevsiz hale getiren bir risk değildir. Nöropazarlama anlayışları anketlerden, odak gruplarından ve diğer geleneksel yaklaşımlardan elde edilen verilerle birleştirilerek tamamlanırsa pazarlamacılar tüketici davranışları hakkında daha kapsamlı bir anlayış elde edebilirler” diye konuştu. Nöropazarlamanın teknoloji ve araştırma metodolojilerindeki gelişmelerle yeteneklerini genişleten büyüyen bir alan olduğunun altını çizen Prof. Dr. Ünal, gelecekte giderek gelişen bir uygulama metodolojisi olabileceğini aktardı. Dekan Prof. Dr. Ünal “Sinirbilim ve pazarlama birleştikçe, reklamcılığın ve tüketici içgörülerinin geleceğini şekillendiren yeni teknikler ve içgörüler ortaya çıkacaktır. nöropazarlama doğru kullanıldığında oldukça yararlı bir araçtır. Gelişen teknoloji ve değişen dünya gerekleri doğrultusunda hayatımızdaki yeri giderek artacaktır. En doğru şekilde faydalanılarak gerek firmalara gerekse tüketiciye kazandıran uygulamalar hayata geçirilebilecektir” şeklinde konuştu. -
21.03.2024
109’uncu Yıl Dönümünde Şanlı Çanakkale Destanı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Çanakkale Destanın 109’uncu yıl dönümü çerçevesinde düzenlenen etkinliklere ev sahipliği yaptı. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından düzenlenen “18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü” programında, Sinevizyon, Tiyatro, Edebiyat, Halk Dansları ile Müzik Topluluğu öğrencilerinin branşlarında sahnelediği etkinlikler beğeni kazanırken; Medya ve İletişim Bölümü Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran tarafından seslendirilen şiirin de yer aldığı kısa film izleyicilere duygusal anlar yaşattı. Çanakkale Türkiye'nin Önsözüdür Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda açılışı yapılan resmi programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikri Salman, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan ve SKS Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru ile çok sayıda akademisyen ve öğrenci katıldı. Açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Çanakkale Zaferinin Türkiye Cumhuriyeti ve Türk Milleti açısından önemine vurgu yaptı. Türkiye Cumhuriyetinin önsözü olarak kabul edilen Çanakkale Zaferinin, Anadolu’nun adeta küllerinden doğarak elde edildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Akbaş, tarihsel, sosyal ve siyasal süreçler düşünüldüğünde günümüze ışık tutan bir dönüm noktası olduğunu kaydetti. Çanakkale Ruhuna Özgü O Birliğe İhtiyacımız Var Bugün Filistin’in içine düşürüldüğü durum düşünüldüğünde Çanakkale’de verilen mücadelenin daha iyi anlaşıldığını aktaran Prof. Dr. Akbaş, yedi düvelin bir milleti yok etmek üzere organize olduğu Çanakkale’de de benzer bir olaya şahit olunmasına, İslam coğrafyasının her bölgesinden Anadolu insanına, Müslüman Türk’e güvenen insanların verdiği destekle, gösterilen cansiperane direnişle engel olunduğunu ifade etti. Çanakkale Destanı ile birlikte Anadolu’nun yepyeni bir geleceğin ve umudun ışığı olarak ortaya çıktığını söyleyen Prof. Dr. Akbaş, Çanakkale Zaferini tarihte kalmış bir olay olarak değil, yeniden okumanın değerini anlatarak Çanakkale ruhuna özgü o birlik ve beraberliğe tekrar ihtiyacımız olduğunu vurguladı. Anma Günü programı Sinevizyon Topluluğunun hazırladığı, Görsel İletişim Tasarımı Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Cenk Demirkıran tarafından seslendirilen şiirin de yer aldığı kısa film gösterimi ve Dans Topluluğunun hazırladığı halk oyunları gösterisi ile devam etti. Duygusal anların yaşandığı programda, Edebiyat Topluluğundan Bahu Ana tarafından seslendirilen “Çanakkale Şehitleri” adlı şiir dinletisi ve Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen “Çanakkale Destanı” oyunu, Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda SKS Müzik Topluluğu öğrencilerinin sahne aldığı “18 Mart” özel konseri de beğeniyle takip edildi. -
12.03.2024
İKÇÜ’de Geleneksel İftar Buluşması
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi akademik ve idari personeli, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğini yaptığı iftar yemeğinde bir araya geldi. Merkez kampüs içerisinde yer alan personel yemekhanesinde Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce düzenlenen iftar buluşması, İlahiyat Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi İhsan Sütşurup tarafından okunan kuran tilaveti ile başladı. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar, enstitü ve yüksekokul müdürleri, akademik ve idari birimlerde görev yapan akademisyen, idari personel ile ailelerinin davetli olarak katıldığı iftarda kısa bir konuşma yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bu müstesna günler vesilesiyle düzenlenen organizasyonların üniversite personeli arasındaki birlik ve dayanışmayı daha da arttırdığını ifade etti. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, “On bir ayın sultanını değerli mesai arkadaşlarım ve çok değerli ailelerinin teşrifleriyle kurumsal birliğimizi ve beraberliğimizi pekiştirdiğimiz geleneksel olarak düzenlenen iftar yemeğimizde hep birlikte iftar yapmaktan büyük mutluluk duyuyorum. İKÇÜ ailesinin her bir ferdi bizim için çok değerli ve çok özel. En küçük mensuplarımız öğrencilerimiz ile de bir arada olacağımız sofralarımız olacak. Manevi atmosferi yüksek bu önemli günlerde en çok idrak ettiğimiz duygu birbirimize verdiğimiz değerdir. Hangi kademede olursa olsun tüm personelimiz bizim için çok değerlidir. Biz büyük bir aileyiz. Bu ailenin birlik ve beraberliği hepimizi mutlu ediyor. Bu anlamlı vesileyle aynı sofranın etrafında bir araya geldiğimiz tüm çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. İftar programımıza katılım gösterdiğinizden dolayı tekrar hepinize teşekkür ediyorum. Bu bereketli günlerin tüm insanlık için barışa, huzura ve refaha vesile olmasını; yapılan tüm ibadetlerin kabul olmasını temenni ediyorum” dedi. İftar yemeği çekilen hatıra fotoğraflarıyla son buldu. -
07.03.2024
İKÇÜ’den İş Birliği Ekosistemine Yeni Katkı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. arasında üniversite-sanayi iş birliği kültürünün desteklenmesine yönelik eğitim, araştırma ve istihdam konularında önemli bir iş birliği protokolüne imza atıldı. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ile Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Ozan Avarisli arasında imzalanan protokol toplantısında, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Proje Genel Koordinatörü Doç. Dr. Levent Aydın, Genel Sekreter Nurettin Memur hazır bulundu. Protokol ile iki kurum arasında ortak araştırma, teknoloji, sosyal, kültürel iş birliğinin geliştirilmesi, teori ve uygulama alanlarında ve sanayiye yeni ürünlerin kazandırılmasına yönelik proje çalışmaların yürütülmesi, öğrencilerin uygulamaya dönük bilgi ve becerilerini arttırıcı staj imkânların sağlanması hedefleniyor. Sanayinin Ar-Ge Dinamosuna Üniversite Desteği İKÇÜ’nün iş dünyası ile kurduğu iş birliğine bir yenisinin daha eklendiğini belirten Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bu gibi iş birlikleri sayesinde, öğrenciler ve akademisyenlerin iş dünyasıyla çok daha yakın çalışma imkânı elde ettiğini kaydetti. Üniversite üretilen bilgi ve ürün çıktılarının sanayi ile buluşmasının önemine değinen Rektör Prof. Dr. Köse, bu süreçten öğrencilerin de istihdam seçenekleriyle fayda sağlayabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Teknoloji ve sanayi üretimi bakımından gelişmiş ülkelerde, kalkınmanın anahtarı olarak görülen üniversite-sanayi iş birliğini odağına alan çalışmalar yürüten İKÇÜ olarak; yenilikçi, ileri teknoloji uygulamalarını içeren, ülkemizin millileştirme hedefine katkı sağlayacak çalışmaları her zaman ön planda tutuyoruz. Bu çalışmalarda üniversite ile sanayinin birbirini destekler nitelikte, karşılıklı fayda prensibine dayanan sürdürülebilir bir ilişki kurabilmesi gerekmektedir. Bu süreçte kaliteli ve nitelikli akademisyenlerimizin yaptıkları çalışmaların, sanayinin ar-ge dinamosu olarak tasarım ve üretim süreçlerine dâhil edilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bu bağlamda özel sektörümüze, hocalarımıza ve öğrencilerimize değer katacak, kapsamlı bir projeksiyon sunacak, yurt içi ve yurt dışında birçok başarılı projede imzası olan Netcom Mühendislik ile protokol vesilesiyle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyoruz. Akademik ve bilimsel bakış açısıyla birlikte öğrencilerimizin dinamizmini sanayinin gücü ile birleştirerek; şehrimize ve ülkemize bilimsel ve teknolojik faydalar yüksek katma değerli projeler kazandırmayı hedefliyoruz. İş birliği için değerli Genel Müdür Ozan Avarisli Bey’e ve tüm Netcom Ailesine teşekkür ederim” dedi. Gençler İçin Güzel Bir Kariyer Planı İKÇÜ ile ortak paydada buluşacak olmalarından duyduğu memnuniyeti dile getiren Netcom Mühendislik ve Bilgi Teknolojileri A.Ş. Genel Müdürü Ozan Avarisli ise firma olarak Türkiye’de ilk kez bir üniversite ile protokol imzaladıklarını aktardı. Son yıllarda hızla gelişen teknoloji ve insan kaynağı ihtiyaçlarına doğru yaklaşımlar ile çözüm üretilebileceği bilinciyle hareket ettiklerini kaydeden Avarisli, “İnanıyorum ki İKÇÜ’den gelen bilgi, birikim, sinerji ile iş birliği ekosistemini büyüterek ülkemize katma değer sunabilecek güzel projelere imza atacağız. Bu buluşma ile gençlerimiz için de firmamızda görev yapan mühendislerimiz için de güzel bir kariyer planlama ve uygulama seçenekleri sunulacaktır. Ar-Ge çalışmalarının sanayinin ihtiyaçlarına cevap verecek nitelikte olması için üniversitenin bilgi odaklı, sanayinin ürün odaklı yaklaşımlarını, entelektüel sermayeyi değer üretimine dönüştürmek için İKÇÜ ile bir araya gelmekten mutluluk duyuyoruz” diye konuştu. -
05.03.2024
Disiplinlerarası Projeler 1’inci Proje Panayırında Sergilendi
ENG 401 Disiplinlerarası mühendislik projesi tasarım dersi kapsamında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin farklı bölümlerinde okuyan öğrencilerin ürettiği projeler, ilki düzenlenen Proje Panayırında sergilendi. Fakülte bünyesindeki tüm bölümlerin müfredatında bulunan ENG 401 Disiplinlerarası Mühendislik Projesi Tasarım Dersi kapsamında, farklı disiplinlerin takım halinde çalışarak ortaya çıkardığı projeler görücüye çıktı. Dekan Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın ev sahipliğinde, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Konferans Salonundaki açılış programıyla başlayan ve 24 öğrenci projesinin yer aldığı 1’inci Proje Panayırının açılış programına; Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kerem Batır, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Sağlık Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Hatice Yıldırım Sarı, proje danışmanı akademisyenler, sektör temsilcileri ve öğrenciler katıldı. Amacımız Öğrencilerimize Proje Deneyimi Kazandırmak Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dijitalleşme ve yapay zekâ tabanlı sistemlerin şekillendireceği toplum 5,0’ın gündemde olduğu bir süreçte üniversitelerin üstlendiği rollerde de değişiklikler olacağını vurguladı. Prof. Dr. Akbulut, “Üniversitelerin bilimsel araştırma ve akademik bilgi üretme performansları sahip oldukları lisansüstü programlar ve öğrenci sayıları ile pozitif bir ilişkiye sahiptir. Lisansüstü çalışmaların bilime katkı sağlama, bilim insanı olmayı teşvik etme, nitelikli ve özgün araştırmaların ve yayınların artmasına ivme kazandırma gibi çok değerli çıktıları bulunmaktadır. Mühendislik ve Mimarlık Fakültemiz bunu bir basamak daha öne çekerek ENG 401 Disiplinlerarası Mühendislik Projesi Tasarım Dersi ile lisans öğrencilerimize proje deneyimi ve farkı disiplinlerle birlikte çalışma becerisini kazandırma yolunda önemli bir adım atmıştır. Dekanımız başta olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Kapımız Proje Üretmek İsteyen Tüm Hocalarımıza Açık İKÇÜ olarak tüm birimlerde lisans ve lisansüstü düzeydeki öğrencilerin danışmanları ile birlikte yaptığı projelerin destekçisi olduklarını belirten Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Akbulut, aynı şekilde akademisyenlerin de ulusal ve uluslararası ölçekte projeler üretmelerini desteklediklerini dile getirdi. Prof. Dr. Akbulut, “Özellikle sanayi ile ortak yapılacak öğrenci projeleri ve TÜBİTAK projelerinin sayısının artmasını çok önemsiyoruz. Son dönemde çevremizdeki büyük sanayi kuruluşları ile ikili işbirliği protokolleri yaparak üniversitemizin büyük bir akademik potansiyele sahip olduğunu ve ortak çalışmalara hazır olduğumuzu bizzat yöneticilere ve yönetim kurullarına iletiyoruz. Şunu ifade etmek istiyorum: Kapımız proje üretmek, sanayi ile işbirliği yapmak, ulaşamadığı firma ile iletişime geçmek isteyen tüm hocalarımıza sonuna kadar açıktır” dedi. Disiplinlerarası Takım Çalışmasını Simüle Ediyoruz Proje Panayırı ile öğrencilerin sözlü olarak tanıtımlarını yaptıkları projelerin posterlerini görücüye çıkardıklarını belirten Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar ise, “Proje Panayırının arka planında ENG 401 Disiplinlerarası Mühendislik Projesi Tasarım Dersi var. Bu ders kapsamında farklı disiplinlerdeki öğrenciler bir araya gelerek ortak çalışmalar yapıyorlar. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi olarak amacımız, öğrencilerimizin gerçek hayatta karşılaşacakları disiplinlerarası takım çalışmasını bir nevi üniversite ortamında simüle etmek, onlara bu ortamı sağlamak. Elbette ki hocalarımızın bu konuda çok büyük katkıları oldu. Projelerle ilgili konu başlıklarını onlar belirlediler ve bütün bir dönem boyunca emek verip bu ürünleri ortaya çıkardılar. Hepimiz onlarla birlikte çok heyecanlıyız” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından fakültenin fuaye alanında posterlerin yer aldığı stantları gezen protokol üyeleri, öğrencilerden projeleri ile ilgili bilgi aldı. -
07.02.2024
Kalite Yönetim Belgesi Yenilendi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) sahip olduğu TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığının sağlanması amacıyla Türk Standartları Enstitüsü (TSE) Ege Bölge Koordinatörlüğünce başlatılan Belge Yenileme Gözetim Tetkiki başarıyla tamamlandı. Baş Tetkik Görevlisi Yücel Akca, Tetkik Görevlileri Deniz Balcı, Müveddet Buket Yılmaz, Mehmet Keleş tarafından iki gün süren incelemeler neticesinde İKÇÜ'nün Belge Yenileme Tetkikini başarıyla tamamladığı düzenlenen kapanış oturumunda duyuruldu. Tetkik süreci kapsamında akademik ve idari birimler ziyaret edilerek incelemelerde bulunuldu. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, açılış toplantısında kalite süreçlerinde başarılı adımlar atıldığının altını çizdi. Kalitedeki Başarının Sırrı Takım Ruhu Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, Koordinatör Yardımcıları Doç. Dr. Onur Karadal, Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu, Genel Sekreter Nurettin Memur, Strateji Geliştirme Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, yönetim kurulu ve senato üyeleri, kalite komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerden gelen kalite birim sorumluları ile iç tetkikçilerin takip ettiği programda konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, tüm birimlerde takım ruhuyla yürütülen kalite yönetimi süreçlerinde yakalanan başarıya dikkat çekti. Kuruluşunun 4’üncü yılında TSE belgesine sahip olan bir kurum olarak tüm yönetişim yapısında kalite anlayışının yer aldığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, “Kalite kavramı günümüzde çokça dile getirilse de asıl önemli olan bir kurumun bu kavramı bütün birimleriyle özümsemesidir. Tüm iç ve dış paydaşların ihtiyaç ve beklentileri değerlendirilerek sürekli iyileştirme çalışmaları ile desteklenen kalite yönetim sistemimiz, öğrencilerine, çalışanlarına ve tüm dış paydaşlarına daha iyi hizmet sunma noktasında en büyük gücümüzdür” dedi. Yol Gösterici Yönde Katkı Kurumların farklı organizasyonlarca denetlenmesinin verimli bakış açılarının edinilmesinde önemli bir katkı sağladığını aktaran Rektör Prof. Dr. Köse, “Dışarıdan bakan bir gözün çalıştığınız kurumu denetlemesini, hedef ve amaçlarımıza ulaşmada çok değerli görmekteyiz. İki gün boyunca farklı akademik ve idari birimlerde yapılacak gözetim tetkiklerinin bizlere yol gösterici yönde katkı sunacağına inanmaktayız. Ayrıca bu denetlemeler, sürekli iyileştirme çalışmalarına olan bakış açımızın göstergesidir. Bu belge sunduğumuz eğitim öğretim hizmetlerinin kalitesinin de ispatıdır ve belgemizin devam etmesi için çalışmalarımızı yoğun bir biçimde sürdürüyoruz. Tüm akademik ve idari birimlerimizde bütün yönetici arkadaşlarımızın ve kalite gönüllülerimizin katkılarıyla öğrencilerimize mezunlarımıza ve tüm paydaşlarımıza en iyiyi sunma gayreti içindeyiz” diye konuştu. Hedefimizi Büyültüyoruz Kapanış toplantısında değerlendirmelerde bulunan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, TSE tarafından tamamlanan tetkik neticesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. İKÇÜ'nün kalite paydasında yönettiği yönetim sistemlerinde geldiği noktanın gurur verici olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Köse, “TSE'nin kıymetli tetkikçilerine, olumlu bir bakışla, bir tür sinerjiyle bizi daha da motive ettikleri için çok teşekkür ediyorum. Belirlenmiş olan standartlar çerçevesinde hedefimizi büyütmek, ileri taşımak üzere çok değerli katkılarda bulundular. Türkiye’deki diğer üniversitelerin arasında daha iyi yukarılarda bulunma noktasında güçlü motivasyona sahibiz ve kalite çalışmaları bizim için itici bir güç olacak” şeklinde konuştu. İKÇÜ Zaman İçinde Güzel Atılımlar Yapmış Baş Tetkikçi Yücel Akca, birimlerde yapılan incelemelerin ardından yapılan kapanış toplantısında, tetkikin olumlu geçtiğini açıkladı. Akca,“Sürekli iyileştirme kapsamında İKÇÜ'de yeni projeler ve faaliyetlerin yapıldığını gözlemledik. Üniversitenizde Teknolojik Transfer Ofisinin kurulmuş olması ve izninin çıkmış olması önemli bir gelişme. Bunun yanı sıra Türkiye’de ilklerden Yapay Zeka ve Veri Mühendisliği Bölümünün açılmış olması, Bilimsel Yayınlar Koordinatörlüğünün kurulmuş olmasını çok değerli gördük. Tıbbi Laboratuvar Bölümünün ın açılmış olması da öyle. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İngiliz Dili ve Edebiyatı gibi fakülte ve bölümlere öğrenci almanız da olumlu gelişmelerden. Kalite Koordinatörlüğü bünyesinde, Kalite Mentörlük Uygulamasına geçilmiş olmasını güzel atılımlardan biri olarak değerlendirdik. Bütün bunların ve sayamadığımız güzel çalışmaların sistemin iyileşmesi ve daha da ileri gitmesi açısından katkı sağlayacağını düşünüyoruz. Öncelikle Rektör hocamızı, üst yönetimi ve emeği geçen herkesi tebrik ediyorum” dedi. İKÇÜ’de arka arkaya üçüncü kez tetkik için bulunduğunu söyleyen Tetkikçi Deniz Balcı ise “İKÇÜ'ye her geldiğimde ilerlemeyi, iyileşmeyi gördüm” dedi. İKÇÜ’nün yeni yatırımlar ve fikirler anlamında ve bazı alanlarda Türkiye’deki sayılı üniversitelerden olduğunu dile getiren Balcı, ÜBYS’nin diğer üniversiteler tarafından da kullanılıyor olmasının, yaygınlaşmasının ise mutluluk ve gurur verici olduğunu belirtti. İlk kez 2019 yılında geldiği İKÇÜ’de ikinci kez tetkik için bulunduğunu aktaran Tetkikçi Müveddet Buket Yılmaz da gelinen süreçte güzel çalışmalara imza atıldığını gördüklerini vurguladı. Yılmaz, “Strateji Daire Başkanlığı, Sağlık Bilimleri Fakültesi, Biyomedikal, Test Kalibrasyon Uygulama ve Araştırma Merkezi ve İdari Mali İşler birimlerinde bulundum. Gerçekten çok güzel çalışmalar var. Özellikle Sağlık Bilimleri Fakültesi ilgimi çekti ve benim için farklı bir gurur oldu. Fakülte bünyesinde bulunan Simülasyon Merkezi gerçekten çok güzel. Öğrencilerin eğitimde kullanabileceği, çok katkı sağlayabilecek güzel bir laboratuvar” dedi. Tetkik görevlisi Mehmet Keleş ise kurumsal olarak gösterilen çabaların sürdürülmesinin devamlılık açısından önemli olduğunu vurguladı ve misafirperverlik için tüm temsilcilere teşekkürlerini iletti. TS EN ISO 9001:2015 Kalite Yönetim Sistemi Belgesinin devamlılığına yönelik kararın tebliğinin yapıldığı programın bitiminde, Rektör Köse tarafından denetim ekibine kalite çalışmalarına yaptıkları katkılar için teşekkür belgesi takdim edildi. -
31.01.2024
Aile Danışmanlığı Programının Kapanış Dersi Rektör Köse’den
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sosyal Bilimler Enstitüsü Psikoloji Anabilim Dalı öğretim üyelerince yürütülen, Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans öğrencileri, verilen son ders ile programı tamamladı. Nizamî-i Gencevi Toplantı Salonunda yapılan programın üçüncü döneminin son dersi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından verildi. Dersi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin izledi. Aile Kavramını Yok Etme Gayesindeler “Aile ve Modernite” kavramlarını irdelediği kapanış dersinde, aile danışmanlarının önemli bir misyona sahip olduğunun altını çizen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, ailenin psikolojik sağlığının toplum dinamizmini ve iyilik halini doğrudan etkilediğine işaret etti. Rektör Köse "Günümüzdeki değişim sürecinin gelmiş olduğu noktada, çekirdek aile bir yana,'aile' kavramının kendisi bile tartışılır hale geldi. Sorunların çözümünden uzak yaklaşımlar sosyal yapının en temel bileşeni olan aile kavramını yok etmek gayesindedir. Seküler faydacı yaklaşımların sözde olumlu sonuçları beklenirken; son yıllarda depresyon, kaygı ve bağımlılık gibi sorunların tavan yaptığını ve küresel bir hastalık haline geldiğini görüyoruz. Böylece anne baba rol modellerini ortadan kaldıran, tek ebeveynli bekâr anne- baba kavramları sergilenmekte, toplumu cinsiyetsizleştiren, mutsuz, doyumsuz, duygusuz, merhametsiz, uyumsuz bireyler yetişmeye devam etmektedir” dedi. Medyadaki Olumsuz Ögeleri Meşrulaştırma Çabası Yazılı ve görsel iletişim araçlarında aile kavramında olmaması gereken şiddet, bağımlılık gibi olumsuz ögelerin ön plana çıkarılmasının yanında, toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumları meşru olarak göstermesinin de oldukça tehlikeli bir müdahale olduğunu vurgulayan Rektör Prof. Dr. Köse, “Televizyonlarda gündüz kuşağında yayınlanan ve reel olarak yaşanan toplumsal ahlak ve kültür ile uyumsuz durumlar meşru olarak gösteriliyor. Sosyal platformlardan yapılan paylaşımlarla başta mahremiyet olmak üzere pek çok değer ortadan kaldırılıyor. Aile içi roller değersiz hale getiriliyor, sadakat demode bir kavrammış gibi sunuluyor. Tüm bu gelişmelerin sonucu ise elbette aile bağının yok olması ile sonuçlanıyor. Toplumlar için aile kurumu son derece önemli. Aile içi iletişim ve ilişkinin bitmesi toplumsal anlamda da muhabbet bağının yok olması anlamına geliyor” diye konuştu. Sosyal Bilimlerin Hayati İşlevi Var Sosyal bilimlerin toplumsal dinamiklerle olan önemli bağına vurgu yapan Prof. Dr. Köse, aile danışmanlığı meslek grubunun üstlendiği misyona değinerek öğrencilere önemli tavsiyelerde bulundu. Rektör Prof. Dr. Köse, “İnsanın duygu halleri deney tüpüne sığmaz. Bu noktada insanın özüne inen, davranışlarına mercek tutan sosyal bilimlerin ne kadar hayati bir işlevinin olduğunu görmekteyiz. Günümüz koşullarında aile gibi kutsal bir varlığın devamlılığı için mücadele etmek, en başta gönüllülük ister. Salt profesyonellik yaklaşımı mesleki uygulamanın iki ayağını da topal bırakır. İnsanı sevmeden insana yol gösterilemez. Kültürel değer ve kodlarımıza uygun, aile bütünlüğünü göz ardı etmeyen yaklaşımlarınızla aile üyelerinin kendi aralarında üstesinden gelemedikleri sorunların çözümünde rol alacaksınız. Birey ve ailenin yaşamını iyileştirmeyi sağlayacak müdahaleleriniz olacak. Ben her bir mezunumuzun bu işe sıradan meslek olarak bakmayacağına, her bir danışmasını toplum hassasiyeti sorumluluğu ile yapacağına yürekten inanıyorum. İKÇÜ Psikoloji Bölümü akademisyenlerinin rehberliğinde tamamlayacakları eğitimlerinin sonrasındaki hayatlarında başarılara vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Sağlıklı Kişilik Yapısının Temeli Ailede Türk toplumlarında aile olgusunun çok önemli bir konumda yer aldığına değindiği açılış konuşmasında, ailenin bireylerin bir nevi sosyal desteği olduğunu ifade eden Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin de, “Aile bireyin en temel duygusal ihtiyacı olan, sevgi, güven ve aidiyet duygusunu yaşadığı tek yerdir. Bireyin mutluluğa ve sağlıklı kişilik yapısına ulaşmasın en temel direğidir. Aile Danışmanlığı Tezsiz Yüksek Lisans Programımızın üçüncü döneminde eğitim alan 32 öğrencimizin son dersine teşrifleri ve katkıları için başta Değerli Rektörümüz Prof.Dr. Saffet Köse’ye, öğrencilerimize sağladıkları katkılar için tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyoruz. Öğrencilerimize meslek yolculuklarında başarılar diliyoruz” şeklinde konuştu. Programı tamamlayan öğrenciler adına konuşan Hatice Merve Açıkbaşlar ve Gizem Cömert ise ailenin bireyler için en korunaklı liman olduğu bilinciyle başladıkları eğitimlerinin neticesinde, fırtınalara karşı güçlü olabilmeleri için danışanlarının her daim yanlarında olacaklarını aktardı. Eğitimleri boyunca ailede yer alan tüm rollere büründüklerini ve oluşturdukları aile ile sıcak köprüler kurduklarını ifade eden mezunlar, bir buçuk yılın ardından oldukça anlamlı bu yolculukta kendilerine her türlü desteği veren tüm eğitmenlere teşekkür etti. Programın son dersi Rektör Köse’nin, kendi yazdığı “Genetiğiyle Oynanmış Kavramlar ve Aile Medeniyetinin Sonu” kitabını öğrencilere hediye etmesiyle son buldu. -
22.01.2024
İKÇÜ PATLIB'e Dâhil
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Proje Genel Koordinatörlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdürmekte olan Türk Patent ve Marka Kurumu Sınai Mülkiyet Danışma Birimi, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından Avrupa Patent Ofisi (EPO) Patent Bilgi ve Dokümantasyon Merkezleri ağına (PATLIB) dâhil edildi. Türkiye’de faaliyet gösteren 200’ün üzerindeki bilgi doküman ve danışmanlık biriminden 54’ünün PATLIB Merkez standartlarına uygun olarak değerlendirildiği PATLIB ağı ulusal üye ofisleri arasında yerini alan İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü önemli bir başarıya imza attı. İKÇÜ ayrıca TURKPATENT ve EPO is birliğiyle merkezi süreçleri iyileştirmek ve geliştirmek için başlatılan PATLIB 2.0 Projesine de katıldı. Konu ile ilgili bilgi veren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ’nün proje çalışmalarının uluslararası standartlara uygun olarak yürütülmesinin çıktılarını aldıklarını aktardı. Gelinen aşamada koordinatörlük olarak PATLIB projesi çerçevesinde faaliyetlerini devam ettireceklerini bildiren Prof. Dr. Akbulut, “Avrupa Patent Ofisi, üye ülkelerine bölgesel olarak yayılmış 300'ün üzerinde PATLIB merkezi bulunmaktadır. Bu merkezler patent bilgilerine ve sınai mülkiyetle ilgili konulara erişim sağlayarak, KOBİ’lere, firmalara, akademisyenlere, öğrencilere ve buluşçulara patent süreçlerine ilişkin hizmetler verebilmektedir. PATLIB projesi ile Avrupa Patent Ofisi’ne üye ülkelerde yer alan PATLIB niteliğindeki Sınai Mülkiyet Danışma Birimlerinin ikili ve çok taraflı iş birliği ve iletişim ağı kurmaları amaçlanmaktadır” dedi. Bu gelişme ile dış paydaşlar ile İKÇÜ araştırmacıları arasında koordinasyonun, bilgi ağının güçleneceğini, fikri ve sınai mülkiyet hakları ve yönetimi konusunda farkındalığın arttırılacağını kaydeden Prof. Dr. Akbulut ayrıca yerel düzeyde danışmanlık hizmetinin de verilebileceğini söyledi. Prof. Dr. Akbulut, “İKÇÜ Proje Genel Koordinatörlüğü PATLIB merkezi olarak teknoloji ve rakip izleme, patent istatistikleri, patent değerlemesi, ticarileşme, teknoloji transferi ve patent stratejisi başlıklarında başvuranlara danışmanlık desteği sağlayabilecektir. Koordinatörlüğümüz sınai mülkiyet faaliyetleri kapsamındaki hizmet ağını yaygınlaştırmayı ve uluslararası projelerde ve ağlarda yer alarak bu alanda yaptığı faaliyetlerin, niteliğini arttırmayı hedeflemektedir” şeklinde konuştu. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, aralarında Türkiye’nin de yer aldığı 39 üye ülkesi olan Avrupa Patent Ofisi ile TÜRKPATENT’in koordinasyonunda yürütülen PATLIB 2.0 projesi kapsamında, Türkiye’nin yerel ve bölgesel değerlerinin markalaşmasına katkı sunacak çalışmalara aracılık yapmaktan duyacakları memnuniyeti paylaştı. Milli Teknoloji Hamlesi doğrultusunda ülkemizin ekonomik ve teknolojik gelişimini destekleyecek sınai mülkiyet haklarının etkin korunması ve ticarileştirilmesinin önemine işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Bilginin değere dönüşüm sürecinde stratejik bir konumda yer alan sınai mülkiyet hakları, uluslararası rekabetin de önemli araçlarından biridir. Kurum dışı ve uluslararası iş birlikli nitelikli proje hazırlama kültürünün arttırılması hedefine yeni bir boyut getiren bu gelişme ile İKÇÜ olarak tüm paydaşlarımız ile birlikte güncel bilimsel ve teknolojik gelişmeler ışığında ülkemizin geleceğine katkı sağlayacak katma değeri yüksek patent, faydalı model ve telif hakkı vb. çıktıları artırmak için el birliği ile çalışacağız” dedi. -
19.01.2024
Rektör Köse Başkanlığında Yönetim Gözden Geçirildi
2023 Yılı Yönetimin Gözden Geçirme (YGG) toplantısı, İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin başkanlığında Hekim Hacı Paşa Konferans Salonda yapıldı. Kalite Koordinatörlüğünce düzenlenen toplantıya, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mutlu Aytemir, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Su Ürünleri Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Tevfik Tansel Tanrıkul, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Emre Güler, SHMYO Müdürü Prof. Dr. Mustafa Soyöz, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Genel Sekreter Nurettin Memur, Strateji Geliştirme Daire Başkanı Erkan Küçükkılınç, dekan yardımcıları, senato üyeleri, kalite koordinatörlüğü ve komisyonu üyeleri, akademik ve idari birimlerin kalite çalışmalarından sorumlu yöneticileri katıldı. 2023 yılının Kalite Yönetim Sistemi (KYS) iç ve dış hususlardaki değişiklikleri, Stratejik Plan amaçlarına erişme derecesi, proses performansı ile ürün ve hizmetlerin uygunluğu gibi başlıkların yer aldığı raporu paylaşan Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz ve Koordinatör Yardımcısı Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu katılımcılara, önceki yönetimin gözden geçirme toplantılarında karar alınan faaliyetlerin durumu ile ilgili de bilgi verdi. Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, sürekli iyileştirme ve önceki raporlara istinaden yapılan iyileştirme başlıklarına değinerek; Merkez Arşiv Müdürlüğünün faaliyete geçmesi yönünde çalışmalara başlandığını kaydetti. Paydaş geri bildirimlerine ilişkin raporlanmalara gidilmesinin önemine değinen Tengiz, birimler tarafından üzerinde çalışılarak tamamlanan kalite çalışmalarının Kalite Doküman Yönetim Sisteminde (KDYS) dokümante edilmesi gerektiğini hatırlattı. Tengiz, ÜBYS geri bildirimlerine ilişkin verilerin raporlanması ve faaliyetler sonrasında memnuniyetin anketler yoluyla ölçülerek değerlendirilmesi, raporlanması, KDYS ile birlikte birim web sayfalarının da güncelliğinin sağlanması gibi başlıklarda çalışmaların hızlanmasının önemine vurgu yaptı. Öğrenci Kalite Mentörlüğü Uygulaması Yaygınlaştırılıyor Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu da 20-21 Şubat 2023 tarihli TSE ikinci gözetim tetkiki ile ilgili olumlu hususları paylaştı. Koyu, akademik ve idari personelin yönetim sistemi faaliyetlerine etkin katılımı, eğitim-öğretim programında yaşanan değişikliklere proaktif olarak uyum sağlanması, fiziki altyapıya yönelik iyileştirme çalışmaları, Büyük Veri, Dijital Dönüşüm gibi projelerin içinde yer alınması, akademik atama kriterlerinin niteliği artırmaya yönelik olarak güncellenmesi konusunda gelişme ve iyileştirme olarak değerlendirildiğini söyledi. Öğrencilerin kalite süreçlerine aktif katılmasının tüm tetkiklerde olumlu karşılandığını kaydeden Dr. Öğr. Üyesi Halil Koyu, kalite mentörlüğü uygulamasının, öğrencilere hizmet sunumunda kritik rolleri bulunan Öğrenci İşleri Daire Başkanlığı, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı gibi idari birimlerde de uygulanmaya başlatılacağını söyledi. Koyu, kalite mentörlüğü uygulamasının iç kalite güvencesi mekanizmalarının tabana yayılma, katılımcılık ve kapsayıcılık anlayışıyla genişletileceğini bildirdi. Kurum Kültürümüz İçin Kalite çalışmalarına ilişkin görüşlerini paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, bu çalışmaların İKÇÜ'yü ileri taşıyan önemli unsurlardan biri olduğunu söyledi. “Kalite bir kültürdür” diyen Prof. Dr. Köse, kalite kültürünün oluşması için kalite ölçüm, izleme, denetim mekanizmalarında kurumsal olarak eşgüdümlü çalışılması gerektiğinin altını çizdi. Prof. Dr. Köse, “Bu süreçte her sonuç yeni bir başlangıç olarak karşımıza çıkıyor. Herkesin sorumluluğunu aldığı, geri bildirimlerle şekillenen güzel uygulamaları içeren kalite yönetim sistemini tüm birimlerimizin sahiplenmelerini beklemekteyiz. Bu süreçten hem bizler hem öğrencilerimiz hem de tüm paydaşlarımız karlı çıkmaktadır” şeklinde konuştu. Belgenin Devamını Sağlamak Daha Önemli Çalışmaların olumlu olarak ilerlediğini, kurum olarak verimli aşamalardan geçtiklerini gözlemlediğini ifade eden Rektör Prof. Dr. Köse, bu süreci sahiplenen tüm İKÇÜ mensuplarına ve paydaşlarına teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Kurumsal izleme ve yönetsel proseslerin gözlemlenmesi noktasında önemli adımlar attık. TSE belgesine sahibiz ama bunu devam ettirmek daha önemli. Tüm çalışmalarda risk ve fırsat analizlerinin iyi şekilde yapılması gerekiyor. Bu tescilleri tabii ki önemsiyoruz ama esas itibariyle bu çalışmalarımız kurum kültürümüzün gelişmesi için değerli. Süreçleri kurumumuz için sahiplenmeliyiz. İKÇÜ’yü geleceğe daha başarılı taşımak, öğrencilerimizin, çalışanlarımızın, tüm mensuplarımızın mutluluğu ve faydası için kurum kültürümüze hep birlikte katkı sunarak çalışmalarımıza iş birliği içinde devam etmeliyiz. Emeği geçen tüm çalışma arkadaşlarıma özverileri için teşekkür ediyorum” dedi. Toplantıda, İKÇÜ’de uygulanan kalite yönetim sisteminin TS EN ISO 9001:2015 KYS Standardına uyumunu ortaya koymak amacıyla, 05-09 Şubat 2024 tarihleri arasında TSE Ege Bölge Koordinatörlüğü tarafından belge yenileme tetkiki yapılacağı duyuruldu. -
18.01.2024
Her Yıl Daha da Güzelleşen Bir İKÇÜ İçin
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, kampüsün mevcut alt yapısının güçlendirilmesi noktasında devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Merkezi kütüphaneyi de ziyaret eden Prof. Dr. Köse, öğrencilere başarılı bir sınav dönemi geçirmeleri dileğinde bulundu. Öğrencilerin görüşlerini ve taleplerini dinleyen Rektör Prof. Dr. Köse, öğrencilerin konforlu ve rahat bir şekilde ders çalışabilmesine olanak sağlayacak imkânları genişleteceklerini söyledi. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun eşlik ettiği Rektör Prof. Dr. Köse, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesinde yapılan düzenlemelerle ilgili Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru’dan bilgi aldı. Öğrenci Toplulukları çalışma alanlarının yanı sıra Hekim Hacı Paşa Konferans Salonu fuaye alanında yapılan fiziki düzenlemeleri yerinde inceleyen Rektör Prof. Dr. Köse, yerleşkeyi yaşayan kampüs haline getirmek için tüm imkânları seferber ettiklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimizden gelen talepler doğrultusunda kampüsün mevcut durumunu daha da iyileştirecek tüm alt yapı çalışmalarımızı uzun süredir devam ettiriyoruz. Daha yeşil ve daha güzel görünüme kampüsümüzü kavuşturacak peyzaj çalışmalarımız bütçe olanakları çerçevesinde gece gündüz devam ediyor” dedi. Öğrencilerimizin İstekleri Doğrultusunda İlerliyoruz “Bütün çalışma ve girişimlerin odak noktasında elbette öğrencilerimiz var” diyen Rektör Prof. Dr. Köse, öğrenci memnuniyeti odaklı bir yönetim anlayışı ile çalışmalara yön verdiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimizin görüş ve önerilerinin hâkim olduğu, kampüsün onların istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiği bir çalışma rotamız var. Tüm çalışma arkadaşlarımız ve ekiplerimiz zaman kavramı gözetmeden, yerleşkelerimizin çehresini değiştirmek, üniversitemizi daha modern bir yapıya kavuşturmak için çalışıyor. Her yıl daha da güzelleşen bir İKÇÜ fotoğrafı oluşturmak ortak gayemiz” diye konuştu. Öğrencilerimiz Türkiye'nin Yüzyılında Geleceğe Sahip Çıkacaklar Ders çalışan öğrencilerle sohbet eden Rektör Prof. Dr. Köse, kütüphaneyi dolduran öğrencilere gayretleri için teşekkür ederek; başarılı bir sınav dönemi geçirmeleri temennisini paylaştı. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimiz bu günlerde güz dönemi final sınav heyecanı yaşıyor. Geniş imkânların bulunduğu bir kütüphaneye sahibiz. Öğrencilerimizin daha rahat sınavlara konsantre olabilmeleri adına Merkez Kütüphanemiz Pazar günü hariç haftanın 6 günü 24 saat hizmet veriyor. Kütüphanede daha çok öğrencimizin ders çalışması için mekansal planlamamızı yaptık. Bu alanı biraz daha genişleteceğiz. Bahar yarıyılında kütüphane oturma kapasitemiz de artmış olacak. Onlardan tek beklentimiz başarılı olmalarıdır. Umuyorum ki öğrencilerimiz, Türkiye'nin yüzyılında geleceğe sahip çıkacaklar, bu ülkenin gelişimi ve kalkınması için en önde yer alarak önemli roller üstlenecekler” şeklinde konuştu. -
18.01.2024
Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı Tanıtımı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörlüğünce, Sınır Ötesi İşbirliği Programları 2021-2027 dönemi kapsamında, Türkiye’nin ilk kez dâhil edildiği, Avrupa Birliği’nin en yüksek bütçeli programlarından olan “Interreg NEXT Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programı” hakkında bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Erasmus Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay tarafından verilen semineri, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Genel Sekreter Nurettin Memur, Genel Sekreter Yardımcısı M. Enes Uzun’un yanı sıra çok sayıda akademisyen takip etti. Bilgi Ekonomisinden Payımızı Almalıyız Programın açılışında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, İKÇÜ’nün Ulusal Ajans ve Avrupa Birliği’nden aldığı hibe miktarının son bir yılda 9 kat arttığına işaret etti. Bu artışta üniversite yönetiminin uluslararasılaşmaya ve proje kültürü politikasına verdiği önem ve desteklerin önemli rol oynadığını aktaran Prof. Dr. Bulduklu, “ Günümüzde yükseköğretimde küresel bilgi ekonomisi artık global bir ağ olarak karşımıza çıkmaktadır. Uluslararasılaşma küreselleşmenin etkisiyle tek bir merkeze bağlı kalmayan birçok farklı kurumla iş birliği içinde olma imkânı sağlıyor. Artık eğitim, ülkelerin birbirlerine ihraç edebileceği bir hizmet durumunda. Projeler de uluslararasılaşmanın önemli bir unsuru haline geldi. Önemli bütçelerin ayrıldığı bu bilgi ekonomisinde İKÇÜ’nün en iyi şekilde yer alması için her biri birbirinden nitelikli akademisyenlerimizin özverili çalışmalarına ihtiyacımız var. Akademik ve idari personelimizle oluşturduğumuz sinerji ve takım ruhu ile üniversitemizi daha iyi noktalara getireceğimize yürekten inanıyorum” diye konuştu. Mantıksal Çerçeveye Göre Formüle Edilen Projeler Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay ekip olarak yönetimin verdiği destek doğrultusunda daha fazla proje üretme gayreti ve motivasyonuyla çalıştıklarını aktardığı konuşmasında, hangi hibeye başvurulursa başvurulsun metodoloji olarak mantıksal çerçeveye göre formüle edilen projelerin başarıya ulaştığını vurguladı. Bakay, “Elinizde çok iyi bir uygulama örneğiniz varsa, bu uygulamayı Akdeniz bölgesinde yaygınlaştırmak istiyorsanız ya da daha önce yaptığınız bir projenin somut çıktısı da olabilir. Bu programda değerlendirebilirsiniz. Projeniz iyiyse 2027’ kadar 3 defa hibe alabiliyorsunuz” dedi. 21 Kente 4 Farklı Alanda Açılan Çağrı “Interreg NEXT Akdeniz Havzasında Sınır Ötesi İşbirliği Programının 281,4 milyon avro bütçeye sahip olduğunu belirten Dr. Öğr. Üyesi Bakay 2021-2027 döneminde açılan ilk çağrıdan, Türkiye’den Marmara, Ege ve Akdeniz bölgelerinde yer alan 21 şehrin dâhil edildiğini söyledi. Bakay, “Proje başvurularını ülkemizden Tekirdağ, Edirne, Kırklareli, Balıkesir, Çanakkale, İzmir, Aydın, Denizli, Muğla, Antalya, Isparta, Burdur, Adana, Mersin, Hatay, Kahramanmaraş, Osmaniye, Manisa, Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak illerinden kamu idareleri, belediyeler, üniversiteler, dernek ve vakıflar, odalar ve borsalar gibi kurumlar ve kar amacı güden tüm tüzel kişiler yapabilir. Akdeniz Havzası Programı 21 kente dört farklı alanda açtığı çağrı ile farklı kamu ve özel kurum ve uluslararası kuruluşlara proje geliştirme imkânı tanıyor” dedi. Ana Unsur Akdeniz Çağrının son başvuru tarihinin 28 Mart 2024 olduğunu aktaran Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay, programın Akdeniz havzasında dört ana alanda geliştirilecek projeleri desteklemeyi hedeflediği bilgisini verdi. Bakay, “Programın ilk önceliği “daha rekabetçi ve daha akıllı bir Akdeniz”. İkinci öncelik “daha yeşil, düşük karbonlu ve dirençli bir Akdeniz”. Üçüncü öncelik, “daha sosyal ve kapsayıcı bir Akdeniz”. Son öncelik ise “Akdeniz için daha iyi işbirliği yönetişimi”. Çağrının son başvuru tarihi 28 Mart 2024 olup Geliştirilecek projelerin 24 ile 36 ay arasında tamamlanması şartı aranıyor. Programa Türkiye’nin yanı sıra Fransa, Yunanistan, İtalya, Malta, Portekiz, İspanya, Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, Cezayir, Mısır, İsrail, Filistin, Ürdün, Lübnan ve Tunus katılım sağlamaktadır. Program kuralları kapsamında bu ülkelerin program alanına dâhil olan bölgelerinde yer alan kurum ve kuruluşlarla proje ortaklığı geliştirilmesi beklenmektedir” şeklinde konuştu. Interreg NEXT’e, ortaklık ilkesi kapsamında geliştirilecek olan projelerde en az 3 ülkenin yer alması gerektiğini vurgulayan Dr. Öğr. Üyesi Bakay, ortaklıkların en az bir AB üyesi ülke ve en az bir AB üyesi olmayan ülke içermesi ve bir projede aynı ülkeden en fazla 2 kurumun yer alabileceği şartının olduğunu sözlerine ekledi. Bakay’ın sunumu, Erasmus+ 2024 teklif çağrısının incelenmesi, proje başvuru formu ve doldurulması, mantıksal çerçeve yaklaşımı ve proje hazırlama eğitimi ile devam etti. -
16.01.2024
Kurumsal Başarı İçin Kurum Kültürünün Geliştirilmesi Şart
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Hemşirelik Bölümü Öğrenme-Öğretme Destek Komisyonunca öğrenci ve öğretim elemanlarının akademik gelişimlerine destek olunması kapsamında düzenlenen etkinlikte Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu tarafından “Kurum Kültürü” eğitimi verildi. Prof. Dr. Bulduklu, çalışanları motive etmeye, sürekli geliştirmeye, temsiliyeti ve aidiyet duygusunu güçlendirmeye dayalı kurumsal eğitimlerin tüm birimlerde yaygınlaştırılarak devam edeceğini söyledi. Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Dekan Yardımcıları Doç. Dr. Sevtap Günay Uçurum, Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Akbıyık, Hemşirelik Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yasemin Tokem, Komisyon Başkanı Doç. Dr. Derya Uzelli Yılmaz’ın yanı sıra bölüm akademik ve idari personelinin takip ettiği eğitimde; Prof. Dr. Yasin Bulduklu kurum kültürünün, kurumsal iletişim tekniklerinin ve kurum ve kuruluşlarda takım çalışmasının önemini anlattı. “Başarılı kurumlar güçlü kültüre sahip olan kurumlardır” diyen Prof. Dr. Bulduklu, “Kurum kültürü, kurumu diğer kurumlardan ayıran ve üyeler tarafından paylaşılan bir anlamlar bütünüdür. Yazılı kurallara bağlı olduğu kadar yazılı olmayan kurallardan oluşur. Çalışanlar, kurum kültürünün eseridir, kullanıcısıdır, nesiller arası aktarıcısıdır, yaratıcısıdır” diye konuştu. Klasik Yönetim Şekilleri Artık İşlevini Kaybetti Paylaşılan ortak inançlar, değerler, alışkanlıklar, tutum ve davranış kalıplarının kurumsal kültürü belirlediğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, yöneticilerin davranışlarının, yönetim politikalarının kültürde önemli bir rol oynadığını belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “Örgütleri bir arada tutan kurum kültürü, çalışanları da motive eden en önemli güçtür. Küreselleşen dünyada klasik yönetim şekillerinin işlevi geçersiz hale geldi. Kurumlarda uygulanacak etkili bir iç iletişim süreci, çalışanların işleriyle daha fazla anlam ve amaç duygusu bulmasına, birlikte çalışma motivasyonunu artırmasına ve örgütsel aidiyet duygusunu güçlendirmesine yardımcı olur. İç iletişim, çalışanların işe bağlılığı ve sadakati üzerinde oldukça etkili olan faktörlerden biridir. Etkin bir iç iletişim sayesinde yönetim, çalışanlarla güçlü bir bağ kurabilir. Bunun sonucunda çalışanlar kendilerini daha çok örgüte ait hisseder ve işlerine olan ilgileri artar” şeklinde konuştu. Kurumun Başarısı İçin Kritik Faktör Kültürdür Kurumsal kültürü oluştururken, sürekli iletişim ve geri bildirim mekanizmalarının kullanılmasının önemine vurgu yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, çalışanlar arasında iletişimi sağlamak için yapılan toplantıların, eğitim programlarının, sosyal etkinliklerin düzenli olması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, “Çalışanların görüş ve önerilerini paylaşmaları için bir geri bildirim mekanizması oluşturulmalı ve bu geri bildirimlerin değerlendirilmesiyle kurumsal kültür sürekli olarak geliştirilmelidir. Ayrıca çalışanların misyon, vizyon ve değerleri de özümsemesi gerekmektedir. Çalışanların bu değerlere uygun davranışlar sergilemesi teşvik edilmelidir. İletişim kanallarının işlevsel kullanılması kurumsal kültürün iletişim ve iş birliği kültürünün geliştirilmesi, işletmenin başarısı için kritik bir faktördür” dedi. -
16.01.2024
KAP Gönüllülerine Teşekkür
Yükseköğretim Kalite Kurulunun (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) çalışmalarına katkı sunan akademik ve idari personele İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse tarafından, teşekkür belgesi takdim edildi. VIP Salonda yapılan belge takdim töreninde Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz, kalite koordinatörlüğü ve kalite komisyonu üyeleri hazır bulundu. YÖKAK tarafından 2023 yılı 'Kurumsal Akreditasyon Programı çerçevesinde saha ziyaretlerinin tamamlanmasıyla akreditasyon kararının duyurulması sürecine giren İKÇÜ’nün içselleştirerek kalite çalışmalarını devam ettirdiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, tüm çalışma ekiplerine teşekkürlerini iletti. Ortak Hedeflere Birlikte Yürüyoruz Tüm kurumsal faaliyetleri kalite odaklı sürdürmeye devam edeceklerini ifade eden Prof. Dr. Köse, kalite güvencesi süreçlerindeki en büyük amacın sürekli iyileştirmeye odaklanarak kurumu daha ileri seviyelere taşımak olduğunu kaydetti. Rektör Prof. Dr. Köse, “Tescilimize yön verecek sonuç raporu, kalite çalışmalarını ve kalite kültürünü sahiplenen İKÇÜ mensupları olarak Yükseköğretim Kalite Kurulunun rehberliği ile sürdürdüğümüz yolculuğumuza önemli bir yol haritası olacak. Yıllardan beri sürdürülen kalite odaklı çalışmalarımızdan kazandığımız ivmeyi korumaya daha da geliştirmeye devam edeceğiz. Çünkü iyileştirme süreci bitmeyen dinamik bir süreçtir. Her sonuç yeni bir planın başlangıcı olmaktadır. Gelişmeye açık yönlerimizi daha hızlı iyileştirmek, diğer süreçlerde de kalite geliştirmeye yönelik hedefler belirledik. İç ve dış paydaşlarımızla, öğrencilerimizle birlikte bu süreci gönüllü olarak sahiplendiğimizi ve kalite kültürünün üniversitemiz tabanına daha çok yayılması için ortak hedeflere birlikte yürüdüğümüzü düşünüyorum. KAP’a istinaden verilecek akreditasyon kararının yayınlanmasını sabırsızlıkla bekliyoruz. Akademik ve idari birim yöneticilerimize, emeği geçen tüm personelimize bu süreçteki katkıları için çok teşekkür ediyorum” dedi. Nihai Sonuç Nisan Ayında Belge takdiminin ardından geçilen komisyon toplantısında konuşan Kalite Koordinatörlüğünden sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş da YÖKAK ekibince çıkış oturumunda yer alan değerlendirmelerin yer aldığı taslak bir raporunun kuruma ulaştığı bilgisini verdi. Prof. Dr. Akbaş, “Genel itibariyle bir değerlendirme elimize ulaştı. Nihai raporu YÖKAK duyuracak. İKÇÜ kalite ekibi bu süreçte büyük bir özveri gösterdi. Sonuçtan bağımsız olarak bu birlikteliğin ve sinerjinin geldiği nokta mutluluk verici. Bu süreci sahiplenen, çalışmalarımızı destekleyen, emek veren tüm personelimize ve öğrencilerimize teşekkürlerimi sunuyor, hayırlı sonuçlar olmasını diliyorum ” şeklinde konuştu. Sonuç raporunun nisan ayında yayımlanacağını aktaran Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Funda İfakat Tengiz de belge takdimi, nezaketi için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse nezdinde tüm üst yönetim ekibine teşekkür etti. Toplantı, komisyon üyelerinin sürece ilişkin geri bildirimlerinin alınmasıyla ile devam etti. -
16.01.2024
İKÇÜ’lü Gençlere Kariyer Desteği
Mezun etmeden öğrencilerinin mesleki alt yapısını güçlendiren, kariyer planlama ve geliştirme yetkinlikleri kazandıran, çalışma hayatına hazırlayan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜ KAGEM) İzmir Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüğü (İŞKUR) ile ortaklaşa sürdürdüğü çalışmalara bir yenisi ekledi. 2022 yılında Çiğli İş Kulübü ve İKÇÜ KAGEM’in başlattığı “CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri Eğitimlerinde başarılı olan İKÇÜ’lü öğrenciler, düzenlenen törenle sertifikalarını aldı. İKÇÜ KAGEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yalçın’ın ev sahipliğinde VİP Salonda yapılan sertifika törenine Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İŞKUR İl Müdür Yardımcısı İbrahim Ay, Şube Müdürü Funda Özsan, Çiğli İş Kulübü uzmanları ile merkez sorumluları katıldı. Öne Çıkaran Eğitimler İKÇÜ- İŞKUR iş birliklerinin uzun yıllardır sürdürülen ortak projelerle devam ettiğini kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, mezunlarının iş hayatındaki rekabete bir adım önde başlayacak yetkinlikler kazandıran projeleri hayata geçirdiklerini belirtti. Bunlardan biri olan “CV Hazırlama ve Mülakat Teknikleri” eğitimlerinin öğrencilerden ve dış paydaşlardan gelen olumlu geri bildirimler sonucunda devamlılıkla sürdürüldüğünü aktaran Prof. Dr. Akbulut, “2022 yılında 18 öğrencimiz, 2023 yılında düzenlenen iki dönemlik eğitimimizde ise 51 öğrencimiz daha sertifika almaya hak kazandı. Gerek öğrencilerimizden ve mezunlarımızdan gerekse dış paydaşlarımızdan aldığımız geribildirimler çerçevesinde düzenlenen eğitimlerin oldukça faydalı olduğu, iş görüşmelerinde adayları; hem eğitimin kalitesi hem de eğitimin İŞKUR Sertifikası ile tescillenmesi açısından diğer adaylara göre öne çıkardığı görülmüştür. İş Kulübü faaliyetlerinin üniversitelerde yaygınlaştırılması konusunda bize destek olan İŞKUR İl Müdür Yardımcısı İbrahim Ay’a, İŞKUR Şube Müdürü Funda Özsan’a, Çiğli İş Kulübü uzmanlarına ve Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezimiz personeline teşekkür ediyorum. Eğitimlere tam katılım gösterip sertifika almaya hak kazanan öğrencilerimizi tebrik eder, başarılarının devamını dilerim” diye konuştu. Yanı Başınızda İŞKUR Var İŞKUR İl Müdür Yardımcısı İbrahim Ay da kurum olarak hedeflerinin istihdamı arttırmak ve işverenle işçi arasında köprü oluşturmak olduğunu belirterek yaygın hizmet ağları çerçevesinde üniversite öğrencilerinin önemli bir paydayı oluşturduğunu ifade etti. Çiğli İŞKUR olarak üniversite öğrencilerine gelecekteki iş bulma süreçlerinde katkı sunmak adına İKÇÜ ile yapılan protokoller çerçevesinde ortak projeler yürütüldüğünü aktaran Ay, “İŞKUR bir hizmet birimidir. Üniversiteler nasıl öğrenci yetiştirmek için kendi içerisinde bölümlere ayrılmışsa bizim de farklı alanlarda yetkinliklerinizi geliştiren iş kulüplerimiz var. Mezun olduğunuzda ilk yapacağınız işlerden bir tanesi cv hazırlamak, kariyer planı yapmak. İşte orada yanınızda ve yanı başınızda İŞKUR var. Özellikle sizler, burada olmayan sınıfta ulaşabileceğiniz arkadaşlarınıza şunu lütfen aktarın. İŞKUR bütün hizmetlerinin ücretsiz olduğu bir kamu kurumu. İŞKUR’un sitesine girin, kişisel profilinizi oluşturun, özgeçmişinizi yapın. Kendinizi bir adım daha öne koymak adına belgelendirin. Elinizdeki yetenek, bilgi, tecrübe ve yeterlilik ne kadar artarsa elbette ki iş bulmak, gelir elde etmek ve mutlu olmanız çok daha kolay olacak diye düşünüyorum. Daha önceki iş birliklerimizde bizlerle kurdukları nazik diyalogları, iyi niyet ve destekleri için İKÇÜ’ye, saygıdeğer hocalarımıza teşekkür ediyorum. Öğrencilerimize başarılı kariyer hayatları temenni ediyorum” dedi. CV’leriniz Kariyerinizin Aynası Çetin bir rekabetin olduğu iş dünyasında nitelik savaşlarının yaşandığının altını çizen İKÇÜ KAGEM Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Mustafa Yalçın da rekabetin sadece işveren tarafında değil çalışanlar tarafında da yaşandığını söyledi. İş dünyasının, üniversite mezunlarının tam donanımlı olmasını ve pek çok yetkinliğe sahip olmasını beklediğini ifade eden Yalçın, “CV’ lerin yarıştığı bir dönemdeyiz. Tam da bu noktada etkili bir CV’ye sahip olmak önemli. Bu CV'yi sadece bir iş başvurusu aracı değil; kariyer aynası olarak bir nevi kariyerimizi yansıtan bir yol, kariyer cüzdanı olarak görmek gerekiyor. Kurum olarak bu kapsamda gençlerimize sunduğumuz eğitimlerimizle destek oluyoruz. Kurumlarımızla daha fazla iş birlikleri, öğrencilerin iş arama becerilerini kazanmasına ve iş dünyasıyla ağ geliştirmesine destek olacak faaliyetler yürütüyoruz. İŞKUR ile öğrencilerimizin geleceği adına faaliyetler yürütmeye memnuniyetle devam edeceğiz. Eğitimlerimizde emeği geçen İŞKUR personelimize, KAGEM personelimize teşekkür ediyorum. Bu iş birliğinin hem nitelik olarak hem nicelik olarak devamını diliyorum” şeklinde konuştu. Konuşmaların ardından eğitimlerde başarılı olan İKÇÜ’lü gençlere sertifikaları programa katılan protokol tarafından takdim edildi. -
29.12.2023
Doç. Dr. Karaman, Ödülünü Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Aldı
2023 yılı Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü’ne layık görülen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Şen Karaman, düzenlenen törende ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Cumhurbaşkanlığının himayelerinde; TÜBA Uluslararası Akademi Ödülleri, TÜBA-GEBİP (Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı) ve TÜBA-TESEP’ten (Bilimsel Telif Eser) oluşan 100’üncü Yıl TÜBİTAK ve TÜBA Bilim Ödülleri Töreni, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın katılımıyla Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlendi. Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı kategorisinde ödüle layık görülen genç bilim insanları arasında yer alan İKÇÜ Biyomedikal Mühendisliğinden Doç. Dr. Didem Şen Karaman ödülünü, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın elinden aldı. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker,Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, ödül alan bilim insanlarının yakınları ve davetlilerin de takip ettiği ödül töreninde konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, marifetin iltifata tabi olduğunu söyledi. Bilimsel Araştırmalarda da Zirveyi Hedeflemek Mecburiyetindeyiz İyi ve başarılı olanı, ülke önünde yeni yollar açanı ödüllendirmek ve insanlığın ortak bilim hazinesine katkı yapanı takdir etmenin görevleri olduğunu belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, başarıların desteklendikçe büyüdüğünü, sahip çıkıldıkça geliştiğini, toplum tarafından kıymeti bilindikçe serpileceğini ifade etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İlmi çalışmaları ve çığır açıcı eserleriyle bilim dünyasına önemli katkılar sunan, ülkemizin müreffeh yarınları adına gece gündüz demeden çalışan tüm bilim insanlarımızı, şahsım ve milletim adına tebrik ediyorum. Bu sene 77 bilim insanımız, TÜBA ve TÜBİTAK ödüllerine layık görüldü. Uluslararası TÜBA Akademi Ödülleri'ni bu yıl sağlık ve yaşam bilimleriyle fen ve mühendislik bilimleri kategorisinde üç bilim insanımıza veriyoruz. Bu üç ödülle TÜBA Akademi Ödüllü bilim insanı sayımız 28'e yükseliyor. Üstün başarılı genç araştırmacılara verilen TÜBA-GEBİP Ödüllerini ise 24 farklı üniversiteden 34 genç bilim insanımıza takdim edeceğiz. Böylece TÜBA Ödülü kazanan bilim insanı sayımız 644'e ulaşıyor. Bilimsel telif eser ödüllerinden 13 Türkçe bilimsel telif eserimiz ödül almaya hak kazandı. Bu kategoride vereceğimiz üç özel ödülle merhum Halil İnalcık, Kemal Karpat ve Mehmet Genç hocalarımızın hatırasını yaşatıyoruz. Bu ödüllerle, bu alanda ödül alan sayısı 239'a çıkacak. Şayet siyasi, ekonomik, diplomatik, askeri olarak tam bağımsız bir Türkiye hedefliyorsak; bilimde, teknolojide, inovasyonda, bilimsel araştırmalarda da zirveyi hedeflemek mecburiyetindeyiz. Bunun için herkesin, yurt içinde ve yurt dışında bulunan tüm yetişmiş insan kaynağımızın desteğine, katkısına ihtiyacımız vardır. Akademik ve bilimsel çalışmalarının belli bir kısmını yurt dışında yapmış, orada bilgi ve tecrübe kazanmış bilim insanlarımızın, ülkemize dönerek Türkiye'nin kalkınma mücadelesine destek vermeleri çok ama çok önemlidir” şeklinde konuştu. Ülkemize Faydalı İşler Yapma Görevimiz Var Doç. Dr. Didem Şen Karaman ile birlikte ödül törenine katılan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse de genç akademisyene tebriklerini ileterek çalışmalarında başarılar diledi. Azim, sabır, planlı ve disiplinli bir gayretin sonucunda kazanılan başarının oldukça değerli bir motivasyon dinamiği olduğunu belirten Rektör Prof. Dr. Köse, İKÇÜ olarak gelinen noktada daha büyük başarılara ulaşmanın gayretiyle çalıştıklarını söyledi. Prof. Dr. Köse, “Akademik camia olarak ülkemizin bizden beklentileri var. Ülkemize faydalı işler yapmak görevimiz. Yenilikçi, üreten, paylaşan, dinamik ve toplumun dertleriyle dertlenen bir üniversite olarak daha çok üretmeye, başarılarımızı daha çok arttırmaya devam edeceğiz. Geçtiğimiz yıllarda da kazandığımız ödüllerimizin sayısını artırmaya yönelik adımlara odaklanıyoruz. Toplumumuza sağladıkları faydalar, gençlerimizin yetişmesinde gösterdikleri emekleri ve gayretleri için ekip ruhu içerisinde çalışmaktan onur duyduğum tüm hocalarımıza şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. -
29.12.2023
Yaşayan Kampüs İKÇÜ
Üniversite yönetimine ve karar alma süreçlerine öğrencilerin daha çok katılımını sağlamak, İKÇÜ’nün daha çok tercih edilen bir üniversite olması için gözlemlerini “Yaşayan Kampüs İKÇÜ” başlığıyla projelendiren İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi lisans öğrencileri, hazırladıkları sunumu hocalarıyla ve üniversite yönetimiyle paylaştı. Dr. Öğr. Üyesi M. Emin Bakay’ın verdiği ‘Proje Yönetimi’ dersinden yola çıkılarak hazırlanan projenin ayrıca Avrupa Dayanışma Programı (ESC) kapsamında Türkiye Ulusal Ajansına da gönderilmesi kararlaştırıldı. İİBF’li öğrencilerden oluşan proje ekibi, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Emre Güler, Uluslararası İlişkiler Genel Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Genel Sekreter Nurettin Memur, Genel Sekreter Yardımcısı M. Enes Uzun’un da aralarında bulunduğu yönetim ekibine, İKÇÜ’nün daha çok tercih edilen bir üniversite olması ve tanınırlığına katkı sağlayacaklarını düşündükleri fikirlerini içeren sunumlarını paylaştı. Okulun fiziksel yapısı, görünümü, yerleşke alanlarının çevre düzenlemesi, sosyal tesisler gibi birçok başlığın yer aldığı proje sunumunda, öğrencilerin karar alma süreçlerine daha aktif yer almasının önemine değinildi. Nasıl Bir İKÇÜ Hayal Ettiklerinin Farkındayız Sunumu takip eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, öğrenci merkezli, katılımlı eğitim-öğretim önerilerinin çözümler geliştirmede önemli rol oynadığını vurgulayarak; öğrencilerin üniversiteleri başarılı bir geleceğe taşıyan önemli aktörler olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye’deki yükseköğretim kurumları hem sayı hem de kapasite açısından sürekli artış gösteryor. Yükseköğretimde hızla değişen koşullar göz önüne alındığında öğrencilerin ihtiyaç ve isteklerinin periyodik olarak izlenmesi ihmal edilmemelidir. İKÇÜ olarak gençlerimizin ihtiyaç ve isteklerini araştırma ve anketlerle tespit edebilen ve bu doğrultuda sürekli iyileştirme uygulayabilen bir yapıya sahibiz. Onların nasıl bir İKÇÜ hayal ettiklerinin farkındayız. Ama Türkiye’de sınırlı kaynaklara sahip üniversitelerin mevcut kaynaklarını en verimli şekilde kullanmaları da gerekir. Bu açıdan İKÇÜ’nün görünüşünü ifade eden altyapı gibi fiziki düzenlemeleri elimizden geldiğince hızlı ve imkânlarımız dâhilinde hassasiyetle ele alıyoruz” diye konuştu. İKÇÜ’nün Kentteki Sesi Olun Öğrencilerinin çok yönlü gelişimlerini desteklemek için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin liderliğinde tüm akademik ve idari yönetim temsilcileri ile tüm imkânlarını seferber eden bir İKÇÜ olduğunun altını çizen Prof. Dr. Bulduklu, mevzuat, bütçe, belediyeler gibi geniş bir yelpazeyi oluşturan bürokratik süreçlerin de bütüne etki ettiğine işaret etti. İyileştirme süreçleriyle desteklenen, devamlı gelişen bir İKÇÜ olarak kurumsal gelişime katkı sunan öğrencileriyle gurur duyduklarını ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, öğrenci etkileşimlerinin en büyük dinamikleri olduğunu belirtti. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu “Bu suretle öğrencilerimizden kurumsal etkinliklerde yönetişimi esas alan, daha çok katılımcı, yenilikçi anlayış geliştirilmesini bekliyoruz. Topluluklarımızdan birbirleriyle olan etkileşimlerini arttırmasını, ortak faaliyetlerde birbirlerini destekleyecek, İKÇÜ’nün kentteki sesi olacak renkli etkinlikler beklemekteyiz. Bizler hem öğrencilerimizin sözcüsü olarak önemli bir misyon yürüten konseyimizle, tüm fakülte temsilcilerimizle eşgüdüm halinde çalışıyoruz. İsteklerinizi ve görüşlerinizi anında değerlendiriyoruz” dedi. 2024’te Büyük Bir Peyzaj Revizyonu Sunum içerikleriyle bağlantılı olarak İKÇÜ’nün yeni dönem projeleri hakkında bilgi veren Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yönetim olarak 2024 yılının planlama çalışmasını tamamladıklarını ifade ederek; tüm yerleşke alanlarının iyileştirilmesini, mevcut yapıların geliştirilmesini ve İKÇÜ’nün 20 yılını kapsayacak büyük bir peyzaj projesini hayata geçireceklerini söyledi. Prof. Dr. Bulduklu, Diş Hekimliği Fakültesinin taşınacağı yeni yerleşkesinde, içinde sosyal tesislerin yer alacağı İKÇÜ Öğrenci Yerleşkesinin yapılması için de çalışmalara başlandığının bilgisini verdi. Öğrenci Bakış Açısı Geleceğe Projeksiyon Sunumu takip eden Dr. Öğr. Üyesi M. Emin Bakay ise üniversitelerin en önemli paydaşı olan öğrencilerin, kurumların mevcut durumlarının tespit ve analizinde, geleceğe dönük stratejik planların hazırlanmasında önemli veri kaynağı olduğunu aktardı. Program ve ders çıktılarının akademik olarak değerlendirilmesinin önemine de değinen Bakay, öğrenci bakış açısının geleceğe projeksiyon tutulmasında faydalar sağladığını belirtti. Dr. Bakay, “Gençlerimizin fikirlerini yönetim temsilcileri ve hocalarıyla paylaşması kendi kişisel gelişimlerini katkı sağlayacağı gibi proje yazma, geliştirme, ekip olarak çalışma becerilerini de uygulamalı olarak destekleyecektir. Bu açıdan ders olarak yola çıktıkları projelerini, uygulamalı alanlarla, üniversitemizin daha iyiye ulaşmasını hedefleyen önerileriyle destekleyen öğrencilerimizi başarılı çalışmaları için tebrik ediyorum” dedi. Dr. Bakay projenin ESC çağrısı kapsamında Türkiye Ulusal Ajansına sunulacağını sözlerine ekledi. -
28.12.2023
İKÇÜ’den Aliağa’ya Uygulama Merkezi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi uygulama birimleri Aliağa’da kuruluyor. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse ve Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar’ın imza attığı protokol ile Kültür Mahallesinde yer alan belediyeye ait bina İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinin hizmetine tahsis edildi. Protokol kapsamında, Aliağa'nın deniz ve denizcilik açısından gelişimine katkı sağlayacak fakülteye ait uygulama birimlerince, sektörün ihtiyaç duyduğu konularda eğitimler, konferanslar, seminerlerin verilmesi, ilçenin kültürel ve bilimsel etkinliklerle desteklenmesi amaçlanıyor. Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ GİDF Dekanı Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan,İMEAK Deniz Ticaret Odası Aliağa Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Adem Şimşek’in de hazır bulunduğu imza töreninde konuşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Aliağa Belediyesinden eğitime verilen bu desteğin takdire şayan örnek bir yatırım olduğunu kaydetti. Aliağa, Ülkemizin Dış Ticaret Merkezi Lisans eğitimine geçtiğimiz yıl başlayan İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesinde hem eğitim hem de araştırma ve uygulama çalışmalarında önemli gelişmeler yaşandığını ifade eden Prof. Dr. Köse, “Aliağa ülkemiz için çok önemli bir sanayi ve liman şehri. İstatistikler de ilk sırada yer alan muazzam bir dış ticaret hacmine sahip. Üniversitemize de komşu olan Aliağa, Ege Bölgesi’nin ve ülkenin dış ticaret merkezi konumunda yer alıyor. Türk kültüründe Çaka Bey’den günümüze kadar gelinen noktada denizcilik faaliyetlerinin aktif olarak yürütüldüğü İzmir’de, Gemi İnşaatı ve Gemi Makineleri Bölümü ile lisans eğitimlerine başlayan, Gemi ve Deniz Teknolojisi Mühendisliğinin yer aldığı Türkiye’deki iki fakülteden biri olan fakültemizin sektörle iç içe çalışma prensibiyle önümüzdeki yıllarda ülkemizin lokomotif fakültelerinden biri olacağına inanıyorum. Üniversite- kamu iş birliğinin geliştirilmesi adına Aliağa Belediyesinin bizlere sağladıkları bu katkı için değerli başkanımız nezdinde tüm emeği geçenlere şükranlarımı sunuyorum. Bilime yapılan bu yatırımın kentimize ve ülkemize hayırlar getirmesini diliyorum” diye konuştu. Merkezi Aliağa’mıza Kazandırmak Onur ve Mutluluk Verici Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar da kentin kuzey aksına önemli katkılar sağlayan, İzmir’in en önemli üniversitelerinden biri olan İKÇÜ’nün çevresindeki ilçelerle örnek çalışmalar yürüttüğünü kaydetti. İKÇÜ adına açılacak uygulama merkezi için yer tahsisine başlanacağını aktaran Başkan Acar, “Dekan Prof. Dr. Ebru Yeşim Özkan Hocamızla ile daha önceki görüşmemizde kendileri TÜBİTAK tarafından desteklenen projelerini Aliağa’da yürütme isteklerini paylaşmışlardı. Üniversitemizin TÜBİTAK onaylı projesini Aliağa’da yürütmek istemesi bizler için büyük bir onur. Biz de bu hususta tüm imkânlarımızı seferber edeceğimizi kendilerine iletmiştik. Gelinen aşamada Rektör Prof. Dr. Saffet Köse Hocamızın önderliğinde bu projenin protokolünü gerçekleştirdik. Bu protokol kapsamında İKÇÜ Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesine Aliağa’da tahsis edilecek alanda bir uygulama merkezi açacak. Burada ileri ki süreçte Aliağa’mızın deniziyle ilgili de bilimsel araştırmalar yürütecek bir laboratuvar kurma arzumuz da var. Aliağa Deniz Ticaret Odamız da bizimle birlikte projeye elinden gelen desteği verecek. Böyle bir çalışmayı çok değerli İKÇÜ ile birlikte ülkemizin en önemli şehirlerden biri olan Aliağa’mıza kazandırmaktan onur ve mutluluk duyuyoruz. Umuyoruz ki önümüzdeki süreçte üniversitemizin faaliyetlerine daha geniş imkânlar sağlayarak kentimize, ülkemize faydalı hizmetlere imza atarız” dedi. -
27.12.2023
Aliağa İlçe Milli Eğitim ile TÜBİTAK İş Birliği
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ve Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü arasında “TÜBİTAK 4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı” kapsamında iş birliği protokolü imzalandı. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün yürütücüsü olduğu, 2-5 Ekim 2024 tarihlerinde gerçekleştirilmesi planlanan “BilimFest Aliağa”da paydaş kurum olarak yer alacak İKÇÜ, yapılacak organizasyonlara bilimsel katkı sağlayacak. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse ile Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz arasında imzalanan protokolün imza töreninde, Aliağa MEM Ar-Ge Biriminden Şafak Uygun ile İKÇÜ Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin de hazır bulundu. Her şey Geleceğimizi Tasarlayacak Gençlerimiz İçin Bilim Şenliği projesinin kabulü halinde sağlanacak desteklerin görüşüldüğü buluşmada, eğitimin erken dönemlerinde bilimsel etkinlikler ile tanışan öğrencilerin daha başarılı çalışmalara imza attığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, bu açıdan TÜBİTAK’ın bu çağrısının bilim ile ilk ve orta öğretimi buluşturan oldukça önemli bir organizasyon olduğunu söyledi. Rektör Prof. Dr. Köse, “Geleceği tasarlayacak gençlerimizi başarıya götürecek yol, bilimden ve eğitimden geçmektedir. Eğitimin hayat boyu devam eden bir süreç olduğu bilinciyle üniversite olarak eğitim ortak paydasında gençlerimize katkı sunacak kurumsal projelerde yer almaya, eğitim kurumlarımız ile etkileşim ve eşgüdüm halinde çalışmaya devam ediyoruz. İş birlikleri, kurumlar arası iletişimi arttırmakta ve yeni yapılacak olan bilimsel çalışmaların da önünü açmaktadır. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımızı bilim ile yakınlaştıracak, öğrencilerimizin bilimsel kimliklerini keşfetmelerine vesile olacak, bilim insanları ile söyleşiler, sergiler gibi birçok bilimsel etkinliğin yer alacağı 'BilimFest Aliağa'ya İKÇÜ olarak katkı sunmaktan mutluluk duyacağız. Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün bu değerli projesine İKÇÜ olarak her türlü desteği vermeye hazırız. Gerçekleştirdiğimiz protokolün yeni iş birliklerimiz için ilk adım olmasını temenni ediyorum” dedi. İKÇÜ’nün Katkısı İçin Şükranlarımı Sunuyorum Projelerine gösterdikleri yakın ilgi ve destekleri için Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’ye şükranlarını sunan Aliağa İlçe Milli Eğitim Müdürü Dr. Erdoğan Akyüz de amaçlarının bilim kültürünün toplumun tüm kesimlerine yayılması olduğunu vurguladı. Dr. Akyüz, “Yapılan iş birliğinden ve İKÇÜ’nün verdiği destekten memnuniyet duyuyorum. Bilim kültürünün toplumun tüm kesimlerine yayılması amacıyla gerçekleştireceğimiz projemizde, İKÇÜ’nün Müdürlüğümüze katkısı için şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü olarak öğrencileriyle birlikte projeye destek vereceklerini söyleyen Prof. Dr. Mustafa Şahin de ‘Sporun Psikolojiye Etkisi’ başlığında bir söyleşi düzenleyeceklerini ve psikoloji topluluğu öğrencilerinin de atölyelerde görev alacağını aktardı. -
22.12.2023
İKÇÜ’de “Filistin Günleri”
İsrail’in, başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere Filistin halkına yönelik katliamlarına ve yapılan zulümlere dikkat çekmek amacıyla düzenlenen “'Filistin Günleri' başlıklı konferans ve etkinlik dizisi İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinde (İKÇÜ) başladı. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit’in 'Tarihi Perspektiften Kudüs ve Filistin' başlıklı konferansıyla başlayan programda, fuaye alanında açılan resim ve fotoğraf sergisinin yanı sıra Yedihilal Topluluğunca düzenlenen “Filistin'e Destek Kermesi” de dört gün boyunca katılımcılarla buluşacak. Son gün Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, 'İslam ve Savaş Ahlakı' başlıklı konuşmasıyla Filistin Günlerinin konuğu olacak. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı (SKS) ile Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce hazırlanan etkinlik dizisinin Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen açılışına, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ve Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Sanat ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fikri Salman, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Sosyal Bilimler Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mustafa Şahin, Ege ve Balkan Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Turan Gökçe, Genel Sekreter Nurettin Memur, akademik ve idari personel ile çok sayıda öğrenci katıldı. Filistin Toprakları Yok Denecek Kadar Azaldı Günümüzde yaşananları anlayabilmek için öncelikle Yahudilik, Hristiyanlık ve İslam için kutsal sayılan Kudüs’ün 5000 yıllık yerleşik hayatı barındıran yapısının ve tarihsel boyutunun bilinmesi gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit, Filistin coğrafyası diye adlandırılan bölgenin her zaman İsrail toprağı olduğu yönündeki söylentilerin tarihi açıdan yanlış olduğunu aktardı. Babil Sürgününden Haçlı Seferlerine ve 401 yıllık Osmanlı hâkimiyetinden günümüzdeki durumuna Filistin ve Kudüs tarihini irdeleyen Yiğit, birçok peygambere ev sahipliği yapmış “medeniyetlerin beşiği” kadim toprakların bu stratejik durumunun saldırılara maruz kalmasına sebep olduğunu söyledi. Filistin ve Kudüs’ün, Müslüman hâkimiyeti altında kaldığı süre boyunca herhangi bir sıkıntı olmaksızın her dinden insanın huzur içinde yaşadığı bir bölge olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Yiğit, İsrail işgali sonrasında ise günümüzde ortaya çıkan tablonun oldukça üzücü olduğunu, Filistinlilerin kendi memleketlerinde mahalle değiştirmelerinin bile zorlaştığını, Filistin topraklarının yok denecek kadar azaldığını söyledi. Prof. Dr. Yiğit, işgal altındaki Gazze şeridine değinerek, “Gazze şeridinde, kadın, çocuk, sivil ayırt etmeksizin şehrin yerle bir edilmesi karşısında sözler kifayetsiz kalıyor. Kudüs gerçekten çok kutsal, üç semavi din için de vazgeçilemeyecek bir mekân. Birçok kez işgal edilmiş, birçok kez de geri kazanılmış bir yer olması sebebiyle, bir tarihçi olarak bu coğrafyanın yeniden kazanılıp, yeniden inşa edileceğinden ümitliyim. İnanıyorum ki orada yeniden adalet hâkim olacak” diye konuştu. Savaşın Ortasındaki Çocukların “Anne Yoksunluğu” Programın öğleden sonraki oturumunda “Savaşta Kadınlar ve Anne Yoksunluğu” başlıklı sunumu ile İKÇÜ’ye misafir olan Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Anabilim Dalından Prof. Dr. Necip Kutlu, bebeğin doğumdan itibaren beyin gelişimi sürecinde, annenin üstlendiği yeri doldurulamaz konuma dikkat çekti. Prof. Dr. Kutlu, “Bir çocuğun beyninin şekillenme sürecinde anne şefkati, anne teması elzemdir. Nasıl yaşayacağımızı, neleri sevip, nelerden nefret edeceğimizi bilinçli veya bilinçsiz olarak biz farkında olmadan annemiz öğretir” dedi. Savaşın ortasında kalan, ağlayan, hatta şehit olan bir annenin çocuğuna yardım edemeyeceğini, geleceğini şekillendiremeyeceğini ve çocuğun şahit olduğu vahşi ortamın ilerde büyük travmalara yol açacağını dile getiren Prof. Dr. Kutlu, travma yaşatılan bir annenin yetiştirdiği çocuğun beyin gelişiminin de sağlıklı olamayacağına dikkat çekti. Konferansların sonunda Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Fatma Akkuş Yiğit ile Prof. Dr. Necip Kutlu’ya teşekkür belgesi takdim etti. Farklı disiplinlerdeki akademisyenlerin Filistin’deki zulme bakışını yansıtacağı konferans dizisinde "Gazze'de Çocuk Olmak" başlığıyla Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şahin, "Gazze'de İnsanlığın Direnişi: Vicdan ve Uyanış" başlığıyla Eczacılık Fakültesinden Dr. Öğr. Üyesi Cennet Özay sunum yapacak. Konferanslar Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin “İslam ve Savaş Ahlakı” başlıklı kapanış konuşmasıyla tamamlanacak. "Filistin'e Veda", "Bu Denizin Tuzu ", "Geride Kalan" film gösterimleri de izleyicilerle buluşacak. -
19.12.2023
Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Türkiye ve Balkanlar
Türkiye’nin Balkan politikaları ve Balkan ülkeleri ile ilişkilerinin yüz yıllık bilançosunun ve ikinci yüzyıla ilişkin politikalarının ele alındığı 'Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Türkiye ve Balkanlar Sempozyumu' başladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Ege ve Balkan Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezinin (EBAMER) Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilciliği ile birlikte düzenlediği sempozyumun açılışında Dışişleri Bakanlığı Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Büyükelçi İlhan Saygılı 'Türk Dış Politikası ve Balkanlar' başlıklı bir konferans verdi. Sempozyumu Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ EBAMER Müdürü Prof. Dr. Turan Gökçe’nin yanı sıra yurt içi ve yurt dışından gelen diplomatlar, büyükelçiler, araştırmacılar, Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü temsilcileri, akademisyenler ve öğrenciler takip etti. Prof. Dr. Fuat Sezgin’in ismi verilen bir salonda konferans vermenin kendisi için ayrı bir onur olduğunu ifade ederek sözlerine başlayan Dışişleri Bakanlığı Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Büyükelçi İlhan Saygılı, merhum bilim insanı Sezgin’in kendisinin hocası olduğunu aktardı. Saygılı, “Frankfurt’taki Başkonsolosluğum sırasında kendisi ile tanışma ve çalışma fırsatı buldum. Bilime ve bilim tarihine olan bakış açımı ve vizyonumu geliştirdi. Bu süreçte onun ışığından istifade etme şansım oldu. Sezgin, 1300’den fazla makale, kitap yazan uygarlık tarihine büyük katkı sunan, olağanüstü bir insan, gerçek bir âlimdir. Bu vesile ile hocamı minnetle, rahmetle anıyorum” dedi. Biz Balkanların Kendisiyiz Balkanların coğrafi konumunun siyasi ve ekonomik açıdan stratejik olduğunu aktaran Büyükelçi İlhan Saygılı, bu coğrafyaya politik yaklaşımın temel ilkesinin her unsura eşit duran bir anlayış olduğunu ifade etti. Bu yaklaşımda tarihi tecrübelerin de önemli bir etken olduğunu söyleyen Büyükelçi Saygılı, “Türkiye, dış politikasını belirlerken etnik ve dini ayrım gözetmeksizin eşit bir yaklaşımı benimsiyor ve çok daha önemlisi geçmiş tecrübelerinin doğrultusunda diyalog kurmaya dayalı iletişimi sağlıyor. Bu da bizim farkımızı ortaya koyuyor. Bosna - Hersek ve Kosova krizleri var mesela. Türkiye oradaki tüm aktörlerle eşit mesafede ayrım gözetmeksizin konuşan bir aktör olduğu için herkesle diyalog kurabiliyor. Son zamanlarda Avrupa Birliği sırf Türkiye’yi Balkanlardan dışlamak için, Batı Balkanlar gibi saçma bir ayrım yarattı. Bizi üçüncü unsur veya dış aktör olarak tanımlayan bazı eleştiriler oluyor. Bazıları da diyor ki; Türkiye Balkanlara geri gelmek istiyor. Ben de diyorum ki; Türkiye 3’üncü aktör değil, Balkanların ta kendisi, bizim Balkanlara geri dönmek gibi bir niyetimiz yok. Çünkü biz bu coğrafyayı hiçbir zaman terk etmedik" diye konuştu. Temel Mekanizma Üst Düzey Temaslar Uluslararası ziyaretlerin, üst düzey temasların, dış politikada yakın ilişkiler kurulmasına, güçlü ekonomik iş birliklerine vesile olduğunu aktaran Büyükelçi Saygılı, Balkan Coğrafyasında istikrarın sağlanmasının başta soydaşlarımızın, akraba topluluklarımızın mutluluğu, refahı açısından önemli olduğunu, bu yönde bir politik diplomasi yürütüldüğünü kaydetti. Dışişleri Bakanlığı Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Saygılı, “Türkiye olarak kullandığımız temel mekanizmalar nedir? En başta Sayın Cumhurbaşkanımızın, bakanımızın ve diğer devlet büyüklerimizin üst düzey temaslarıdır. Bu dış geziler dıştan bakıldığında ne işe yarıyor diye düşünülebiliyor. Ama bu ziyaretlerde çok sayıda anlaşma imzalanıyor. Bizim yüksek düzeyli iş birliği konsey forumlarımız var. Bütün ilgili bakanlar kendi liderlerinin, devlet başkanlarının, başbakanlarının huzurunda ortak kabine toplantılarında bir araya geliyor. Burada çok sayıda anlaşmaya imza atılıyor ve bir önceki toplantıda imzalanan anlaşmaların uygulanması hakkında kendi liderlerine rapor veriyorlar. Bu inanın birçok şeyi hızlandırıyor. Birçok kurumun harekete geçmesini mekanizmanın işlemesini anlaşmaların imzalanmasını uygulanmasını ve ticaret rakamlarının yatırımlarının artmasını sağlıyor. Bu yüzden bu forumları önemsiyor ve anlaşma sayısını arttırmaya çalışıyoruz. Balkanlarda Yunanistan dâhil ticaret hacmimiz geçtiğimiz yıl 20-30 milyar doları geçti, yatırımlarımız 20 milyar dolara yaklaştı. Pandemiye rağmen rakamlar arttı ve her sene de artmaya devam ediyor. Bunlar çok büyük rakamlar. Biz bir yandan Kosova’nın tanınması için yoğun çaba sarf eden, bağımsızlığını tanıyan ilk ülkelerden biriyiz. Öte yandan Sırbistan ile 11 yıl içinde yatırımlarımız bir milyon dolardan 420 milyon dolara çıktı. Oradaki ihalelerin büyük kısmını Türk firmaları alıyor. İhracatımızın önemli kısmı batı ülkelerine ve Balkan ülkeleri üzerinden geçiyor. Bölgedeki kriz, çatışmalar sıkıntılar ufacık bir teknik aksaklık ihracatımızı engelliyor” dedi. 'Nerede Bir Soydaşımız Varsa Oradayız' Şiarıyla Stratejik önemdeki diplomasi ögesi olan Balkan Coğrafyasının, bilimsel perspektiflerden ele alınacağı bir sempozyuma ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bu kadim coğrafyanın geçmişten bu yana hiçbir zaman Anadolu’dan ayrı görülmediğini vurguladı. Rektör Prof. Dr. Köse, “Osmanlı varlığının İstanbul’un fethinden yaklaşık bir asır öncesine dayandığı Balkanlar için önemli sorumluluklarımız var. 600 yıla yaklaşan medeniyet olarak Osmanlı-Türk mirası bize önemli görevler yüklüyor. 19’uncu ve 20’nci yüzyıllarda sayısız göç dalgalarıyla ata yurtlarından anayurda gelen kardeşlerimizin hassasiyetleri de bizim gönül coğrafyamız ile bağ kuran birer gönül elçisi olarak bağlantı kurmamıza aracılık ediyor. Bugün o bölgeden ana yurda gelen Balkan kökenli kardeşlerimizin oraları unutmaları nasıl mümkün değilse bizim de Balkanlardan bağımsız bir gelecek tahayyül etmemiz olası değildir. Ecdadımızın mirası kardeşlerimizin ve topraklarımızın varlığı Türkiye’yi Balkanlara bağlayan en güçlü bağdır. Türkiye hem coğrafi hem de kültürel manada Balkanların ayrılmaz bir parçasıdır. Bugün Türkiye’nin içinde bulunmadığı bir Balkan politikası düşünülemez ve bundan sonra da düşünülmemelidir. Balkanlarda barış ve istikrar ortamının korunmasında bizim dış politikamızda önemli etkileri hep olmuştur. 'Nerede bir vatandaşımız, soydaşımız varsa oradayız' şiarıyla bölgede barış, huzur ve istikrarın teminatı olan güçlü Türkiye herkes için bir zorunluluktur” dedi. Sempozyum İzmir’de Bir İlk T.C. Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Naciye Gökçen Kaya da İKÇÜ ortaklığında düzenlenen sempozyumun İzmir’de bir ilke vesile olduğunu vurguladı. Büyükelçi Naciye Kaya, “Hem Balkanlarda görev yapmış büyükelçilerimizi hem Balkanlar üzerine çalışan akademisyenlerimizi hem de yumuşak gücümüzü oluşturan Türk İşbirliği ve Kalkınma Ajansı Başkanlığı (TİKA), Yurt Dışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB), Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı gibi önde gelen kurumlarımızın çok kıymetli başkanlarını İzmir’de bir araya getirmesinden dolayı bu sempozyum bir ilki teşkil edecek bu nedenle de ayrı bir anlam ve özellik taşımaktadır” diye konuştu. Balkanlar Bizim İçin Sıladır Türkiye topraklarının yaklaşık yüzde 3’ünün Balkanlarda yer aldığını, sadece İzmir’de bir buçuk milyonun üzerinde, Türkiye genelinde ise 25 milyon civarı Balkan Türkünün yaşadığı bilgisini veren Büyükelçi Kaya, 19’uncu yüzyıl sonlarından itibaren Balkanlardan Türkiye’ye kitlesel ve sancılı göç hareketlerinin yaşandığını söyledi. Büyükelçi Kaya, “Türkiye’de Balkan Türkü denildiği zaman Bosna Hersekli, Makedonyalı, Arnavutluklu, Kosovalı, Trakyalı, Dobrucalı, Selanikli, Giritli veya Bulgaristanlı Türkler anlaşılmaktadır. Türkiye’ye göç edenlerin çoğunun geldiği topraklarda bıraktığı bir akrabası, bir yakını da muhtemelen vardır. Dolayısıyla gönül coğrafyamız çok daha geniş bir alana yayılmakta ve tüm Balkanları kapsamaktadır. Balkanlar bizim için sıladır, hasrettir, hısımdır, akrabadır; işte bu yüzden en ufak bir ziyana uğramasını istemeyiz. Ülkemiz coğrafi, siyasi ve ekonomik açıdan olduğu kadar tarihi kültürel ve insani bağlar bakımından da Balkanların bir parçasıdır” ifadelerini kullandı. Güçlü Türkiye, Güçlü Diplomasi Sempozyum Düzenleme Kurulu adına konuşan İKÇÜ EBAMER Müdürü Prof. Dr. Turan Gökçe, yurt içi ve yurtdışından gelen uzmanların katılımlarıyla 'Gönül Coğrafyası' Balkanların bilimsel perspektiflerden ele alınacağını kaydetti. Prof. Dr. Turan Gökçe Türkiye’nin ihtiyacı olan derinlikli bilgiyi üretme görevinin akademiye düştüğüne işaret ederek İKÇÜ EBAMER olarak bu sorumluluk bilinciyle hazırlanan sempozyumda, öncelikli çalışma alanlarının belirleneceğini ve gelecek yüzyılda takip edilmesi gereken araştırma stratejileri ile ilgili önerilerin ortaya konulacağını ifade etti. Prof. Dr. Gökçe, “Tarihin ve coğrafyanın üzerine yüklemiş olduğu ağır sorumlulukların bilinciyle hareket eden Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Atatürk döneminden itibaren takip edilen dış politika çerçevesinde Balkanlara farklı bir hassasiyetle yaklaştı. Günümüzde ise iktisadi ve sınai kalkınma hamlesini ileri boyutlara taşıyarak daha güçlü bir ekonomiye sahip olan ve savunma sanayinde dışa bağımlılıktan kurtularak, bağımsız davranabilme yolunda önemli adımlar atmış olan Türkiye, bölgesel ve küresel ölçekte kendi gücüne dayanarak daha proaktif bir dış politika uygulamaya başladı. Osmanlı’dan Cumhuriyete uzanan çizgide asırların diplomasi tecrübesiyle hareket eden Dışişleri Bakanlığımızla birlikte TİKA, YTB, Yunus Emre Enstitüsü ve Maarif Vakfı gibi kurumlarımız önemli roller üstlendi. Sempozyumun iş birliği halinde gerçekleştirilmesini sağlayan Dışişleri Bakanımız Sayın Hakan Fidan Beyefendiye şükranlarımı arz ediyorum. Sayın Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse ve Dışişleri Bakanlığı İzmir Temsilcisi Büyükelçi Sayın Naciye Gökçen Kaya’nın teşvik ve destekleriyle yürüttüğümüz çalışmalar sonucunda hazırlanan böyle bir programla huzurlarınıza çıkmamızı sağlayan, katkı yapan herkese müteşekkiriz. Davetimizi kabul ederek, sempozyumu teşrif eden Dışişleri Bakanlığı Balkanlar ve Orta Avrupa Genel Müdürü Büyükelçi Sayın İlhan Saygılı Beyefendiye hassaten teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konferansta Sanat ve Tasarım Fakültesi Öğretim üyelerince sunulan “Balkan Ezgileri” müzik dinletisi ilgiyle takip edildi. T.C. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban ve İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin onur kurulunda yer aldığı, iki gün devam edecek, “Cumhuriyetin 100’üncü Yılında Türkiye ve Balkanlar” sempozyumunda; büyükelçiler ve konularında uzman akademisyenler sunacakları bildirilerle Balkan ülkeleriyle olan diplomatik ilişkilerin seyri, karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini ele alarak ikinci yüzyıla projeksiyon tutacak.
Toplam 198
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
7 kez okundu
Süper Lig’e Galibiyetle Merhaba
Çeyrek Finaldeki Mersin Üniversitesi takımını yenerek süper lige çıkmayı garantileyen İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Erkek Basketbol Takımı, son maçından da galibiyetle ayrılarak üçüncü sırada Süper Lig’e merhaba dedi. Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu (TÜSF) tarafından Dicle Üniversitesinde düzenlenen müsabakalardaki son maçını TED Üniversitesi ile oynayan İKÇÜ’nün başarılı basketçileri, TED Üniversitesi takımını 68-49 yenerek rakibini geride bıraktı. 16 üniversite takımının mücadele ettiği müsabakalarda üst üste başarılı skorlarla adını süper lige yazdıran genç İKÇÜ’lüler turnuvadaki performansıyla dikkat çekti. Yılı başarılarla kapatan takım, İzmir’de düzenlenen Üniversitelerarası Basketbol Bölgesel Turnuvasını da 2’nci olarak tamamlayarak yükselme grubunda mücadele etmeye hak kazanmıştı. Gazi Üniversitesi ve Doğuş Üniversitesinin ardından üçüncü olarak grup maçlarını tamamlayarak tarihinde bir ilki gerçekleştiren İKÇÜ oyuncuları, gelecek sezon Süper Lig’de mücadele edecek. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru ile Taşkın Toprak’ın antrenörlüğünde, Volkan Aktaş’ın yardımcı antrenörlüğünde çalışan yaptığı basketbol takımı: Ege Gezer, Efe Yüzat, Doğukan İşnel, Deniz Ufuk Yamansavcı, Ege Cem Sun, Ege Oktay, Egehan Yiğit Altuntaş, Berkan Silindir, Berkin Şengül, Mehmet Güner, İsmail Kerim Şengöz, Veli Bahadır Can, Yiğit Güner Çelikten ve Berke Tutar’dan oluşuyor. -
7 kez okundu
Geleneksel Uluslararası Öğrenci Buluşması İKÇÜ'de Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) önceki yıllarda olduğu gibi bu yıl da 'onlarca renk yüzlerce kültür' temasıyla yapılan Uluslararası Öğrenci Buluşmasına ev sahipliği yaptı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği iş birliği ile düzenlenen Uluslararası Öğrenci Buluşması Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonu fuaye alanında yapıldı. İzmir’deki çeşitli üniversitelerde öğrenim gören uluslararası öğrencileri bir araya getiren etkinlik renkli görüntülere sahne oldu. Öğrencilerin, açılan stantlarda ulusal kıyafetleri ve sembolleriyle yer aldığı etkinliğe Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı İKÇÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Çevik, SKS Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru ile akademisyenler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, farklı ülkelerden gelen, İzmir’deki çeşitli üniversitelerde okuyan uluslararası öğrencileri İKÇÜ’de ağırlamaktan duydukları memnuniyeti ifade etti. Geleneksel hale gelen Uluslararası Öğrenci Buluşmalarının farklı kültürlerin kaynaşması ve Türk kültürü ile bütünleşmesi adına ve herkesin kardeşçe yaşadığı bir dünyayı ortaya çıkarma amacıyla organize edildiğini belirten Prof. Dr. Bulduklu, “Bugün gelinen noktada bu birlikteliğe ve sinerjiye dünyanın ihtiyacı olduğu kanaatindeyim. Dünyanın farklı yerlerinde savaşlara şahitlik ediyoruz. Gazze’de devam eden insanlık zulmüne hepimiz, hep birlikte ses veriyoruz. Bu soykırıma artık dur demenin zamanının geldiğini bireysel olarak hepimiz ifade etsek de, beraber ses çıkardığımızda aslında bunu durdurabileceğimize inanıyorum. Burada, farklı ülkelerden gelen, farklı dilleri konuşan sizlerin bu farkındalıkla bir araya geldiğinizi görüyorum” dedi. İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çevik ise, yıllardır devam ettirdikleri Uluslararası Öğrenci Buluşmalarını, dünyanın her tarafında devam eden savaşlara rağmen barışın, birlikteliğin ve beraberliğin mümkün olduğunu göstermek amacıyla düzenlediklerini dile getirdi. Etkinliğin dünyanın birçok ülkesinden gelen öğrencilerin kültürlerini paylaşması adına güzel bir vesile olduğunu ifade eden Prof. Dr. Çevik, desteklerinden dolayı İKÇÜ üst yönetimine ve organizasyonda emeği geçenlere teşekkür etti. Uluslararası Öğrenci Buluşması açılış konuşmalarının ardından Kur-an’ı Kerim tilaveti ile devam etti. Ardından uluslararası öğrencilerin müzik dinletisi ve dans gösterisi gerçekleşti. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş ile Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve İzmir Uluslararası Öğrenci Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çevik uluslararası öğrencilerin stantlarını tek tek dolaştı. -
7 kez okundu
“Üniversiteye Pedalla’ ile Daha Yeşil Bir Kent Çağrısı
Tüm Avrupa ile eş zamanlı kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası etkinleri başladı. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ev sahipliğinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölümünce düzenlenen “Üniversiteye Pedalla’ etkinliği, İzmir’deki Avrupa Hareketlilik Haftasının başlangıç noktası oldu. Etkinlik öncesi Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ile Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız’ı makamında ağırlayarak bir süre sohbet etti. Görüşmenin ardından Mavişehir İZBAN durağından İKÇÜ Şenlik alanına bisiklet süren sporcuların katıldığı törene geçildi. Avrupa Birliği Delegasyonunu temsilen Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Birinci Müsteşar Virve Vimpari, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Genel Sekreter Nuretdin Memur, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, BŞB Genel Sekreteri Barış Karcı ile üst düzey kamu kurum temsilcilerinin yer aldığı törende konuşan Rektör Köse, sürdürülebilirlik için kurumların iş birliğine ihtiyaç olduğunu söyledi. Yerel Merciler, Kentin Tüm Dinamiklerince Desteklenmelidir Üniversite olarak ev sahipliği yapmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, kentlilik bilincinin tüm dinamiklerce desteklenmesinin önemine vurgu yaptı. Prof. Dr. Köse, “Toplumun sağlık düzeyinin geliştirilmesi sadece merkezi yönetimin değil aynı zamanda kentin kimliğini belirleyen kamu kurumları, özel kurumlar, STK’lar gibi yönetişimin tüm unsurlarının katkısıyla mümkün olacaktır. Şehirler 'iyi sağlığın' geliştirilmesinde anahtar role sahiptir. Sağlıklı şehirlerin oluşturulmasında ise yerel yönetimler öne çıkmaktadır. Fiziksel aktivitenin artırılması, sadece bireysel değil, toplum tabanlı, çok sektörlü, çok alanlı ve kültürel bir yaklaşım gerektirmektedir. Fiziksel aktivite, aktif yaşam alanları için altyapı ve olanak yaratılmasında büyük güce ve role sahip olan yerel merciler, kentin tüm dinamiklerince desteklenmelidir” dedi. Şehrimize Katkı Verecek Projelere Devam İKÇÜ ile İzmir BŞB arasında oluşan sinerjinin üniversite-yerel yönetim iş birlikleri açısından örnek teşkil ettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, bunun sürdürülebilirlik kazanmasının önemine işaret etti. Prof. Dr. Köse, “Sayın Büyükşehir Belediye Başkanımız ile Karşıyaka Belediye başkanlığı sürecinde yaptığımız birçok ortak proje, yakın iş birlikleri ve yakaladığımız sinerjiyi büyükşehir bazında da sürdürürüyoruz. Kuruluşundan bu yana sadece akademik başarılarıyla değil sosyal, kültürel ve kent yaşamına dokunan projeleriyle İzmir'in başarılı akademik yuvası olan İKÇÜ olarak şehrimize katkı verecek projelere ve birçok faaliyete destek vermeye devam edeceğimizi belirtmek isterim. Önemli sağlık sorunlarının önüne geçen, havayı kirletmeyen, gürültü yapmayan, çevreci, ekonomik ve pratik bir ulaşım aracı olan bisikleti yaşam alanımıza dâhil etmek hem bizim hem de çevresel sağlığın da iyileştirilmesine güzel bir katkı sağlayacaktır. Bu güzel sağlık organizasyonunda emeği olan tüm arkadaşlarımızı, tüm çalışanlarımızı kutluyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimi iletiyorum” diye konuştu. Akılcı Çözümler Üretmek Zorundayız Kötü şehirleşmeden kaynaklanan problemlere değinen Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, “Bütün bunları bütünlüklü görüp akılcı çözümler üretmek zorundayız. Halkımıza, kamu yöneticisi olmayanlara da düşen bir pay var. Bu konuda bilinçli olmak, sonra da alabildiğimiz kadar çok sorumluluk almak gerekiyor” ifadelerini kullandı. Herkesin bu yılın teması olan paylaşımlı kamusal alanlar anlayışı üzerine düşünmesi gerektiğini belirten Başkan Tugay, “Çünkü bize ait alanlar denince tapusu bizde olan alanları ifade ediyoruz ama burada hata yapıyoruz. Kamusal alan olarak nereyi gösterebilirseniz her şey hepimize ait. Dolayısıyla sahip çıkma bilincinin gelişmesi lazım. Dikkatli, özenli davranmak, iyileşmesi için katkıda bulunmak, kamu yöneticilerini uyarmak, bunların hepsi mümkün olan şeyler. Yeter ki orada onu yapmamızın ne kadar önemli olduğunu fark etmiş olalım” dedi. İklim krizine ilişkin de konuşan Başkan Tugay, “İzmir, 'İklim Nötr Şehir' olma yolunda, 2030 yılında nötr şehir olma sözü vermiş bir şehir. Bu sene pek çok krizle uğraştık. Kuraklık, orman yangınları, en son ne yazık ki Körfez’de oluşan sorunlar bizim için çok hayati. Çeşitli bahaneler bulabilir, bugün için göz boyayacak şeyler söyleyebiliriz. Kendimizi savunup suçu başkalarına atabiliriz. Ama doğru olmaz” ifadelerini kullandı. Daha Temiz Hava, Daha Sessiz Sokaklar Yeşil Kalkınma ve Kapsayıcı Büyüme Bölüm Başkanı Virve Vimpari de pek çok alanda İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Türkiye Belediyeler Birliği ile yaptıkları iş birliklerine değindi. İzmir’in Avrupa şehirleri arasındaki duyarlı yaklaşımına dikkat çeken Müsteşar Vimpari, “İzmir, 2030 yılı için İklim Nötr Şehir sözleşmesini imzalayan Avrupa kentlerinden biri. Her zaman iş birliğine yakın olan İzmir’e bu olumlu yaklaşımı için teşekkür ediyoruz. Bu yılın teması olan ortak kamusal alanların çevreye faydası çok büyüktür. Motorsuz ulaşım ve toplu ulaşım araçlarını kullanmayı teşvik ederek gürültü ve hava kirliliğini önemli ölçüde azaltabiliriz. Bu yılın “Paylaşımlı Kamusal Alanlar” teması ve “Şehri Birlikte Yaşayalım!” sloganını daha erişilebilir, yeşil ve yaşanabilir kentsel ortamları teşvik etmektedir. Daha temiz hava, daha sessiz sokaklar daha sağlıklı toplumlara ve daha keyifli kentlere katkıda bulunur. Bu haftayı, bir haftalık bir farkındalık haftası olarak görmüyor, vatandaşların davranışlarında değişime yol açacak gerçek bir girişime dönüştüğünü görmek istiyoruz” dedi. Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planları Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Avrupa Birliği Uzmanı Serdar Yılmaz, 'Ulaştırma Sektörel Operasyonel Programı' kapsamında İzmir’in de aralarında olduğu 6 ilde Sürdürülebilir Kentsel Ulaşım Planlarının hazırlandığını kaydetti. Yılmaz, “Uyguladığımız politikalarla Türkiye’nin ulaşım altyapısını çevreye duyarlı bir şekilde dönüştürmeye yönelik kararlılığımızı sizlerle paylaşmak isterim. Bu projeler sonucunda toplu ulaşımın yaygınlaştırılması, karbon emisyonunu azaltmak amacıyla toplu taşıma ağlarının genişletilmesi ve elektrikli otobüs kullanılmasının artırılması hedeflenmektedir. Ayrıca bisiklet ve yaya dostu şehirler hedefi doğrultusunda şehirlerimizde bisiklet yolları ağını genişletiyor ve yaya hareketliliğini teşvik eden projelere ağırlık veriyoruz” diye konuştu. Belediyelerimiz Toplumumuzun Kılcal Damarlarıdır Projenin ulusal koordinatörlüğünü üstlenen Türkiye Belediyeler Birliğinin (TBB), bu tür etkinliklerin ve farkındalık çalışmalarının oluşturulmasında üstlendiği role değinen Türkiye Belediyeler Birliği Dış İlişkiler Müdürü Gülfem Kıraç Keleş, 2016 yılından bu yana birlik olarak tüm çalışmalara destek olduklarını kaydetti. “Amacımız daha katılımcı, daha demokratik, daha adil, herkes için ulaşılabilir belediye hizmetlerinin olmasıdır” diyerek SKUP Türkiye projesi ile çalışmalarına yoğun şekilde devam ettiğini aktaran Keleş, “Birlikte karar alınarak daha sürdürülebilir, daha kapsayıcı toplu ulaşımın desteklenmesi için belediyelerimizin önemli olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Merkezi hükümetin desteği çok önemli ama yereldeki her girişimi de belediyelerimiz, belediye başkanlarımız ekipleriyle birlikte vatandaşlarımızın katılımlarıyla yapmaktadır. Belediyelerimizin toplumumuzun kılcal damarları olarak üstlendikleri rolün önemli olduğunu belirtmek isterim” dedi. Etkinlikler Haftası Konuşmaların ardından ödüllü Yavaş Bisiklet Sürme Yarışı gerçekleştirilirken, katılımcılara film gösterimi yapıldı. Avrupa Hareketlilik Haftası kapsamında 18 Eylül’de “Okula Pedallıyorum” etkinliği kapsamında Selçuk Efes Tarihi Su Kemeri önünde buluşularak Cumhuriyet İlkokulu ve Ortaokulu’na bisiklet sürülecek. 22 Eylül günü Otomobilsiz Kent Günü etkinliği ile Bornova Süvari Caddesi’nde buluşulup panel, forum ve atölyelere katılım olacak, spor ve dans gibi pek çok renkli aktivite gerçekleştirilecek. -
7 kez okundu
Rektör Köse İKÇÜ’nün ‘En Etkili’ Bilim İnsanlarını Kabul Etti
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Stanford Üniversitesince yayınlanan “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları” listesinde yer alan akademisyenleri kabul etti. Dünya genelinde 200 bini aşkın ismin değerlendirildiği, Elsevier B.V. desteği ile Scopus verileri kullanılarak oluşturulan listede, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Buket Okutan Baba, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan, “Kariyer Boyu Etki” kategorisinde; Metalurji ve Malzeme Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Gül Yılmaz Atay, Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Aytuğ Onan ile Elektrik Elektronik Mühendisliği Bölümünden Prof. Dr. Merih Palandöken “Yıllık Etki” kategorisinde yer aldı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse tarafından başarı belgesi takdim edilen İKÇÜ’nün başarılı akademisyenleri, çalışmalarının başarıyla tescillenmesinden duydukları memnuniyeti paylaştı. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesinin oldukça güçlü ve donanımlı bir akademik kadroya sahip olduğunu aktaran başarılı akademisyenler, öğrencilere de akademik ve profesyonel gelişimlerini destekleyen bir eğitim imkânı sunulduğunu söyledi. Genç Nesillere İlham Kaynağı Olacak Yeni eğitim-öğretim yılına başarı haberi ile başlamanın gururunu yaşadığını kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse de İKÇÜ’nün uluslararası akademik ölçütlerde başarıyla anılmasını sağlayan tüm akademisyenlere özverili çalışmaları için teşekkür etti. Prof. Dr. Köse, “Üniversitemizde görev yapan akademisyenlerimiz, disiplinlerindeki en güncel bilgi ve araştırmaları öğrencilere aktarırken uluslararası standartlardaki bilgi üretimini de bilimsel çalışmalarıyla desteklemektedirler. İKÇÜ’nün dünyada ve Türkiye'de daha üst sıralarda yer alması için çabalayan, her geçen yıl gelişen ve ilerleyen bir üniversite olarak öğrenci memnuniyetinde de üst sıralarda yer almamızda güç veren değerli çalışma arkadaşlarıma şükranlarımı sunuyorum. Bu listelerde yer alan akademisyenlerimizin sayısının artacağına olan inancımı yineleyerek genç nesillere ilham kaynağı olacak başarılarınız için sizleri yürekten kutluyorum ve çalışmalarınızın başarıyla devamını diliyorum" diye konuştu. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar’ın da yer aldığı görüşmenin sonunda, Rektör Köse tarafından akademisyenlere başarı belgesi takdim edildi. -
7 kez okundu
Kemeraltı İçin Yeni Vizyon
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ), Konak Belediyesi, UNESCO İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanlığı iş birliği ile düzenlenen “İzmir Tarihi Liman Kenti Panelleri” düzenlenen resmi törenle başladı. Kemeraltı’nın kültürel mirasının korunması ve dünya çapında tanıtılması, bölgesine özgü tarih, ticaret, kültür ve turizm konularını masaya yatırmak üzere düzenlenen panellerin açılış programına; İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, İKÇÜ Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi (SBBF) Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Smyrna Antik Kenti ve Kazı Heyeti Başkanı SBBF Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz, akademisyenler, sivil toplum kuruluşları temsilcileri, öğrenciler ve muhtarlar katıldı. Kemeraltı İçin Birlik Zamanı Panellerin Kemeraltı için bir dönüm noktası olduğunu belirten İzmir Vali Yardımcısı İsmail Çorumluoğlu, önümüzdeki süreçte Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili yeni çalışmalara başlayacaklarını kaydetti. Vali Yardımcısı Çorumluoğlu, “Kemeraltı’nda şu süreçte bir şey yapmazsak geç kalmış oluruz. Bu tercihin yapıldığı bir dönemdeyiz. Bu açıdan İzmir Valiliğimiz, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Konak Belediyesi’nin elinden geleni sivil toplum kuruluşları ile birlikte yapmaları gerekiyor. Sadece üniversitelerimizin değil ticaret, esnaf odaları ve benzeri kuruluşların da Kemeraltı için elinden geleni yapmaları gerekiyor. Önümüzdeki günlerde Kemeraltı ve UNESCO ile ilgili bazı çalışmaların olacağını da sizlerle sevinerek paylaşmak istiyorum. Yerel idarelerin Kemeraltı’na ilgi duyması ve önem vermesi bizim çalışmalarımızı başarıya götürecektir. Kendilerine tespitlerinden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. Kemeraltı'nın Korunması İçin Stratejik Adımlarda İKÇÜ de Var Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu da İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak Kemeraltı’nın tarihi dokusunu geleceğe taşıma çabasını sürdüreceklerini vurguladı. İzmir için Smyrna Antik Kenti’nin kazandırılması yönünde çalışmalarını sürdüren İKÇÜ’nün bu süreçte de önemli bir rol üstleneceğini vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu, “Bir kent için en önemli özellik denize kıyısı olmasıdır. Bu bakımdan akla ilk olarak ticaret gelse de yanına tarihi eklediğinizde kentin ciddi bir sermayesinin olduğunu görüyorsunuz. Bunu kültürel köklerinden ayırmadığınızda gelecek nesiller adına da ciddi bir sorumluluk üstlenmiş oluyorsunuz. Üniversite olarak Smyrna Antik Kenti’ni İzmir için ciddi bir biçimde kazandırma çabası gösteriyoruz. Önümüzdeki süreçte de yapmamız gereken ne varsa yapmaya hazırız” diye konuştu. Kültürel Mirasın Korunması İçin Ciddi Çalışmalar Yapıyoruz Etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan büyük mutluluk duyduklarını dile getiren İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, şunları söyledi: “Üniversitemiz ve fakültemiz adına böylesi anlamlı bir etkinliğin paydaşları arasında yer almaktan mutluluk duyuyoruz. Fakültemiz kültürel mirasın korunması ve gelecek nesillere aktarılması üzerine çok ciddi çalışmalar yapıyor. Çok faydalı bir etkinlik olacağına eminiz, birbirinden kıymetli konuşmacılarımız çok önemli konularla bizlerle olacak” Birlikte Bambaşka Bir İzmir Yaratacağız Kemeraltı’nın İzmir’in kalbinde yer alan ve tarih boyunca birçok kültürün izlerini taşıyan önemli bir merkez olduğuna vurgu yapan Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, belediye olarak tüm çalışmaların destekçisi olduklarını belirtti. Başkan Mutlu, “Biz bu çalışmaların bir parçası olmaktan çok mutluyuz. Önümüzdeki süreçte Konak’ın tüm tarihi envanterine sahip çıkmak, ayağa kaldırmak ve hayata dâhil etmek için elimizden gelen tüm çabayı göstereceğiz. Özellikle Kemeraltı’nın korunmasını sadece geçmişe sahip çıkmak değil geleceği şekillendirmek olarak da görüyoruz. Hem tarihi dokuyu yaşatmayı hem de bu değerleri tüm dünyaya tanıtmak istiyoruz. Korumaya dönük farklı çalışmalar içerisine girdik. Kemeraltı’ndaki tarihi yapıların yangın riskine karşı Elektrik Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile yeni bir protokol imzalıyoruz ve her bir yapıyı tek tek tesisat açısından kontrol ederek dirençli hale getirmek istiyoruz. Mutluluk Kahvesi ve Oyun Evi gibi açtığımız mekanlarla Kemeraltı’nı görünür kılmak ve canlandırmak amacımız var. Ayağa kalkmış tarihi yapılarının içerisinde kendimizi yaşarken bulacağımız bir Konak hayaliyle yola çıktık. Bizler her zaman yanınızdayız, birlikte bambaşka bir İzmir ve Konak yaratacağımıza inanıyoruz” dedi. Paydaşlarımızla İş Birliğine Hazırız Etkinliği düzenleyen tüm paydaşlara teşekkür eden İzmir İl Kültür ve Turizm Müdürü Sadık Doğruer de, “İzmir tarihi bir kent; Bergama ve Efes’ten sonra İzmir Tarihi Liman Kenti’nin adaylığını hep birlikte pozitif sonuçlandırmak için tüm paydaşlarımızla iş birliği yapmaya hazırız. Panelimizin hayırlı olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Çok Katmanlı Kültürel Miras İzmir Tarihi Liman Kenti Alan Başkanı Abdülaziz Ediz ise, “İzmir, Akdeniz havzasındaki etkili konumu ile doğu ve batı arasında bir köprü görevi üstlenmektedir. Geçmişten günümüze korunarak ulaşmış arkeolojik, mimari, tarihi ve doğal değerleri bir arada barındıran bu çok katmanlı kültürel miras alanının korunması ve yönetilmesi için çeşitli çalışmalar devam etmektedir. UNESCO dünya Mirası geçici listesine dâhil olduğumuz 2020 yılından bu yana iş birliği içerisinde olduğumuz tüm kurumlara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Konuşmaların ardından, İzmir İktisat Kongre Merkezinde iki gün boyunca devam edecek; İzmir’in tarih, kültür ve ticaret merkezi olan Kemeraltı bölgesine dair önemli verilerin paylaşılacağı, İzmir Tarihi Liman Kenti Panellerinin alanında önemli birçok bilim insanının yer aldığı oturumlarına geçildi. -
6 kez okundu
TÜBA’dan İKÇÜ’lü Akademisyene ‘Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı’ Ödülü
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Şen Karaman, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı Ödülü almaya hak kazandı. TÜBA tarafından Cumhurbaşkanlığı himayelerinde verilen Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanı (TÜBA GEBİP) ve Bilimsel Telif Eser (TÜBA TESEP) ödüllerini kazananlar belli oldu. İKÇÜ Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Biyomedikal Mühendisliği Bölümünden Doç. Dr. Didem Şen Karaman, doğa, mühendislik, sağlık bilimleri ve sosyal bilimler alanında çalışan 24 farklı üniversiteden 34 başarılı genç bilim insanının yer aldığı TÜBA GEBİP 2023’te ödül kazandı. TÜBA-GEBİP ‘Genç Akademi’ oluşumunun ilk örneklerinden “Tüm unvanlardan bağımsız, meraklı bir araştırmacı olarak üstün başarılı genç bilim insanı ödülü almak, yapmak istediklerim için büyük bir motivasyon kaynağı” diyen Doç. Dr. Karaman, ödüle layık görüldüğü için gururlu olduğunu dile getirdi. Doç. Dr. Karaman, “TÜBA-GEBİP Ödülleri Dünya’da ‘Genç Akademi’ oluşumunun ilk örneklerinden ve ülkemizde de akademi çevrelerinde çok özel bir yere sahip. Duygularımı anlatmak benim için kolay değil. Bu hayatımda onur duyduğum bir an. Bugünden sonra yine aynı azim ve kararlılıkla bilime katkı sağlamaya ve bizden sonra gelenler için yollar açmaya devam etmek istiyorum. Araştırma üniversitesi olma yolunda emin adımlarla ilerleyen İKÇÜ’nün bilim insanları için sunmuş olduğu ortamın ve Rektörümüz Prof. Dr. Saffet Köse başta olmak üzere üniversite yönetiminin desteklerinin bu başarıda önemli payı var. Tüm çalışma arkadaşlarıma ve destekleri için İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi’ne teşekkür ediyorum” şeklinde konuştu. Yetkin Bir Kadro İle Çalışıyoruz İKÇÜ’nün başarılar ile anılmasından duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse de Doç. Dr. Karaman’ı tebrik ederek tüm alanlarda en iyi olmak için çaba gösterdiklerini ifade etti. Rektör Prof. Dr. Köse “Deneyim ile dinamizmi birleştiren bir üniversite olarak; sağlık, fen ve sosyal bilimler alanında yetkin bir kadro ile çalışıyoruz. Özellikle mühendislik alanında son zamanlarda önemli başarılara imza atıyoruz. Bu kapsamda Biyomedikal Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Didem Şen Karaman Hocamız çok değerli bir ödüle imza attı. TÜBA, bilim insanlarını teşvik etme misyonu çerçevesinde oldukça titiz değerlendirme süreçleri sonunda bu ödülü veriyor. Didem Hocamızı başarısından dolayı tebrik ediyor, başarılı çalışmalarının devamını diliyorum” dedi. Doç. Dr. Didem Şen Karaman ve diğer üstün başarılı genç bilim insanlarına ödülleri, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenecek olan törenle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından tevdi edilecek. -
6 kez okundu
Her Yıl Daha da Güzelleşen Bir İKÇÜ İçin
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, kampüsün mevcut alt yapısının güçlendirilmesi noktasında devam eden çalışmaları yerinde inceledi. Merkezi kütüphaneyi de ziyaret eden Prof. Dr. Köse, öğrencilere başarılı bir sınav dönemi geçirmeleri dileğinde bulundu. Öğrencilerin görüşlerini ve taleplerini dinleyen Rektör Prof. Dr. Köse, öğrencilerin konforlu ve rahat bir şekilde ders çalışabilmesine olanak sağlayacak imkânları genişleteceklerini söyledi. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu’nun eşlik ettiği Rektör Prof. Dr. Köse, Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı bünyesinde yapılan düzenlemelerle ilgili Daire Başkanı Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru’dan bilgi aldı. Öğrenci Toplulukları çalışma alanlarının yanı sıra Hekim Hacı Paşa Konferans Salonu fuaye alanında yapılan fiziki düzenlemeleri yerinde inceleyen Rektör Prof. Dr. Köse, yerleşkeyi yaşayan kampüs haline getirmek için tüm imkânları seferber ettiklerini kaydetti. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimizden gelen talepler doğrultusunda kampüsün mevcut durumunu daha da iyileştirecek tüm alt yapı çalışmalarımızı uzun süredir devam ettiriyoruz. Daha yeşil ve daha güzel görünüme kampüsümüzü kavuşturacak peyzaj çalışmalarımız bütçe olanakları çerçevesinde gece gündüz devam ediyor” dedi. Öğrencilerimizin İstekleri Doğrultusunda İlerliyoruz “Bütün çalışma ve girişimlerin odak noktasında elbette öğrencilerimiz var” diyen Rektör Prof. Dr. Köse, öğrenci memnuniyeti odaklı bir yönetim anlayışı ile çalışmalara yön verdiklerini vurguladı. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimizin görüş ve önerilerinin hâkim olduğu, kampüsün onların istekleri ve ihtiyaçları doğrultusunda şekillendiği bir çalışma rotamız var. Tüm çalışma arkadaşlarımız ve ekiplerimiz zaman kavramı gözetmeden, yerleşkelerimizin çehresini değiştirmek, üniversitemizi daha modern bir yapıya kavuşturmak için çalışıyor. Her yıl daha da güzelleşen bir İKÇÜ fotoğrafı oluşturmak ortak gayemiz” diye konuştu. Öğrencilerimiz Türkiye'nin Yüzyılında Geleceğe Sahip Çıkacaklar Ders çalışan öğrencilerle sohbet eden Rektör Prof. Dr. Köse, kütüphaneyi dolduran öğrencilere gayretleri için teşekkür ederek; başarılı bir sınav dönemi geçirmeleri temennisini paylaştı. Prof. Dr. Köse, “Öğrencilerimiz bu günlerde güz dönemi final sınav heyecanı yaşıyor. Geniş imkânların bulunduğu bir kütüphaneye sahibiz. Öğrencilerimizin daha rahat sınavlara konsantre olabilmeleri adına Merkez Kütüphanemiz Pazar günü hariç haftanın 6 günü 24 saat hizmet veriyor. Kütüphanede daha çok öğrencimizin ders çalışması için mekansal planlamamızı yaptık. Bu alanı biraz daha genişleteceğiz. Bahar yarıyılında kütüphane oturma kapasitemiz de artmış olacak. Onlardan tek beklentimiz başarılı olmalarıdır. Umuyorum ki öğrencilerimiz, Türkiye'nin yüzyılında geleceğe sahip çıkacaklar, bu ülkenin gelişimi ve kalkınması için en önde yer alarak önemli roller üstlenecekler” şeklinde konuştu. -
6 kez okundu
Filede Rektörlük Takımı Damgası
Rektörlük Kupası Müsabakalarında Voleybol Turnuvasının şampiyonu belli oldu. Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığının geleneksel olarak düzenlediği, akademik ve idari personeli ile öğrenciler tarafından oluşturulan takımların mücadele ettiği ve bireysel performansların sergilendiği Rektörlük Kupasında, Voleybol Turnuvasının final karşılaşması oynandı. Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Yasin Bulduklu ve Prof. Dr. Muhsin Akbaş ile Genel Sekreter Nuretdin Memur, Genel Sekreter Yardımcısı M. Enes Uzun, Uluslararası Projeler ve Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. Nedim Burak Yıldırım, İKÇÜ Sosyal Tesisler İktisadi İşletmesi Müdürü Ömer Coşgun, Genel Sekreterlik Şube Müdürü Abdullah Görkem Ünal ve Bilgi İşlem Daire Başkanlığı Teknik Personeli Rıdvan Özcan’dan oluşan Rektörlük Takımı, Öğr. Gör. Dr. Yeliz Doğru’nun kaptanı olduğu SKS idari personelinden oluşan takımını 3-0 mağlup ederek Voleybol Turnuvasının şampiyonu oldu. Rektörlük Takımı, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut’un da takip ettiği final maçını 25-13; 25-21 ve 25-22’lik setlerle kazandı. -
6 kez okundu
Tıp Fakültesinde Beyaz Önlük Töreni
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Tıp Fakültesi 2024-2025 Akademik Yılı “Beyaz Önlük Giydirme” töreni Dekan Prof. Dr. Fatih Esat Topal’ın ev sahipliğinde yapıldı. Prof.Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda hekimliğe ilk adımı atan 235 tıp öğrencisinin heyecanına, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Buca Seyfi Demirsoy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. M. Yekta Öncel, Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal, öğretim üyeleri, aileleri de ortak oldu. Törende, genç hekimlerin ve ailelerinin heyecanını paylaşmaktan mutluluk duyduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, etkili iletişim tıbbın tam kalbinde yer aldığını vurguladı. 21’inci yüzyıl eğitim sistemlerinin sadece teknik becerileri değil, sosyal ve duygusal becerileri de gerektirdiğini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Elbette ki öznesi insan olan, hayati öneme sahip böylesine ulvi bir mesleği yapmak için önce adanmışlık gerekir. Mesleki becerilerinizin yanında iyi birer iletişimci de olmalısınız. Çünkü insanların en çaresiz oldukları anlarda hayatlarına dokunuyorsunuz. Vereceğiniz mesajlar çok önemli. Dünyaca ünlü cerrahımız Gazi Yaşargil ile bir röportaj yapmıştım. Başarıları ile ilgili sorumda bana, ‘Ben yurt dışına çıkarken bir risk aldım. Her ameliyatı kafamda bir gece önceden 10 defa yaparım. Riskli alanları öngörmeye çalışırım. İnsan bilinmeyenden korkar. Ne kadar çok bilinmeyenin farkında olursan o kadar başarılı olunacağını gördüm. Yaşım 97, hala okuyorum, inceliyorum, araştırıyorum, Hala insanlığa faydalı olacak neler yapabilirim diye düşünüyorum’ demişti. Bu tecrübeden yola çıkarak çok çalışmak, çok okumak ve risk almanın sizleri başarıya taşıyacağına olan inancımı ve başarılı bir hekimlik hayatı temennimi paylaşıyorum” dedi. Tescilli Tıp Eğitimi Açılışta konuşan Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fatih Esat Topal, İKÇÜ Tıp Fakültesi’nin eğitim kalitesini tescillediğini kaydederek; öğrencilerin ilk iki sınıfta Çiğli kampüste, 3’üncü sınıftan itibaren de İKÇÜ Atatürk EAH ve Sağlık Bakanlığı Tepecik EAH’ te klinik ve uygulamalı eğitimlerine devam ettiğini paylaştı. Prof. Dr. Topal, “Bu iki hastanemiz Sağlık Bakanlığına bağlı olarak çalışan, 1000 yatağın üzerindeki kapasiteleriyle hem İzmir’in hem de ülkemizin en büyük hastaneleri arasındadırlar. Referans hastane olarak geçen hastanelerimiz sadece İzmir değil, Ege Bölgesindeki hastalara en üst düzeyde ve kalitede hizmet vermektedir. Böylece öğrencilerimiz teorik ve uygulamalı klinik eğitimlerini yeterli ve nitelikli olarak almaktadırlar. Eğitim programlarımız da TEPDAD tarafından 2025 yılına kadar akredite edildi. Alınan belge ile Sağlık Bakanlığı hastaneleri ile afiliasyon yapılarak kurulan Tıp Fakülteleri içerisinde, akreditasyon belgesi alan ilk fakülteyiz” diye konuştu. İnsanlığa Verdiğimiz Bir Söz Var Hekimlik mesleğinin doğumdan ölüme uzanan süreçte hayatın her anında olduğunu aktaran Prof. Dr. Topal, beyaz önlüğün tüm insanlığa verilmiş bir sözü simgelediğini belirtti. Dekan Prof. Dr. Topal, “İKÇÜ’nün genç doktorları, sevgili meslektaşlarımız unutmayın ki annenize, babanıza, toplumunuza ve insanlığa sözünüz var. Beyaz önlüğünüzü giydiğiniz bu an, sizin için sadece bir başlangıçtır. Bu beyaz önlük, sadece bir meslek kıyafeti değil, aynı zamanda büyük bir sorumluluğun da simgesidir. Altı yıl süresince alacağınız eğitim, sadece bilimsel birikiminizi artırmakla kalmayacak, aynı zamanda insanlık, etik ve vicdan gibi temel değerlerinizi şekillendirecektir. Tıp, sadece hastalıkları tedavi etmek değil, aynı zamanda insanların yaşam kalitesini artırmak, acılarını hafifletmek ve onlara umut vermek anlamına gelir. Unutmayın ki insan hayatına dokunmak, her zaman büyük bir ayrıcalıktır. Sizlerin iyi hekim-iyi insan olacağınıza inancım tamdır. Bu aşamaya kadar fedakârca çalışmış, çabalamış olan sizlerin her türlü zorluğun üstesinden geleceğine hiç şüphem yoktur. Bu beyaz lekesiz önlüklerinizin değerini ve kıymetini iyi bilin. Tıpkı Hocalarınız gibi onur ve gururla üzerinizde taşıyın” dedi. Gazze’deki Meslektaşlarımızın Özverisi Hepimize Örnek Hekimlik mesleğini zor şartlar altında yapan meslektaşlarını unutmadıklarını ifade eden Prof. Dr. Topal, özellikle Gazze’de temel sağlık hizmetlerine erişimi imkânsız hale getiren İsrail'in hava ve kara operasyonlarının temel insan hakkı olan sağlık hizmetlerine erişime engel olduğunu vurguladı. Dekan Prof. Dr. Topal, “Bugün, hekimlik mesleğinin insanlığa olan katkısını konuşurken, maalesef dünya genelinde sağlık hizmetlerine erişim konusunda büyük engellerin bulunduğu bölgeleri de hatırlamamız gerekmektedir. Özellikle Gazze’de yaşananlar, bu sorunun en çarpıcı örneklerinden biridir. Bölgedeki tıp öğrencileri ve sağlık çalışanları, sağlık hizmetlerinin kısıtlandığı bir ortamda eğitimlerine devam etmeye çalışmaktadırlar. Sağlık hizmetlerine erişimin bir insan hakkı olduğu gerçeğiyle, Gazze gibi kuşatma altındaki bölgelerde, insani yardım ve sağlık hizmetlerinin ulaştırılması konusundaki çalışmaların desteklenmesi, hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu mesleğe adım atarken, dünya genelindeki meslektaşlarımızın karşılaştığı bu zorluklara duyarsız kalmamamız gerektiğini bir kez daha hatırlatmak isterim. Gazze’de yaşayan meslektaşlarımızın içinde bulunduğu bu zorlu koşullara rağmen, sağlık hizmetlerine erişim sağlamak ve tıp eğitimi almak için gösterdikleri özveri hepimize örnek olmalıdır. Sizlerin de bu küresel sorunlara karşı duyarlı olacağınıza ve hekimlik mesleğinin getirdiği büyük sorumluluğu layıkıyla taşıyacağınıza inanıyorum” diye konuştu. Dekan Prof. Dr. Fatih Esad Topal ile hekimlik andını okuyan genç hekim adayları, gurur ve mutluluğu bir arada yaşadıkları tören ile hekimliğe ilk adım attı. -
6 kez okundu
Türk Tarihinin Kilometre Taşı “Togu Balık” Çalıştayı Yapıldı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Moğolistan Bilimler Akademisi Arkeoloji Enstitüsü, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA)Başkanlığı iş birliğinde; Moğolistan’ın Tuul Vadisi’nde yürütülen kazı çalışmalarında keşfi yapılan “Togu Balık” kenti alanı ile Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntılarının ele alındığı uluslararası çalıştay başladı. İKÇÜ’lü ve Moğol araştırmacıların çalışmalarıyla keşfedilen, Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtlarında adı geçen, fakat bugüne kadar yeri tespit edilemeyen Togu Balık şehri başta olmak üzere; Van, Aladağ’daki Anadolu’da ilk Moğol şehir kalıntılarının bilim insanları tarafından tartışılacağı çalıştayın açılışı üst düzey protokolün katılımıyla yapıldı. “Moğolistan’daki Tarihi Şehir Kalıntıları ve Togu Balık” Çalıştayının açılış programını, Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal, İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Türkiye Bilimler Akademisi Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Türk Kazı Heyeti Başkanı olan Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ersel Çağlıtütüncigil, Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl, Yargıtay Üyesi Alp Arslan, Moğol ve Türk Tarihçi, Arkeolog, Türkolog akademisyenler ile çok sayıda öğrenci takip etti. Türk Dünyası ve Kazı Çalışmaları Denince Akla İKÇÜ Geliyor Kültür ve Turizm Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, yeni tarihi keşiflerin sergilendiği araştırmaların emeğin dışında insanüstü bir çaba gerektirdiğini kaydettiği konuşmasında, iki ülkenin bilim insanlarının ve akademilerinin tarihe önemli bir imza attığını söyledi. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Buralara kolay gelinmedi. Zaman alan, yatırım gerektiren, heyecan gerektiren, aşk gerektiren bir çalışma. Her biri ayrı zenginliğe sahip 210 üniversitemiz var. Ama Moğolistan denince, Türk Dünyası ve kazı çalışmaları denince benim aklıma İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi gelmekte. Bu kolay olmuyor, yıllarca sahalara gidip gelerek, sabırla gönülden bir çaba gerektiriyor. Buna biz şahit olduk. İki ülkenin bilimler akademileri yıllar süren bir gayret içine girdi. Türk dünyasının geçmişi ve insanlığın geçmişi ile ilgili çalışmaların altyapısı adım adım kuruluyor” dedi. Ortak Lehçeye Doğru Giden Çok Farklı Bir Noktayız Türkiye’nin Türk Dünyası ile karşılıklı iş birlikleriyle geldiği noktanın önemli bir diplomatik başarı olduğunu aktaran Bakan Yardımcısı Dr. Serdar Çam, ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktaya ulaşıldığını vurguladı. Bakan Yardımcısı Dr. Çam, “Karşılıklı iş birliklerimiz ile bizim de yitirmek üzere olduğumuz kültürel değerlerin yeniden kazandırılması konusunda Türk Dünyasının da bizlere çok büyük hizmetleri oldu. TİKA’nın destekleriyle Orhun Yazıtlarının olduğu bölgedeki kazılar, o bölgeye giden yollarının yapılması, müzenin inşa edilmesinin ardından ikinci aşama Bilge Tonyukuk müzesi oldu. Suni tartışmalardan uzak, nice çalışmalarımız kendi mütevazılığı içinde başarıyla yol almaktadır. Artık ortak alfabe, ortak lehçeye doğru giden çok farklı bir noktayız. Arkeolojik çalışmalar tarihi eserlerin yeniden yazılmasının çok ötesinde, diplomatik, siyasi ve kültürel açıdan önemli hatta coğrafyalarda barışın sağlanmasında da çok etkili. Sadece geçmişten günümüze uzanan değil, köklerimize inerek kültürel çarpışmaların yaşandığı küresel diplomaside; Türk Dünyasının da kendini koruması, geliştirmesi, mücadelede bende varım demesinin başka bir çeşididir. İKÇÜ, TÜBA ve TİKA’ya Bakanlık olarak destek vermeye devam edeceğiz. Burada özellikle İKÇÜ’yü, Sayın Rektörümüzü, tüm kadrosunu, bölgedeki özel çalışmaları için özellikle Şaban Hocamızı, Bilimler Akademimizi, Muzaffer Hocamızı, zorlu şartlarda başarılı çalışmalara imza atan TİKA’yı, değerli Başkanımızı emekleri için kutluyorum. Sayın Bakanımızın selamlarını iletiyorum. Emeği geçen herkese teşekkürlerimizi sunuyorum” ifadelerini kullandı. İki Ülke Dostluğuna Önemli Katkılarda Bulunuyoruz İki ülkenin ortak kültürel bağına ışık tutmaktan duydukları memnuniyeti paylaşan İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse, Kültür ve Turizm Bakanlığı, TİKA, TÜBA’nın en büyük destekçileri olduğunu vurguladı. İslamiyet öncesi Türk medeniyetini açığa çıkarmak yönündeki çabalarının bilim tarihine önemli imza attığına işaret eden Rektör Prof. Dr. Köse, “Türk tarihinin en eski yazıtlarının bulunduğu Orhun bölgesinde yaptığımız çalışmalarla dünya mirasına da önemli eserleri kazandırdık. Türk-Moğol ilişkilerinin derinliğine ışık tutmaya çalıştık. Bilim diplomasisine ve ülke dostluğuna yönelik çalışmalarımıza da özel önem veriyoruz. Zira bu konuda Moğol paydaşlarımız da en az bizim kadar istekli ve dostluğun temeline uygun gelişmesi için güçlü bir motivasyona sahipler. Onların ifadesi ile biz onların üçüncü komşusuyuz. Sayın mevkidaşım Prof. Dr. Bayanjargal’in ziyaretleri kapsamında yeni ortak lisansüstü eğitim protokolü ve diğer Moğolistan’daki akademik kurumlarla kurduğumuz güçlü ilişkiler, ortak diploma programları iki ülke ilişkilerinin geleceğine yönelik önemli bir misyonu daha yerine getirmektedir. Çalıştayın sonuçlarının iki ülke dostluğuna ve bilim dünyasına önemli katkılar sağlamasını temenni ediyorum. Bu çalışmalarda paydaşımız olan Moğolistan Devlet Üniversitesine, TİKA’ya, Türkiye Bilimler Akademisine, Kültür ve Turizm Bakanlığımıza kalbi şükranlarımı sunuyorum” ifadelerini kullandı. Tarihi Bağımızı Araştırmalarla da Kanıtladık Moğolistan’da Türkoloji bölümü olan tek üniversite olduklarını kaydeden Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag, kendileriyle yakın çalışan ve birlikte adım atan İKÇÜ’ye teşekkür etti. Çalıştayın ilerleyen süreçte yapılacak araştırmalara yön göstermesi temennisini paylaşan Prof.Dr. Ochirkhuyag, “Avrasya’nın iki yakasında yer alan iki kardeş ülke Moğolistan ve Türkiye, aralarındaki tarihi ve kültür bağını yürütülen çalışmalarda da kanıtlamaktadır. İki kardeş ülke Yükseköğretim çalışmalarında yakın iş birliği içindeler. İKÇÜ ile 2019 yılında imzalayarak başladığımız ilk protokolden bu yana geçen 5 yılda önemli çalışmalar yaptık. Ortak birçok programımız, beş çalıştayımız var. İki ülke arasında öğrenci ve öğretim elemanı hareketliliği artarak devam ediyor. Van Aladağ keşfinde de birlikte çalışıyoruz. Yeni bir protokol ile de bu başarılı sürece devam edeceğiz. Bu sürece katkı sunan herkese teşekkür ediyorum” diye konuştu. Ortak Alfabe İle Türkiye Yüzyılı Önemli Bir Mesafe Alacak Moğolistan’ın Türkiye’ye gösterdiği yakın ilgi ve sevgiden aldıkları sinerji ile akademi olarak özveriyle çalıştıklarını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof.Dr. Muzaffer Şeker, İKÇÜ ve Moğolistan Akademisi ile ortaklaşa yürütülen çalışmalara katkı sunmaktan duydukları memnuniyeti paylaştı. Başkan Şeker, “Moğol tarafındaki sevginin bize yansıması çok önemli. Moğolistan Bilimsel Akademisi üzerinden dostlarımızla birlikte ortak hareket etmek, Atayurtlarımızı desteklemek, ortak kültür paydalarımızı keşfetmek ve gençlere bu bağı hatırlatmak bizlerin üstlendiği ulvi bir görevdir. Türk tarihine ışık tutan tüm arkeolojik kazılara Kültür ve Turizm Bakanlığımızın verdikleri desteğin de altını çizmek gerekir. Günümüzde hala kullanılan, iki ülke arasında 2 bine yakın ortak kelime birliği var. Türk Dil Kurumumuzun da bu sürece yaptığı önemli katkıları var. Ayrıca Türk Devletleriyle ortak alfabeye geçilmesi yönünde atılan adımların ilişkilerimize değerli katkılar sunacağını, ortak alfabe ile Türkiye Yüzyılının önemli bir mesafe alacağını belirtmek isterim. Özellikle tarihi bağlarımızın olduğu kardeş ülkelerle ilişkilerimizin güçlenmesi, Türkiye’nin dünyadaki gücüne destek olması açısından önemli bir kuvvet olacaktır” şeklinde konuştu. Madalyonun Diğer Yüzüne Işık Tuttuk Çalıştay düzenleme kurulu adına konuşan Türk Kazı Heyeti Başkanı Türk İslam Arkeolojisi Bölüm Başkanı Prof.Dr. Ersel Çağlıtütüncügil, bölgede yürütülen araştırmalarla ilgili bilgi verdi. İslam öncesi dönem ve İslam sonrası dönemin tarihsel kalıntılardaki yansımalarını anlatan Prof.Dr. Çağlitütüncügil, Türklerin sadece at üstünde göçebe şekilde yaşamadıklarına dair önemli keşiflerde bulunduklarını söyledi. Prof. Dr. Çağlitütüncügil, “Biz Türk ve Moğol araştırmacılar olarak bölgede yaptığımız kazılarda aslında madalyonun diğer yüzüne ışık tuttuk. Türkler sadece at üstünde göçer hayat sürmediler. Yakın zamanda keşfini yaptığımız “Togu Balık” kentinde nasıl bir şehir hayatını inşa ettiklerini görüyoruz. İslamiyet sonrasında şehirler mahallelere bölünmüş, Müslümanlar ile diğer din mensupları arası duvarlarla ayrılmış. İslamiyet öncesinde de buna benzer kamu yapılarını, mahalleleri, sarayları, konutları görüyoruz. Asıl mesele araştırmaların neticelerinin arkeolojik yapılara inme meselesiydi. Bölgedeki Çarlık Rusyası döneminde bütüncül çalışmalar yapılmamıştı. O yüzden şehircilik tarihine ilişkin tüm çalışmalarımızda çok sabırlı davranmamız gerekiyordu. Zamanın ekonomik ve sosyal etkileri ile birlikte kervan yollarının da önemini yitirmesiyle inşa edilen şehirler zamanla kaderlerine terk edilmiş, adları ve de yerleri unutulmuştu. Togu Balık da bunlardan bir tanesiydi. İşte bu muazzam bilgilere ulaşmamızı sağlayan, her daim destek veren Kültür ve Turizm Bakanlığımıza, değerli Bakan Yardımcımız Dr. Serdar Çam’a TÜBA başkanımız Prof.Dr. Muzaffer Şeker’e TİKA’ya, rektör hocamız Prof. Dr. Saffet Köse’ye, değerli yardımcılarına, Moğolistan Devlet Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ochirkhuyag Bayanjargal’a, Moğolistan araştırmalarının öncüsü, ordaki nüfuzundan her aşamada faydalandığımız Dekanımız Prof. Dr. Şaban Doğan Hocamıza, yol arkadaşımız olan tüm Moğol araştırmacı akademisyenlerimize, değerli tarihçilerimize ve genç araştırmacılarımıza ayrı ayrı şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Ülkemizin Yüz Akı Olacaktır Protokole hediye takdiminin ardından Türk tarihinin Türk boyları sisteminin anlaşılması ile bütüncül bir yaklaşım ile anlaşılacağını ifade eden Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü Başkanı Prof.Dr. Ahmet Taşağıl’ın “Türk Tarihinde Togu Balık” başlıklı açılış konferansına geçildi. “Togu Balık’ın keşfinin yerleşim tarihi açısından bir kilometre taşı olduğunu aktaran Prof.Dr. Taşağıl, keşfin Türk tarihine yeni bir soluk ve bakış açısı kazandırdığını belirtti. Prof.Dr. Taşağıl, “Kaynaklarda adları geçiyor ama bunları arkeolojik olarak doğrulamak apayrı bir başarıdır. Türk tarihi açısından yeni buluşlar bizleri heyecanlandırıyor. Bu araştırmanın öncülüğünü, bayraktarlığını hak ederek İKÇÜ yapacaktır. Bunu takdir ediyorum, ülkemizin yüz akı olacaktır. Biz de elimizden geldiğince desteklemeye çalışıyoruz. Bu başarıda emeği olan tüm arkadaşlarımıza, Moğol meslektaşlarımıza teşekkür ediyoruz. Devletimizin tüm kurumlarına minnettarlığımızı ifade ediyorum” dedi. Açılış programı, Moğolistan’da gerçekleştirilen keşif çalışmalarında yer alan Prof. Dr. Şaban Doğan, Prof. Dr. Anıl Yılmaz, Doç. Dr. Serdar Vardar, Doç. Dr. Enkhtur Altangerel, Dr. Öğr. Üyesi Munkhtulga Rinchinkhorol, Dr. Batbold Gonchig’e teşekkür belgesi ve hediye takdimi ile devam etti. Bizlere O Işığı Yaktıran Sayın Çam Oldu Ödülün ardından bir teşekkür konuşması yapan Prof. Dr. Şaban Doğan, duygularla ifade edemedikleri bir keşfe imza atmaktan duydukları mutluluğu paylaştı. Togu Balık’ın gün yüzüne çıkmasında dönemin TİKA Başkanı olan Dr. Serdar Çam ile Moğolistan’da tanışmalarının kendisi için motivasyon kaynağı olduğunu anlatan Prof. Dr. Doğan, “Bize inanan güvenen değerli bakanımıza, TÜBA başkanımıza çok şeyler borçluyuz. Bizlere her aşamada destek oldular. Hem Moğolistan’da hem Türkiye’ de işlerimizi inanılmaz kolaylaştırdılar. Bize yerleşim yeri çalıştıran Ali İhsan Hocam ve Ahmet Taşer Hocamın desteği ve teşviki de bizim çok önemliydi. Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Çam TİKA Başkanı iken Moğolistan ziyareti esnasında çabalarımızı görünce ‘İsterseniz size bir otobüs, dershane verelim. Türk kültürünü Moğolistan’ın dağlarında anlatın’ demişti. Hareket noktamızı oluşturan bizlere o ışığı yaktıran Sayın Çam oldu. Bu keşif Sayın Bakan Yardımcımız Dr. Çam ve TÜBA Başkanımız Prof. Dr. Şeker Hocamızın gayret ve desteğiyle gerçekleşti. Şahsım ve kurumum adına kendilerine çok teşekkür ediyorum” şeklinde duygularını ifade etti. Açılış konuşmalarının ardından çalıştay oturumlarına geçildi. -
5 kez okundu
Başarılı Akademisyenlerin Gurur Günü
Yaptıkları bilimsel faaliyetlerle İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin (İKÇÜ) isminin üst basamaklara taşınmasında büyük emekleri olan akademisyenler düzenlenen törenle ödüllendirildi. Kurumsal İletişim Koordinatörlüğünce yapılan törende, 2022- 2023 yıllarında TÜBA-GEBİP Üstün Başarılı Genç Bilim İnsanları Ödülü kazanan İKÇÜ’lü akademisyenlere, 2021, 2022, ve 2023 yıllarında fakülte bazında en yüksek akademik teşvik puanı alan akademisyenlere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarına teşekkür ve başarı belgeleri takdim edildi. Tören, Sanat ve Tasarım Fakültesi Müzik Bölümü akademisyenleri Prof. Dr. Ömer Özden, Doç. Dr. Serkan Çelik, Doç. Dr. Cem Çırak, yüksek lisans öğrencisi Safiye Çayhan’ın enstrümanlarda yer aldığı Emine Başateş’in solistliğinde sunulan müzik dinletisi ile başladı. Başarılarınızla Övünüyoruz Programın açış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, imza attıkları bilimsel çalışmalarla İKÇÜ’nün ismini üst sıralara yazdıran akademisyenleri tebrik etti. Akademik teşvik törenlerinde, yaptıkları çalışmalarla İKÇÜ’yü gururlandıran bilim insanlarıyla ile bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, “İKÇÜ’nün her geçen yıl başarı ivmesiyle büyüyen İzmir’in önemli bir bilim yuvası olmasında emeği geçen çalışma arkadaşlarımızın başarılarıyla övünüyoruz ve başarılarının artarak devam etmesi dileğini hep birlikte paylaşıyoruz. Günümüzde üretilen bilgi, direkt veya dolaylı bir şekilde topluma, sosyal yaşama dokunmuyorsa, ekonomiye yansımıyorsa fazla bir değeri kalmıyor. Burada, bilgiyi topluma kazandıran, gençlerimizin yarınlarına değer katan akademisyenlerimizin başarı ile taçlandırıldığı somut bir paydayı paylaşıyoruz” dedi. Marifetin İltifata Tabi Olduğunun Farkındayız Son dönemde açıklanan sıralamalarda kısmi bir gerileme olduğunu hatırlatan Rektör Köse, tekrar yükseliş ivmesi için çalışma başlattıklarını, bu kapsamda geliştirilmesi gereken alanları saptadıklarını söyledi. TÜBA ve TÜBİTAK tarafından verilen ödülleri kazanan İKÇÜ’lü sayısının da artması gerektiğini hatırlatan Rektör Köse “Biz üniversite olarak genç bir üniversiteyiz, ama iyi bir üniversiteyiz. Birlikte ve huzur içinde çalıştığımızda daha büyük başarılara ulaşacağımızı biliyoruz. Böyle bir iklimin sürdürülebilirliği noktasında yönetim olarak gerekli adımları atıyor, gelişmeleri ve kaynakları sürekli gözden geçiriyoruz. Bu noktada gerek TÜBİTAK projelerinde gerekse de öğrenci projelerinde daha iyi çalışmalar yapabilecek potansiyelimizin olduğunu biliyorum. İyiden daha fazlasına, en iyiye ulaşmak için daha fazla çalışmamız gerektiğini özellikle vurgulamak istiyorum. İKÇÜ ailesinin fertleri olarak bilim dünyasına değer katacak çalışmalara imza atmaya devam etmeliyiz ve edeceğimize inanıyorum. İleriki yıllarda akademik teşvik sayılarının daha da arttığı, bilimsel faaliyetlerimizin ivme kazandığı tabloları paylaşma inancımı hassaten ifade etmek istiyorum. Marifetin iltifata tabi olduğunun farkındayız ve pandemi ve deprem nedeniyle ertelediğimiz bu süreçte marifetli akademisyenlerimizi ödüllendirmeye kaldığımız yerden devam ediyoruz. Başta TÜBA’dan ödül alan üstün performans gösteren mesai arkadaşlarım olmak üzere, TÜBİTAK 2209 A ve B kategorilerinde kabul gören projelerin akademik danışmanlarını ve akademik teşvikte yüksek puan elde eden tüm öğretim elemanlarımızı kutluyor, her birinize şükranlarımı sunuyorum” diye konuştu. Tören, başarılarıyla İKÇÜ’yü gururlandıran akademisyenlere protokol tarafından belgelerinin takdim edilmesiyle son buldu. -
5 kez okundu
“İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ”
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” etkinlikleri kapsamında, “İhanetin Anatomisi: Eğitim, Din ve Medya Bağlamında FETÖ” başlıklı programa ev sahipliği yaptı. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse’nin moderatörlüğünde, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker'in "Akademi ve Eğitim Bağlamında İhanete Giden Sürecin İdeolojisi" başlıklı sunumuyla konuşmacı olarak yer aldığı programda; İKÇÜ Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Medya ve İletişim Bölümü Öğretim Üyesi ve Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, "FETÖ'nün Medya Stratejisi ve 15 Temmuz Gecesi Uluslararası Medya", İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, "Örgütlü Duygu İstismarı ve FETÖ'nün Din Ticareti" başlıklarını irdeledi. Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen programı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Sapkınlık Seviyesinde Bir Yapılanma Tüm şehitlerimizi rahmetle, gazilerimizi şükranla yad ederek konferansın açış konuşmasına başlayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, küresel sömürgeci güçlerin dünyanın birçok coğrafyasında etnik yapılar ve dini gruplar üzerinden dizayn ettikleri kaos projelerini hayata geçirdiklerini ifade etti. Bu güçlerin en büyük uygulama alanlarının ise etnik gruplar olduğunu kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, sözde dini gruplar üzerinden oluşturdukları terör örgütleri ile toplumları parçalamayı hedeflediklerini söyledi. Prof. Dr. Köse, “FETÖ yapılanması diğer örgütler gibi küresel güçler tarafından oluşturulan laboratuvar üretilmiş bir örgüttür. Klasik sosyolojik yapılarla bunlar açıklayamıyor ve sınıflandıramıyorsunuz. Bu örgütün çoklu sosyolojik yapısı var ve yabancı istihbarat örgütlerinin bütün halinde bu yapıda yer aldığından bahsedilmektedir. Bizim gibi ülkeler üzerinde yürüttükleri farklı stratejileri var. Çevremizdeki ülkelere bakın, üretilen kaoslar neticesinde birçok ülke parçalandı. Bizde de bu denemelerinin en sonuncusu FETÖ oldu. Prof. Dr. Erol Güngör, ‘Din kitleleri harekete geçirmedeki en etkili araçtır’ diyor. Eğer insanları bir şeye inandırabilirseniz onları kolaylıkla istismar edebilirsiniz. FETÖ de dini kullanan bir örgüttü. Elebaşına olan bağlılıkları Hz. Peygamber’den üstün olduğuna inanacak kadar sapkınlık seviyesindeydi. Peki niye bizde başarılı olamadılar? Çünkü bizde sağlıklı, güçlü, başarılı bir din eğitimi var. Dünyanın birçok ülkesinden Türkiye’nin din eğitim programlarını incelemeye geliyorlar. Türkiye’nin şansı birbirinden değerli fakültelerinin, imam hatip liselerinin, diyanet teşkilatlarının olmasıdır. Bu kurumlar ayakta olduğu sürece bunlar militan yetiştiremeyecekler. Küreselcilerin oyununa maruz kalan milletimiz yazdığı kahramanlık destanlarına bir yenisini daha ekleyerek sömürgecilere gereken cevabı vermiştir” dedi. Kripto FETÖCÜ’ler Sinsice İntikam İçin Bekliyorlar Bu küresel örgütün en büyük tahribatı akademik camia ve Türkiye'nin nitelikli insan gücü üzerinde yarattığını vurgulayan TÜBA Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Şeker, örgütün Türkiye’nin bir neslini adeta kaybettiğini söyledi. “Başka ülkelerin emrine tahsis edilmiş kurşun asker yapılan insan sermayesini ülkemiz FETÖ yüzünden kaybetti” diye konuşan Prof. Dr. Şeker, akademide yaptıkları hezimetle gerçek bilim insanlarının mağdur edildiğini, ülke yararına yapılacak bilimsel projelerin önüne geçildiğini kaydetti. Başkan Prof. Dr. Şeker, “Hizmet adı altında ülkemizde birçok hezimete yol açtılar. Okul, dershane, medrese dedikleri yapılara hapsettikleri gençlerimizi istedikleri kalıplara soktular. Örgütlü takiye kültürünün temeli, kendi paralel yapısını devlete karşı kurgulayan, kendi içinde terfi işlemi yapan, evlendirme kararı veren, gençlerimize kod isimler vererek milletinden koparan, ailesinden koparan bir yapı. Anadolu’nun fakir çocuklarından bir halka oluşturuyorlar. Zengin çocuklarını da boş bırakmıyorlar. Ailelerin mal varlıklarına adeta mafyavari usullerle, tehditlerle, şantajlarla, bağış adı altında el koyuyorlar. Bu süreçlerde çocuklarını bu yapıda kaybeden anne-babaların gözyaşlarına şahit olduk. Türkçeyi yaydıklarını iddia ettikleri okulların da yabancı ajanların tekelinde olduğunu, misyonerlik faaliyetlerinin uygulama alanı olduğu ortaya çıktı. Kapatılan 15 örgüt üniversitesini kurgularken mütevelli heyetlerine her alandan isimlerle setler getirdiklerini, hocalarını ise zaman zaman farklı görüşlerden de seçtiklerini gördük. Diğer taraftan akademik yeterliliğe sahip olmayan kadrolarını da yabancı dil yeterlilik sınavlarında kurdukları sistem sayesinde pek çok diğer üniversiteye atadılar. Sürecin içinde hala uyuyan kripto FETÖ üyeleri var ve sinsice intikam için bekliyorlar. Akıllanmaları, tövbe etmeleri diye bir şey olduğunu düşünmüyorum. Çünkü bunlar akıllarını ve kalplerini satmışlar. Menfaatle örülen simbiyoz yapıdaki bu örgüte üye olanlar bal var diye gelen sinekler gibiler. Olay Türkiye’nin son 60 yılında NATO çerçevesinde sistematik kurgulanan bir yapıdır. Biz uyanıklığımızı devam ettirmeliyiz. Ülkemizin beşerî zenginliğini bunlara kaptırma lüksümüz yok. Allah devletimize, milletimize zeval vermesin” şeklinde konuştu. Tüm Kitle İletişim Araçlarını Kullanarak Darbeye Yürüdüler FETÖ, yapılanmasını tüm medya araçlarını kullanarak sistematik olarak yürüttüğünü kaydeden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, örgütün ilk günden itibaren halka ulaşmanın en kolay yolunun bu araçlardan geçtiğinin farkında olduğunu söyledi. Medya yapılanmasının üç aşamada gerçekleştiğini aktaran Prof. Dr. Bulduklu, ilk dönemde, dini istismar eden buna duygu yükleyen sohbetlerin kitle iletişim araçları ile empoze edildiğini belirtti. Prof. Dr. Bulduklu, “ İkinci dönem seri propaganda dönemidir. Bu dönem, kitle iletişim araçlarını tekellerine almaya başladıkları dönemdir. Alanında uzman kişilerle çalışmışlardır. Üçüncü dönem itibarsızlaşma ve yerinden etme odaklı ‘guguk kuşu’ adını verdiğim dönemidir. Guguk kuşunun yavrusunu başka yuvaya bırakıp diğer kuşlarla fark etmeden büyümesini sağlaması gibi duygusal istismar döneminden sonra kendi dışından farklı görüşlerden yapıları destekleyen bir yaklaşımla medyada yayılıyorlar. Uluslararası arenada da dini yumuşatmaya, modernleştirmeye yönelik söylem geliştiriyorlar. Bu yönde mesajlar üreterek ‘ılımlı vaiz’ misyonuyla ‘dinler arası diyalog’ kavramını ortaya atarak uluslararası kamuoyuna mesaj veriyorlar. 1998 yılında Papa ile görüşmesi bu açıdan önemli bir fotoğraftı. Gazete, televizyon ve ajans yapılanmaları yanında dergileriyle, kendi kurguladıkları senaryolarla yaptıkları dizilerle, reklam filmleriyle, siyasi erke, yargıya, ulusal ve uluslararası kamuoyuna propaganda amaçlı mesajlarını doğrudan vermeye başlıyorlar. Darbeye giden yolda özellikle dershanelerin kapatılmasından sonra bu araçların sayısının arttırıldığını, daha sonra da yeni medya alanına da girmeleriyle 132 adet medya organına ulaştığını görmekteyiz. Ulusal ve uluslararası kamuoyuna antidemokratik rejim, diktatörlük, yolsuzluk, yargıya, askere müdahale, siyasi istikrarsızlık başlıklarında verdikleri mesajlarla muhalefeti de arkalarına alarak darbe kalkışmasına giden sürecin tüm basın yayın organlarınca, uzman kişilerce yönetildiğini görmekteyiz. Bu yapının yardakçıları, yandaşlarının yatakta basıp, şafakta asacaklar mesajları ile halka da alttan korku empoze ederek sokağa çıkmamaları için ellerinden gelen tüm açıklamaları yaptıklarını, tweetleri attıklarını görüyoruz” diye konuştu. Vesayet Odaklarına Truva Atı Oldular Küresel güçlerin özellikle Ortadoğu üzerinde dini gruplar üzerinden oynadıkları büyük oyuna dikkat çeken İKÇÜ İlahiyat Fakültesinden Doç. Dr. Bekir Emiroğlu, bu grupların kendilerini Allah adına söz söylemeyi misyon edinen görüntüsüyle Batı’nın bölgedeki Truva atları olarak önemli işlev üstlendiklerini kaydetti. Doç. Dr. Emiroğlu “Tarihe bakacak olursanız İslam, Hıristiyanlık için hep bir tehditti. İslam’ın bayraktarlığını alan Türkler de büyük tehdit oluşturdu. Günümüze gelindiğinde vesayet odaklarına Truva atı görevi gören, terörize edilen bu gruplar nedense tüm mücadelelerini kendi içinden çıktıkları dindaşları ve soydaşları üzerinden yürütmektedir. Bu grupların FETÖ ile benzer özelliklerinin olduğunu görüyoruz. Bu örgütlerdeki grup normlarında sorgulamaya asla izin verilmez. Grup normlarının dışında hareket etmenize farklı davranış sergilenmesine müsamaha gösterilmez. ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’ şeklinde kurgulanan bir yapıya sahiptirler. İpotekli kimlik bu yapılarda kullanılan bir kavramdır. Kimliği, dini bir formasyonla, aşama aşama ele geçiren sistematiğin uygulandığını görüyoruz. Tüm dini kült yapılarda olduğu gibi kendileri dışında olan tüm gruplar onların aşağısındadır, değersizdir. Kendilerini ilahi buyruğa en yakın olarak görürler. Sorgulamaya fırsat vermeyen bu istismarcı, sömürücü yapısıyla canavarımsı duygularla kendi halkını, meclisini vuracak bir akıl tutulmasına dönüşmesi bu süreçlerle gerçekleşiyor. Bu gibi yapılara maruz kalmamak adına iyi ki İlahiyat Fakülteleri, Diyanet İşleri Başkanlığı var, halkın doğru kaynaklardan öğrenecekleri yayınlara imza atıyorlar ki onlar bu yapıları asla sevmediler. Bu anlamda bizlere çok büyük görev düşüyor” dedi. Konferans Rektör Prof. Dr. Köse’nin Prof. Dr. Şeker’e katılımları dolayısıyla plaket takdimi ile son buldu. -
5 kez okundu
Oryantalist Düşünce Bağlamında Batı Politikaları
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) ile Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği tarafından düzenlenen “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayı, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’nin açılış konferansı ile başladı. Ekonomi, eğitim, sosyoloji, ilahiyat ve siyaset bilimi alanlarında disiplinler arası oturumların yapılacağı çalıştay için Türkiye’deki çeşitli üniversitelerden bilim insanları İKÇÜ’de bir araya geldi. İKÇÜ Rektörü Prof. Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliğinde düzenlenen açılış programını, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, Karabük Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, YÖKAK Üst Kurul Üyesi Prof. Dr. Vatan Karakaya, İl Müftüsü Sinan Kazancı, İl Millî Eğitim Müdürü Dr. Ömer Yahşi, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, dekanlar ile çok sayıda akademik ve idari personel takip etti. Çalıştay Çıkarımları Çok Önemli İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, bugün coğrafyamızda cereyan eden tüm olayların arkasında görülmeyen, derinlemesine çalışmaları, beş farklı oturumda ele alması açısından çalıştaydan çıkacak sonuçların oldukça önemli olacağına işaret etti. Vali Elban, “Gerçek anlamda İslam dünyasında bugün cereyan eden ekonomik, idari konular ile gıdadan beslenmeye tüm hususlar, yaşanılan birçok sorun, farklı oturumlarla bilimsel olarak ortaya konulacak. Bunların hepsinin arkasında çok farklı faktörler var ve bizlere yönelik tespitler derinlemesine çalışmalarla burada ortaya konulacaktır. Çalıştaydan ortaya çıkacak sonuçlar kişi ve kurumların istifadesine sunulacak. Çok boyutlu olarak konunun değerlendirilecek olması ve akademik olarak getirilecek önerilerin yol gösterici olmasını diliyorum. Çalıştayı düzenleyen İKÇÜ’ye, Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneğine, emeği geçen herkese şükranlarımı sunuyor, işin doğrusunu kavrayıp şuurlanmamıza vesile olmasını temenni ediyorum” dedi. Oryantalizm Yapılandırılmış Sömürü Yöntemidir Çalıştayın açılış konferansında, ‘Oryantalizm’ kavramı üzerinden tespitler yapan Milli Eğitim Bakanlığı Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci, oryantalizmin aslında bir sömürme stratejisi olduğunu söyledi. Yelkenci, “Oryantalizm, Batının Doğuyu anlama, anlamlandırma çabası değil, asında onların istediklerini bizim görmemizi sağlayacak yapılandırılmış bir yöntemdir. Bu yöntem, Doğu kendini nasıl görmeli ki biz bu sömürüyü en sorunsuz şekilde yürütelimdir. Edward Said’e göre, bu düşünme biçimi üzerinden kodlanan Doğuyu önce kendi bilim insanına anlatır, daha sonra o Batılı akademisyen bize anlatır. İki yüzyıldır bunu bu şekilde yürütmektedirler” şeklinde konuştu. Kurtulmak Nesiller Alır Batının oluşturduğu imge üzerinden uygulanan yaklaşımda, uyanık olunması gereken ilk eşiğin kavramsızlaştırma ve ardından kendi kavramlarını öne sürdükleri süreç olduğunu kaydeden Yelkenci, bu şekilde istedikleri kavramların içlerini doldurarak istedikleri şekilde empoze ettiklerini aktardı. Bakan Yardımcısı Yelkenci, “Doğulu toplumlara önce kendi değerlerini boşalttırır, buna karşı duyarsızlaştırır ve kanıksatırlar. Daha sonra Nurettin Topçu’nun ifadesiyle uyum ve sıradanlaştırmayı kullanırlar. Sonra sıradanlaştırma eylemsizleştirme ile toplumlar kavramlarından mahrum bırakılır. İkinci aşamada kendi kavram ve değerlerini dayatırlar. Öncelikle topluma ihtiyaç hissettirir. Daha sonra cazip gösterir ve vazgeçilmez hale getirirler ve son olarak da yaşam tarzına dönüştürürler. Bu aşamaya gelindiyse artık bundan kurtulmak için nesilleri alacak bir sürece girmiş oluruz” diye konuştu. Önce Yeni Bir Kimlik İnşa Ederler Batının, Doğuyu sömürgesi haline getirmesinin koşulunun toplumu yeniden inşa etmesinden geçtiğini aktaran Bakan Yardımcısı Yelkenci, oluşturdukları Doğuyu tekrar yapılandırarak tüm zenginliklerini istila etmeyi amaçladıklarını söyledi. Yelkenci, “ Asya, Avrupa’ya uzaktır. İslam dünyası ise hasımlarıdır. Ama aslolan Doğunun zenginliklerini kullanmaksa, sömürgecilikse, oryantalizm de bir stratejiyse, doğunun istilası, yeniden inşa edilmesi ve yeniden yaratılan şeyin doğuya tekrar öğretilmesi gerekir. Bunun için Batı kendi içinde yaptığı tartışmaları ve ortaya koydukları eleştirileri sanki bize ait sorunlarmış gibi empoze eder. Önce bir kimlik inşa eder. Doğuyu daha iyi çözümlemeleri, daha iyi veri sağlamaları için" ifadelerini kullandı. Medya ile Emellerine Daha Kolay Ulaşıyorlar Batının İslam’a ve Müslümanlara olan antipatik bakışının, İslam’ın doğuşu ile birlikte başladığını ve Batı dünyasının İslam’ı bir tehdit olarak gördüğünü vurgulayan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının kimlik göstergelerini öteki olarak tanımladığı Müslümanlar üzerinden kurguladığını, bu yaklaşımın ise zamanla, propaganda yoluyla, bir ideoloji olarak zihinlere yerleştirildiğini belirtti. Batının, Batı dışı toplumların da kendi yolundan gitmesi gerektiği fikrini modernleşme, demokrasi, kapitalizm ve aydınlanma gibi kavramlar üzerinden benimsettiğini kaydeden Rektör Prof. Dr. Köse, seküler yaşam tarzı ile zihinlere özgürlük algısı empoze eden Batının tuzağına, farkında olarak ya da olmadan Müslümanların da düştüklerini dile getirdi Prof. Dr. Köse, Batının emperyalist emellerine günümüzde medya aracılığıyla daha kolay ulaşabildiğini, 11 Eylül gibi senaryoları hayata geçirerek Müslümanları “terörist” olarak gösterdiklerini ve İslamofobi’yi sistemli olarak körüklediklerini söyledi. Uyanışın Mücadelesini Vermeye Devam Edeceğiz Teknoloji ile emperyalizm ilişkisine de değinen Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, gelişen her teknolojinin dezavantajlılık makasını Doğunun aleyhine genişlettiğini vurgulayarak, teknolojinin ve savunma sistemlerinin geliştirilmesinin ve sosyal bilimlerin sömürü düzeninin aracı olmaktan çıkarılmasının gerekliliklerinden bahsetti. Prof. Dr. Köse, “Teknolojiyi ve savunma sistemlerini geliştirmedikçe, sosyal bilimleri sömürü düzeninin araçları olmaktan çıkarmadıkça hep birlikte yakın zamanda tecrübe ettiğimiz post modern tehditlerle yaşamak zorunda kalmaya devam edeceğiz. Bu çerçevede isterlerse uçakları kaldırmadıklarını, silahları dilediklerinde kilitlediklerini ve hatta parayla sattıkları başka işlevi olan iletişim araçlarını bize karşı silah olarak kullandıklarını acı biçimde deneyimledik ve deneyimleyeceğiz. Doğu olarak temel sorunumuzun özgüven eksikliği ve oryantalist projelerin farkına varamayışımız olduğunu ifade etmek isterim. Müslüman kimliğini özüne uygun biçimde kabul etmedikçe ve inanç değerlerimize içeriden bir bakış ile yaklaşmadıkça gönüllü olarak hep kaybeden tarafta yer alacağımızın altını çizmek isterim. İşte bu ve benzeri sorunlarımızın ele alınacağı çalıştayımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyor, başta Sayın Bakan Yardımcımız Sayın Dr. Ömer Yelkenci ve Sayın Valimiz Dr. Süleyman Elban olmak üzere katılımlarınız için her birinize ayrı ayrı en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Biz bıkmayacağız, usanmayacağız ve uyanışın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Doğuyu Şekillendirme Stratejisi: Oryantalizm Cihannüma Dayanışma ve İşbirliği Derneği Genel Başkan Yardımcısı Av. Cavit Tatlı, derneklerinin var olan birikimini tüm insanlığın hayrına olacak şekilde üretime dönüşmesi için çalıştığını, “Oryantalist Düşünce Bağlamında Batının İslam Dünyasına Yönelik Projeleri” çalıştayını da İKÇÜ ile birlikte bu amaca hizmet etmek için düzenlediklerini belirtti. Batı ile İslam dünyası arasındaki ekonomik, siyasi ve kültürel etkileşimlerle şekillenen ilişkilerin arka planında, düşünsel çerçevesi yüzyıllar öncesine dayanan “Oryantalizm” anlayışının bulunduğunu kaydeden Tatlı, bu yaklaşımın sadece Doğu toplumlarını Batılı bir bakış açısıyla anlamak ve yorumlamak manasına gelmediğini; aynı zamanda Doğuyu şekillendirme ve kontrol altına alma stratejilerinin de bir parçası olduğunu dile getirdi. Av. Tatlı, “Günümüzde, Batının İslam dünyasına yönelik projelerini anlayabilmek için, önce “Oryantalizmi” kavramak gerekir. Tarih boyunca farklı dönemlerde, bu düşüncenin uzantısı olarak ortaya çıkan ve bazen doğrudan müdahale şeklinde, bazen de dolaylı kültürel ve ideolojik araçlarla uygulanan projelerin, günümüzde nasıl gerçekleştiğini ve İslam dünyası üzerinde ne gibi etkiler yarattığını anlamak zorundayız. Çalıştayımızın ana hedeflerinden biri de budur” ifadelerini kullandı. Açılış konuşmalarının ardından Rektör Prof.Dr. Köse, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Dr. Ömer Faruk Yelkenci’ye hediye takdiminde bulundu. Çalıştay programında, eşzamanlı olarak yapılacak oturumlara geçildi. -
4 kez okundu
İKÇÜ Ailesi Bayramlaştı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) mensupları, bayram öncesi son mesai günü düzenlenen törende bayram sevincini paylaştı. İKÇÜ çalışanları, her yıl geleneksel olarak düzenlenen bayramlaşma töreninde bir araya geldi. Rektör Prof.Dr. Saffet Köse’nin ev sahipliği yaptığı buluşmada, Rektör Yardımcıları Prof.Dr. Muhsin Akbaş, Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Prof. Dr. Süleyman Akbulut, Genel Sekreter Nuretdin Memur, dekanlar, akademisyenler ve idari personel birlik, beraberlik, sağlık temennileriyle bayramlaştı. Güçlü Bir Aileyiz Buluşmada duygularını paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, “Her bayramda olduğu gibi bu bayramda da mesai arkadaşlarımızla bayramlaşma vesilesiyle buluşmak bizleri mutlu ediyor. Biz tüm çalışanlarımızla, öğrencilerimizle birlikte güçlü bir aileyiz. Böylesine güzel değerlerle kuşanmış, özverili ve fedakâr çalışmalara imza atan bir ailenin parçası olmaktan büyük gurur duyuyorum. Değerli İKÇÜ mensuplarımıza ve tüm öğrencilerimize aileleriyle birlikte mutlu, huzurlu bayramlar diliyorum” dedi. Mazlumları Unutmayalım Dünyanın birçok bölgesinde yaşanan savaşların son bulması temennisini de paylaşan Rektör Prof. Dr. Köse, “Biz, cennet vatanımızda bayram sevincini yaşarken; dünyanın pek çok yerinde mazlumlar, masumlar bu bayramı da, bayram sevincinden uzak, savaşların, hüzünlerin, kederlerin gölgesinde karşılıyor. Yeryüzünün bütün coğrafyalarında yaşanan acıları, hüzünleri yüreğimizin derinliklerinde hissediyor; onları unutmuyoruz ve reva görülen zulmü lanetliyoruz. Duaların en çok kabul olduğu Kadir Gecesinde duamız, dünyanın her köşesinde dökülen kanın, akan gözyaşının dinmesidir. Bu duygularla ülkemize, İslam âlemine ve tüm insanlığa nice sağlıklı, huzur dolu ve güzel yarınlar temenni ediyorum. Hep bir arada sevgi dolu nice bayramlara ulaşmayı Cenab-ı Allah'tan niyaz ediyorum. Hepimize hayırlı bayramlar diliyorum” dedi. -
4 kez okundu
İKÇÜ Heyetinden Moğolistan’a Önemli Ziyaret
Moğolistan Parlamentosunun daveti üzerine Başkent Ulanbatur’a giden İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) heyeti Moğolistan Meclis Başkanı Zandanshatar Gombojav tarafından kabul edildi. Moğolistan Parlamentosu tarafından düzenlenen ve on farklı ülkeden akademisyen ve yöneticinin yer aldığı “Trans-Altai Sustainability Dialogue” forumuna İKÇÜ’yü temsilen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan ve Erasmus Koordinatörü Dr. Öğr. Üyesi Mehmet Emin Bakay katıldı. Gombojav: “İKÇÜ, ortak tarihimize ilişkin başarılı işler yapıyor” Forum’un açılış konuşmasını yapan ve onursal başkanlığını üstlenen Moğolistan Meclis Başkanı Zandanshatar Gombojav, Türkiye’den gelen heyeti özel olarak kabul etti ve Moğolistan Meclisi tarafından yapılan Altay topluluklarıyla ilgili çalışmalarına destekleri için teşekkür etti. İKÇÜ ile yakın çalışma içinde olduklarını belirten Moğolistan Meclis Başkanı Gombojav; “İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi ile ortak projeler yapıyoruz. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi “Trans-Altai Sustainability Dialogue” etkinliklerine destek olmakla kalmıyor, Moğolistan ve Türkiye’deki Türk ve Moğol kültürel mirasının araştırılması ve korunması ile ilgili de ciddi çalışmalar yürütüyor. 7 yıldan bu yana Moğolistan’ın pek çok Üniversitesi ve kültürel mirasın korunup gelecek nesillere aktarılması görevini üstlenen kurumlarımızla yakın iş birliği içinde çok önemli çalışmalara imza atan İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesine teşekkür ediyoruz” dedi. Türk heyetini özel olarak kabul eden ve yakın ilgi gösteren Moğolistan Meclis Başkanı Sayın Zandanshatar Gombojav’a ve emeği geçenlere teşekkür ederim. İKÇÜ Heyetinden TİKA’ya Teşekkür Ziyareti Moğolistan’da İKÇÜ tarafından yapılan çalışmaların en önemli paydaşı olan Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) Ulanbatur Ofisi Koordinatörü Emrah Ustaömer’i de ziyaret eden İKÇÜ heyeti TİKA’ya teşekkür etti. Ziyarette konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu TİKA’nın dünyanın değişik bölgelerinde olduğu gibi Moğolistan’da da önemli çalışmalar yaptığını belirtti. TİKA’nın faaliyetlerinin kamu diplomasisi kapsamında önemli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Bulduklu “Bölgede üniversite olarak 7 yılı aşkın bir süredir faaliyetlerde bulunuyoruz. Bu çalışmaların tamamında her zaman yanımızda olan TİKA’nın önemli katkıları var. Devam eden ve yeni başlayacak olan çalışmalarımızda onların katkıları ile ata yurdumuzda tarihi gün yüzüne çıkarıyoruz. Ülkemizi burada en iyi şekilde temsil ettiğinizin yakın şahidiyiz. Geçtiğimiz dönemde buraya geldiğimizde Bilge Kağan Müzesini gördük ve oradaki titiz çalışmanıza hayran kaldık. O zaman sözünü ettiğiniz Bilge Tonyukuk Müzesinde çalışmaların başladığını da bu ziyaretimizde görme fırsatı bulduk. Bu çalışmalar tarihimiz ve kültürümüz açısından son derece önemli. Emeği geçenleri Koordinatörümüzün şahsında tebrik ediyorum” dedi. Yapılacak Çalışmalarda İKÇÜ’nün Yanında Olmaya Devam Edeceğiz TİKA Ulanbatur Koordinatörü Emrah Ustaömer ziyarette İKÇÜ’nün bölgeye katkılarının takdir edilmesi gerektiğini vurguladı. Tarihi açıdan önemli bir misyon üstlendiklerinin farkında olduklarını ifade eden Ustaömer “Burada devletimizin imkanları doğrultusunda hem tarihimizin bize yüklediği sorumluluğu yerine getiriyoruz hem de Moğol kardeşlerimizin ihtiyaçları doğrultusunda yatırımlar yapıyoruz. İki ülke halkının geçmiş ortak kültürünü gün yüzüne çıkarmaya yönelik adımlar atmaya da gayret ediyoruz. Bu adımların atılmasında İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin önemli katkıları var. Biz de bu çalışmalara destek olmaktan memnunuz ve her bir çabanın çıktıya dönüşmesi bizi mutlu ediyor. Önümüzdeki süreçte de çalışmalarda İKÇÜ’nün yanında olmaya devam edeceğiz. Bu çalışmaları Moğolistan’ın ekonomik, sosyal ve insani kalkınma süreçlerini destekleyici birer unsur olarak görüyoruz. Ortak tarihi ve kültürel mirasımızı geleceğe taşımaya yönelik çalışmalarımızı bu çerçevede sürdürüyoruz” dedi. Ulanbatur Din Hizmetleri Müşaviri Fazıl Ahmet Ertürk’ü de ziyaret eden İKÇÜ Heyeti, çalışmalar hakkında bilgi aldı ve karşılıklı görüş alışverişinde bulundu. -
4 kez okundu
İKÇÜFEST’24 Başladı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığınca düzenlenen 7’nci Bahar Şenliği İKÇÜ FEST 2024 büyük bir coşkuyla başladı. Öğrenci Konseyi Başkanlığı ile Öğrenci toplulukları, festival komisyonunca koordine edilen festivalin açılışı Büyükşehir Belediyesi Bandosunun çaldığı müzik eşliğinde yapılan kortej yürüyüşü ile başladı. Rektörlük Binası önünde başlayan yürüyüşe, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gülten Kavak, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Özer Kaya, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gökçen Bombar, Orman Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Derya Eşen, Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Zeynep Şenyiğit, Genel Sekreter Yardımcısı Enes Uzun, SKS Daire Başkanı Dr. Yeliz Doğru, Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya, akademik, idari personel ile öğrenci toplulukları katıldı..Şenlik alanında son bulan kortej yürüyüşü, açılış töreni ile devam etti. İKÇÜ FEST 2024’ün Tadını Çıkarma Zamanıı Şenliği başlatan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, dopdolu bir programla birbirinden renkli etkinlik ve konserler eşliğinde 3 gün sürecek İKÇÜ FEST 2024’ün güzel geçmesi temennisinde bulundu. Kurum kültürü ve aidiyetin bu gibi programların gelenekselleşmesiyle daha da güçlendiğini ifade eden Prof. Dr. Bulduklu, “Bu gibi özel etkinliklere, değerli öğrencilerimiz ile akademik ve idari personelimizin katılımı bizim için çok önemli ve değerli. En son 2022 yılında festivalde bir araya gelmiştik. Geçtiğimiz yıl ülkemizin yaşadığı asrın felaketi ile derinden yaralandık. Bu yıl güzel temennilerimizle sağlıkla bir aradayız. Üniversite, dersler, sınavlar derken epeyce yoruldunuz. Şimdi tüm İKÇÜ olarak bir araya gelme, İKÇÜ FEST 2024’ün tadını çıkarma zamanı. Tiyatro oyunları, sergiler, gösteriler, yarışmalar ile kültür ve sanatı bütünleştirdiğimiz sosyal etkinliklerimizin eşliğinde tüm öğrencilerimize iyi eğlenceler diliyorum” dedi. Öğrenci Konseyi Başkanı Berkay Sırakaya da İKÇÜ yönetimi, SKS Daire Başkanlığından aldıkları desteklerle konsey ve öğrenci topluluklarının sinerjisiyle hazırlanan İKÇÜFEST’24 içeriğini sunmaktan oldukça mutlu olduklarını ifade ederek eğlenceli bir şenlik geçirilmesi temennisini paylaştı.. Konuşmaların ardından festival kapsamında SKS Daire Başkanlığınca personel ve öğrenciler arasında düzenlenen Rektörlük Turnuvasında dereceye giren takımlara ve sporculara ödülleri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu tarafından takdim edildi. İKÇÜFEST’24’ün İlk Gününe “Varsa Yoksa” Damgası Dopdolu bir programla birbirinden renkli etkinlik ve konserler eşliğinde 3 gün sürecek olan İKÇÜ FEST 2024’ün ilk günü Tiyatro Topluluğu tarafından sahnelenen “Küheylan” Oyunu Dans Topluluğu’nun gösterileri, Müzik Topluluğu “The Choir od Agony” Grubunun sahne performansı ve DJ Ferdi performansının ardından “Varsa Yoksa” Grubu Konseri ile devam etti. Etkinliklerde doyasıya eğlenen İKÇÜ’lü gençler, “Varsa Yoksa” Grubu konserine yoğun ilgi gösterdi. Final sınavları öncesi moral depolayan öğrenciler adeta müziğe doydu.Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, konserin sona ermesiyle birlikte “Varsa Yoksa” Grubuna plaket takdim etti. Rektörlük Kupasını Kimler Kazandı? Personel Voleybol Branşında 1. Rektörlük Takımı, 2. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı, 3. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı Personel Basketbol Branşında 1.Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı, 2. Sağlık Bilimleri Fakültesi Takımı, 3.Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı Personel Futsal Branşında 1. Sosyal Bilimler Enstitüsü Takımı, 2.Rektörlük Takımı, 3. Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığı Takımı Öğrenciler arası Voleybol Branşında 1.Diş Hekimliği Fakültesi Takımı, 2. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Takımı, 3. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Öğrenciler arası Basketbol Branşında 1.Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, 2. Eczacılık Fakültesi Takımı, 3. Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Takımı Öğrenciler arası Futsal Branşında 1. Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi, 2. Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Takımı, 3. Eczacılık Fakültesi Takımı Personel Erkek Masa Tenisi Branşında 1. Rıza Şen, 2. Maksut Çetin, 3. Umut Ziya Koçak Personel Kadın Masa Tenisi Branşında 1. Eylem Aykurt, 2.Anıl Çobanoğlu, Dede, 3.Yeliz Doğru Öğrenciler arası Masa Tenisi Branşında 1. Erdal Develioğlu, 2. Fetullah Atalay, 3. Emre Berdi -
4 kez okundu
Öğrencilerden Erasmus’a Yoğun İlgi
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi, Dış İlişkiler Koordinatörlüğünce Erasmus Günleri (#ErasmusDays) çerçevesinde düzenlenen bilgilendirme toplantısı ile öğrencilere Erasmus+ Programı tüm ayrıntılarıyla aktarıldı. Koordinatörlük tarafından Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunu dolduran öğrencilere, Erasmus+ öğrenim hareketliliği, staj hareketliliği, başvuru takvimi, anlaşmalı üniversiteler başlıklarında bilgi verildi. Programa, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, Sosyal ve Beşeri Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şaban Doğan, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hakkı Dereli, Dış İlişkiler Koordinatörü Prof. Dr. Ender Akan, Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğr. Üyesi İrfan Arık, Koordinatörlük sorumluları, akademik ve idari personel ile öğenciler katıldı. Öğrencilerin Erasmus Bilgilendirme Toplantısına yoğun katılımla ilgi göstermesinden memnuniyet duyduğunu paylaşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu Erasmus’un, eğitim programlarının yapılandırılması, uluslararası bilgi ağlarının zenginleştirilmesi, bilimsel çalışmalarda uluslararası diyalojik iletişimlerin güçlendirilmesi gibi önemli fırsatlar sağladığını aktardı. Potansiyelimizi Daha da Zenginleştirme Hedefindeyiz Üniversite olarak uluslararası eğitim ve kültür alışverişinin tetiklenmesine imkân sağlayan tüm çalışmaları desteklediklerini kaydeden Prof. Dr. Bulduklu, “Türkiye Cumhuriyeti’nin bölgesel ve küresel konularda önemli bir aktör olmaya yönelik politikalarını destekleyen bir anlayışla çalışmalarımızı sürdürmekteyiz. Bilim diplomasisini, uluslararası alandaki ilişkilerimizi ve iş birliklerimizi güçlendirme yönünde adımlar atıyoruz. Öğrenci hareketliliğinin orta ve uzun vadede ekonomik, kültürel, sosyal ve diplomatik ilişkilerin gelişmesine somut katkılar sunduğu bilinmektedir. Biz de daha çok öğrenciyi programa kazandırma çabası içindeyiz. Bu anlamda her bir akademik birimde, bölümde Erasmus sorumlusu hocalarımız var. Akademik personelimizin ve öğrencilerimizin öğrenim hareketlilikleri vasıtasıyla uluslararası deneyimlerini arttırmak için potansiyelimizi daha da zenginleştirme hedefindeyiz” dedi. Erasmus Geri Dönüşleri Gurur Verici Erasmus ’un kültürel elçilik misyonunu da barındırdığına dikkat çeken Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, bu anlamda giden öğrenciler için gelen geri dönüşlerin oldukça memnuniyet verici olduğunu aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “14-19 Ekim 2024 tarihlerinde tüm dünyada kutlanan Erasmus Günleri(#ErasmusDays) çerçevesinde, ülkemize gelenler de geldikleri ülkelerin kültürel aktarımına hizmet etmekteler. Geçenlerde İspanya'da Erasmus sorumlusu arkadaşımız aradı, çok teşekkür etti, gerçekten nitelikli, pozitif, iyi iletişim kuran bir öğrenci göndermişsiniz dedi. Bu geri dönüşleri almak gurur verici. Demek ki hem üniversitemizi hem de ülkemizi en güzel şekilde temsil ediyorsunuz. Aynı zamanda kültür elçisi olma işlevini de başarıyla yerine getirmiş oluyorsunuz. Bu anlamda bu sürece katkı veren tüm Erasmus Ofisi personeline ve uluslararası ilişkiler genel koordinatörlüğüne çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Öğrenci öğrenim staj hareketlilikleri, ESC programı tanıtımı ile öğrencilerin karşısına geçen Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay da program ülkelerindeki yararlanıcıların, dünyanın herhangi bir yerindeki yükseköğretim kurumlarında eğitim alma veya ders verme fırsatına sahip olduklarını söyledi. Tüm Katılımcılarımıza Rehberlik Etmekteyiz Erasmus Programının yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile iş birliği yapmalarını teşvik ettiğini ve sunulan hareketlilik olanağı ile katılımcıların değişik kültürleri tanıyıp, kendi kültürlerini de tanıtma fırsatı bulduklarını kaydeden Doç. Dr. Bakay, salonu dolduran öğrencilere; başvurular, izlenecek yollar, sınavlar, program öncesi ve sonrası yapılması gerekenler gibi tüm aşamalarda destek olduklarını vurguladı. Doç. Dr. Bakay, “Uluslararası Projeler ve Erasmus Kurum Koordinatörlüğü, Dış İlişkiler Koordinatörlüğü olarak tüm katılımcılarımıza rehberlik etmekteyiz. Öğrencilerimiz, akademik başarı puanı ve dil puanı ile oluşan Erasmus puanı ile kontenjanlar dâhilinde sıralamaya girerek; yurt dışında öğrenim görme ve staj yapma fırsatına sahip olabilmektedir. Uluslararası proje yazma, okuma, yürütme yetkinliklerinin arttırılmasını sağlayan bu değişimler ile personelimiz de yabancı dillerini geliştirip, kariyer planlamalarına mesleki deneyimler katabilir. Yükseköğretim kurumlarının birbirleri ile kurdukları güçlü network ağı çok önemli. Ulusal ve uluslararası düzeyde iș birliği ve deneyim paylaşımı faaliyetlerini destekleyen ofisimiz ile fakültelerimiz arasında köprü görevi üstlenen Erasmus birim koordinatörü hocalarımızın destekleri ile network ağımızı daha da genişleteceğimize inanıyoruz” dedi. Konuşmaların ardından yurt dışında eğitim alan, Sosyal Bilimler Enstitüsünden Burak Karabulut, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret ve İşletmecilik Bölümünden Fatma Zehra Balcı, İşletme Bölümünden İhsan Ata Üzel, Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümünden Mehmet Ali Kömürcü, Su Ürünleri Fakültesinden Selçuk Çelik, Diş Hekimliği Fakültesinden Selçuk Göse, deneyimlerini Erasmus’tan faydalanmak isteyen öğrencilerle paylaştı. -
4 kez okundu
Gelecek İhracatta
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (KAGEM) ile Ege İhracatçı Birlikleri ortaklığında düzenlenen kariyer buluşması Hekim Hacı Paşa Konferans Salonunda yapıldı. “Gelecek İhracatta” başlığıyla düzenlenen seminere Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz konuşmacı olarak katıldı.Semineri Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İİBF Dekanı Prof. Dr. Sevtap Ünal, İKÇÜ KAGEM Müdürü Doç. Dr. Mustafa Yalçın, İKÇÜ Erasmus Koordinatörü Doç. Dr. Mehmet Emin Bakay, öğretim üyeleri ve öğrenciler takip etti. Küresel Rekabette Farklı Yaklaşımlara İhtiyaç Var Seminerin başında fakülte ve kariyer merkezi ortaklığında yapılan bu gibi etkinliklerin gençlerin vizyonuna değerli katkılarda bulunduğunu ifade eden Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, öğrencilerin bu gibi ders dışı etkinlikleri takip etmelerinin önemine değindi. Prof. Dr. Bulduklu: "Öğrencilerin kendilerini daha iyi ifade edebilmeleri, geleceklerine dair hedefler koyabilmeleri, mezuniyet sonrası iş olanakları, iş yaşamında karşılaşabilecekleri durumlar hakkında bilgi edinebilmeleri, daha nitelikli olarak iş hayatına atılabilmeleri açılarından bu etkinliklere katılımı oldukça değerli buluyorum. Küreselleşmenin bir zorunluluğu olarak ekonomilerin birbiri ile bağlantısının giderek arttığına şahit oluyoruz. Özellikle bilgi ve iletişim teknolojilerinin hızlı gelişimi dünyada ekonomi ve ticareti daha dinamik hale getirmiştir ve dijitalleşme, küresel rekabette farklı yaklaşımların öne çıkması ihtiyacını yaratmıştır. İşte bu noktada özellikle iletişim araçlarının etkin kullanımı üzerine vurgu yapılması gerekliliği dikkati çekmektedir. Özellikle medya gücünün itici bir etki için kullanılmasına ihtiyaç olduğunun altını çizmek isterim” dedi. Bilim Dünyası İle Reel Sektörün Bağlantısını Siz Kuracaksınız Değişim ve dönüşüme ayak uyduramayanların ekonomik açıdan bir güç olarak kalabilmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Bulduklu, yeni ve güncel teknolojilerin aynı zamanda yaratıcılığın ve yenilikçiliğin en büyük aracısı haline geldiğini aktardı. Prof. Dr. Bulduklu, “Üniversitemizde öğrencilerimize yönelik yaptığımız, buna benzer etkinliklerin ve pek çok çabanın altında gençlerimizde bu bilincin oluşturulması ve farkındalık yaratılması yatmaktadır. Lider ülke olmak için gençlerimizin girişimci olmasına, risk almaktan korkmamasına, yenilikçi bir bakış açısı ile olaylara bakmasına ve en önemlisi eleştirel düşünebilmesine ihtiyacımız var. İşte bu alanlarda en iyi biçimde yetişmek için de alanın uzmanlarının deneyimleri çok kıymetli. Bugün İzmir’in önemli değerlerinden birinin deneyimlerini hep birlikte dinleyecek ve onun ufuk açıcı bilgileri ile vizyon kazanma çabası içinde olacaksınız. İnanıyorum ki bu sayede yeni perspektifler kazanacak ve bilim dünyası ile reel sektörün bağlantısını kuracaksınız. Birlikte çalışma kültürünün en güzel örneklerini veren iki birimimize, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültemize, Kariyer Merkezimize ve emeği geçenlere şükranlarımı sunuyor, katılımlarınız için çok teşekkür ediyorum” diye konuştu. Türkiye’de 120 Bin İhracatçımız Var İhracat kavramını birçok perspektifte ele alan Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ihracat rakamlarının saniyede değiştiğini bunu da saniyelik takip ettiklerini söyledi. Birlik olarak Ege Bölgesi'nde 12 farklı sektörde faaliyet gösteren 7500'ün üzerinde ihracatçı firmayı temsil ettiklerini aktaran Genel Sekreter İşbırakmaz, Türkiye’de 27 sektörde, 120 bin kayıtlı ihracatçı olduğu bilgisini vererek AB ile ticarette birçok sektörde Türkiye’nin önemli tedarikçi konumunda olduğunu belirtti. Seminerini öğrencilerle interaktif olarak devam eden İşbırakmaz, dünyadaki 30 trilyon dolarlık ihracat hacminin 4 trilyonluk payı ile birinci sırada yer alan ABD’nin 3 trilyonu aşan rakamlarıyla Çin ile savaş halinde olduğunu ifade etti. Amacımız Ürünümüzün Satılması Sektörel alan çalışmalarının ihracat rakamlarına pozitif yansıdığını fındık örneğiyle anlatan EİB Genel Sekreteri İşbırakmaz, pazar araştırması ve fuarların ihracatçılar için olmazsa olmaz aksiyonlar olduğunu vurguladı. İşbırakmaz, “Güneydoğu’daki ihracatçı birliğimiz şu anda Rusya’da bulguru tanıtıyor. Örneğin, 30 yıl kadar önce fındığı Çin’de tanıttılar. Büyük bir fiyaskoydu bu. O zamanlar fındığın Çince karşılığı yoktu, fındık bilmiyorlardı. Çin’de 1,5 milyar kişi var düşünün. Daha sonralarda popüler hale gelmeye başlayan, yatırımlar yapılan pastanelerin yayılmasıyla tanıtım uzmanlarımız Çinli pasta ustalarını Türkiye’ye davet etmeye başladılar. Sonra Çin ile fındık ihracatımız fırladı. Pazar araştırmasının pastanelere çevrilmesi doğru bir tespit oldu. Bu bize iyi bir pazar araştırması olmadan ürünümüzün satamayacağının örneğidir. Günümüzde birliklerimiz bunu oldukça profesyonel ekiplerle hassasiyetle yapmaktadır. Öte yandan uluslararası fuarlar bizler için çok önemli. COVID döneminde sekteye uğrasa da şimdi tekrar gündemlerimizde en üst sıralardalar. Ürününüzü en iyi şekilde göstermek için alanının en gözde, en iyi fuarlarında boy göstermek hem sizi hem de milli katılımı destekler. Her yıl 12-13 fuara Türkiye adına katılım sağlamaktayız. Tüm organizasyonları üstlenerek firmalarımızı yurt dışına taşımaktayız. Gayemiz ürünümüz daha fazla satılması” dedi. EİB- İKÇÜ İş birliği Gençlerimiz İçin İşgücü piyasasının ihtiyaç duyduğu insan kaynağını yetiştirmek adına birlik olarak İKÇÜ ile başladıkları iş birliğinden oldukça memnuniyet duyduklarını sözlerine ekleyen EİB Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz, “İlerleyen dönemde iş birliğimizi daha üst noktalara taşıyacağımızı ümit ediyoruz. Değerli dekanımızla görüşmemizle güzel bir başlangıç oldu. Derslerde de önemli katkılar sunacağız. Pratik anlamda öğrencilerimize tüm bilgi ve deneyimimizi anlatacağız, desteklemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. -
3 kez okundu
Dünyada Gazze için Gençlik Uyanışı
İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) SKS Genç Düşünce Sanat ve Medeniyet Topluluğunun konuğu olan Gazeteci-Yazar Turan Kışlakçı “Gazze ve Yeni Dünya Gençlik Devrimi” konulu bir söyleşi gerçekleştirdi. İsrail’in, Filistin halkına yaptığı soykırımı ve soykırıma karşı birleşen dünya genelindeki üniversite gençlerini konu alan söyleşiyi, Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Muhsin Akbaş, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet Dirik, Topluluk Danışmanı İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Dursun, İnsan ve Medeniyet Hareketi Ege Bölgesi Başkanı ve İzmir Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü Gençlik Hizmetleri İl Müdür Yardımcısı Ahmet Gülcan, İnsan ve Medeniyet Hareketi İzmir İl Başkanı Uğur Bayrak, akademisyenler ve çok sayıda öğrenci izledi. Zulüm ile Âbad Olunmaz Söyleşinin başında konuklara selamlama konuşması yapan Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Batının Gazze’de de sergilediği ikiyüzlü tavra dikkat çekerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesinde atıf yapılan insan onuru, insan dayanışması ve insanlığın eşitliği gibi vurguların söz konusu Müslümanlar olduğunda geçersiz sayıldığını dile getirdi. Prof. Dr. Köse, “Cahiliye döneminin, şimdi küresel bir boyuta evrildiğini görüyoruz. Gazze bunun en aleni örneğ. Zulmün bu şekilde devam etmeyeceğini de söylemek isterim. Çünkü ilahi bir yasadır; tefsir kitaplarında da halk arasındaki sözlerde de vardır 'küfür ile âbad olunur ama zulüm ile âbad olunmaz'. Bu zulmün sonu elbette gelecek ama önemli olan bizim nerede durduğumuz. O yüzden bizler, elimizden geldiğince, imkânlar ölçüsünde her zaman Gazze’nin yanındayız. Bugün de bunun için buradayız” ifadelerini kullandı. Çağımızın Kâtip Çelebilere İhtiyacı Var 18 yaşındayken Pakistan’a gittiğinde, orada bir hocanın kendisine Hacı Halife’yi sormasıyla başlayan bir anekdot anlatan Gazeteci-Yazar Turan Kışlakçı, o zamanlar hiç duymadığı bu ismin Kâtip Çelebi’nin diğer adı olduğunu öğrendiğini belirterek, yıllar sonra İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesinin konuğu olmaktan duyduğu memnuniyeti paylaştı. Kâtip Çelebi’nin bütün eserlerini okuduğunu söyleyen Kışlakçı, “Batı, 2. Dünya Savaşından itibaren büyük bir çöküş yaşıyor. Yeni bir düşünce üretemediler. Dünyaya söyleyecek bir sözümüz olması için bizim Kâtip Çelebilere ihtiyacımız var. Kâtip Çelebi Üniversitesi’nden çıkıp dünyaya Keşfü’z-Zunûn, Mîzânü’l-Hakk gibi eserleri yazabilecek gençlere ihtiyacımız var. Sizler bunu yapabilirsiniz” dedi. Çağımızda bilginin değerinin kalmadığını belirten Kışlakçı, “Malumatfuruşluğun zirve yaptığı bir devirdeyiz, hele ki sosyal medyada. Çünkü bilgi yok. Bilginin olmadığı yerde bilgelik olmaz. Bilgeliğin olmadığı yerde de anlamsızlık olur” ifadelerini kullandı. Dünyada Gençlik Uyanışı Söz Konusu ABD’deki, Avrupa’daki ve Latin Amerika’daki bütün üniversitelerde gençlerin Gazze için sokaklara çıktığını belirten Kışlakçı, “ABD’de yapılan anketlerde gençlerin yüzde 90’ı Gazze’den yana fakat yaşlıların yüzde 45’i ya sessiz ya da İsrail’i destekliyor. Dünyada büyük bir gençlik uyanışı söz konusu. Statükoya meydan okuyan, var olanı değiştirmek isteyen gençler zulme, katliamlara sessiz kalmak istemiyor. Gazze’de yaşanan savaş değil, soykırım. Gazze 8 aydır havadan, karadan ve denizden bombalanıyor. 17 yıldır etrafı kuşatılmış durumda, kimsenin dışarı çıkmasına izin verilmiyor. Gazze, 30-40 yıldır katliamlarla boğuşuyor. Tarihte, hiçbir yerde bu kadar uzun bir kuşatma olmamıştır. İşte dünya gençlerinin isyan ettiği nokta bu. Dünya gençleri, ‘Gazze’de 40 bine yakın kadın ve çocuk öldürüldü, bunlara sessiz kalamayız’, diyorlar” ifadelerini kullandı. Konuşmaların ardından Genç Düşünce Sanat ve Medeniyet Topluluğu üyesi Filistinli Rana Süleyman’ın “Kudüs ve Gazze” şiirini okumasıyla duygu dolu anlar yaşandı. -
3 kez okundu
Gençlerin İstihdamına E-DATA Katkısı
Avrupa Birliği ve Mali Yardımlar Dairesi Başkanlığı’nın desteklenmeye değer bulduğu İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi (İKÇÜ) Empowerment of Disadvantaged Young Adults Through Data Analytics/ (E-DATA) projesi düzenlenen açılış programıyla başlatıldı. İKÇÜ Koordinatörlüğünde, İzmir Teknoloji ve Bilişim Derneği, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi, Türkiye İş Kurumu, İzmir Kalkınma Ajansı, Ege Bölgesi Sanayi Odası ile Uluslararası Akademisyenler Birliği ortaklığınca yürütülecek projede verilen eğitimlerle gençler geleceğin mesleği olan ‘Veri Analisti’ unvanına sahip olacak. Projede desteklenecek 80 kursiyerin katıldığı, Prof. Dr. Fuat Sezgin Konferans Salonunda düzenlenen açılış programına, İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı Başsavcı Vekili Mustafa Balık, Karşıyaka Cumhuriyet Başsavcısı Ali Rıza San, İKÇÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Süleyman Akbulut ve Prof. Dr. Yasin Bulduklu, İzmir Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Melih Keleş, İzmir Teknoloji ve Bilişim Derneği Başkanı Şevket Akçay, İŞKUR İl Müdürlüğü Çiğli Hizmet Merkezi Şube Müdürü Funda Özsan merkez uzmanları Cemile Bingöl, Ahmet Özer, Bahrettin Hasret, Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Bilgi İşlem Sorumlusu Fazıl Can Öztaş, Buca Belediyesi Ar-ge Müdürlüğünden Halime Gülcihan, Yaren Yurdakul, Güzelbahçe Belediyesinden Havva Selcan Ekşi, Buca Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğünden Zuhal Akbaba Aydemir, Karşıyaka Belediyesi Sosyal Yardım İşleri Müdürlüğünden Açelya Doğan, Tülay Karaman, Proje Koordinatörü ve İstatistik, Danışmanlık, Ölçme ve Değerlendirme Uygulama ve Araştırma Merkezi (İKÇÜ İSMER) Müdürü Prof.Dr. Ferhan Elmalı, Koordinatör Yardımcısı ve Tıp Fakültesi Dekan Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agah Tekindal, Proje Asistanı Zeynep Özel, çok sayıda eğitmen ile sosyal hizmet uzmanı katıldı. İKÇÜ’nün Topluma Katkı Hassasiyeti Açılışta katılımcılara seslenen Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Süleyman Akbulut, İKÇÜ’nün topluma katkı misyonunun hayat bulduğu bir projeye daha imza atmaktan duydukları memnuniyeti dile getirdi. Üniversitelerin bulundukları coğrafyanın yanı sıra tüm insanlığın sorunlarına eğilen yapısına dikkat çeken Prof. Dr. Akbulut, “İKÇÜ yürütücülüğünde ‘Dezavantajlı Genç Yetişkinlerin Veri Yoluyla Güçlendirilmesi Analitik Eğitimi’ projesi bu düşünceyle hayata geçirilmiştir. Açılışını yaptığımız birçok kurum ve kuruluşumuzun destekleriyle yürüyecek projede hem beraber çalışma kültürünün örneğini sergiliyor hem de sivil hayata dokunmaya çalışıyoruz. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi olarak sanayi ile yakın iş birliği içinde çalışmaya devam ediyoruz ve toplumsal anlamda da önemli projeler üretiyoruz. Gençlerimize sunduğumuz fırsatlar, onların kariyer yolculuklarında önemli birer adım olacak ve istihdam edilebilirliklerini büyük ölçüde artıracaktır. Projemize katılan tüm gençlere başarılar diliyor, emek veren ve projeye paydaş olanlara şükranlarımı sunuyor ve siz değerli katılımcılara teşekkür ediyorum” diye konuştu. Geleceğin Mesleğine Sahip Olun Proje Koordinatörü Prof.Dr. Ferhan Elmalı da yaptığı bilgilendirme konuşmasında İzmir ilinde ikamet eden, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, Mühendislik Fakültesi, Fen Fakültesi, Matematik ve İstatistik bölümü lisans mezunu 23-29 yaş arası tüm gençleri eğitim projelerine davet etti. Eğitimlerin 512 saati teorik ve uzaktan eğitim, 240 saati ise yüz yüze ve iş yeri uygulamalı olduğunu aktaran Prof. Dr. Elmalı, “Toplam bütçesi 7,7 milyon Avro olan hibe programı ile geleceğin insana yakışır işleri yaklaşımı ile istihdam edilebilirlik ve istihdamı artırmak hedeflenmiştir. Hibe programı kapsamında yaklaşık 250 proje teklifi gelmiş ve bu projelerin 33’ü fonlanmaya değer bulunmuştur. Bu 33 projeden biri şu an açılışını yaptığımız E-DATA Projesi’dir. 21. yüzyıl becerilerine dayalı eğitim yoluyla İzmir'de istihdam edilebilirliği ve istihdamı artırmak amaçlanmaktadıır. Gençlerimiz alacakları eğitimlerin sonunda, insan kaynakları, finans, pazarlama, enerji verimliliği ve yenilik gibi konularda veriye dayalı çözümler sunabilecek seviyeye ulaşacaklardır. Almanya teknik gezi ödüllü ve cep harçlığı ödemeli sertifikalı veri analitiği eğitimleri ile gençlerimiz geleceğin mesleğine sahip olacaklar” dedi. Proje tanıtım filmi gösteriminin ardından Proje Koordinatör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Agâh Tekindal’ın moderatörlüğünde ortak kurum temsilcilerinin katıldığı bilgilendirme oturumuna geçildi. Projede Olmanın Gururunu Yaşıyoruz Bilgi ve bilgi teknolojilerinin analiz edilmesi ve kullanılabilir hale getirilmesinin öneminden söz eden İzmir Teknoloji ve Bilim Derneği Başkanı Şevket Akçay, bilginin gelişmiş ülkelerin diğer ülkeleri sömürmeleri için en önemli güç haline geldiğini vurguladı. Türkiye’nin bu alanda yüksek standartlara sahip olmasının; ülkemizde veri işleme ve veriyi bilgi haline getirip sunma yetilerine sahip olan insanların ülke ekonomisini de kalkındıracağını dile getirdi. “Bu noktada, savunma sanayimizdeki gelişmeler gibi bu alanda da aynı gelişmeleri takip etmek zorundayız” diyen Akçay, İKÇÜ koordinatörlüğünde yürütülecek olan projeyi çok kıymetli bulduğunu ifade ederek, böyle bir organizasyonda bulunmanın gururunu yaşadığını belirtti. İŞKUR İl Müdürlüğü Çiğli İşkur Hizmet Merkezi Müdürü Funda Özsan ise teknolojik gelişmeleri yakından takip etmenin öneminden söz ederken, “Birçok meslekte değişiklikler meydana geliyor. Bazı iş arayanlarımızın bu konuda sıkıntılar yaşadıklarını görüyoruz. O yüzden bu projenin teknolojik anlamda yeni bir alan açmasının önemli olduğunu düşünüyorum. Katılımlarınız için teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. İzmir Kemalpaşa Organize Sanayi Bölgesi Bilgi İşlem Sorumlusu Fazıl Can Öztaş, veri analizi devriminin Sanayi Devrimi gibi bir olay olduğunu belirterek, Empowerment of Disadvantaged Young Adults Through Data Analytics/ (E-DATA) tarzı projelerin Türkiye’nin dünyadaki gelişmeleri kolayca yakalamasına katkı sunacağını vurguladı. Projeyle, bir iş gücü yaratılmasının bir parçası olmaktan gurur duyduklarını ifade eden Öztaş, projede emeği geçen herkese teşekkür etti.